HABERLER
Dini Haber
1.Günler 21:1 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
1.Günler 21:1 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

İNCİL'İN TANRISININ ŞEYTANDAN FARKI YOK

Hazırlayan: A.Kara


İNCİL'İN TANRISININ ŞEYTANDAN FARKI YOK


Tek tanrıcılığın gelişinden önce tanrıların karakterlerinin iyi ve kötü yönleri olduğuna inanılıyordu. Aynı standartları Hristiyanların İncil'deki tanrısına uygulayacak olursak, İncil'in varsaydığı çelişkilerin çoğunun kolayca anlaşılabilir olduğunu görürüz. Aşağıda, Şeytan'ı RAB yada İsa'nın egosu olarak gören kitaptan bazı metinler bulunmaktadır.

1) İncil'in Tanrısı Hiçbir Zaman Köleliği Yasaklamaz-Ancak, Var Olduğu İçin Yasalar Koymuştur.
Koloseliler 3: 22-24: "Siz köleler, yerdeki efendilerinize her konuda itaat edin, bunu insanlara yaranmak isteyenler gibi göz boyayan bir hizmetle değil, tüm içtenliğinizle, Yehova korkusuyla yapın. Yaptığınız iş ne olursa olsun, insanlara değil Yehova’ya yapar gibi candan çalışın. Çünkü karşılığınız olan mirası Yehova’dan alacağınızı biliyorsunuz. Efendimiz Mesih’e kulluk edin"

Kutsal Kitap ve onun tanrısı, insan köleliğini tam olarak desteklemektedir ve sıradan bir insani statüymüş gibi daima destek olmuştur (Aynı şekilde Kur'an'da köleliği desteklemektedir, Nahl 75'de birinin malı olan köle ile Allah yolunda harcama yapan birinin eşit olmadığı yazar). Günümüz dünyasında farklı şekillerde devam etmekte olan kölelik aslında İncil tarafından da desteklenmektedir. Medeni ya da başka türlü herhangi bir insan hakları hareketi için İncil'den kullarına destek yoktur. O yüzden "Bize neden bu kadar kötü davranıyorlar?" diye söylenmeyin çünkü İncil size "efendilerinize itaat edin" diyor! Ve kitabı dikkatle okursanız Tanrının daima insanlığın siyasi konularına karıştığını, neredeyse tümünde eli olduğunu görürsünüz.

2) Yerli Amerikan Soykırımı
"İnsanlar sıklıkla bu insanlar nasıl gelip arazimizi alır?, Nasıl olur da atalarımızı sürgün edebilir ve buna rağmen İncil'e inandıklarını söylerler?" diye düşünürler. Bazıları ise "Ohooo, bunlar çok uzun zaman önceydi" derler. Halbuki İncil'i okuduğunuzda sadece yerli halka karşı işlenen suçların tam olarak desteklendiğini değil aynı zamanda yüzyıllardır sömürgecilerin kullandığı planı da onlara sağladığını görebilirsiniz.

Yasanın Tekrarı 20: 10-14: "Bir köye saldırırken, öncelikle halkına barış şartlarını sunun. Şartlarınızı kabul ettikleri ve kapılarını size açarlarsa içerideki tüm insanlar size zorla çalıştırılacaktır. Fakat eğer barış yapmayı kabul etmez ve savaşmaya hazırlanırlarsa, kasabaya saldırmalısınız. Tanrın RAB'bin elini sana verdiği zaman, kasabadaki her insanı öldür. Fakat kendiniz için tüm kadınları, çocukları, hayvanları ve diğer yaşam kaynaklarını yağmalamayı bırakamazsınız. RABbin, sana verdiği düşmanlarınızın tadını çıkarıp şımarabilirsiniz."

3) İncil, Malezya Parlamentosundaki Datuk'un Tecavüz Hakkındaki Yorumlarını Onaylıyor
Tecavüz, başlı başına korkunç bir suçtur. Daha da kötüsü, siyasetçiler, hukuk sistemi ve diğer savunucuları tarafından konuyla ilgili olarak ifade edilen bazı tutumlardır. Malezya Parlamentosu üyelerinden olan Datuk Shabudin Yahaya tecavüze uğrayanların tecavüzcüleriyle evlenmeleri durumunda "kederli bir gelecek" yaşamak zorunda kalmayacaklarını söyledi. Zaten bildiğiniz Diyanet'de aynı açıklamayı yaparak kadına tecavüzcüsü ile evlenmeyi mantıklı bir yol gibi sunmuştu.
Konumuza dönersek Datuk'un tecavüzle ilgili bu tutuma sinirlenen birçok Hristiyan aynı tutumun aslında İncil tarafından da desteklendiğinin farkında değil ve boşuna öfkeleniyor.

Yasanın Tekrarı: 22: 28-29. ayetler:
"Bir erkek, nişanlı olmayan genç bir kadına tecavüz ettiği sırada yakalanırsa, kızın babasına elli adet gümüş ödemelidir. Sonra genç kadınla evlenmelidir çünkü onun kızlığını bozmuştur ve asla boşanmasına izin verilmeyecektir."

Yasanın Tekrarı 21: 10-14. ayetler:
"Düşmanlarınızla savaşmaya çıktığınızda ve Tanrınız RAB onları elinize teslim ettiğinde, tutsaklar alır ve aralarında sevdiğiniz güzel bir kadın görürseniz, onu kendinize eş olarak alabilirsiniz. Onu evinize götürün. Başını tıraş etsin, tırnaklarını kessin. Üzerinden tutsaklık giysilerini çıkarsın. Evinizde otursun. Anne babası için bir ay yas tutsun. Sonra kadını alan kişi onunla yatabilir. Erkek ona koca, kadın da ona karı olacak. Kadından hoşnut kalmazsa, onu özgür bıraksın. Kadınla yattığı için onu parayla satmasın, ona köle gibi davranmasın.»"

Benzer ayetleri konu aldığımda Müslümanlara sorduğum sorunun aynısını Hristiyanlara'da sormam gerekir: "Sizin vicdanınız bu ayetleri onaylıyor mu? Hayvanın biri kızına tecavüz etse, biricik kızının tecavüzcüsü ile evlenmesine onay verir misin? Ya da bu durumun kadın üzerinde yaratacağı travmayı bilmeyecek kadar cahil ve akılsız mısın? Bir savaş çıksa ve kaybetsen, kazanan taraftan bir adamın gelip karını elinden alıp onu adeta evcil hayvanı yapmasını, temizleyip, süsleyip püsledikten sonra onunla yatmasını vicdanın ve aklın onaylar mı? Eğer onaylamıyor ise inandığın dini ve kitabı sorgulamalısın...

4) İncil'in Tanrısı Mısır'ın Düşüşünü ve İnsanların Katliamını Yazdığını İtiraf Ediyor.
Mısır halkının ölümünün nedeni olmaktan övünen bir "Tanrı" ya ibadet etmeye adanmışken aynı zamanda bu insanların bugün soykırım kurbanları olmasının nedeni önem taşıyor mu? İncil'in Tanrısı Mısırlıların çocuklarını, kimsenin Mısırlıların çocukları olduklarına inanamayacağı kadar kötü bir yere koyacağıyla övünmüştür. Ayrıca semavi dinlerin tanrılarında sıkça gördüğümüz durum mevcuttur. Ol dese olduracak gücü olan Rab ne hikmetse insanları diğer insanlar aracılığı ile öldürtür. "Öl" diyip hepsini doğrudan oldukları yerde öldürmeye gücü yetmiyor sanırım.

Yeşaya bölüm 19, şöyle der:
"Ben de Mısırlıları Mısırlılara karşı ayaklandıracağım; kardeş kardeşe, komşu komşuya, kent kente ve krallık krallığa ...Ve Mısırlıları acımasız bir efendinin eline vereceğim; ve ağır bir kral onları yönetecek, RAB, her şeye egemen Rab böyle buyuruyor ... Elbette ki, Soan kentinin prensleri aptallar; Firavun'un bilge danışmanları saçma sapan öğütler veriyorlar. Nasıl olur da Firavun'a, biz bilgelerin oğulları, eski zaman krallarının torunlarıyız diyorlar? Ey Firavun hani nerede bilgelerin? Her şeye egemen Rab Mısır'a karşı neler tasarladı, bildirsinler bakalım sana eğer biliyorlarsa"

5) İncil, Tanrı ve Şeytanın Aynı Tanrının İki Yarısı Olduğunu İtiraf Ediyor.

Aşağıda Tanrı ve Şeytanın aynı varlığın iki yüzü olduğunu onaylayan İncil'de geçen pasajların listesi verilmektedir:

Örnek 1
1.Tarihler 21: 1-2: Şeytan İsrailliler’e karşı çıkıp İsrail’de sayım yapması için Davut’u kışkırttı. 2 Davut Yoav’la halkın önderlerine, “Gidin, Beer-Şeva’dan Dan’a dek İsrailliler’i sayın” dedi, “Sonra bana bilgi verin ki, halkın sayısını bileyim.”

2. Samuel 24: 1-2: RAB İsrail halkına yine öfkelendi. Davut’u onlara karşı kışkırtarak, “Git, İsrail ve Yahuda halkını say” dedi. 2 Kral, yanında bulunan ordu komutanı Yoav’a şu buyruğu verdi: “Dan’dan Beer-Şeva’ya dek İsrail’in bütün oymaklarına gidip halkı sayın ki, halkın sayısını bileyim.”

Şimdi kendinizi Davut'un yerine koyun. Şeytan gelip İsrail'de sayım yap diyor. Sonra Rab Davut'u kışkırtıp İsrail'de sayım yapmasını söylüyor. İyi de İncil metinleri şeytanın insanı aldatabileceğini ve kendine ışık meleği süsü verebileceğini söylüyor. O halde Davut onunla konuşan Rab mi yoksa şeytan mı nereden bilecek? Canı sıkılan Rab Davut ile hem şeytan hem de tanrıymış gibi konuşup eğleniyor mu yoksa Şeytan da Rab de aslında tek bir varlık mı? Sanırım bu tanrıyı tasarlayanlar yazdıkları metinlerin böyle bir algıya ve kargaşaya neden olabileceğini düşünmediler.

Örnek 2:
2. Korintliler 4:4: Tanrı’nın görünümü olan Mesih’in yüceliğiyle ilgili Müjde’nin ışığı imansızların üzerine doğmasın diye, bu çağın ilahı (şeytan) onların zihinlerini kör etmiştir.

Ek olarak aşağıdaki Tanah ve İncil ayetlerine bakıldığında kulun Tanrı ve Şeytan arasındaki savaşta oyuncak olduğu açıktır:

İşaya 45:7: “Işığı oluşturan, karanlığı yaratan, barış sağlayan, felaket getiren, bütün bunları yapan benim, ben Yehova.”

2. Korintliler 11: 14-15: Buna şaşmamalı. Şeytan da kendisine ışık meleği süsü verir. 15 Ona hizmet edenlerin de kendilerine doğruluğun hizmetkârları süsü vermesi şaşırtıcı değildir. Onların sonu yaptıklarına göre olacaktır.