HABERLER
Dini Haber

İSLAMI GÜNCELLEMEK GEREK

din, islamiyet, K, İslam güncellenmeli, İslam güncellenmeli mi?, İslam kanunları, İslam hükümleri, Kur-an'da yasa koyma, İslam ve çağımız, Tayyip İslam güncellenmeli,
Merhaba değerli okurlar. Sizde bizim gibi eleştiren ve aklın mantığın kabul ettiği cevapları arayan biriyseniz doğru yerdesiniz. Bu yazımızda bu günlerde ortaya çıkan bir meseleyi daha doğrusu Türkiye'deki Müslümanları çalkalayan bir konuşmanın eleştirisini yapacağız. Hiç kimse için bir sır değildir ki Türkiye'deki Müslümanlar Recep Tayyib Erdoğan'ı Müslüman bir lider olarak kabul ediyor ve onun ülkede şeriat hükümlerini uygulayacağına inanıyordular. Bundan önce benim dinim ne Sünnilik nede Şialık dinidir diyen Erdoğan Türkiye'deki çoğunluk olan Sünni Müslümanların güvenini sarsmasına rağmen hala ona bir umut besliyordular. Lakin bir kaç gün önce Erdoğan'ın «İslama güncelleme yapmalıyız» demesi Müslümanları tedirgin etti ve bazıları için cumhurbaşkanının şeriat getireceği umudunu yok etmiş oldu. Peki neden? Bunun en önemli iki nedeni var.

1) Geleneksel Müslümanlar artık Erdoğan'ın onlar gibi düşünmediğini anlamış oldular. Ve bunu da anladılar ki artık imam hatip öğrencisi olan Erdoğan bile 21 yüzyılda İslamın şartlarının çalışmadığının farkına vardı. Bu din üzerinden servet toplayan yalılar, lüks arabalar sahibi olan hocaların işine gelmiyor. Onlarda gayet iyi biliyorlar ki Erdoğan'ın bu konuşması cemaatlere devletin dinden ayrı tutulacağına ve bir takım meselelerde kısıtlamalar yapılacağına bir işarettir. AKP hükumetinin bir kere feto terör örgütünden ağzı yandığı için bir daha aynı riski alıp Müslüman cemaatlerin güçlenmesine ve devlet içinde yapılanmasına izin vermeyeceği açıkça belli oluyor.

2) İkinci neden bir hayli enteresandır. Burada imkanları kısıtlanan hem Erdoğan hükümeti hemde Müslüman cemaatlerdir. Çünkü bu güne kadar şeriat getirecek ümidiyle AKP- ye oy veren Sünni Müslümanların artık kendilerine yeni bir lider aramaya başlayacağı ve Erdoğan hükumetinin büyük bir seçici kütlesini kaybedeceği öngörülebilir. Tabi ben buna o kadarda inanmıyorum çünkü defalarca Erdoğan'ı ikinci peygamber, Allah'ın vasıflarını toplamış bir lider olarak adlandıran AKP yöneticileri olmasına rağmen kendini Müslüman sanan bu cemaatlar ona oy vermeye devam ettiler. Onun için dünyadaki rahatlıklarını Allah ve din sevdasından üstün tutan bu insanların bir daha Erdoğan'ın İslam dışı olan bu konuşmasına kılıf uydurarak hak kazandıracağına eminim. Cemaatlerin bu konuda kaybettiklerini sayarken ilk başa zekatı yaza biliriz. Çünkü Müslüman cemaatlerin esas geçim kaynağı Allah için verilen ama Allah için harcanmayan zekattır yani devasal paralar. Tabi bu durumda devede seyahat eden Muhammed'i anlatan hocaların neden lüks Mercedes ve BMW de dolaştığı belli oluyor. 400 bin liralık yalılardan konuşmuyorum bile. Bu meselenin bide traji komedi tarafı var oda şudur Hristiyanları cehennemlik ilan eden onlarla akraba hatta arkadaş olmayı bile yasaklayan din hocalarının aynı Hristiyan insanların yaptığı lüks arabaları kullanmasıdır.


İslamın güncellenmesinin dinde hükmü


İslamın hiç bir döneminde dinin reform edilmesine iyi bakan bir fıkıh alımı olmamıştır. İslam geçmiş hocaların yazdığı fıkıh kitapları üzerine inşa edilmiş ve o yasalarla yönetiliyor. Buna dünyada yapılan günlük ibadetlerden tutmuş mahşer gününe olacaklara kadar her şey dahil. Peki İslami kanunların değiştirilmesine Kuranın bakış açısı nedir? İlk önce bunu belirtelim ki Kuranda yetki yasa koyma işi anca Allah'a ait olduğu Muhammedin kendisinin bile bir tebliğ edici olduğu açıkça gözüküyor.

6/EN'ÂM-57: "De ki: “Muhakkak ki ben, Rabbimden bir beyyine (delil) üzerindeyim, ve siz onu yalanladınız. Acele ettiğiniz şey benim yanımda değil. Hüküm ancak Allah’indir."


12/YÛSUF-40: Hüküm ise ancak Allah’a aittir.

Ayetlerde göründüğü gibi dinde hüküm verme yetkisi ancak Allah'a aittir. Ve Allah her yıl yeni bir semavi kitap indirmediği için İslamda son din olduğu için bu hükümlerin mahşer gününe kadar geçerli olması gerekir. Üstelik Kuranda açık bir şekilde Allah'ın yasalarında bir değişiklik bulunamayacağı yazıyor.

33/AHZÂB-62: "Daha önce gelip geçenler hakkında da Allah’ın kanunu böyledir. Allah’ın kanununda asla değişme bulamazsın."

Tüm peygamberler gibi Muhammed'inde Allah'ın indirdiği hükümleri değiştirmeye ve Allah'ın indirdiği kitabın dışında bir hüküm vermeye yetkisi yoktu. Şayet bunu yaparsa Kurana göre kafir fasık veya zalim olmuş olur.

MAİDE Süresi 44: "Ve kim, Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse, o taktirde işte onlar, onlar kâfırlerdir.

45: "Ve kim, Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, o taktirde işte onlar, onlar zalimlerdir."

47: "Ve kim, Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse, o taktirde işte onlar fâsıklardır."


Tüm bunları göz önünde bulundurarak Müslüman cemaatlerin artık yeni bir lider aramaya başlaması gerek. Lakin benim fikrimi sorarsanız ben Erdoğan'ın bu konuşmasını tarihi bir konuşma kabul ediyorum ve artık 21. yüzyılda İslam kanunlarının çalışmadığını görmesinden dolayı onu tebrik ediyorum. Yıllarca İslamın ibadet hükümlerinin kutuplarda geçersizliğini anlattık. Kıblenin dünyanın şekliyle çeliştiğini anlattık. Yaratılışı anlatan ayetlerin biyolojiyle, evreni anlatan ayetlerin coğrafyayla astronomiyle, kısacası Kuranın bilimle çelişkilerini anlattık. Her şeyi bilen Allah'ın bilimle çelişen bir kitap gönderme ihtimalinin olmadığını anlattık. Anlayanlar ve eleştiriye başlayan insanlar ne kadar haklı olduğumuzun şahidi oldular. Sizleri de ön yargılarınızı bir kenara bırakarak düşünmeye aklın ve mantığın yolunu seçmeye davet ediyoruz.

Yazan: Kirpi

SAHİH-İ BUHARİ NE ZAMAN YAZILDI ?

GF, din, islamiyet, Sahih-i Buhari, Sahih-i Buhari ne zaman yazıldı?, Tirmizi, Sahih-i Buhari ne zaman yazıldı?, Buhari'yi kim yazdı?, Buhari kaynak, Buhari güvenilir mi?, Müslümanlık ve Buhari,
Bildiğimiz üzere meşhur altı tane hadis kitabının bütününe Kütübü Sitte diyoruz . Buhari ve Müslim'in el - Camius sahihleri ve Ebu Davud , Tirmizi , Nesai ve İbn Mece'nin sünnenleri oluşturur bu bütünü.
Bu eserler İslam dünyasında dinin en büyük kaynaklarından kabul edilir ve İslam dünyasının hukuk kurallarını belirleyen en önemli detaylardan biridir . Oysa 10. yy sonrası oluşturulmuş ve tamamen rivayete dayalı bu kaynaklar tarih bilimi açısından oldukça yetersiz ve geçersizdir.

Fakat daha önemli bir konuya değinmek istiyorum bugün. Kütübü Sitte içinde yer alan , tüm bu hadis kitapları arasında en önemli yeri işgal eden , Kur'an dan sonra en güvenilir eser kabul edilen Buhari'nin el - Camius sahihleri ne zaman yazıldı ?

Sahih-i Buhari ismi verilen bu eserin , Buhari'nin öğrencisi olduğu rivayet edilen el - Firebri'ye dayandırılarak , Abdillah el Yunini tarafından 13. yüzyılda yazıldığı iddia edilir.
Yani yine rivayete dayalı kaynaklara göre bu eser Buhari'nin kendi orijinal eseri değildir.
Öğrencisi el - Firebri'nin , Buhari'den dinlediği rivayetleri nüshalara yazması ve Firebri'den yaklaşık 400 yıl sonra Yunini'nin bu nüshaları toplayarak kitaplaştırması ile günümüze ulaştığı iddia edilir en iyimser açıklamayla.

Peki gerçekten öyle mi ?


Yunini tarafından 13. y.y. da yazıldığı iddia edilen bu eser aslında ortada yoktur , kayıptır . Şuan elimizde bulunan tek ve en eski nüsha yine Yunini'nin bu eserine nispet edilerek 1896 yılında yazılmıştır.
Yani Sahih-i Buhari'nin bilinen en eski ve tek nüshası 1896 yılında Mısır'da bastırılan bu kitaptır , daha öncesi yoktur.
İşte 1.5 milyarlık İslam dünyasının hukuk sisteminin temelini bu eser oluşturuyor . Arada tam 1000 yıllık bir boşluk var.
Bu eserde yazanların doğruluğu bilimsel platformda ne derece kabul edilebilir ? Rivayete dayalı bilginin ömrü sadece bir nesildir , ikinci nesilden sonra bozulmaya başlar , bu sosyal bilimlerde basit bir kuraldır . Oysa biz tam 1000 yıllık bir boşluktan söz ediyoruz.
Bu 1896 baskısının matbaada ne derece sağlıklı aktarıldığını da bilmiyoruz. Kaldı ki 13. y.y. da Yunini tarafından yazıldığı söylenen yazmanın da ne kadar gerçekçi olduğuna dair bir kanıt yok elimizde.
Bu yazma gerçekten o tarihte mi yazıldı yoksa ona nispetle sonraki yüzyıllarda mı yazıldı bunlar cevapları oldukça muğlak sorular...
Kısacası bin seneden uzun zaman önce yaşamış Buhari'nin bu hadis kitabı 1896 da Mısır'da basıldı , başka da bir belge ortada yok ve 1.5 milyara yakın Müslüman bu kitabın Kur'an dan sonra en güvenilir eser olduğuna inanıyor.

Bu gerçeği Müslüman dünyasına anlatmak ve kabul ettirmek mümkün mü ?

Hiç sanmıyorum dostlar. Bin yıldır koskoca bir yalanı ve kurgulanmış bir dini yaşayan , tüm inanç sistemlerini ön kabullerle şekillendiren bir kitleye gerçekleri anlatmak belki de dünyanın en zor misyonlarından biri.

Yine de olsun biz doğruyu ve gerçeği arayışımızdan vazgeçecek değiliz. Onlar kabul etmeseler bile doğruyu ve gerçeği onlara da anlatmaktan geri durmayacağız.
Her daim umut ve sevgiyle kalın dostlar.

Yazan: Gregoire de Fronsac

ÇAMURDAN YARATILIŞ HİKAYELERİ

AY, din, islamiyet, Çamurdan yaratılış hikayeleri,Mitolojide çamurdan yaratılış,İnsanın yaratılış mitleri,yaratılış mitleri, yahudilik, din ve mitoloji, Mitoloji ve din, Marduk,Aruru,Zeus
 İSRAİL'İN TANRISI YEHOVA'DAN ĶUR-AN'IN TANRISI ALLAH'A ÇAMURDAN YARATILIŞ

Prometheus
Gözyaşlarımla toprağı ÇAMUR haline getirdim ve yoğurdum. Bir insan heykeli yaptım. Sonra bu heykele ruh verdim. İlk ölümlü yaratıklar oluştu böylece. "Ben, önceki tanrılardan böyle gördüm. Böyle terbiye aldım.

Zeus
"Namlı, şanlı Hephaistos'u çağırdım hemen, 'bir parça toprak al, suyla karıştır' dedim. 'İçine insan sesi koy, insan gücü koy. Bir varlık yap ki, yüzü ölümsüz tanrıçalara benzesin.' Koca Hephaistos, topal tanrı, hemen yaptı dediğimi. Bir kız biçimine soktu toprağı. Ses koydu içine. Ve, Pandora adını koydu. İşte, böyle yarattım insanı."

Marduk
"Bizim eski tanrılar, yaptığım işlerden dolayı teşekkür etmişlerdi bana. Hallerinden çok memnun olduklarını, ancak kendilerine hizmet edecek, tanrı niteliği taşımayan bir yaratığa ihtiyaçları olduğunu söylemişlerdi. Bunun üzerine, ben de Ea'nın yardımını istedim. Toprağı, Kingu'nun kanıyla yoğurdum. İlk insanı meydana getirdim."

Aruru
"Büyük gök tanrısı Anu -ki, kendisini ben yarattım- Uruk halkının ah ve figanlarını dinlemişti. Beni çağırdı. 'Sen,' dedi, 'Beni yarattın, şimdi de fikrimi yarat.' Bunu duyar duymaz, Anu'nun fikrini kalbimde yarattım. Ellerimi yıkadım. Bir parça çamur koparıp yazıya attım. Ve bu yazıda, kahraman Engidu'yu yarattım. ÇAMURDAN yarattığım Engidu, demir gibi serttir. Bütün gövdesi kıllardan simsiyahtır. Kadın gibi uzun saçları vardır."

Tevrat
"Ve Rab Allah yerin toprağından Adam'ı yaptı ve onun burnuna hayat nefesini üfledi ve adam yaşayan can oldu."

"Ve Allah dedi: 'Suretimizde, benzeyişimize göre insan yapalım/Ve Allah insanı kendi suretinde yarattı, onu Allah'ın suretinde yarattı./Ve Rab Allah yerin toprağından Adam'ı yaptı ve onun burnuna hayat nefesini üfledi ve Adam yaşayan can oldu./Fakat adam için kendisine uygun yardımcı bulunmadı./Ve Rab Allah Adam'ın üzerine derin bir uyku getirdi ve o uyudu ve onun kaburga kemiklerinden birini aldı ve yerini etle kapladı./Ve Rab Allah Adam'dan aldığı kaburga kemiğinden bir kadın yaptı ve onu Adam'a getirdi.."

Adem ile Havva'nın ilk günahları ve cennetten kovuluşları ile devam eden bu yaratılış öyküsü, hemen hemen aynen Kur'an'a geçmiştir.

Kur-an
8) Kur'an, Mü'minün 12-16: "And olsun ki Biz insanı süzme ÇAMURDAN yarattık."
9) Kur'an, Es-Safaat 11: "Hakikat Biz onları cıvık bir ÇAMURDAN yarattık."
10) Kur'an, Sad 71-76: "Ben muhakkak ÇAMURDAN bir insan yaratacağım. Artık onu tamamlayıp içerisine de ruhumdan üfürdüğüm zaman kendisi için derhal ona secdeye kapanın."