HABERLER
Dini Haber

ACIMASIZ HAMZA VE SONU

Yazan: The Guiding


ACIMASIZ HAMZA VE SONU

Hamza, 569 veya 570 yılında Mekke’de doğmuştur. Annesi, Hz. Âmine’nin amcasının kızı olan Hâle bint Vüheyb’dir. Ebû Leheb’in câriyesi Süveybe’den süt emdikleri için Muhammed ile sütkardeştirler. Çocukluk ve gençlik yıllarında ikisinin arkadaşlık yaptığı, Hamza’nın Muhammed’in peygamberliğini ilan edişinin 2. (612) veya 6. yılında (616) Müslüman olduğu nakledilmektedir.

Rivayete göre, Ebû Cehil ve adamlarının Muhammed’e hakaret ettiklerini duyunca Hamza, elindeki yay ile Ebû Cehil’i yaralamış ve, “İşte ben de Muhammed’in dinini benimsiyorum, cesareti olan varsa gelsin dövüşelim” diyerek İslâmiyet’i kabul ettiğini ilân etmiştir. Hamza’nın İslâm dinini benimsemesiyle Müslümanların güçleri artmış, bu da müşriklerin Müslümanlar aleyhine gerçekleştirmek istedikleri davranışlarını bir kere daha gözden geçirmelerine sebep olmuştur. (1)

Hamza, Uhud savaşında Vahşi isimli bir köle tarafından uzaktan atılan bir mızrakla öldürülmüş, ardından ciğerini sökülmüş ve Hind isimli kadına götürülmüştür. Bunun üzerine Hind, bütün takılarını Vahşî’ye vermiş, bunların yerine Hamza’nın ve diğer şehitlerin organlarını gerdanlık ve halhal olarak takmıştır. (2) 

Muhammed, peygamber olduğuna insanları inandırmak için, hep güçlülerin yanında yer almış, nüfuz sahibi insanların desteğini alma gayreti içinde olmuştur. En büyük destekçisinin amcası Ebu Talip olduğunu, hatta Ebu Talip’in vefatından sonra bir süre amcası Ebu Lehep’in yeğenini koruyup kolladığını ancak daha sonra bu desteği çektiğini biliyoruz. (3) Mekke’nin ileri gelenlerinden Ebu Süfyan’ın kızı ile evlenerek, onun Ehli Beyt’ten olmasını sağlamış, (4) Ömer’in Müslüman olması için dua etmiştir. (5) Bilindiği gibi; Muhammed’i öldürmeye gelen Ömer, daha sonra nedenini bilmediğimiz bir şekilde Müslüman olarak, Muhammed’in hayatında çok önemli bir yere sahip olmuştur.

Muhammed’in aldığı kararlarda Ömer’in çok büyük etkisi olmuştur. (6) Muhammed, Ömer’in -kızı Hafsa’dan dolayı- kayınpederi (7) , -Ali ve Fatma’dan olma- torunu Ümmü Gülsüm’den (8) dolayı da büyükbabası olmuştur. (9)

Ömer ile Ali’nin Fatıma’dan olan kızı Ümmü Gülsüm arasında 43 yaş olmasına rağmen, peygambere akraba olmak isteyen Ömer Ümmü Gülsüm’ü almak için Ali’ye çok ısrar etmiş, Ömer’in ısrarlarına dayanamayan Ali, kızını 11 yaşında iken, 54 yaşındaki bir adama vermiştir. Ömer ile Ümmü Gülsüm’ün evliliklerinden Zeyd ve Rukiyye isminde iki çocuk dünyaya gelmiştir. (10)

Muhammed, Hamza’nın cenazesini gördüğü sırada bunu yapan kişiden intikam almak üzere yemin etmiş ancak daha sonra bu intikamdan vazgeçerek , Müslüman olmak isteyen Vahşi ile anlaşmış, onun belasından bir anlamda kendini korumuştur, (11) Aynı şekilde Ali ve Halid Bin Velid gibi iyi savaşçılar sayesinde de düşmanlarının kılıç darbelerinden korunmuştur.

Ali b. Ebi Talip’ten rivayet edilmiştir ki; “Bedir günü ganimetlerden hisseme düşen yaşlı bir devem vardı. Rasulullah o gün ganimetin beşte birinden ,yaşlı bir deve daha vermişti. Ben Resulullahın kızı Fatma ile evlenmek isteyince Beni Kaynuka kabilesinden kuyumcu bir adamdan benimle beraber geleceğine dair söz almıştım. Boya otu getirecektik. Onu kuyumculara satarak düğün davetimde parasından yararlanmak istiyordum. Ben develerim için ip çuval semerlerden oluşan eşyaları toplarken , develerim Ensardan bir adamın evinin yanı başına çökmüştü. Toplayacağımı topladım, bir de baktım develerimin hörgüçleri kesilmiş; böğürleri delinmiş ve ciğerlerinden bir şey alınmıştı. Onların bu manzarasını görünce gözyaşlarımı tutamadım. “Bunu kim yaptı” diye sordum. “Onu Hamza b. Abdülmuttalip yaptı. Hamza şu evde, Ensar'a mensup içkiciler arasında yer almaktadır. Ona ve arkadaşlarına bir cariye bir şarkı okudu ve şarkısı esnasında: “Ya Hamza, semiz ve yaşlı develere dikkat!” dedi. Hamza hemen kalkarak kılıçla onların hörgüçlerini kesti ve böğürlerini delerek ,ciğerlerinden (birer parça) aldı.” dediler.
Bunun üzerine Ali, oradan ayrılarak durumu resulullaha anlattığını ifade ediyor. Hikaye bu şekilde devam ediyor. Hikaye, içkinin zararları konusu işlenirken anlatılan bir hikayedir. Biz konuyu daha fazla uzatmamak için burada kesiyoruz. (12)

Görüldüğü gibi masum hayvanların hörgüçlerini keserek ciğerlerini çıkaran Hamza’nın ölümü de tıpkı zulmettiği o develer gibi olmuştur. Diğer taraftan; develerine acıyarak ağlayan Ali ki; bu çok doğal bir şey olup, vicdan sahibi her insanın ağlayabileceği bir konudur bu, ancak; aynı Ali, Muhammed’in peygamberliğine inanmayanların kafalarını kolaylıkla koparabilen biridir. Savaş sonunda esir alınan bu insanlar, eşlerinin ve çocuklarının feryatları arasında öldürülmüşlerdir. Bu konuda Ali’ye cennetle müjdelenen Zübeyr b. Avvam da yardım etmiştir. Elleri ve kolları bağlı olarak kafileler halinde, açılan çukurların başına getirilen esirler, kafaları kesilerek çukurlara atılmışlardır. Bu kesim işi sabahtan akşama kadar sürmüştür. Muhammed de bütün bu olanları bir yerde oturup seyretmiştir. (13)

Sonu, kafasını kestiği kişiler gibi olmamış ama Ali halife iken, sabah namazı sırasında Abdurrahman b. Mülcem isimli (harici mezhebinden) biri tarafından zehirli bir hançerle yaralanmış ve o zehrin etkisiyle de bir kaç gün sonra vefat etmiştir. (14)
« ÖNCEKİ YAYIN
SONRAKİ YAYIN »