HABERLER
Dini Haber

KARİKATÜR YÜZÜNDEN ÖLDÜRÜLEN FRANSIZ ÖĞRETMEN

Hazırlayan: A.Kara


MUHAMMED KARİKATÜRÜ GÖSTERDİĞİ İÇİN BAŞI KESİLEREK ÖLDÜRÜLEN FRANSIZ ÖĞRETMEN SAMUEL


Fransa’da birkaç gün önce Paris yakınlarında yaşanan terör olayını çoğunuz duymuşsunuzdur. Durum tamamen, sık sık gördüğümüz: “Bak, inandığım Allah gönderdiği dinini savunmaktan aciz, ben onun yerine, onun adına savunuyorum ” kafası.

Tarih öğretmeni sınıfında bizim derslerimizde asla anlatılmayan ve bu gidişle anlatılamayacak konulardan birini “ifade özgürlüğü” kavramını anlatıyor. Bunu yaparken de Hz. Muhammed karikatürü göstereceğini söyleyerek rencide olmasınlar yada görüp şok olurlar diye Müslüman öğrencilerin parmak kaldırmasını, dışarı çıkmalarını istiyor. Yani aslında ifade özgürlüğünü anlatırken bile bir ifadeyi özgürce sunmuş olan karikatürü göstermekten, korkuyor yada çekiniyor çünkü muhtemelen Fransa’da ne kadar yobaz yaşadığını biliyor ve hatta Charlie Hebdo dergisinde olanları aklının bir kenarında tutuyor. Tabi öğretmenin aklından geçeni bilemeyiz.

Öğrenci velilerinden biri "Öğretmen, sınıfta, Müslüman öğrenciler el kaldırsın diyor. Benim kızım da el kaldırıyor. Öğretmen onların sınıftan çıkmasını istiyor. Diğerleri çıkıyor. Ama benim kızım çıkmayacağını söylüyor ve kalıyor. Öğretmen Hz. Muhammed karikatürünü gösteriyor. Anlamıyorum, neden 13 yaşındaki çocuklara bunları gösteriyor?" diyor.

Bir başka veli ise France Inter Radyosu'na, "Öğretmen Müslüman öğrencilerden rahatsız olmaması için dışarı çıkmasını istemiş. Görünüşe göre bunu kötü niyetle yapmamış. Oğlum bana bunu çocukları korumak için yaptığını söyledi. Onlara: 'Bir resim göstereceğim. Size, üzülmemeniz, şok olmamanız için dışarı çıkmanızı tavsiye ederim' demiş. Bunu küçümsemek veya saygısız olmak için yapmamış" diyor.

Yani öğretmenin gösterdiği karikatürü gidip ailesine anlatan Müslüman öğrenciler var; başka öğrenciler de Müslüman olmasına rağmen parmak kaldırmayıp sınıfta kalmış, karikatürü görmüş ve gidip ailesine anlatmış. Bu ailelerden bazıları da yobazlık seviyeleri ve terör eylemleri, şiddete olan kara sevdaları ile yakından tanıdığımız Çeçenler.

Veliler okula gidip öğretmenden şikayetçi oluyor, karakola suç duyurusunda bulunuyor fakat okul yönetimi olayları biraz yatıştırıyor. Tabi olay yatışmış gibi görünse de öğretmeni öldürme planı kuran birinin olduğunu kimse bilemiyor.

Bir gün okul civarında elinde bıçak bulunan şüpheli bir şahısın dolaştığına dair ihbar gelince polis olay yerine gidiyor. Elindeki bıçağı bırakmasını söylüyor fakat tehditler savuran genç elindeki bıçakla Allahüekber diye bağırarak polisin üzerine yürüyünce vurulup öldürülüyor.

Üzerinden patlayıcı madde de çıkınca bir de bomba imha çağrılıyor falan. Sonra bir bakıyorlar saldırganın yanında başı kesilmiş bir ceset var, karikatür gösteren, ifade özgürlüğünü anlatmaya çalışırken hoşgörü ve barış dini olan, Allah’ın verdiği canı başka kimsenin alamayacağı masallarının anlatıldığı İslam dininin insanlara aşıladığı hisler yüzünden canından olan tarih öğretmeninin cesedi.

Düşünün, 18 yaşında, Moskova doğumlu Çeçen kökenli bir genç, inandığı peygamberinin karikatürü gösterildi diye hiç çekinmeden kafa kesebiliyor.

Ne yalan söyleyeyim ben şaşırmadım. Çünkü birçoğumuz anne-babasına yada yakınlarına bırak Muhammed karikatürü göstermeyi, artık İslam’a inanmadığını söylediğimizde bile dayak yiyor, tehdit ediliyoruz. Abi dediği 10 yıllık arkadaşına dine inanmadığını söylediği için otobüs durağında öldüresiye dayak yiyen, ağzı burnu kan içinde kalan kadın bile var.

Yani ifade özgürlüğü Müslüman alemi için yok hükmündedir. Sabah akşam hoşgörüden bahseden Müslümanlar sizin İslam’a inanmamanıza bile sinir yapar, kafaya takarlar. Sanırım itiraf edemedikleri bazı şeyler var.

İçten içe “ulan ben namaz kılıyorsam, oruç tutuyorsam, içki içmiyorsam sizde yapmayacaksınız, kızlı erkekli bir araya gelip sohbet edip eğlenmeyeceksiniz. Enayi miyim lan ben, ha enayi mi? Yok öyle yağma, ben inanıp bunlardan uzak duruyorsam sizde duracaksınız arkadaş, ben yaşayamıyorum diye zoruma gidiyor.” diye düşünüyor ve aslında sizi kıskanıp içinde bulundukları durumu üstü kapalı yeriyorlar.

Şimdi gel de bu kafalara ifade özgürlüğünü anlat. Çünkü onlara göre inandıkları şeye asla laf edilemez. Kutsal denen şeyin kişinin kendi kutsalı olduğunu, kendi kutsalının başkası için kutsal sayılmadığını, dolayısı ile şakasının yapılabileceğini, eleştirilebileceğini kavrayamıyorlar ama bunu kavrayamayan bu sakalı kibirliler Hindulardan bahsederken “hahahahahah geri zekalılar ya, ineğe tapıyorlar ----na koyayım” demekten, bunu derken çoğu dökülmüş, sararmış dişlerini sergilemekten de geri kalmıyorlar.

Muhammed’in resmedilmesinin yasak olduğu Suudi Arabistan’daki vahabilerin ürettiği bir propaganda. Çünkü modern öncesi dönemde bırakın hadisi, Muhammed’in resminin çizilmesinin yasak olduğunu anlatan bir fetva bile yok. Enteresan olan şeylerden biri de şu ki Muhammed’in günümüze kadar ulaşmış, bir resmi yok. Yani çizilmiş bazı minyatürler var ama doğrudan onun döneminde onu gören biri tarafından çizilmiş bir resmi yok. Dolayısı ile biri “bak Muhammed çizdim” dediğinde kızmanız bile anlamsız çünkü kimse tam olarak nasıl göründüğünü bilmiyor dolayısı ile günümüzde çizilen karikatür yada resimlerin birebir onu yansıtması, birebir benzemesi imkansız.

Tam olarak nasıl göründüğünün bile bilinmediği Muhammed’i çizdiği veya çizilmiş resmini gösterdiği için birini öldürmek saçmalığın daniskası değilse nedir? Kaldı ki Muhammed’in nasıl göründüğünü bilip çiziyor olsa bile bu size kişiyi öldürme, cezalandırma hakkı vermez. Kutsal olanın sizin kutsalınız olduğunu anlamıyor yada anlamak istemiyorsunuz. Üstelik kutsalım dediğiniz şeyleri savunmak için kan dökerken “her şeye kadirdir” dediğiniz ilahınızın da gönderdiği dini korumaktan aciz olduğunu, onu yalnız sizin koruyabileceğinizi göstermiş, dolaylı yoldan kendi ilahınızı kendi eylemlerinizle çürütmüş oluyorsunuz.

Sabah akşam dua ettiğiniz Allah’ın dinine inanmayanlara bir şey yapamıyor olması öyle zorunuza gitti ki kendizini onun can alma elçisi bilerek aciz duruma düştünüz, kan dökmekten korkmadınız. Turan Dursun, Bahriye Üçok, Ali Günday, Muammer Aksoy, İhsan Güven, Andrea Santoro gibi nice insanın akıttığınız kanı kurumuş olsa da zihinlerdeki lekesi üzerinizden asla silinmeyecek.
« ÖNCEKİ YAYIN
SONRAKİ YAYIN »