HABERLER
Dini Haber
Allah nerede etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Allah nerede etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

KENDİ PEYGAMBERLERİNİN TORUNU'NU ÖLDÜREN BİR ÜMMETİN DİNİNE İNANILIR MI?

Kerbela olayı, AY, din, islamiyet, Emevi halifesi Yezid, Halifelik savaşları, Halifelik çatışmaları, Hz Hüseyin, Hüseyin'in ölümü, Muhammedîn torunları, Kufe, Yezit, Vakkas, Halife Yezit, Allah nerede,
Kerbela Olayı veya Kerbela Savaşı ya da Kerbela katliamı, 10 Ekim 680'de, bugünkü Irak sınırları içindeki Kerbela şehrinde, Muhammed'in torunu Hüseyin bin Ali'ye bağlı küçük bir birlik ile Emevi halifesi I. Yezid'in ordusu arasında cereyan etmiştir.

Ali'nin ölümünden sonra Kufe halkı Hasan'a biat eder ve Hasan Ali'nin yerine halife olur. Muaviye önceleri Hasan'a biat etmiş görünse de, Hasan'in pasif kişiliğinden ve çevresinden aldığı güç ile kendi halifeliğini ilan eder. Şam halkı Muaviye'ye biat eder. Bu haber Kufe'ye ulaşınca, bazı Kufe'liler de Muaviye'ye biat'a hazırlanır. Muaviye büyük bir ordu ile Şam'dan Kufe'ye gelir. Yeterli gücü olmasına rağmen Muaviye'ye direnmek yerine, Muaviye'ye biat edeceğini söyleyen Hasan, kendi rızasıyla Halifeliği Muaviye'ye bırakır. Fakat bir şartı vardır; o da Muaviye'nin ölümünden sonra kendisinin tekrar halife olmasıdır. Muaviye bu isteği kabul eder ve Halife olur... Halifeliği Muaviye'ye devreden Hasan, kardeşleri ve bütün sülalesini toplayarak Medine'ye gider ve oraya yerleşir. Muaviye sesini kesmesi için ona yüklü bir maaş bağlamıştır. Bir süre Medine'de bolluk ve sefa içinde yaşarlar.

Hasan'ın ailesini toplayıp Medine'ye gitmesinin üzerinden yaklaşık on yıllık sakin bir dönem geçti. Bu süre sonunda Muaviye Halifeliği tekrar Hasan'a değil, oğlu Yezit'e devretmenin yollarını aramaya başladı. Bunun tek yolu Hasan ve Hüseyin'in öldürülmeleriydi. Medine valisine Hasan'ın kellesinin alınmasını emretti, fakat vali bu işi yapamadı. Halkın tepkisinden çekindi. Bunun üzerine Muaviye Hasan'in karılarından Cade'yi, oğlu Yezit ile evlendirme vaadi ile ayarlayarak Hasan'ı zehirletme yolunu seçti. Cade Hasan'ın suyuna zehir katarak onu yavaş yavaş zehirledi. Yaklaşık kırk gün hasta yatan Hasan, nihayetinde öldü. Cade ise Yezit ile evleneceğini sanarak Şam'a gitti. Ama ölümüne gidiyordu. Onu da açık denizde kayıktan suya atarak öldürdüler.

Bu olaylar gerçekleşirken Muaviye hastalanır. Muaviye hasta yatağında daha hayattayken oğlu Yezit yerine geçip, sorgusuz sualsiz Halifeliğini ilan etti. Yezit Hasan'dan kurtulmuştu, ama Halifelik için önünde Hüseyin'in bir engel olduğunu çok iyi biliyordu. Üstelik Hüseyin Muaviye'nin yerine geçen Yezit'e biat etmemişti. Artık Hüseyin Yezit'in hedefindeydi.

Bu arada Kufe'liler Hüseyin'e Halife olarak biat edeceklerini bildirip Hüseyin'i gaza getirdiler. Hüseyin ailesinin bütün bireylerini toplayıp Medine'den Mekke'ye geldi. Burada Kufe'liler ile bir süre mektuplaşıp, kendisine biat edileceği garantisini alınca, yine bütün ailesinin bireylerini yanına alarak Kufe'ye doğru hareket etti. Kendisine yapılan uyarılari dikkate almamış, ölümüne doğru yola çıkmıştı. Hüseyin Kufe'ye doğru yola çıkmıştı ama, Yezit'e bağlı Basra valisi Ubeydullah, komutanı Ömer bin Sab bin Ebu Vakkas vasıtasıyla Kufe'yi kontrol altına almış, Hüseyin'i bekliyordu.

Uzatmayalım, Kufe yakınlarında, bugün Kerbela denilen yerde Vakkas'ın adamları Hüseyin'in yolunu kesti. Sayıca üstün olan bu kuvvet ile çatışmaya giren Hüseyin burada kellesini verdi ve ailesi tamamen katledildi. Tarihi kaynaklar burada, Hüseyin de dahil olmak üzere tam 72 kisinin öldürüldüğünü söylemektedir. Sadece bazı kadınlar canlı bırakılmış, kimisi cariye olarak verilmiştir.

Bu katliamdan bir tek erkek kurtulmuştur; Hüseyin'in oğlu Ali bin el-Hüseyin (veya Ali Asgar veya Zeynel Abidin). O da Hasta olduğundan bağışlanmıştır. Tarihi kaynaklar bu katliamdan Muhammed'in torunu, Hüseyin'in kardeşi Zeynep'in de kurtulduğunu aktarmaktadır.

Sırf bu olay bile İslamın uydurma olduğunun, evrensel olduğu iddia edilen söylemlerinin hayata geçirilmesinin de imkansız olduğunun büyük bir delilidir...

Muhammed'in torunlarına, soyuna bakın, işleri güçleri şan şöhret geçici dünya hayatı. Güvendiği Allah'ları da yüz üstü bırakmış çölde onları..Tabiatı gereği güçlü olan, akıllı olan kazanmış...

HALİT BİN VELİT

AY, din, islamiyet, Halit Bin Velit,Allah'ın kılıcı,Allah'ın celladı, Hz Muhammed, Ükeydir,Mekke fethi,Müslüman ol çağrısı,Halit Bin Velit'in katliamları,Allah nerede,Sebe'na,Müslümanlar esirlerinizi öldürün,Uzza putu,Ali,Hz Ali,Cezime katliamı ALLAH'IN KILICI MI? ALLAH'IN CELLADI MI? (Halit Bin Velit)
Cezime katliamı (Şevval, h.8.yılı)


Halit b. Velit, Muhammed'in emri ile 420 süvari ile birilikte Dümetü-l Cendel'e gönderilir. Bu bölge insanları Hrıstiyandır. Onların lideri Ükeydir'i yakalıyorlar. Onlardan 2000 deve, 800 at, 400'er adet ok ve zırh alıyorlar. Ayrıca bunların cizyeye bağlıyorlar. Çok ağır bir ceza kesiyorlar onlara. Neleri varsa her yıl ondan Müslümanlara cizye vermek zorunda kalıyorlar.

Halit b. Velit daha sonra Ocak 630 'da meydana gelen Mekke fethinde aktif görev alıyor. Burada üst üste baskınlar gerçekleştiriyor. Halit b Velit 350 kişilik bir silâhlı grubu Cezimeliler üzerine gönderir. Bu askerlerin bir kısmı Muhacir (Mekke Müslümanlarından), bir kısmı da Ensar (Medine Müslümanı), Bunlar söz konusu yere gelince Halit b Velit oradaki insanlara, Müslüman olun' diye çağrıda bulunur. Onlar hem olumlu yanıt verirler, hem de zaten daha önce Müslüman olduk derler. O zamanlar biri Müslüman olsaydı o çevrede ona SABİ' olmuş derlerdi. Dolayısıyla Halit onlara bu teklifi sununca onlar "SEBE'NA" diyorlar. Yani halk tabiriyle Müslüman olduk demeye geliyor. Elbette silahları da var bunların. Halit bin Velit soruyor: Madem Müslüman olmuşsunuz bu ne silahtır? Onları kendimizi korumak için bulundururuz diyorlar. Halit onlara, silahlarınızı yere atın diyor; onlar da kabul ediyor. Halit bunları o 350 kişilik Müslüman grup arasında dağıtıyor ve onun emriyle ellerini bağlıyorlar.

Sabahleyin Halit her Müslümana esirlerinizi öldürün diye talimat veriyor, kendisi de yanındakileri öldürüyor. Mekkeliler esirlerini öldürüyorlar ancak Medineli müslümanlar Halit'e karşı çıkıyorlar "Bunlar daha önce Müslüman olmuşlar, sen niye katlediyorsun?" diyorlar. Halit itiraz ediyor. "Müslüman olduklarını nasıl biliriz? Diyor. Medineli müslümanlar, "Baksana bunların camiileri bile var ve üstelik sen adamlara teklif sundun, onlar kabul etti" diyorlar. Sonuçta orada bir katliam yaşanıyor ancak Medineli müslümanlar esirlerini serbest bırakıyorlar. Durum muhammede aktarılınca sadace üzüntüsünü bildiriyor başkada bir şey yapmıyor. Muhammed Halit b Velit bu kez de UZZA putunu yıkmaya gönderir. Hem putu yerle bir edip içinde ne gibi hediyeler varsa alır, hem de orda bulunan bir kadını kılıcıyla biçerek katleder. Muhammed'in on yıllık Medine döneminde savaş ve baskınlarla geçmiştir. Sadece bunlara bakılınca islâm'ın ne kadar şiddet içerdiği ve niçin hızla yayıldığı konusunda bir fikir oluşmuştur. Kaldı ki yapılan baskınlardan Sifu'l Bahr, Asma binti Mervan cinayeti, Ümmü Kirfe, Ebu Rafii, Meyfaa ve Batn-i İdem baskınları Uzza ve Suva' putlarının yıkımı, Ali'nin Yemen'e yaptığı baskın tüm bunlar Ramazan ayında olmuştur.

Kaynaklar:
İbni Kesir , Bidaye, c. 6/364-66.
Vakıdi, Megazi, c. 2/780.
İbn-i Kesir , Bidaye, c. 6/405.
Bu olay en başta Buhari' de ki iki yerde ve ilgili tüm islâm kaynaklarda geçiyor.