23 ŞUBAT 1455 YILINDA GUTENBERG İLK İNCİL BASKISI
23 Şubat 1455'te Avrupa'nın ilk seri üretilen kitabı olan Gutenberg İncil'i Almanya Mainz'deki hareketli tipteki bir baskı makinesi ile basılmıştır. Basıln bu kitap Latin dilinde bir İncil idi.
Hristiyanlık tarihinin en önemli olaylarından biriydi (keşke diğer din kitapları gibi İncil'de hiç dünyaya yayılmasaydı ya neyse). 1455'ten önce kitaplar çoğunlukla çok varlıklı ve yüksek mevkili insanlar içindi yani fakir yada sıradan halkın kitap sahibi olabilmesi çok zordu. Kitaplar kesinlikle ucuz falan da değildi.
Kitap kopyalamak uzun ve sıkıcı bir işti. Uzun bir süre boyunca İncil elle kopyalanmıştı. Yazması neredeyse tek bir keşişin 20 yılını alıyordu.
Johann Gutenberg’in mükemmel matbaa buluşu kitapların ve içerdikleri bilgilerin popülerleşmesine yardımcı oldu.
Buluşu tek bir çalışmanın birçok doğru kopyasını üretmeyi mümkün kılarak bilginin yayılımı konusunda devrim yarattı. Böylece basılı kitaplar daha geniş bir nüfusa daha kolay ulaşabilir hale geldi.
Gutenberg zengin bir adam değildi ama kitapları yaymak istedi. Bu yüzden 1448'de borç para alaral hareketli tip baskı yapabilen matbaasını icat edip inşa ettirdi.
Baskı sisteminden çok az para kazanıyordu ama 1455'te her biri 300 florin değerinde iki İncil (Biblia Sacra) kopyası satarak matbaanın gücünü gösterdi.
Bu para ortalama bir tezgahtar için yaklaşık üç yıllık maaşın karşılığıydı ancak el yazısı bir İncil'den çok daha ucuzdu.
İncil'in kaç kopyasının basıldığı bilinmemektedir ve tahminler yaklaşık olarak 150 ila 180 arasındadır. Bugün çeşitli eyaletlerde kayıt altına alınan 48 kopyası bulunmaktadır.
Parşömen kopyalarının tamamı Paris Bibliotheque Nationale Kütüphanesi, Londra İngiliz Kütüphanesi, Washington, D.C Kongre Kütüphanesi ve Almanya’daki Göttingen Eyalet ve Üniversite Kütüphanesinde bulunabilir.
Kaynak: Gutenberg-Bible.com
A etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
A etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hazırlayan: A.Kara
JAPON MİTOLOJİSİNDE EŞCİNSELLİK
"MİTOLOJİLERDE EŞCİNSELLİK"
başlıklı videoyu izleyerek çeşitli toplumlarda eşcinselliği dair
inanışları, tavrı öğrenebilirsiniz.
Japon efsanelerinde eşcinsel aşk yaşayan ve Güneş tanrıçası Amaterasu'nun
hizmetkarları olan Shinu No Hafuri ve Ama No Hafuri iki kişi vardır. Hikaye
Shinu öldükten sonra buna dayanamayan Ama'nın intihar etmesi ve aynı mezara
gömülmesini anlatırken bu ikili ayrı ayrı gömülene kadar Güneş ışınlarının
mezarlarının üzerine yansımadığı yer alır. [1]
Başka bir hikayede tanrıça Amaterasu, erkek kardeşi ile; Susanoo (Takehaya)
olarak bilinen fırtına ve yağmur tanrısı ile kavga eder. Bunun üzerine kendini
göksel bir mağaraya çeker. Onu mağaradan çıkarmak isteyen şafak tanrıçası Ame
No Uzume dans etmeye, kıyafetlerini yırtmaya, diğer tanrı ve tanrıçalara
seslenmeye başlar. Güneş tanrıçası Amaterasu saklandığı yerden dışarı çıkıp
onu izlemeye koyulduğunda bunu fırsat bilen tanrılar mağaranın ağzını
kapatırlar. Böylece yeryüzü tekrar güneş ışığına kavuşur. Tabi yine de bu
hikayenin eşcinselliğe atıfta bulunup bulunmadığı net değildir. [2]
Diğer yandan Şinto tanrıları yaşamın tüm yönleri ile ilişkili hale
getirilmiştir; ki bunlardan biri de geleneksel oğlancılık (pederasti)
uygulamasıdır. Bazı halkların Şinto mezheplerinde standart Şinto panteonunun
bir parçası olmayan, erkek erkeğe aşk ve birlikteliğin koruyucu tanrısı olan
"Shudō Daimyōjin (衆道大明神)" yer alır. [3]
Şintoizm'de kami adı verilen kutsal ruhlar vardır. Bunlardan bazıları aynı
cinsiyetten aşk ve birliktelik ile ilişkilidir. Örneğin Shirabyōshi adlı
kadın kami, yarı insan yarı yılan olarak temsil edilir. Onun adını taşıyan
Şinto rahibeleri ayinler sırasında erkek kıyafetleri giyerek dans ederlerdi.
[4]
Fakat şunu belirtmekte fayda var: Bazı eski kültürlerde olduğu gibi rahip ya
da rahibelerin karşıt cinsiyeti yansıtan kıyafetler giymeleri doğada her
cinsiyetin var olduğunu göstermek, yansıtmak amacı taşıyor da
olabilir.
Kamilere geri dönüp, bunlardan konuyla ilgili olan diğerlerine değinelim:
Oyamakui adlı dağ ruhu çocuk doğumlarını gözetir ve cinsiyet değiştiren bir
ruhtur. [5]
Öte yandan İnari çeşitli cinsiyetlerde tasvir edilen, bazen yemek tanrıçası genç bir kadın olarak bazen ise pirinç taşıyan yaşlı bir adam olarak temsil edilen, pirinç ve tarımın kutsal ruhudur. [6]
Orta Çağ Japonya'sında yaygın olan inanış alacakaranlıkta veya gece yalnız başına görünen kadının aslında bir kadın değil tilki ruhu olabileceği yönündeydi. Bu yüzden erkekler onlardan uzak durmalıydı. İşte İnari aynı zamanda Japon mitolojisindeki tilkilerle ve erkekleri tuzağa düşürüp onlardan beslenmek için gerçek cinsiyetlerinden bağımsız olarak kadın kılığına giren hileci tilki ruhları yani Kitsune'lerle de ilişkiliydi. [7]
-
KAYNAKLAR
- Eyal Ben-Ari. (2000). The Fox and the Jewel: Shared and Private Meanings in Contemporary Inari Worship; Ronald Long. (2004). Men, homosexuality, and the Gods: An exploration into the religious significance of male homosexuality in world perspective.
- Randy P. Conner, David Hatfield Sparks, Mariya Sparks, Gloria Anzaldua (1997). Cassell's Encyclopedia of Queer Myth, Symbol, and Spirit: Gay, Lesbian, Bisexual, and Transgender Lore (Cassell Sexual Politics).; Pflugfelder, G. (2000). Cartographies of Desire: Male-Male Sexuality in Japanese Discourse.
- Conner, Randy P.; Sparks, David Hatfield; Sparks, Mariya (1998). Cassell's Encyclopedia of Queer Myth, Symbol and Spirit, p. 40, 47, 79.
- Conner, A.g.e., p. 305
- Conner, A.g.e., p. 259.
- Karen Ann Smyers (1999). The Fox and the Jewel: Shared and Private Meanings in Contemporary Japanese Inari Worship, p. 8.
- Conner, A.g.e., p. 203.
●►Youtube 'Katıl': KATIL
Yazan: A.Kara
FREYA VE YAZ GÜNEŞİNİN TANRISI KOCASI ODRİnanışa göre Freya yaz güneşinin ve tutkunun sembolü olan Odr (Odur) ile evlendi. Odr'i çok seviyordu ve çiftin Hnoss ve Gersemi adlarında iki kızı vardı.
Bu bakire kızlar (isimleri "mücevher" anlamına geliyordu) o kadar güzeldi ki, güzel ve kıymetli olan her şeye isimleri verildi.
Odr onun yanında mutlu bir şekilde kalırken Freya neşeliydi ve gülücükler saçıyordu fakat bu durum uzun sürmedi. Odr ile olan evliliği problemsiz değildi.
Freya hakkında sık sık şunu merak ederdi: Benim için mi giyiniyor yoksa başka bir şey mi var?
Freya'nın Brisingamen Kolyesini almak için cücelerle dört gün dört gece geçirerek ona ihanet ettiğini biliyor muydu?
ODİN VE LOKİ, FREYA'NIN ODR'E İHANET ETTİĞİNİ BİLİYORDU
Freya cücelerle birlikte iken tamamen yalnız değildi. Dışarıda ne yaptığını gören hileci tanrı Loki vardı. Loki onun sevgili kocası Odr'e ihanet ettiğini biliyordu.
Tanrıça evi olan Asgard'a giderken kolyesini boynunun etrafına doluyordu ki daha o kolyesini takana kadar Loki hızlı bir şekilde Freya'nın ihanetini anlatmak için doğrudan Odin'in yanına gitti. Odin, Odr'i bilgilendirdi ama o duyduklarına inanmak istemiyordu.
Odr “Bu yalana yalnızca Loki bana bakmam için kolyeyi getirebilirse inanırım” dedi.
“O kolyeyi benim için al,” diye emretti Odin. Kızgın ve üzgündü ve bir hiddetle yanıyordu. Loki'ye "Onu alana kadar yüzünü bir daha görmek istemiyorum, almadan gelme" dedi.
Bu utanç verici kolyenin gece vaktinden önce getirilmesine karar verdiler.
BRISINGAMEN KOLYESİNİN ÇALINIŞI
Freya’nın büyük salonu Sessrumnir’den içeri girmek kolay değildi bu yüzden Loki kendini sineğe dönüştürmek zorunda kaldı. Freya'nın kızlarının ve hizmet eden hizmetçilerin uykuda olduğundan emin olduktan sonra Freya'nın başucuna uçtu ama Freya uyurken bile kolyesini takıyordu ve kolyeyi çıkarabileceği toka kısmı arkada kalmıştı. Görüş alanı dışındaydı ve ulaşılamıyordu.
Durum böyle olunca bu sefer şekil değiştirici Loki şeklini tekrar değiştirdi ve bu kez bir pireye dönüştü. Freya’nın yanağını ısırınca uyumakta olan tanrıça yan tarafına döndü. Artık kolyenin tokası açıkça görülüyordu. Bu sayede Loki kolyenin tokasını açtı ve Freyja'nın boynundan sessizce çıkardı.
Sonrasında kimsenin onu görmediğinden emin olarak Freya'nın salonundan ayrıldı.
Sabah olduğunda Freya, Brisingamen kolyesinin çalındığını ve onun sevgili kocası Odr'de olduğunu fark etti.
Ağlayıp sızlayarak af dilemek ve pişman olduğunu söylemek için Odr'e bir elçi gönderdi, böylece hatasını itiraf etmiş oldu ve affedilmesi için yalvardı. Fakat artık çok geçti, Odr Asgard'dan ayrılmıştı.
Freya çok üzgündü ve Odin'e gitti.
"Davranışlarım için çok üzgünüm. Bana Odr'in nerede olduğunu söylemelisin ki gidip onu bulup af dileyeyim." dedi. "Odin kafasını salladı ve gitmeden önce Odr'in kendisine söylediklerini ona anlattı."
"Asgard'dan ayrılmaya ve Midgard boyunca dolaşmaya karar verdi. Onu durduracak ya da geri arayacak gücüm yok" dedi.
Freya gözyaşları içinde cevap verdi "Onun peşinden gideceğim ve onu bulup affetmesi için yalvarıncaya kadar dinlenmeyeceğim, mutlu olamayacağım."
"Dilediğin gibi" dedi Odin. "Asgard'daki her şey aptal bir altın zincire verdiğin aptalca değer için seni bağışlayacak"
Akabinde Freya ayrılmadan önce Odin şunları söyledi: "Utancınızı asla unutamayacaksınız, ceza olarak Brisingamen'i boynunuzda taşıyacaksınız. Odr'i bulana ve affını kabul edene kadar onu asla boynundan çıkarmayacaksın."
Freya kolyeyi aldı ve boynuna bağladı.
FREYA KOCASI ODR'İ BULMAYA ÇALIŞIYOR
Freya salonuna geri döndüğünde Asgard'dan ayrılmak için gerekli tüm hazırlıkları yapmaya başladı. Odr'in yokluğu için ağlayıp sızlanacak zaman yoktu, hızlıca onu aramaya başladı.
Odr'i ararken kendisini pek çok isim altında gizlemek zorunda kaldı. Uzun süre Asgard'dan ayrı kalınca özellikle de kardeşi Freyr onu dışarı yolladığı için Odin'i suçladı. Odin Freya'yı geri çağırabilirdi ama yapmak istemedi. Kendince sebepleri vardı.
Odin, Freya ve üzücü deneyimleri sayesinde Midgard halkına aşk, tutku, mutluluk ve acının yollarını öğretmek istedi.
Sonunda Freya dünyanın güneşli ve ılık olan kısmına ulaştı ve Odr'i yaprak dökmeyen ve çiçek açan mersin ağaçlarının altında, çekici ve hoş bir kokusu olduğu bilinen bir yer buldu. Freya'ya olan sevgisi geri gelmişti ve Freya tekrar mutlu olmuştu. O ve kocası hayatlarını mutluluk içinde sürdürmek için evlerine geri dönmüştü.
Araştırmacılara göre bazı insanlar bu efsaneye göre çiçeklerin açtığı mersinlerin hoş atmosferi Odr'in Freya'ya olan sevgisini yeniden kazanmasına yardımcı olduğuna inanmıştı. Bu nedenle kuzeydeki gelinler şu an bile tıpkı bu efsanede olduğu gibi popüler olan geleneksel turuncu çelengi tercih ederek onu mersin çiçekleri ile donatırlar.
- Daly K. N. Norse Mythology
- Cotterell, A. A Dictionary of World Mythology
- Grimes, H. Y. The Norse Myths
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)
PATREON İLE DESTEK OL
Patreon'dan Üye Olarak Destek Olmak İçin : TIK
KUR'AN ANALİZİ
● Sırasıyla tüm ayetleri incelemeye başladığım ve kökenlerini gösterdiğim "Kur'an Analizi" videoları İçin TIK!