HABERLER
Dini Haber
Masonluk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Masonluk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

MASONLUĞUN KISA TARİHİ

Yazan: HERMES Trismegistos

MASONLUĞUN KISA TARİHİ

Masonluk veya farmasonluk , kökenlerini 14. yüzyılın sonlarından itibaren taş ustalarının niteliklerini ve yetkililer ve müşterilerle etkileşimlerini düzenleyen yerel taş ustalarının kardeşliklerine kadar izleyen kardeş örgütlerden oluşur . Masonluk, yıllar boyunca çok sayıda komplo teorisinin konusu olmuştur . [1] Modern Masonluk genel olarak iki ana tanıma grubundan oluşur:

Düzenli Masonluk , çalışan bir kulübede bir kitap kitabının açık olması, her üyenin bir Yüce Varlığa inandığını iddia etmesi ve hiçbir kadının kabul edilmemesi konusunda ısrar eder (ancak bazı yargı alanlarında, başlatıldıktan sonra kadına geçiş yapanlar kalabilir din ve siyaset tartışmasının yasaklanmasıdır.

Kıta Masonluğu artık bu kısıtlamaların bir kısmını veya tamamını kaldıran yargı bölgeleri için genel bir terimdir.
Masonluğun temel, yerel organizasyon birimidir loca . Bu özel Localar genellikle bölgesel düzeyde (genellikle bir eyalet, il veya ulusal sınırla aynı anda) bir büyük loca veya büyük organizasyon tarafından denetlenir . Tüm Masonluğu denetleyen uluslararası, dünya çapında bir Büyük Loca yoktur; her Büyük Loca bağımsızdır ve birbirlerini meşru olarak kabul etmeleri gerekmez.

Masonlar dünya üzerinde farmasonlar olarak ta bilinir mason ismini almalarının sebebi rivayete göre Süleyman tapınağının yapımında bulunan taşçı ustalarıdır.

Masonluk; pek çok ülkede dışa kapalı bir örgüt olarak etkinlik gösteren, özgürlük, eşitlik, kardeşlik ve dayanışma temeline dayalı, ilkeleri ve kuralları ancak üyelerince bilinen, üyeleri arasında büyük bir dayanışma bulunan, 6 veya 7 üyeden oluşan ve lonca denilen bölümlere ayrılan, üyelerinin birbirlerini masonluğa özgü imlerle, simgelerle tanıdığı, gizliliğe önem veren bir tür örgüt, dernektir.

Masonlar gizli bir örgüt değildir aksine mason olan biri mason olduğunu rahatlıkla dile getirebilir fakat her tarikatta olduğu gibi onlarında sırları vardır ve bu sırların dışarı sızdırılmaması gerekir

Masonluğun en bilinen ve eski sembolü budur;



Görüldüğü gibi bir pergel ve cetveldir. En eski sembolün bu şekilde olmasının sebebi ise tanrının muhteşem bir düzenle yaratmış olduğu evrenin yüce mimarı sıfatına vurgu yapmak istemeleridir.

Ayrıca asla tanrı inancı olmayan biri mason olamaz zira bir mason kendisinden daha üstün bir güce inanmak zorundadır. Dini önemli değildir. Yahudi Müslüman yada Hristiyan olması önemli değilken ilahi varlığa, kutsal saatçiye inanması yeterlidir. Mason felsefesi bu biçimiyle deizmle de benzerlik gösterir. Tanrıya inanırlar fakat bir ibadet biçimleri yoktur.

Masonluğun 33 kademesi vardır ve her kademenin de kendi selamlaşma biçimi vardır. Masonlar dini inançtan çok kardeşlik sevgi saygı gibi erdemlere önem verirler.

Mason olmanın şartları şunlardır;
  • Katılmayı özgür iradeyle istemek.
  • Evrenin bir yaratıcısı olduğuna inanmak.
  • 18 yaşından büyük olmak. (Bazı durumlarda masonların çocukları daha erken yaşlarda kabul edilmektedir.)
  • Ahlaklı olmak ve iyi bir itibara sahip olmak.
  • Zihinsel ve bedensel olarak sağlıklı olmak. (Bu, eskilerde daha çok rastlanan kurallardandır.)
  • Özgür bir insan olmak. (Bu da köleliğin hüküm sürdüğü eski dönemlere ait bir kuraldır.)
  • Bir ya da birkaç masonun referansına sahip olma

Bunlar üstünden yapılacak yorum şudur ki masonlar yoldan geçen avare insanı almazlar. Bir iyi itibarı ve zihnen ergin olması gerekir tabi birde yaratıcıya inanması var garip mason yeminleriyle bunu tescillerler. Gerçekliği bilinmeyen zira masonlar açık tarikat olmasına rağmen gizlidir bir ayine göre bir kasede şarap vererek yalancılık yada öteki suçların içinde olup tarikata girmek isteyenlere şarabın içen ve tarikata yeni katılmak isteyen kişiye zehir olmasını dileyip şarabı içmesini buyuruyorlar. Gelelim kuzey Amerika ve masonluğa.

Kuzey Amerika Masonluğu

Masonluk tahmin edilebileceği gibi Kuzey Amerika'ya İngiltere'den gelmiştir, koloniler mason geleneklerini taşımış ve localar oluşturmuştur.

1700'lerin başında Britanya çok hızlı bir şekilde büyüyordu. Önce iç savaştan başarı ile çıktı. Bunu kralın tahttan indirilmesi izledi ve başarılı bir devrim gerçekleşti. 1714'de Hanover'li George'un tahta çıkışı ile Britanya hızlı bir dinamizm yakaladı. Devrin süper gücü Fransa bu büyümeyi engellemek için 1800'lerin sonuna kadar ne kadar uğraştıysa da başarılı olamamıştı. Bütün bu gelişmeler Londra'yı dünyanın merkezi haline getirmişti.

Daha sonra ise masonluk bu bölgeden kolonicilerle birlikte Amerika'ya taşınmış ve Amerikan kültürü özellikle kuruluş döneminde masonlukla oldukça kaynaşmıştır.



Amerika'nın kurucusu George Washington'ın masonik anıtına dair tarihsel resimler bulunmaktadır. Fakat sadece Washington değil Jefferson Ulysses S. Grant gibi büyük Amerikan başkanları da masondur. Hatta Amerika kongre binasının tavanında Washington’un göğe yükselişinin resmi vardır ve resmin içinde Latince olarak çoğun birliği yazar. Çoğun birliği çok derin bir kavramdır, yani hepimiz tanrının tecellisiyiz ve tüm insanlık tanrıyı oluşturur anlamı taşır. Tanrıdan geldik tanrıya döneceğiz şekliyle İslam'da bile bulunan bu kavramın bizdeki adı kötüye çıkmış olsa da bu bir devir kuramıdır. Eski Ahit'te insanı kendimize benzer yaratalım diyen tanrı fizikselliği kastetmiyordu, aklen insanı kendine benzer yaratmak ona kendinden bir şeyler katma anlamında kullanılmıştı. Masonlarda ve Türk tasavvufunda olan bu kavramın demin bahsettiğim gibi bizim tanrıdan parça olduğumuzu savunması şirk gibi karşılanır. Hatta bir örnek vermek gerekirse Hallac-ı Mansur bir gün tasavvufa dalmışken şiirinde şu sözleri kullanır: "En el hak" yani "tanrı, Allah benim". Abbasi halifesi bu sözün içindeki devir kuramından habersiz olduğundan ne demek istediğini bile anlamadan Hallac-ı Mansur'u astırmıştır.

Masonların illuminati gibi örgütlerle ilişkisi yoktur, onlar gibi yer altı örgütü de değildir. Defalarca dile getirdiğimiz gibi elbette sırları vardır fakat gayet meşrudur. Masonlar mistisizme, özellikle de rakam, biçim ,geometri mistisizmine düşkünlerdir. Bunun üyelerinin çoğunun bilim insanı olmasından ve evrenin ilahi düzenine saygı duyuyor olmalarından ileri geldiğini düşünebiliriz. Bu sayı mistisizminin en güzel örneği ise büyük usta Dürer'in Melankolya 1 adlı eseridir.

Bu eserde düşünen bir karakter ve etrafında sayısız bilgi unsuru vardır. Bu, insanlığın derin sırları ve mistisizmi anlamada zorlanmasını temsil eder. En önemli unsur ise düşünen meleğin tam kanadının üstündeki karedir.



İşte bu kare de bulunan metaforlar şunlardır;

En alt satırdaki 15 ve 14 eserin tarihidir.
Sihirli sabitimiz 34'tür ve 86 farklı kombinasyon vardır.

Örnek
Saat yönünde: (3 + 8 + 14 + 9)
İlk satır soldan sağa: (16 + 3 + 2 + 13)
Son satır yukarıdan aşağı: (13 + 8 + 12 + 1)
Köşeler: (16 + 13 + 4 + 1)
İki dış sütun ve sıranın ortadaki iki girdisi: (5 + 9 + 8 + 12)
Dörtlülerin her biri, merkez dört kareler, köşe kareleri, dört dış sayı ve aynı şekilde: (2 + 8 + 9 + 15 ve 3 + 5 + 12 + 14)

Ancak burada bulunacak daha fazla şifre var. Bu kareyi dört hücrenin dört grubuna bölmek için on üç farklı yol vardır. Dört hücrenin her bir grubunun toplamı 34'dür.
Dürer karesindeki pozisyonlar sonlu vektör uzayı olarak görülebilir; burada dört hücrenin dört grubunun her biri bir dizi paralel afin düzlemdir.

Bunlar üstünden anlatmak istediğim ana konu masonluğun çok eski tarihlere dayanan, meşru ve açık olduğu kadar gizemli ve köklü bir tarikat olduğudur. Her bir kolu bir köktür ve incelemeye çalıştığımızda Dürer'in gravüründeki düşünen kişi gibi kalırız ve yüzeyden ileri geçemeyiz.