HABERLER
Dini Haber

AŞERE-İ MÜBEŞŞERE

AY, Aşere-i Mübeşşere, Cennete girecekleri müjdelenen, islamiyet, din, Hz Muhammed, İslamda kadın, Aşerei Mübeşşerede neden kadın yok, İslam erkek dinidir, İslam erkeği kayırır, Cennetle müjdelenenler,
Muhammed tarafından Cennet'e girecekleri dünyadayken müjdelenen on Sahabi (Muhammed'in arkadaşı) demektir.

Aşere-i mübeşşere şunlardır:
1.Halife Ebu Bekir, 2.Halife Ömer, 3.Halife Osman, 4.Halife Ali, 5.Talha bin Ubeydullah, 6.Zübeyr bin Avvam, 7.Abdurrahman bin Avf, 8.Sa’d bin Ebi Vakkas, 9.Said bin Zeyd, 10.Ubeyde bin Cerrah.

Aşere-i Mübeşşere'de Neden Hiç Kadın Yok?
Dikkatinizi çekmiştir, aralarında bir tane bile kadın yok. Neden aşağıdaki kadınlardan biri, böyle bir rütbeyle şereflendirilmemiş acaba:
  • Annesi Amine: Muhammed’i doğurduğunda kocasını 6 ay önce kaybetmişti ve 6 yaşına kadar binbir güçlük içinde büyüttüğü söylenir.
  • İlk karısı Hatice: Hayat deneyimi ve servetiyle ailesini uzun süre taşıdı. Muhammed Hira dağından titremeler içinde döndüğünde ‘Sen peygamber olacaksın!’ diyerek onu cesaretlendirdi. Müslümanlığı kabul eden ilk kişiydi.
  • En sevdiği eşi Ayşe: Yakın arkadaşlarından Ebu Bekir’in kızıydı. 9 yaşındayken nikah kıymıştı.
  • Çok sevdiği kızı Fatma: Hatice’den olma kızı ve Halife Ali’nin karısı. İleriki yıllarda büyük oğlu Hasan karısı tarafından zehirlenerek, küçük oğlu Hüseyin Kerbela’da Yezit’in askerleri tarafından kafası kesilerek öldürülmüştür.
  • 'Adaylar hep akrabalardan' denmesin diye başka herhangi bir mümine…olamaz mıydı?

BEN DEİST MİYİM?

din, sizden gelenler, deizm, Ben Deist miyim?, deizm nedir, Deizm ne demek, Doğa tanrıcılık, Deist miyim?, Din ve inanç makale, Tanrı inancı, Deizm'de Tanrı, Akıl çağı ve deizm
Yeniden doğuş ve Aydınlanmayı, Katolikliği ve Protestanlığın ortaya çıkışını, orta çağın bağnazlığı ile Batı toplumlarının dinsel safsatalardan arınmasını, dincilikle laikliği, dinsel inanç, Tanrı ve din ilişkisini, bir de o dönemin deizm akımını çok iyi anlatmış olmalıyım ki, sevgili öğrencim dışarıda yanıma gelip bana “Hocam, siz deist misiniz?” diye soruyordu. (Elbette ben Türkçe kullanıp ‘tanrıcı’ mısınız?” diye sormasını yeğlerdim. Ama insanın her istediği her zaman olmuyor.)

Ben deist miydim?

Deizm 17. ve 18. yüzyılda ortaya çıkmış, özellikle İngiltere, Fransa, bir de Amerika’da etkili olmuş bir dinsel düşünce akımı. Ne demiş adamlar? Doğa-ötesi olay ve açıklamaları, örgütlü dinleri reddetmişler. Kitaba dönmenin doğruluğunu benimseyen Protestanlar’dan değişik olarak “Doğru, kutsala ve evrenin yaratıcısı Tanrıya inanmaktır, kitaba değil,” demişler. İnançların, Tanrının sözünü getirdiğini ileri süren peygamberlere değil, insan aklına dayanması gerektiğini, insan aklının da bir yüce yaratıcı dışındaki ayrıntıları kabul etmediğini anlatmışlar. Her bilir bilmezin, karanlık çağların garip inanışlarına alışkanlıklarına, uygulamalarına, din diye ortaya attığı safsatalara karşı çıkmak gerekir demişler. Kısacası, dinleri, kitapları, peygamberleri kabul etmeyip tek kutsal kavramın Tanrı olduğuna ve Tanrıya varacak tek yolun da akıldan geçtiğine inanmışlar. Tanrı konusunda bile, her türlü doğa-ötesi olayın, açıklamanın, ‘mucizenin’ varlığını benimsememişler, aklın ışığını tek yol gösterici kabul etmişler. (Atatürk’ün “Tek yol gösterici, bilimdir,” sözünü anımsayın.) Tanrının evreni yarattığını, insanlardan akla dayanan bir ahlak sitemine göre davranmalarını beklediğini ve böyle davranmayanları öte dünyada cezalandıracağını söylemişler.


Deizm, ortaya çıktığı Akıl Çağı ve Aydınlanma dönemi ile çok yakından ilgili bir akım. Katolikliğin baskısından insanların, en azından aydın takımının, kurtulmasında önemli yeri olmuş. Pek yaygın da olmamış. Bugün deist saydığımız düşünürlerin birçoğu kendine deist bile dememiş. Ve 18. yüzyılın sonlarına doğru etkisini yitirmiş bir akım. Daha doğrusu, başka inanışlara doğru evrilmiş, onlara katılmış ya da onların yolunu açmış. Örneğin, doğa tanrıcılığı (panteizm) güçlendirirken, tanrı tanımazlığın (ateizm) gelişmesine yardımcı olmuş. Deistlerin kimisi doğa tanrıcı olmuş ve demişler ki, evrenin başlangıcındaki yaratıcı bilinç evreni yaratmış ve evrenin kendisi olmuş; böyle olmakla da bilinçsiz ve tepkisiz bir varlığa dönüşmüş. Artık onun belirlediği söylenen bir ahlak sistemine değil, akla ve bilime dayanan bir davranış bilgisi üretmemiz gerektiğini söylemişler. Doğa tanrıcılıktan sonra bir adım daha, ding dong, tanrı tanımazlık ortaya çıkacak, daha doğrusu tek tük düşünürlerde var olan akım daha sağlam bir temel edinecektir.

Düşündüm, öğrencimin sorusu karşısında: Ben deistim herhalde... En azından deizmi anlatırken. Tanrıtanımazlığı anlatırken tanrıtanımaz olduğum gibi. Ama ben aynı zamanda coşumcuyum (romantik), klasikçiyim, gerçekçiyim ve simgeciyim; liberalizmi anlatırken liberal, toplumcu gerçekçiliği anlatırken toplumcu gerçekçi; komünizmi anlatırken komünist, faşizmi anlatırken... (Yani, şimdi, o kadar da değil... Esin perisinin kuyruğuna takılıp her sözün simetrisini tamamlamaya gerek yok. Sözün güzeli, sözün doğrusunu omuzlamaya başladı mı ancak, gereğini yapmalı. Yoksa, güzeli bulacağım derken, doğruyu kapı dışarı etmiş oluruz. “Hayır, bu ikisi her zaman, ille bir arada bulunmalı,” diyenler oturup şiir yazsın.) En azından bu kavramları inanarak anlatırken, onlardan yanayım. Onlara inanmasam o an için, onları nasıl anlatırım duyguyla, inançla dolu, etkileyici ve kalıcı olarak...
Ben öğretmenim.

SİZDEN GELENLER | Yazan: Hüseyin İçen
Eleştirisel bakış açısı ile her din ve inanca ait yazılarınızı, inancınızın değişim sürecini anlattığınız sorgulama süreçlerinizi dinvemitoloji@gmail.com adresine gönderebilirsiniz.
  • Bu yazılar biz-siz gibi sorgulama evresine girmiş herkese mutlaka biraz olsun ışık tutacaktır.
  • Gönderdiğiniz yazılar sitemizde adınızla veya takma adınızla yayınlanacaktır.
  • Gönderdiğiniz yazının başka bir internet sitesinde yayınlanmamış olması gerekmektedir. (KOPYA içeriğe karşı olduğumuzdan, sitemizdeki tüm içerikler özgündür)
NOT: Ayrıca sitemizde yazar veya çevirmen olmak için de bize mail atabilirsiniz.

PANTEİZM TÜRLERİ

Panteizm, Panteizm türleri, din, A, Klasik panteizm, İncil panteizmi, Kozmoteizm, Pananteizm, Panteizm nedir?, Panenteizm nedir, Doğacı panteizm, Felsefi akımlar, Spinoza, Spinozist, Spinozaya göre Tanrı,
Klasik Panteizm : Varlık ile Tanrı'yı yeniden tanımlamaya ya da en aza indirme girişiminde bulunmadan denk düşen panteizm biçimidir. Kişisel, bilinçli ve küresel bir Tanrı'ya inanır ve bu Tanrı'yı tüm gerçek dinleri birleştirme biçimi olarak görür. Klasik Panteizm birçok yönden Mozim'e benzer; enerji, maddeden düşünceye, zamana kadar her şeyi, tamamen kucaklayan kişisel bir tanrının bakış açısı olarak görür. Öncelikle basitliği ve diğer dünya inançlarına karşı tutum ve uyumluluk nedeniyle farklıdır. Klasik Panteizm, Hinduizm ve Kabalistik Musevilik gibi birçok dini gelenek tarafından temsil edilmektedir.

İncil Panteizmi : Bu tür panteizm (birçok geleneksel Hristiyan tarafından şiddetle kınanmıştır) İncil'in yazılarında bazı panteistik yönlerinin ifade edildiğini savunmaktadır. Doğanın eylemlerine Tanrı'nın İncil Denklemi ve Yeni Ahit'in içindeki Tanrı'nın tanımı, bu inanç sistemine itirazın temelini oluşturmaktadır.

Doğacı Panteizm : Bu, bütün olarak bilinçsiz ve bilinçsiz olmasına rağmen, evrenin mistik bir yerine getirme için anlamlı bir odak olduğunu savunan panteizm biçimidir. Böylece Doğa, yalnızca geleneksel olmayan, kişisel olmayan bir anlamda Tanrı olarak görülür. Eleştirmenler bunun terminolojinin kasıtlı bir kötüye kullanımını ve ateizmi (ya da bir çeşit manevi doğalcılık) yanlışlıkla panteizm olarak adlandırarak haklı göstermeye çalıştıklarını iddia ediyorlar. Doğalcı panteizm, Baruch Spinoza'nın (İncil Panteizmi tarafından etkilenmiş olabilecekleri) ve John Toland'ın ve çağdaş etkilerin nispeten yeni görüşlerine dayanır.

Kozmoteizm : Bu, 18. yüzyılın sonlarında başlayan, Tanrı'nın insan tarafından yaratılan bir şey olduğu ve insanlardan önce var olmadığı ve hatta sosyal planlama, öjenikler (öjenik: insan ırkını iyileştiren) ve diğerleri yoluyla insan evriminin uç bir hali olduğu duygusunu ifade etmek için başlatılan küçük ve tartışmalı bir harekettir.

Panenteizm : Panenteizm, Tanrı'nın yalnızca evrenden daha büyük olduğunu ve fiziksel evrenin sadece onun doğasının bir parçası olduğunu iddia etmesine rağmen, bu inanç, panteizmle ortak özelliklere sahiptir; örneğin, evrenin Tanrı'nın bir parçası olduğu fikri ortaktır.

Yazan: Anu