HABERLER
Dini Haber
jainizm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
jainizm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

JAİNİZM VE YARATILIŞSIZLIK

Hazırlayan: A.Kara


JAİNİZM VE YARATILIŞÇILIK KARŞITLIĞI


Jainizm öğretisine göre evren ve bileşenleri olan ruh, madde, uzay, zaman ve hareket ilkeleri her zaman var olmuştur. Jainizm bir yaratıcı tanrıya olan inancı desteklemez. Tüm bileşenler ve eylemler evrensel doğa kanunlarına tabidir. Maddeyi yoktan yaratmak mümkün değildir ve inanışlarına göre kütlenin korunumu yasasına benzer şekilde evrendeki maddenin toplamı aynıdır. Jain metinleri evrenin jiva yani yaşam gücü veya ruhlardan ve ajiva adı verilen cansız nesnelerden oluştuğunu iddia eder. Her canlının ruhu eşsizdir, yaratılmamıştır ve başlangıçsız bir zamanda var olmuştur.

Jain nedensellik teorisi neden ve sonucun doğada her zaman aynı olduğunu ve dolayısıyla Tanrı gibi bilinçli ve maddi olmayan bir varlığın evren gibi maddi bir varlık yaratamayacağını savunur. Dahası, Jainlerin ilahiyat kavramına göre karmalarını yok eden ve arzulayan herhangi bir ruh kurtuluşa yani nirvanaya ulaşır. Tüm tutku ve arzularını yok eden ruh, evrenin işleyişine müdahale etme arzusu duymaz. Ahlaki ödüller ve ıstıraplar ilahi bir varlığın işi değil, kozmostaki doğuştan gelen ahlaki düzenin bir sonucudur. Bu da bireyin, karmaların işleyişi yoluyla kendi eylemlerinin meyvelerini topladığı kendi kendini düzenleyen bir mekanizmadır.

Jain filozofları çağlar boyunca yaratıcı ve her şeye gücü yeten Tanrı kavramını reddetmiş ve karşı çıkmışlardır. Bu durum Jainizm'in rakip din felsefeleri tarafından Nastika Darsana yani ateist felsefe olarak etiketlenmesine neden oldu. Yaratılışsızlık teması, her şeye gücü yeten Tanrı ve ilahi lütufun yokluğu, kozmolojisi, karması, mokşa ve ahlaki davranış kuralları dahil Jainizmin tüm felsefi boyutlarında güçlü bir şekilde işlemektedir. Jainizm bir yaratıcı tanrı fikri olmaksızın dini ve erdemli bir yaşamın mümkün olduğunu ileri sürer. [2]

JAİN EVREN ANLAYIŞI

Jain kutsal yazıları evrenin yaratıcısı olarak Tanrı'yı reddeder. Jainizm, Göksel varlıklar / Devalar da dahil olmak üzere ayrıntılı bir kozmoloji sunar. Bu Göksel varlıklar yaratıcı olarak görülmez, diğer tüm canlılar gibi acıya, değişime maruz kalırlar ve sonunda ölmek zorundadırlar. Tanrısallık kişinin ruhunu karmalardan kurtarması ve aydınlanması yani Nirvana'ya ulaşması ile olur ve ancak böyle bir duruma ulaşmış olanlar Tanrılar / Tirthankara olarak adlandırılabilirler. Bu nedenle Mahavira bir Tanrı yani Tirthankara idi.

Jainlere göre bu loka yani evren, başlangıcı veya sonu olmayan, her zaman farklı şekillerde var olmakta olan bir varlıktır. Jain metinleri evrenin şeklini bacakları açık duran ve kolları beline yaslanmış bir adam olarak tanımlar. Bu nedenle evrenin tepesi dardır, aşağı doğru genişler, ortaya doğru daralır ve alt kısımda tekrar genişler. [3] [b]

ZAMAN ÇARKI

Jainizme göre zaman başlangıçsız ve ebedidir. Zamanın kozmik çarkı durmaksızın döner. [4] Bu döngüsel yapı evreni sürdürmek için bir yaratıcı, yok edici veya harici tanrıya olan ihtiyacı ortadan kaldırır.

Zaman çarkı iki yarım dönüşe bölünmüştür. Artan zaman döngüsü Utsarpiṇī ve azalan zaman döngüsü Avasarpiṇī birbiri ardına sürekli olarak meydana gelir. Utsarpiṇī, zaman aralıklarının ve yaşların artan bir ölçekte olduğu ilerleyen bir refah ve mutluluk dönemidir, Avsarpiṇī ise artan bir üzüntü ve ahlaksızlık dönemidir. [5]

GERÇEKLİK KAVRAMI

Evren Jainlerin altı dravya veya öz olarak sınıflandırdığı altı maddeden oluşur:

1) Jīva yani Canlı maddeler
Jainler ruhların (Jīva) onu barındıran bedenden ayrı bir varoluşla bir gerçeklik olarak var olduğuna inanır. Cetana (bilinç) ve upayoga (bilgi ve algı) ile karakterizedir. [6] Ruh hem doğumu hem de ölümü deneyimlese de ne yok edilir ne de yaratılır. Çürüme ve köken, her ikisi de sırasıyla ruhun çeşitli biçimlerinin ortadan kaybolmasına ve bir diğerinin ortaya çıkmasına atıfta bulunur. [7]

2) Ajīva - Canlı Olmayan Maddeler

3) Pudgala yani Madde
Jainizm'de madde, katı, sıvı, gaz, enerji, hassas karmik malzemeler ve ekstra hassas maddeler veya nihai parçacıklardır. Paramānu veya nihai parçacıklar maddenin temel yapı taşıdır. Paramānu ve pudgala'nın önemli niteliği kalıcılık ve dayanıklılıktır. Biçimlerini birleştirir ve değiştirir ancak nitelikleri aynı kalır. Jainizm'e göre madde yaratılamaz veya yok edilemez.

4) Orta hareket yani Dharma-tattva ve Orta dinlenme yani Adharma-tattva
Bunlar Dharmāstikāya ve Adharmāstikāya olarak da bilinirler. Hareket ve dinlenmeyi betimleyen Jain düşüncesinden farklıdırlar. Tüm evreni kaplamışlardır. Dharma-tattva ve Adharma-tattva kendi başına hareket veya dinlenme değil, diğer bedenlerde hareket ve dinlenmeye aracılık eder. Dharmāstikāya olmadan hareket imkansızdır ve adharmāstikāya olmadan evrende dinlenmek imkansızdır.

5) Ākāśa yani Uzay
Uzay yaşayan ruhları, maddeyi, hareket ve dinlenme ilkelerini ve zamanı barındıran bir maddedir. Sonsuzdur ve her yeri kaplayan sonsuz uzay-noktasından yapılmıştır.

6) Kāla yani Zaman
Zaman Jainizm'e göre gerçek bir varlıktır ve tüm faaliyetler veya değişiklikler yalnızca zamanında gerçekleştirilir. Zaman, alçalan ve yükselen olmak üzere ikiye ayrılmış on iki telli bir tekerlek ve yarısı her biri milyarlarca "okyanus yılı" (sagaropama) olarak tahmin edilen, engin sürelere sahip altı aşamalı bir tekerlek gibidir. [8] Her inen aşamada üzüntü artarken yükselen her aşamada mutluluk ve refah artar.

Evrenin bu yaratılmamış bileşenleri birbirleriyle etkileşime girerek evrene dinamikler kazandırır. Bu bileşenler dış varlıkların müdahalesi olmadan doğal yasalara göre davranırlar. Jainizm'e göre Darma ya da (Dharma) gerçek din, "bir maddenin içsel doğası onun gerçek darmasıdır" olarak çevrilen 'vatthu sahāvo dhammo' dur. [C]

MADDE NEDEN VE SONUÇ İLİŞKİSİ

Jainizme göre maddenin neden-sonuç ilişkisi iki türdendir: Önemli veya maddi neden Upādanā kārana ve araçsal neden Nimitta kārana. Upādanā kārana etkisiyle her zaman özdeştir. [9] Örneğin, kilden yalnızca bir toprak kap üretebilirsiniz, dolayısıyla kil maddi nedendir ve kil kap onun sonucudur. Sonuç nerede olursa olsun bir neden mevcuttur ve bunun tersi de geçerlidir. Etki her zaman maddi nedende gizli biçimde mevcuttur. Kili çömleğe dönüştürmek için çömlekçi, çark, çubuk ve çeşitli araçlar ve katalizörler gereklidir. Maddi neden her zaman kil olarak kalır. Dolayısıyla neden ve sonuç doğası gereği her zaman tamamen aynıdır. [G] Bir çömlekçi tencerenin maddi nedeni olamaz. Öyle olsaydı çömlekçinin tencereyi kil olmadan da hazırlayabilmesi gerekirdi. Ama durum öyle değil. Yani bir çömlek yalnızca kilden, altın takılar sadece altından yapılabilir. Benzer şekilde bir ruhun farklı varoluş tarzları ruhun kendisinin faaliyetlerinin bir sonucudur. Herhangi bir çelişki veya istisna olamaz.

Böyle bir senaryoda Jainler bilinçli varlık (cetana) ile yaşayan bir ruhun maddi nedeninin her zaman ruhun kendisi olduğunu ve cetana olmayan yani bilinçsiz, ölü, hareketsiz maddenin sebebinin her zaman maddenin kendisi olduğunu iddia eder. [10 ] Tanrı gerçekten yaratıcı ise o zaman bu imkansız bir öngörüdür çünkü yaşam (cetana) ve maddenin (asetana) çelişkili iki sonucundan da aynı neden sorumlu olacaktır. [11] Bu durum mantıksal olarak maddi olmayan ve bilinçli bir varlık olan Tanrı'nın maddi maddelerden oluşan bu evreni yaratmasını engeller.

RUH

Jainizm'e göre ruh kendi kaderinin efendisidir. Ruhun niteliklerinden biri kendi kaderine tamamen sahip olmasıdır. [12] Yalnızca ruh eylemlerini seçer ve sonuçlarını da yalnızca ruh alır. Hiçbir tanrı, peygamber veya melek ruhun eylemlerine veya kaderine müdahale edemez. Dahası herhangi bir ilahi lütuf olmaksızın kurtuluşa ulaşmak için gerekli çabayı gösteren de tek başına ruhun kendisidir. [13] [14]

Jainler sık sık bu dünyada “yalnızız” derler. [H] Jainlerin Oniki Düşüncesi (anupreksas) arasından biri kişinin ruhunun yalnızlığı, evrenin doğası ve göçtür. Dolayısıyla yalnızca kendi eylemlerimizle ruhumuzu arındırarak kendimize yardım edebiliriz. [15]
Jainizm bu yüzden arzu edilen kurtuluş hedefine ulaşmak için ruhun çabalarına ve özgür iradesine güçlü bir vurgu yapar.

JAİN İLAHİYAT ANLAYIŞI

Jainizme göre tanrılar Tirthankara, Arihant veya sıradan Kevala ve Siddha olarak kategorize edilebilir. Jainizm Devī ve Deva'ları geçmiş yaşamlarındaki değerli eylemleri nedeniyle göklerde yaşayan göksel varlıklar olarak kabul eder.

Arihantlar
Kevalinler olarak da bilinen Arihantlar, nirvanaları sırasında nihayetinde somutlaşarak Siddhalar veya özgürleşmiş ruhlar haline gelen "Tanrılar" (yüce ruhlar) 'dır. Bir Arihant, tüm tutkularını yok etmiş, tamamen serbest ve herhangi bir arzusu olmayan ve dolayısıyla dört ghātiyā karmayı yani ruh güçlerini, algısını, bilgisini ve enerjisini engelleyerek doğrudan etkileyen ve yanılgıya neden olan dört yıkıcı karmayı yok eden ve her şeyi bilme yetisine ulaşan (kevala Jñāna) bir ruhtur. Böyle bir ruhun hala bir bedeni ve dört aghātiyā karması vardır. Bir Arhata ömrünün sonunda, kalan agh agtiyā karmasını yok eder ve özgürleşmiş ruh (Siddha) olur.

Tīrthankaralar
Tīrthankaralar ("Jinalar" olarak da bilinir) Jain felsefesinin öğretmenleri ve canlandırıcıları olan Arihantlardır. İnanışa göre her zaman döngüsünde 24 Tīrthankara vardır ve Mahāvīra şimdiki zaman döngüsünün 24. ve son Tīrthankara'sıdır. Tīrthankaralar kelimenin tam anlamıyla yeniden doğuş ve göç okyanusunu geçmenin yolunu gösteren ve dolayısıyla Jainler arasında saygı ve ibadetin odağı haline gelen geçit yapımcılarıdır. Ancak Jain ve Hindu ibadet tarzındaki yüzeysel benzerliklere rağmen Tīrthankaraları Hindu panteonunun tanrılarına benzer tanrılar olarak görmek yanlış olur. [16] Arhatalar gibi Tīrthankaralar da nihayetinde kurtuluşa ererek birer özgür ruh (Siddha) olurlar. Kurtulmuş olan Tīrthankaralar evrenin geri kalanının ve her türlü işlemin ötesindedir. Onlar herhangi bir yaratıcı faaliyette bulunan veya dualara cevap verme kapasitesine veya yeteneğine sahip olan varlıklar değillerdir.

Siddhalar
Nihayetinde tüm Arihant ve Tīrthankaralar birer özgür ruh yani Siddha olur. Bir Siddha doğum ve ölümün süreklilik gösteren döngüsünden kalıcı olarak kurtulmuş ruhtur. Gerçek benliğini idrak etmiş böyle bir ruh tüm Karmalardan ve bedenlenmeden özgürdür. Biçimsizdirler ve sonsuz mutluluk, sonsuz algı, sonsuz bilgi ve sonsuz enerji içinde evrenin tepesinde "Özgürleştirilmiş Varlıkların Alemi'nde" (Siddhashila) yaşarlar. Bu tüm ruhların nihai hedefidir.

Jainler bu tutkusuz tanrılara herhangi bir iyilik ya da ödül için değil, karmalarını yok etmek ve tanrılığa ulaşmak amacıyla, tanrının niteliklerine dua ederler. Bu durum en iyi şekilde şu Jain sözüyle (vandetadgunalabhdhaye) anlaşılır: "bu tür tanrıların niteliklerine bu tür nitelikleri elde etmek için dua ediyoruz". [F] [17]

GÖKSEL VARLIKLAR, YARI TANRI VE TANRIÇALAR

Jainizm, Tīrthankara'ya eşlik eden śāsanadevat ve śāsanadevī'lerin, bir Tīrthankara'nın ilahi vaaz topluluğunu (Samavasarana) yaratan Tanrı ve Tanrıçaların varlığını tanımlar.

Bu Tanrılar yanlarında kadın ve silah bulundurmak, bazılarını kayırıp, bazılarını küçümsemek nedeniyle bağlılık ve tutku ile lekelenmiştir.

Jain inanışına göre kurtuluş isteyenler bu tür tanrılara tapınmamalıdır ”[18]
Bu tür tanrılara tapınma karma esaretine (mithyātva) yol açan yanlış inanç olarak kabul edilir. Fakat bazı Jainlerin maddi kazanç elde etmek için bu tür tanrılara taptığı da bilinmektedir.

JAİNİZM'DE DHARMA

A, din, jainizm, Jainizm hakkında, Jainizm ve Dharma, Jainizm'de Dharma, Jainizmde sofuculuk, Jainizme göre din, Jainler, Jainlerin antları, Mahavira, Mahavira'nın yolları,
Jainler, zararsızlığın en yüksek din olduğuna inanırlar.
Onlar, jivalarının (ruhlarının) daha fazla karmaya (talih döngüsü) sahip olmayacakları şekilde yaşamayı amaçlar ve böylece zaten sahip oldukları karmayı ya ortadan kaldırdıklarına ya da çökmesine yardımcı olduklarına inanırlar. Bunu disiplinli bir yaşam yolunu izleyerek yaparlar.

Yol yada Mahavira'nın savunduğu Dharma (gerçek, öğreti) katı bir sofuculuk, çilecilik, vazgeçme ve manevi yönden gelişmeydi. İzleyicilerine şu üç mücevheri geliştirmeleri için talimat verdi:
  • Doğru İnanç
  • Doğru bilgi
  • Doğru davranış
Bu üç mücevherden ortaya çıkan ve doğru davranışlarla ilgili olan şey şu sözlerin yer aldığı beş yoksunluktur:
  • Ahimsa (şiddet dışı)
  • Satya (doğruluk)
  • Asteya (çalmama)
  • Aparigraha (edinimsiz)
  • Brahmacarya (ikincisi)
Bu 5 yeminin iki farklı şekli vardır:
Mahavrata: Jain rahipleri ve rahibeleri tarafından takip edilen 5 büyük ant
Anuvrata: Jainler tarafından takip edilen daha az ant içeren bir yemin. Bunlar büyük yeminlerin daha az katı olanlarıdır.

Yazan & Çeviren: Anu

JAİNİZM, BUDİZM VE HİNDUİZM

A, din, hinduizm, jainizm, budizm, Jainler, Jainizm inançları, Mahavira, Buda, Jainizm ve vejetaryenlik, Hint dinleri, Karma felsefesi, Meditasyon, Reenkarnasyon, Jainizme göre karma,
Mahavira Buda'dan biraz daha önce doğdu. Buda, Budizm'in kurucusu iken, Mahavira Jainizm'i bulamadı. O binlerce yıl önce Mahavira'dan önce Rishabh ya da Adinath tarafından günümüzde kurulan Jain geleneğinin 24.büyük öğretmeniydi (Tirthankar).

Çoğu Hindular evrenin yaratıcısı, koruyucusu ve yok edicisi olan bir tanrıya (veya tanrıçaya) inanırken, Jainizm böyle bir tanrıyı (veya tanrıçayı) reddeder. Jainler için, evren sonsuz bir fenomendir; asla yaratılmamış ve yok edilmemiştir. Sebep ve etki ilkesinde (karma ve reenkarnasyon) çalışan, kendi kendini idame ettiren, kendini yöneten bir fenomendir.

Hindular ve Budistler de Karma felsefesini kabul ederken, Jain'ler Karma'yı ruhu kirleten parçacıklar olarak tanımlıyorlar. Her ruhun mokşa (moksha) kazanması için, bu karma parçacıklarını temizlemek için kendi çabalarına (purusharth) güvenmesi gerekir. Buda, gibi Mahavira da bir prens olarak doğdu, ancak kraliyet hayatını 30 yaşında bıraktı ve bir sofu oldu. Sonraki 12 yıl boyunca, tüm zorlukların kendisi için önemsiz olduğu ölçüde meditasyon uyguluyordu. İnsanların kulaklarını tırnaklarıyla delerek, taş atarak işkence yaptığı, ancak meditasyonunu bozamadığı söylenir. Sonunda, 42 yaşında, oğlu oldu, fakat henüz mokşa'ya kavuşamadı, çünkü hala adının, yaşının ve vücudunun karmasına sahipti. Nihayet 72 yaşındayken mokşa elde etti. Jainizm'de mokşa hali, ruhun ebedi olarak mutlu ve sonsuza kadar ayrı olduğu evrenin son sınırı olduğuna inanılır.

Jain'ler için, Mahavira ve diğer tirantankarlar sadece rol modelleridir, herhangi bir materyalist ya da manevi hediye sağlayıcısı değildirler. Mokşa'yı elde etmek için yalnızca kendi çabalarına bağlı olmalıdırlar. Jainizm'in şiddet içermeyen fikir ve inançları Hindistan'da her zamankinden daha fazla sayıda vejetaryenin var olmasına yol açtı.

Çeviren & Yazan: A.Kara

JAİNİZM NEDİR?

Yazan: N.Kara
jainizm, jainizm nedir, din, din ve mitoloji, jainizm dini, tüm canlılara saygı, Mahavira, Jainistler, vegan dini, intiharın serbest olduğu din, caynacılık, cainizm, Jainizm M.Ö 4.yüzyılda Hindistan'da başlamış bir dindir. Aslında din tanımı da çok doğru olmaz. Genel olarak bakıldığında bir yaşam biçimi, felsefe olarak görülür. Kurucusu Mahavira'dır.

Jainizm'in temelinde hayattaki canlılara saygı yatar. Tüm canlılar onlar için değerlidir. Onlara zarar vermekten kaçınırlar.Örneğin,yolda gördükleri bir karıncaya basmazlar. Oturacakları yerde karınca veya böcek olabileceğinden ,oturmadan önce süpürge ile süpürüp öyle otururlar. O yüzden ellerinde süpürge ile dolaşırlar. Jainler yaşadıkları ortamda nefes alıp vermelerinin bile canlıları öldüreceğini düşündüğünden ağızlarında maske ile dolaşırlar. Yani hasta veya hasta olacaklarından değil ,kendilerinin dışarıya hastalık yayacağını düşündüklerinden.

Bir diğer bilinen Jain yaşam şekli de vejetaryen ve vegan olmalarıdır. Soğan ve sarımsak gibi sebzelerden uzak dururlar çünkü bunların tutku, öfke, nefret ve kıskançlık yarattığına inanırlar. Yiyecekleri bitkinin köklü olması onlar için uygun değildir. Çünkü kökü var olan bitki onlar için hala canlıdır ve onu tüketmek istemezler. Anlayışlarına göre şiddet ve zulüm ile elde edilen her türlü gıda onlar için yenilmemesi gereken gıdalardır.

Tüm bunlar aslında şiddete karşı olduklarındandır. Jainlerin bilinen 5 felsefesi vardır. Birincisi Ahimsa'dır. En yüksek mertebeleri olan Ahimsa ilkesi nedeniyle her varlığa eşit saygı ve şefkat gösterirler. Şiddet uygulamazlar, çünkü onlar için tüm canlılar ölümsüzdür ve sonsuz ruha sahiptirler. Varlıkları üç kategoride tanımlarlar;


"Henüz gelişmemiş olanlar ""Gelişme yolunda olanlar " ," Tekrar doğuş sürecinden kurtulup özgür hale gelenler".

İkinci felsefeleri Satya; yalan konuşmamak ,gerçeği söylemektir. Üçüncü Asteya; Hırsızlıktan kaçınmaktır. Dördüncüsü Brahmacharya; Seksten uzak durmaktır. Beşinci, Aparigraha; Sahip olmamak ,mülksüzlük anlamına gelir.

Jainler mükemmel insan olma yolunda ilerlerler. Onların aslında inandıkları bir tanrıları yoktur. Zaten insanlar onlar için en üstün ve mükemmel varlıklardır. O yüzden daha mükemmel düşünen ve olan bir Tanrı gereksinimleri yoktur. Gün batımından sonra yemek yemezler ve gezip seyahat etmezler.

Jainler doğaya ve başka canlılara aşırı saygı duyarlar. Ama tüm bunlarla çelişebilecek bir yetkiye de sahiptirler; Kendi canlarına istediklerinde kıyabilme yetkisi. Jainler ölmeye karar verdikleri andan itibaren yeme ,içme ,cinsellik gibi tüm insan ihtiyaçlarını azaltıp ilerideki süreçte durdururlar. Hayatlarının son süreçlerini ölüm orucu tutarak geçirirler. Bu aynı zamanda çilecilik kurallarını da destekler. Çile çekerek ölen kişi ,aziz veya azize ilan edilir. Jainizm'in kurucusu Mahavira 77 yaşında açlıktan ölmüştür. Onlara göre beden aç kalmalıdır, bedenini açlığa talim ettiren Jainler bedenlerinin bu muameleye ihtiyaçları olduğunu düşünürler. İşte bunlar onlar için en önemli keşişlik ve çilelik kurallarındandır.