HABERLER
Dini Haber
Yaratıcı kelamı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yaratıcı kelamı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

BU AYETİ TANRI MI GÖNDERMİŞ?

Yazan: Kainatta Toz Zerresi
KTZ, din, islamiyet, Kurandaki çelişkiler, Bakara 13, Ayetleri Allah mı gönderdi?, İnsanların inandıkları gibi, Yaratıcı kelamı, Ayetlerdeki çelişkiler, Mantık ve din,

BU AYETİ TANRI MI GÖNDERMİŞ?

Bakara 13: Onlara, “İnsanların inandıkları gibi siz de inanın” denildiğinde ise, “Biz de akılsızlar gibi iman mı edelim?” derler. İyi bilin ki, asıl akılsızlar kendileridir, fakat bilmezler.

Tabi ki de inanmayanlar, “Bizler akılsızlar gibi iman etmeyiz” diyecekler. Ne demeleri beklenir ki? Birilerini ikna etmek için “İnsanların inandıkları gibi siz de inanın” ifadesi zaten akla ve zekâya hitap eden bir ifade değildir. AKILLICA BİR SÖZ DEĞİLDİR.

İnsanlara faydalı olan bir kampanya yürütüyorsunuz fakat kampanyaya daha fazla insanın katılması gerek. Diğer insanları bu kampanyaya davet ederken kullanacağınız en akıllıca söz ne olabilir? “Bak bu insanlar bu kampanyada yer alıyorlar, çalışıyorlar. O insanların katıldığı gibi siz de katılın, o insanların çalıştığı gibi siz de bu kampanyada ya da bu dernekte çalışın” mı dersiniz yoksa yürüttüğünüz kampanyanın önemine ve faydasına mı dikkat çekmeye çalışırsınız? Tamam tamam anladım! Kur’an’da İslâm dinine neden tabi olunmasına yönelik başka bilgiler de var, onu anladım anlamasına da! “İnsanların inandıkları gibi siz de inanın”  ya da “İnsanların iman ettiği gibi siz de iman edin” ifadesini kullandığınız kişilerin nasıl cevap vermesi gerekir? “Aaaaa, çoğunluk şunu yapıyor, biz de onu yapalım. Şu insanlar şu işi şöyle yapıyor, biz de aynen öyle yapalım mı” demeliler? Bu ayeti Tanrı yazmışsa, Tanrı çaresizlik içinde kıvranıyor besbelli. Öyle ki bu kıvranmanın bir sonucu olarak kişileri kendi dinine çağırırken  artık çaresizlikten onları  nasıl ikna edeceğini şaşırmış.

Akıl nedir? Nasıl değerlenir? Zeki insan nedir? Nasıl belli olur? Bilim insanı nedir? Düşünür nedir? Fark oluşturan kimlerdir? Bu dünyayı değiştiren, bu gelişmişliğe getiren beyin nedir? İslâm’ın İlâhı olan Allah, her insana, her akıla hitap eder mi? Tanrı’nın yürüttüğü mantığa bakar mısın? “…İnsanların inandıkları gibi siz de inanın…” Matematik ya da felsefe eğitimi almış birileri varsa çok iyi bilirler, zeki insan herkes gibi düşünmeyen herkesin inandığına inanmayandır. Zekânın özelliklerinden birisi farklı olmaktır. Daha özetle, başkalarının yaptığını ya da diğer insanların sürü halinde yaptığını yapmayan, düşündüğünü düşünmeyen, farklı olanı yapan ve farklı olanı düşünendir. Burada tabi farklı şeyler yapmak ya da farklı şeyler düşünmek derken çılgınca ve hoş karşılanmayan kötü şeyler akla gelmemelidir.


Sıradan bir insan ayet yazıp bu ayet ile kitlelerin kendi oluşturduğu dine katılmalarını istese nasıl bir ayet yazardı?  Ya da şöyle söyleyelim, kitleleri sürü olarak gören ve sürü psikolojisinden gelmiş bir insan, bu amacına ulaşmak için nasıl ifadeler kullanırdı?

Sıradan bir anne baba çocuklarına, “komşumuzun senin yaşında oğlu var biliyorsun değil mi? Adı Ferhat! Arkadaşları ile birlikte haftada üç gün futbol oynamaya  gidiyorlar, sen de onlar gibi futbola  git” diye nasihat eden anne babaya evlat cevabı hemen yapıştırır “Kusura bakmayın,  ben Ferhat değilim!” Allah’ın, kendisine inanmayan insanlara karşı onların inanması gereken durumu “…insanların inandıkları gibi siz de inanın…” diye tarif etmesi ve böyle bir mantıkla inanmaya çağırması bir hayli garip. Geçmişten günümüze insan toplulukları yeri geldi gök Tanrıya, güneş Tanrısına, rüzgâr Tanrısına ve çeşitli putlara inandı.  Onların nedenleri de aynıydı. Diğer insanlar falanca Puta tapıyor, “ben de tapmalıyım”. Benim çevremdeki insanlar  ay Tanrısına tapıyor, onlar aya tapıyorsa “ben de o insanlar gibi Aya tapmalıyım”! Allah’a inanmanın mantığının ya da mantık kurallarından biri bu mu yani, “diğer insanlar inanıyor, sen de inan”.  Niye senin dinine inansınlar? Niye diğer insan topluluklarının inandıkları dine inanmasınlar? Bu tür ifadelerin kullanılmasını sakın 1400 yıl evvelki Arapların cahilliğine ve o cahillerin İslâm dinine katılması gerekliliğine  bağlamayın. Cahil diye addedilen o kavimler, para, mal ve çıkar konusunda kurnazın kurnazı kişiler, eminim bu kadar açık ve garip bir cümleyi  anlayacak  zekâdaydılar. Zaten verilen cevaptan yeteri kadar akıllı ve zeki oldukları açıkça belli.

Ayetlerdeki cümleleri gereksiz ve çok ayrıntılı bir şekilde incelediğimi söyleyip eleştirebilirsiniz  fakat bu ayetler Müslüman çevrenin iddiasına göre İnsan yazması değil Tanrı yazması. Muhteşem incelikteki kâinatı ve  insan vücudunu yarattığına inanılan bir İlâh’ın böylesine sorgulamaya davet çıkartan acemice  ifadelere yer vermesinin mantıksızlığına vurgu yapmak lâzım diye düşünüyorum. Kendisinin yanında çok acizane kalan bizim beynimiz böyle gariplikleri  fark ediyorsa koskoca Tanrı’nın haydi haydi aklına gelmiş olmalı. Görünen o ki gelmemiş. Ya da iddia edildiğinin aksine  bu ayetler, Tanrı katından felan gelmemiş.