HABERLER
Dini Haber
Şamanizm tarihi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Şamanizm tarihi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

ŞAMANİZM'İN KÖKENİ

A, din, Dinlerin atası, Dinlerin temelleri, şamanizm, Şamanizm kalıntıları, Şamanizm tarihi, Şamanizmin kökeni, Amerikan Şamanizmi,Sibirya Şamanizmi,Şamanlar,Tengrizm

ŞAMANİZM'İN KÖKENİ

Şamanlar gerçekliğin enerjik doğasını doğrudan deneyimlediklerine inanıyorlardı ve maddi dünyanın, her zaman etkileşime girdiğimiz daha hoş bir enerji aleminin bir ifadesi olduğunu düşünüyorlardı. Dünyalarını bu alemde nasıl var olduğunu hayal edebilmeyi öğrendiler, böylece birçok insanın gerçeklik dediği şeye, yani dünyanın yaratılışı ve yönetimine ortak oldular. Doğanın tüm tezahürlerine saygı duyuyorlardı.

ŞAMANİZMİN TARİHİ
Şamanizm, yerli kabile üyelerinin bazen zehirli olabilen ve yüksek derecede uyuşturucu etkisi gösteren bir mantar olan Amanita Muscaria'yı topladığı Sibirya'da doğmuştur. Şamanizm olarak kabul edildikten ve sınıflandırıldıktan sonra, dünyanın her yerinde benzer uygulamalar yapan birçok kültür ortaya çıktı.

Şamanizmin avcı / toplayıcı (Paleolitik) kültürlere dayanan tarih öncesi bir gelenek olduğunu bilinmektedir. 30.000 yıllık mağara sanatları şamanik uygulamaların kanıtlarını gösterirken, şaman ayinlerinde kullanılan çıngıraklar ve diğer nesneler Demir Çağı'ndan geriye kalan malzeme kalıntıları arasında bulunmuştur.

Şamanizm “insanlığın en eski ve evrensel dindarlık ifadesi” olarak adlandırılmıştır ve avcı / toplayıcı toplumlar arasındaki kültürler arası varlığı beynin evrimi konusunda bağlantıya işaret etmektedir. Aslında, tüm modern dünya dinlerinin Şamanizm kökenli uygulamaları olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Araştırmacılar, Asya, Tibet, Okyanusya, Macaristan, İsveç, Kuzey ve Güney Amerika, Orta Avrupa ve Afrika'da Şamanizm'i belgelemişlerdir. Şamanizm uygulamaları dünyanın dört bir yanına yayılmıştır ama şamanın bir şifacı ve ruhani rehber olarak oynadığı rol tüm dünya üzerinde yaygın olarak paylaşılmıştır.

Peru'nun Andean şamanlarının manevi kökenleri yaklaşık 50.000 yıl önce Himalayaların eteklerine yerleşmiş olan ilk halklara dayanmaktadır. Güney Asya'nın kuzeybatı bölgelerindeki İndus Vadisi'ndeki göçmenler (günümüz Pakistan'ı), son buzul döneminden sonra Sibirya'dan Bering Boğazı'nı geçmeye başlayan ilk insanlardı ve Laika (Dünyanın eski koruyucuları) olarak biliniyordu.

ŞAMAN MİSTİSİZMİ
Dünyadaki en eski ruhsal uygulama olabilir - bu, zorunlu olarak belirli bir tanrıya inanmaya dayanmayan, ama daha çok animizm'e yani her şeyin yaşadığı ve bir ruha sahip olduğu inancına dayanır. Şamanizm, Sibirya, Hint, Kızılderili ve Güney Amerika Şamanları gibi eski yerli kültürlerdeki başlangıcından bu yana dünyanın her yerinde varlığını sürdürmüştür. Şamanizm, onun dünya çapında manyak ve ilkel bir uygulama olduğunu söyleyen hükümet ve dinlerden gelen baskılarla savaşmak zorunda kalmıştır. Ancak benzer gelenekleri, inançları ve ayinleri korurken, pek çoğu yüzyıllarca birbiri ile hiçbir ilgisi bulunmayan çok sayıda kabilenin bu kültüre sahip olmasıyla mistisizm ve sürdürülen uygulamaları, gelenekleri güçlü kalmıştır.

Peki Şamanizm nedir? İnanışa göre Şamanizmin var olmanın anahtarı olduğu düşünülmektedir. Şamanlar daha yüksek varoluş düzlemleri arasında bir bağlantı olarak görülürler. İyileştirmek, ölen atalara başvurmak, hava durumunu düzenlemek ve bilincini beslemek için ruh dünyası ile bağlantı kurarlar.

Bugün, sadece birkaç geleneksel şaman kalmıştır. Medeniyetlerine zarar verilmesiyle genç kuşak, artık kendilerine sunulan heyecan verici yeni seçenekleri keşfetmeye daha çok ilgi gösteriyor. Bu gelenek ve inanışlarını koruyan şamanlar ise gerçeğin aydınlık doğasıyla ilgilendiklerini, hastaları iyileştirmeye yardımcı olduklarını, hastalığın nasıl önlenebileceğini öğrendiklerini ve ölenlerin ruhlarının ruhlar dünyasına gitmesi için yolculuklarında yardım ettiklerine inanıyorlar.

ŞAMANLARIN GÖREVİ
Bir şaman, yalnızca bir kişinin değil, tüm topluluğun sağlığı ve iyiliği ile ilgilidir. Tüm bitkilere, hayvanlara ve tüm çevreye uzanır. Şamanlar ruhlar dünyası ile iletişim kurarlar bu da daha sonra, hipnoz hali ve manevi veya bazen de fiziksel dönüşümlere yol açar. Bu hal, bir şamanın geleneklerine bağlı olarak, çoğunlukla bulundukları yere göre farklı yöntemlerle gerçekleşir. Kuzey Amerika şamanlarının, Amerikan Kızılderili kabilelerinde olduğu gibi, oruç tutma ve soyutlanma gibi mahrumiyet teknikleriyle kendinden geçmiş bir hal yarattığı bilinmektedir. Güney Amerika ve Sibirya şamanlarının mantarlar, peyote, Ayahuasca ve alkol gibi mest olma hallerini uyarmak için halisünasyon etkisi olan ve sarhoş edici maddeleri kullandıkları bilinmektedir.

A, din, Dinlerin atası, Dinlerin temelleri, şamanizm, Şamanizm kalıntıları, Şamanizm tarihi, Şamanizmin kökeni, Amerikan Şamanizmi,Sibirya Şamanizmi,Şamanlar,Tengrizm
KUZEY AMERİKA ŞAMANLARI
Kuzey Amerika'nın şamanları genellikle güçlerini miras (veraset), içsel arayış, seçim ya da manevi güç yoluyla kazanırlar. Çoğunlukla davetsiz şeylerin ortadan kaldırılmasında uzmanlaşırlar - bu genellikle fiziksel bir şeyi ya da bir illeti çıkarmak için, kelimenin tam anlamıyla ya da mecazi olarak nesneyi emerek yapılır. Diğer şaman uygulamaları, hava durumunu etkilemeyi, bir avda yardım etmeyi ya da şans sağlamayı amaçlar.

Ancak, Kuzey Amerika Şamanizminin temel odağı şifadır. Yerli Amerikan şamanlarının çoğunluğu erkeklerden oluşuyordu ancak kadın şamanlar kuzey Kaliforniya'da bulunan kabilelerde yaygındı. Kuzey Kutbundaki Amerikan Şamanizmi, kıtanın daha güney kesimlerindeki Sibirya Şamanizmi ile daha yakından ilişkilidir.

A, din, Dinlerin atası, Dinlerin temelleri, şamanizm, Şamanizm kalıntıları, Şamanizm tarihi, Şamanizmin kökeni, Amerikan Şamanizmi,Sibirya Şamanizmi,Şamanlar,Tengrizm
GÜNEY AMERİKA ŞAMANLARI
Öncelikle Amazon'da bulunan Güney Amerika şamanları, kabilelerindeki baş karakterlerdir. Güney Amerika şamanı, jaguarlar ile yakından ilişkilidir ve çoğu kez bir şaman için kullanılan sözcük, jaguar kelimesine benzerdir. Şamanların, istedikleri zaman jaguarlara dönüşebileceği ve jaguarların aslında hayvan değil, dönüştürülmüş bir şaman ya da bedensel alanda ilerleyen ölen bir şamanın ruhu olduğu düşünülüyordu (Buradan bakıldığında bazı Hint efsanelerinin Şamanizm'den etkilendiği güçlü bir ihtimal gibi duruyor, çünkü efsanelerinde hayvan şekillerine girerek meditasyon yapan tanrıları yer alır. Maymun gibi görünür ama aslında bir tanrıdır vb.). Amazonda hiç farklı kabilelerle etkileşimde bulunmayanlar, tüm şamanların jaguarlara dönüşme yeteneklerine inanırlardı.

Bir şaman, bir tören gerçekleştirdiğinde, kendinden geçmiş bir hale ulaşmak için, çoğunlukla, ya yagé ya da Ayahuasca adı verilen Banisteriopsis caapi bitkisinden bir çay yaparlardı. Halisünojen içeren bir bitki ile birleştirilen bu çay bir insan için en yoğun sanrı yolculuklarından birini meydana getirirdi. Şamanlar arayışta olanları bu bitkileri bulabilmeleri için yönlendirir, bazen isteyenlere bu bitkileri öğretip verirdi fakat çoğu zaman ruh dünyasına bağlanıp yardımcı olabilmek için bunları kendileri alırlardı. Güney Amerika'daki diğer şamanlar, ruhlarla iletişime geçmek için Peyote, San Pedro ya da diğer kaktüslerde bulunan meskalini kullanırlardı.

Şamanlar tarafından kullanılan ve anahtar görevi gören şey ise mest olunmuş ruh durumuna geçmede  kullanılan enstrümanlardır. Tipik olarak bir davul kullanılır, ancak Güney Amerika'da bazen davulun yerine bazense davulun yanında çıngıraklar kullanılırdı. Güney Amerika şamanları için çıngırak, dünyamız ile bağladıkları ruh dünyası arasındaki uyandırılmış durum için çok semboliktir. Çıngırağın kabağı evreni simgelerken, içerisindeki tohumlar veya taşlar geçmiş olan ataların ruhlarını temsil eder. Şaman ve atalar arasındaki bağlantı, çıngırak kulpundan geçerek, dünya ağacındaki yoldan geçerek evrenle iletişime geçme yolunu simgelerdi.

A, din, Dinlerin atası, Dinlerin temelleri, şamanizm, Şamanizm kalıntıları, Şamanizm tarihi, Şamanizmin kökeni, Amerikan Şamanizmi,Sibirya Şamanizmi,Şamanlar,Tengrizm
SİBİRYA ŞAMANLARI
Sibirya'daki Şamanizm, bu uygulamanın kaynağı olarak kabul edilir. Kültür, Kuzey Asya'daki sürü nüfuslarında, özellikle Tungus olarak adlandırılan bir dili konuşan grupta bulunuyordu. Sibirya ve Moğolistan boyunca Şamanizm yayıldı ve şaman bir kabilenin en saygın üyelerinden biri oldu. Yeni şamanlar ya diğer şamanlar tarafından şamanlığa kabul edilir ya da Şamanizm yollarını öğrenmeleri ve ruhlarla temasa geçmeleri için kabileden ayrılarak yalnız, ruhsal bir yolculuğa çıkarlardı. Şamanlar, uzmanlaştıkları alanlara göre farklı sınıflara ayrılırlardı. Bazıları kötü ruhlardan koruyacak, diğerleri şifacılar olarak görev alacak, bazıları sihir ya da kara büyü yapacaklardı.

Sibirya ve Moğolistan'ın göçebe bölgelerinde yaygın olan yurtlar, Şamanizmde çok semboliktir. Yurt, yeraltı dünyası, fiziksel düzlem ve cennet arasındaki bağlantıdır. Yurdun ortasından çıkan duman, şamanın ölümle temas kurması için kozmik dünyaya götürüldüğü düşünülen yoldur (Muhtemelen dilimizdeki Yurt kelimesi Şamanizm dönemlerimizden gelmektedir).

Sibirya'daki şamanlar için tercih edilen botanik halüsinojen, Amanita muscaria ya da çayır mantarıdır. Mantar çok zehirlidir ve aşırı dozda alındığında ölümcül olabilir, bu nedenle şaman düzgün bir şekilde tanımlayıp uygun miktarda alabilmelidir. Sibirya şamanları, mantarı ren geyiğine yedirir ve arından zehri etkisiz hale getirmek, onun sanrı yaratan etkilerini elde etmek için mantarı yedirdikleri ren geyiğinin idrarını içecektir.

Şamanizm Sovyetler Birliği altında yasa dışı ilan edilirken, SSCB'nin çöküşünden bu yana yeniden dirilişe geçmiştir. Modern Sibirya şamanları, Sibirya nüfusunun dörtte birinin Şamanizmi uyguladığına inanıyorlar. Bu modern Şamanizm cemaatinin inancı Tengrizm (Türk Şamanların da sahip olduğu inanç) olarak adlandırılır ve ulusal bir din olarak kabul edilmiştir. Bu modern Şamanizm, çevreciliğe ve diğer dinlerle birlikte uyum içinde yaşamaya odaklanır. Bazıları bunu Şamanizmin modern çağa göre bir tekerrürü olarak görürken, bazıları Şamanizmin kökeninin temel unsurlarını kaybettiğini ve günümüzde trend olduğu için uygulandığını düşünüyorlar.

Fakat bir gerçek varsa o da Tengrizm'in çok eski bir inanç olduğu ve İslamiyet öncesi Türk toplumlarının arasında çok uzun zaman önce bu Şamanizm türünün hayat bulduğudur. SSCB'nin çöküşü sonrası yaygınlaşması bunu daha yeni bir inanış yapmaz, kökleri çok daha eskiye dayanır.

Yazan & Çeviren & Derleyen: Anu

ŞAMANİZM: ESKİ BİR TÜRK İNANIŞI

şamanizm, Eski Türk inancı,Eski Türkler ve Şamanizm, Şamanizm inancı, şamanizm nedir, Şamanizm'de gökyüzü,Şamanlar,Türkler'in eski inancı,Şamanizm tarihi,Şaman etimolojisi
Şamanlar uzun zamandan beri Sibirya'dan Hindistan'a, Afrika'ya ve Amerika'ya kadar geniş bir bölgede görülüyordu. Türk halklarının çoğu, Şamanistik geleneklere sahipti ve adı Gök Tanrı anlamına gelen üstün bir yaratıcıya inanıyorlardı.

Tarih kitapları, Türk halkının şamanizmi uygulamaya alışkın olduklarını belirtmektedir. Şaman, doğaüstü güçlerle temas etme yeteneğine sahip bir kişidir. Günümüz medyumlarını anımsatan Şamanlar, trance gibi davrandıkları gibi namaz kılmaları gibi kendi yöntemleriyle kendilerini trans hallerinde kaybederlerdi. Özel kıyafetleri, davulları ya da diğer belirli araçları kullanmışlar, dans etmişler ve sıradan insanların göremediği ya da duymadığı ruhlar ya da cinler gibi şeyler hakkında bilgi sahibi olmuşlardı. Şamanlar şair değildir, ancak duaları genellikle anlamsız ama büyülü kelimeler içeren bir şiir biçimindedir.

Şamanlar batı dinlerinde gördüğümüz din adamlarından ziyade “tıp adamları” idi. Geleceği de önceden bildirdikleri söyleniyor. Şamanlar, insanları kötülük ruhunu öldürüp yedikten ve ruhsal dünyada meydana gelen şeylerden bahsederek iyileştirirdi. Şamanların yetenekleri çoğunlukla kalıtsal olarak görülüyordu ve hem erkekler hem de kadınlar şaman olabiliyordu.

Şamanlar, Sibirya'dan Hindistan'a, Afrika'ya ve Amerika'ya kadar geniş bir bölgede yaygın olarak görülüyordu. Onlar dini uygulayıcılar olarak adlandırıldığından, bu bölgelerde karşılaştığımız dinlere şamanizm denir. Gerçekten de Şamanizm bağımsız bir din değildir, dinlerin bir parçası olan doğaüstü güçlerin bir sistemidir. Şamanizmin her dinde gözlemlenebileceğini söylemek yanlış olmayacaktır.

Antik Roma'da insanlar, bir sonraki yaşamlara ve ruhlara inanan insanlar için çok önemliydi. Birbirinin ellerinde çarpıcı silahlarla dans eden, şarkı söyleyen ve müzik yapan Salius rahipleri şamanlara benziyordu. Şamanlar ve Druidler arasındaki benzerlik, beyaz giysilerinde ortaya çıkan Kelt rahipleri, kırmızı meşeden toplayarak mistelerden ilaç üretiyorlardı.

Şamanizm, bitkilerin, hayvanların, kayaların ve diğer canlıların ve nesnelerin spiritüel bir öze sahip olduğu inancı olan, genellikle animizmde bulunan bir teknik ve uygulamadır. Spesifik güçlere sahip olan insanların doğayı kelimeler ve jestlerle etkilediğine inanılır ve bu kelimeler ve jestler arzulanan şeyle ilgilidir. Örneğin, bir hastalığın iyileştirilmesi için bir şaman hastalıktan vazgeçmek ve şöyle bir şey söylemek için sembolik jestler yapardı: "Papağan uçtu gitti / Hastalık uçtu." Eğer yağmur istenirse, bir şaman savaştan vazgeçmeden önce su dökmek ya da savaş dansı yapmak gibi bir jest yapardı. Bunların dışında ritüellerde sembolik nesneler de kullanılmıştır.

"Şaman" kelimesinin etimolojisine dair bir teori, "kendi kendini kontrolünü yitiren bir adam" köküyle ilgili olan Tungus dillerinden gelir, ama aynı zamanda bir Budist asiktik için sözde Hint-Avrupa kökenlidir. Şaman kelimesi doğrudan Rusça'dan Fransızca'ya aktarıldı. Eski Türk halkı dünyayı "şaman" yerine "kam" kullanmıştı. Ancak, eski Türk halkının yaşam tarzı ve tarihi hakkında değerli bilgiler sunan sekizinci yüzyıla ait Orhun yazıtları dünyadan yani "kam" dan bahsetmez.

MAVİ GÖKYÜZÜ
Şaman Türkler tek bir yaratıcıya inanıyordu. Yaratanlarına "Chalap", "Ogan", "Bayat" ve "Ülgan" gibi çeşitli isimler verdiler ve bunları, vurgulamak istedikleri yaratıcı özelliklerine göre kullandılar.

Bu isimler, Yusuf Has Hajib'in 10. yüzyıl siyaset ve etik kitaplarında “Qutadghu Bilig” ve Anadolu edebiyatı üzerine birçok eserde kullanılmıştır. Osmanlı döneminde çok kullanılan "Chalabi" dünyası da dünya "chalap" dan türemiştir. Aynı şekilde, Tanrı yeryüzündeki tüm insanlara merhamet gösterir ve onlara "al-Rahman" (hepsine merhametli) niteliği ile eşit davranır ve "Çelebi" niteliği olan bir kişi, hem dost hem de düşmana iyi davranır.

Eski Türk halkı, yaratıcının iradesinin üstünlüğüne inanıyordu. Onlar da kadere inandılar ve yaratıcının iradesi olduğu için olan her şeyi kabul ettiler. Bu yaratıcıyı Kök Tangri (Gök Tanrı) olarak adlandırdılar. Eski Türk dilinde, "kök" (gök) de zafere işaret etmiştir.

Yazan: Ekrem Buğra(Daily Sabah) | Çeviren: A.Kara