HABERLER
Dini Haber

MUHAMMED'İN ÜVEY OĞLU ZEYD'İN KARISI ZEYNEB İLE EVLENMESİ

Yazan: A.Kara

MUHAMMED'İN EVLATLIĞI ZEYD'İN KARISI ZEYNEB İLE EVLENMESİ

Artık dini içerikli konuları anlatma şeklimi değiştirdiğimi belirtmiştim. Yine Muhammed'in Zeyd'in eşiyle evlenmesini ele alacağım bu makalede de, benimsediğim, daha mantıklı bulduğum yeni yöntem gereği sizlerle doğrudan İslami kaynaklarda yazanları paylaşacağım. Dolayısı ile bu kaynaklardan neyi anlamanız ya da nasıl bir sonuç çıkarmanız gerektiği de yine size kalacak.

Konuya Zeyd'in Muhammed'in ailesine nasıl dahil olduğuna dair hadis ile başlayalım.

ZEYD'İN AİLEYE DAHİL OLMA SÜRECİ

İbn-i Sad, Tabakat, 1. cilt, Resulullah'ın Hizmetçileri ve Köleleri Bab'ı [1] :

... Hatîce, Zeyd b. Hârise’yi satın almıştı. Hakîm b. Hizâm b. Huveylid, Zeyd’i Ukâz çarşısında 400 dirheme satın almıştı. Resûlullah (sas) Hatîce ile evlendikten sonra Zeyd b. Hârise’yi kendisine vermesini rica etti. Hatîce Zeyd’i Resûlullah’a (sas) hibe etti. Resûlullah (sas) Zeyd b. Hârise’yi ve eşi Bereke’yi azat etti ...

Kütüb-i Sitte'de yazdığına göre Hatice, 8 yaşındaki Zeyd'i Muhammed'e bağışladığında Muhammed'e henüz peygamberlik gelmemişti. [Hadis Ansiklopedisi Kütüb-i Sitte I, 12.cilt, sayfa 324, Prof. Dr. İbrahim Canan]

Daha sonra Muhammed onu oğlu ilan eder [1][2] :

... Kelb kabilesine mensup olan o kişiler gidip babasına durumu bildirdiklerinde o “Kâbe’nin Rabbine yemin olsun ki benim oğlum!” dedi. Ona yerini ve kimin yanında olduğunu tarif ettiler. Şerâhîl’in iki oğlu Hârise ve Ka’b, Zeyd’i fidye karşılığında kurtarmak üzere [yola] çıktılar. Mekke’ye gelip Peygamber’i (sas) sordular. Mescitte olduğu söylendi. Hemen huzuruna girip dediler ki: “Ey Abdullah’ın oğlu! Ey Abdülmuttalib’in torunu! Ey İbn Hişâm’ın torunu! Ey Kabile reisinin torunu! Siz Harem’in sahipleri ve komşularısınız.

Allah’ın evi olan Kâbe’nin yanı başındasınız. Köleyi azat eder, esiri doyurursunuz. Yanındaki oğlumuz için sana geldik. Bize ikramda bulun, onun fidye ile azadı konusunda bize bir iyilik yap! Fidyeyi senin için artıracağız.” Peygamber (sas), “Kimdir o?” diye sordu. “Zeyd b. Hârise.” dediler. Allah Resûlü (sas), “Bunun başka bir yolu olmaz mı?” dedi. “Nedir o?” diye sordular. Resûlullah (sas), “Onu çağırın ve tercihinde serbest bırakın. Şayet sizi tercih ederse o fidyesiz olarak sizindir. Şayet beni tercih ederse, vallahi ben, hiçbir kimseyi beni seçen birine asla tercih etmem.” dedi. “Bize daha fazla adalet gösterdin ve iyilik ettin.” dediler. Onu çağırdılar. Peygamber (sas) “Bunları tanıyor musun?” dedi. Zeyd, “Evet!” dedi. Resûlullah (sas), “Kimdir bu iki kişi?” diye sordu. Zeyd, “Bu babam, şu da amcamdır.” dedi. Resûlullah (sas), “Ben senin tanıyıp bildiğin bir kişiyim. Seninle arkadaşlığımı gördün. İstersen beni tercih et, istersen onları!” (dedi). Zeyd, “Hiçbir kimseyi asla sana tercih etmem. Sen benim babam ve annem yerindesin.” dedi. Zeyd’in babası ve amcası, “Yazıklar olsun sana ey Zeyd! Hürriyete, babana, amcana ve ailene karşılık köleliği mi tercih ediyorsun?” dediler. Zeyd, “Evet, ben bu insanda, ona asla hiçbir kimseye tercih edemeyeceğim bir şey gördüm.” dedi. Allah Resûlü (sas) bunu görünce, onu Hıcru’l-Kâbe’ye çıkardı ve buyurdu ki: “Ey burada hazır olanlar! Zeyd benim oğlumdur, ben ona varis olurum, o da bana varis olur.” Bu durumu gören Zeyd’in babasının ve amcasının gönülleri hoşnut oldu ve oradan ayrıldılar. Bundan böyle o; Allah, İslâm dinini gönderinceye kadar “Zeyd b. Muhammed” diye çağrıldı.


Hadisin devamında anlatılanlar gösteriyor ki pagan Araplar arasında üvey ya da öz oğulun eşi ile evlenmek gibi bir gelenek yoktu ve hoş karşılanmamaktaydı. Ahzâb 40, 5. ayetler de bu duruma cevap olarak ortaya çıkmıştı. Hadisin kalan kısmına devam ederek olayları görelim.

Bunların hepsini bize Hişâm b. Muhammed b. es-Sâib el-Kelbî babasından, Cemil b. Mersed et-Tâî’den ve başkalarından nakletti. [Hişâm] bu rivayetin bir kısmını, babası, Ebû Sâlih, İbn Abbâs tarikiyle rivayet etti ve İbn Abbâs isnadında şöyle dedi:

“Allah Resûlü (sas) Zeyd’i, Zeyneb bt. Cahş b. Riyâb el-Esediyye ile evlendirdi. Zeyneb’in annesi Ümeyme bt. Abdülmuttalib b. Hâşim’dir. Bir müddet sonra Zeyd onu boşadı, Allah Resûlü (sas) onunla evlendi. Bu olay üzerine münafıklar konuşup durdular, Peygamber’i (sas) ayıpladılar ve dediler ki: Muhammed oğulların eşlerini haram kılıyor ama kendisi oğlu Zeyd’in hanımı ile evleniyor. Bunun üzerine Allah, “Muhammed erkeklerinizden hiçbirisinin babası değildir. Ama o Allah’ın Resûlü ve son peygamberdir.” 
[Ahzab 40] diye başlayıp devam eden ayeti indirdi ve [aynı surenin daha önce gelen bir ayetinde] şöyle buyurdu: “Onları babalarına nispet ederek çağırın!” [Ahzab 5] 
[Ayrıca bkz: Kaynak 3]

O günden sonra Zeyd, “Zeyd b. Hârise” diye çağrıldı ve evlatlıklar da babalarına nispet edilerek çağrıldılar. Mikdâd, Amr’a nispet edilerek çağrıldı. Hâlbuki daha önce ona “el- Mikdâd b. el-Esved” deniyordu. el-Esved b. Abdüyağûs ez-Zührî onu evlatlık edinmişti.

Taberi Tefsiri'nde pagan Araplar arasında evlatlıkların eşiyle evlenmenin yasak olduğu şöyle anlatılır:

Âyette: "Allah, evlatlıklarınızı da öz oğullarınız yapmadı." buyuruluyor.
Ayetin bu bölümü, İslam'dan Önce insanların uyguladıkları "Evlatlık müessesesini ortadan kaldırmaktadır. Bu cahiliye adetine göre kişi, başkasının çocuğunu alıp evlat edinirdi ve evlat edindiği çocuk o adamın öz evladı gibi kabul edilirdi. Evlat edinen kişi, evlatlığı ile evlenemezdi. Birbirlerine mirasçı olurlardı ve bunlar, birbirlerinin mahremi kabul edilirdi. İşte âyet bu adeti kaldırmakta, evlatlığın, öz evlat olmadığım bildirmektedir. [4]

Muhammed, Allah'ın bu evliliğe izin verdiğini belirterek onu ayıplayanlara olay üzerine vahiy olduğu söylenen Ahzab 38-39 ile cevap verir. Şöyle der:

"Allah’ın, kendisi için takdir ve emrettiği bir şeyi yerine getirme hususunda peygamber için bir sıkıntı ve sakınca olamaz. Allah’ın hükmü değişmez kaderdir. Daha önce gelip geçen, Allah’ın vahyini insanlara ulaştıran, O’ndan çekinen, Allah’tan başka hiçbir kimseden çekinmeyen peygamberler hakkında da Allah’ın kanunu böyledir. Hesap sorucu olarak Allah kâfidir."
"O Peygamberler ki, Allah'ın gönderdiği emirleri duyururlar, Allah'tan korkarlar ve O'ndan başka kimseden korkmazlar. Hesap görücü olarak Allah (herkese) yeter"

İslam alimlerince Muhammed'in, evlatlık oğlu Zeyd'in karısı ile evlenmesinin nedeni evlatlığın öz evlat gibi olmadığını göstermekti. Konuyla ilgili Taberi şöyle der:

Peygamber efendimizin yanında büyüyen Zeyd b. Hârise de Peygamberimize nisbet ediliyor ve kendisine "Muhammed'in oğlu." deniyordu. Bu ayet nazil olduktan sonra artık böyle söylenmesi yasaklandı. Daha sonra da izah edileceği gibi Resulullah (s.a.v.) Zeyd b. Hârise’nin boşadığı Zeyneb Bint-i Cahş ile, Allah'ın bu husustaki emri gereği olarak evlendi. Böylece tatbiki olarak, evlatlığın, bir insanın öz evladı gibi olmayacağım gösterdi. [4]

Peki Muhammed'in evlatlığının eşi Zeyneb ile evlenmesi nasıl olmuştu. Süreç nasıl gelişmişti? Buna da yine hadisler ve bağlantılı olan ayetler ile bakalım.

OLAYLARIN GELİŞME SÜRECİ

Muhammed, Zeyd ile Zeyneb'i MS.623'te nikahlamıştır. [5] Çift bir yıl kadar evli kaldıktan sonra boşanmıştır. Bazı hadislerde Zeyneb'in Zeyd ile evlenmek istemediği, Muhammed'in ısrarı üzerine kabul ettiği yazmaktadır. [6]

İbn-i İshak'ın siyerinde Zeyneb'in, Zeyd'den el-Hakem adında bir oğlu olduğu yazar (384.hadis) ve ilgili bölümün devamında yer verilen hadis şöyledir:

385. Zeyd b. Harise hastalandı. Rasulullah (S.A.V.) onu ziyarete gitti. Zeyd'in hanımı Zeyneb binti Cahş, Zeyd'in baş ucunda oturuyordu. Zeyneb, bazı işlerini yapmak üzere ayağa kalktı. Rasulullah (S.A.V.) onu gördü ve başını önüne indirerek: "Kalpleri ve gözleri ters yüz eden Allah, noksanlıklardan uzaktır." buyurdu. Bunu üzerine Zeyd: ''Ya Rasulullah, onu senin için boşuyorum." dedi. Rasulullah: "Olmaz." cevabını verdi. 
Bu olay üzerine Allah şu ayeti [Ahzab 37'yi] indirdi. [7]

Bu olay kısmen farklı anlatımlar ile başka İslam kaynaklarında da yer alır. Bunlardan birine daha bakalım:

Allah Rasûlü onun ailesine karşı gösterdiği bu tutumu değiştirmek için Zeyd’in evine ziyarete gitti. Ancak Zeyd evde yoktu. Bundan dolayı otuz altı yaşında olan ve üzerinde safranlı suda yıkanmış elbisesi içinde çok cazibeli duran Zeyneb bint Cahş, Hz. Peygamber’e kapıyı açtı ve Zeyd’in evde olmadığını söyleyerek içeriye girmesini teklif etti, ancak Allah Rasûlü, Zeyd evde olmadığı için içeriye girmeyi uygun bulmadı. Buna rağmen şöyle demekten de kendini alamadı: سبحان العظیم الله سبحان القلوب مصرف’’ Kalpleri bir halden diğer bir hale çeviren Allah ne yücedir…’’
Daha sonra Zeyd eve gelince Zeyneb, Rasûlüllah’ın geldiğini haber verince Zeyd: ‘‘Rasûlüllah’a niçin içeriye girmesini söylemedin?’’ dedi. Zeyneb: ‘‘İçeriye girmesini söyledim, fakat o, bunu kabul etmedi ve ondan bir şeyler duydum’’ deyince Zeyd: ‘‘Onun ne olduğunu sordu?’’ Zeyneb, söylediği şeyleri anlayamadım, ancak şöyle dediğini işittim: سبحان العظیم الله سبحان القلوب مصرف’’  Kalpleri bir halden diğer bir hale çeviren Allah ne yücedir…’’ Bunun üzerine Zeyd, Hz. Peygamber’e gelerek: ‘‘Senin evime geldiğin haberini aldım. Niçin evime girmedin? Annem babam sana feda olsun. Zeyneb hoşuna gittiyse, onu boşayayım.’’ Bunun üzerine Hz. Peygamber, Zeyd’e: ‘‘Eşini tut’’ dedi. Aradan çok geçmeden Zeyd tekrar Allah Rasûlü’ne gelerek aynı şeyleri söyledi, Hz. Peygamber de aynı şekilde: ‘‘Eşini tut’’ diye karşılık verdi. Zeyneb ile arasındaki şiddetli geçimsizliğe daha fazla dayanamayan Zeyd eşini boşadı. [8]

Gördüğünüz gibi İbn-i İshak Muhammed, Zeyneb'i görüp o sözleri söylediği sırada Zeyd evdeydi derken diğer kaynaklar Zeyneb evde tekti demektedir. Fakat tümünde olayın sıralaması aynıdır. Yani Zeyd'in Zeyneb'i boşamak istemesi, Muhammed Zeyneb'i görüp bu sözleri söylemesinden sonra gerçekleşmektedir.

Kur'an'da söz konusu hadislerle bağlantılı olan bölüm Ahzab 37'dir. Şöyle yazar:

"Hani sen Allah’ın kendisine nimet verdiği, senin de (azat etmek suretiyle) iyilikte bulunduğun kimseye, “Eşini nikâhında tut (onu boşama) ve Allah’tan sakın” diyordun. İçinde, Allah’ın ortaya çıkaracağı bir şeyi gizliyor ve insanlardan çekiniyordun. Oysa kendisinden çekinmene Allah daha lâyıktı. Zeyd, eşinden yana isteğini yerine getirince (eşini boşayınca), onu seninle evlendirdik ki, eşlerinden yana isteklerini yerine getirdiklerinde (onları boşadıklarında), evlatlıklarının eşleriyle evlenmeleri konusunda mü’minlere bir zorluk olmasın. Allah’ın emri mutlaka yerine getirilmiştir."

Sünen-i Tirmizi'de yazan hadise bakarak devam edelim:

3212- Enes (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Cahş’ın kızı Zeyneb hakkındaki Ahzab sûresi 37. ayeti indiği zaman Zeyd şikayetçi olarak geldi, boşamadan dolayı üzgündü. Rasûlullah (s.a.v.),
kendisine “Eşini terk etme, Allah’a kendine ve diğer insanlara karşı vazifene dikkat et” diyordu. 
Tirmizî: Bu hadis sahihtir. [9]

MUHAMMED'İN ZEYNEB İLE EVLENMESİ

Muhammed ile Zeyneb hicretin 5. yılında evlenmiştir. Bu sırada Zeyneb 35 yaşındadır. (Kaynaklar Zeyneb'in yaşı konusunda tamamen örtüşmez. Kimileri 35, kimileri 36 yaşında olduğunu söyler.) Evlilikleri konusunda 2 farklı rivayet vardır.

Birinci rivayet şöyledir:

Zeyneb, Zeyd'den boşandıktan sonra bir gün Muhammed, Aişe ile oturmaktadır. Bu sırada Ahzab 37 nazil olur ve Muhammed "Yüce Allah beni onunla evlendirdi. Kim bunu gidip Zeyneb'e müjdeler?" der. Hizmetçilerinden Selma bu haberi ve gümüş ayak bileziklerinden oluşan hediyeyi Zeyneb'e götürür. Daha sonra Zeyneb, Muhammed ile evlenir. [10]

Şimdi de ikinci rivayete bakalım:

Zeyneb'in iddet süresi bittikten sonra Muhammed evlatlık oğlu Zeyd b. Harise'yi göndererek Zeyneb'i kendine istetir. Zeyd evine gittiği sırada Zeyneb hamur yoğurmaktadır. Zeyd o anı şöyle anlatır:
“Onu görünce içim kabardı öyle ki ona bakamayacak duruma geldim. Hz. Peygamber’in Ona talip olduğunu kendisine söyleyemedim. Sırtımı ona döndüm ve geriye dönerek, ‘Ey Zeyneb, sana müjdeler olsun. Allah Resûlü seni kendisine istemem için beni sana gönderdi’ dedim. Zeyneb de, ‘Azîz ve Celîl olan Rabbim bana emretmedikçe ben bir şey yapmam’ dedi. Sonra kalkıp namazgâhına
gitti.” Bu olay üzerine Ahzâb sûresi 37. âyet nâzil oldu. [11]

Bu evlilik sonucu Zeyneb kendini Muhammed'in diğer eşlerinden daha üstün tutuyor, bunu da Allah'ın müdahalesine bağlıyordu.

3213- Enes (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Zeyneb binti Cahş hakkında “… Fakat Zeyd o kadınla beraberliğini sona erdirdiğinde onu seninle evlendirdik…” ayeti indirilince Zeyneb, Peygamberin diğer hanımlarına karşı övünür ve şöyle derdi: “Sizleri kendi aileleriniz evlendirdi. Beni ise yedi kat semanın üstünden Allah evlendirdi.” [12]
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.

İKİ SORU

Hiçbir yorum katmadan doğrudan İslami kaynakları paylaştığım bu makalenin sonunda Müslüman arkadaşlara konuyla ilgili olarak 2 soru sormak istiyorum. Tüm samimiyetimle söylüyorum ki bu soruları sorma amacım görüşlerinizi öğrenmektir. Herhangi bir art niyet taşımamaktadır.

1) Gördüğünüz gibi İslam öncesi pagan Araplar tıpkı bizim kültürümüzdeki gibi evlatlık bile olsa onu öz oğul gibi görmeyi daha doğru bulmakta, dolayısı ile üvey de olsa oğlunun karısı ile evlenmeyi doğru bulmamaktadır. Sizin bu konudaki görüşünüz nedir? Evlatlık olduğunuzu varsayın. Bu durumda eşinizden boşansanız ve üvey babanız eski eşinizi kendine eş olarak alsa, yani eski karınız anneniz olsa bundan rahatsız olur muydunuz, olmaz mıydınız?

2) İslam'a göre Muhammed MS. 610 yılında, 40 yaşındayken peygamber olmuştur (Ölümü 8 Haziran 632). Zeyneb ile MS 627'de evlenmiştir. Yani yaşanan bu olaylar, Allah, Muhammed'i "peygamber" olarak görevlendirdikten yaklaşık 17 yıl sonra gerçekleşmiştir. Arapların benimsediği "oğullukların eşleriyle evlenmenin yasak olduğu" yönündeki geleneği geçersiz kılmak böylesine önemli bir konu ise Allah bunu vahiy etmek için neden bu kadar uzun süre beklemiştir?

« ÖNCEKİ YAYIN
SONRAKİ YAYIN »