Tolkien'in esin kaynaklarını ve bağlantılı mitosları anlatacağım bu makalede
önem arz eden bir nokta varsa o da Tolkien'in okumayı seven, efsanelere, epik
şiirlere, halk masallarına hatta tarihe ilgi duyan biri olduğudur.
Yüzüklerin Efendisi'nin yazarı J.R.R. Tolkien'in belki de en çok ilham aldığı
bölgelerden biri İzlanda'dır. Bu bölgenin sahip olduğu eşsiz manzaralar, halk
masalları ve İskandinav mitolojisi Orta Dünya evreninin şekillenmesinde büyük
role sahiptir. Peki Tolkien bu bağlantıyı nasıl kurmuş, neden onca kültür ve
yer varken İskandinav, Cermen mitolojisinden ve İzlanda'dan etkilenmişti?
1930'ların başında İngiltere, Oxford'da yaşayan Tolkien'in ailesiyle birlikte
yaşayan bir dadısı vardı. Bu dadı Batı Fiyortlardan, İzlandalı bir kadındı.
Yani nasıl ki farklı kültürden dadıyla yaşayanlar o kültürün diline,
masallarına yönelik bilgiler edinebiliyor ise aynı durum Tolkien için de
geçerliydi. İzlandalı dadısı sayesinde İzlanda halk masallarını ve İskandinav
mitolojisini öğreniyordu. Ayrıca Birmingham'daki eğitimleri sırasında boş
zamanlarını Eski İskandinav dilini okuyarak, onların efsanelerini tercüme
ederek geçiriyordu. İşte Tolkien bu süreçte Hobbit (The Hobbit) adlı kitabını
yazmaya başlamıştı. Dolayısı ile basit gibi görünse de ona ilham sağlayan en
büyük kaynaklardan biri dadısıydı.
Yüzüklerin Efendisinde öne çıkan ögelerde bu kültürün efsanelerinin izlerini
görmek mümkündür. Örneğin Völsunga Destanı, tüm güçleri barındıran bir
yüzükten, yeniden dövülerek birleştirilen güçlü, görkemli bir kılıçtan
bahseder. Bunlar Tolkien'in romanlarında, Yüzüklerin Efendisi'nde "hepsine
hükmedecek tek bir yüzük" ve "Anduril, Narsil" adlı kılıçlar olarak karşımıza
çıkar.
İskandinav mitoslarının anlatıldığı Manzum ve Nesir Edda'larda yüzük ve kılıç
motifleri oldukça yaygındır. Hatta en büyülü ve güçlü olan yüzükleri cüceler
dövmüştür. Bu yüzükler, Odin'in yüzüğü ve Niflungların (Almanca: Nibelung)
yüzükleridir.
Niflung, diğer adıyla Nibelung Kraliyet Ailesini belirtmek için kullanılan bir
terimdir. Bu terim İskandinav efsanelerinde cüce ve devlerin yaşadığı efsanevi
topraklarda (Nibelungenlied) da karşımıza çıkar. Daha sonra bu Nibelung
teriminin bir cüceyi veya cüce ırkını ifade eder hale geldiği görülür.
Bu yüzükler genellikle İskandinav şiirlerinde güç kullanılan bir metafordu. Bu
yüzüklere sahip olmak, güce sahip olmak demek iken bu yüzüklerden birini
diğerleriyle paylaşmak, bir malı biriyle paylaşmak anlamı taşıyordu.
Kılıç konusuna gelirsek; İskandinav mitolojisindeki tüm ünlü kılıçların, Orta
Dünya'nın birçok ana karakterine ait kılıçlara çok benzeyen, tarihlerini
anlatan isimleri vardır.
William Morris'in, Volsung Sigurd'un 389. sayfasındaki metinler cücelerin
yarattığı yüzüklerden ve ölü krallar tarafından taşınan kılıçlardan bahseder.
Tolkien bunu öğrenci iken okumuştu.
Wagner'in "Der Ring des Nibelungen" yani "Nibelung Yüzüğü" adlı opera dizisi,
büyülü ama lanetli bir altın yüzükten ve yeniden dövülmüş kırık bir kılıçtan
bahseder. Völsunga adlı destanda bu öğeler sırasıyla Andvaranaut ve Gram'dır.
Bunlar da tek yüzük ve tek kılıç olan Narsil'e (Andúril olarak yeniden
dövülmüştür) karşılık gelirler.
Hikayelerin geçtiği fantezi dünyası olan Orta Dünya coğrafyası, İskandinav
mitolojisindeki coğrafi anlatılara büyük ölçüde benzemektedir. İskandinav
mitolojisinde 'Midgard', insanların, cücelerin, elflerin ve devlerin yaşadığı
evreni oluşturan üç dünyadan biridir. Benzer şekilde, Tolkien’in evreninde
Valinor adlı yer vardır. Tolkien'in Valinor adlı diyarına oldukça benzer
şekilde, İskandinav mitolojisindeki Asgard, Midgard'ın üzerinde bulunur.
Burası barış ve mutlu yaşamın yeri, Tanrıların ve en yüksek dünyanın evidir.
Tolkien, Eski İngiliz edebiyatı konusunda, özellikle de Beowulf destanı
konusunda uzmandı ve Yüzüklerin Efendisi'nde bundan pek çok kez yararlanmıştı.
Beowulf Destanı'nda (epik şiir) Ogreler, Elfler ve İblis Cesetlerinden
"eotenas [ond] ylfe [ond] orcneas," olarak bahsedilir. Bu destan da Tolkien'e
Orklar, Elfler ve diğer ırkları yaratması konusunda ilham vermiştir. Elflerin
tam olarak neye benzediğine dair fazla bilgiye sahip olmadığından bulabildiği
Eski İngilizce dilindeki tüm kaynakları birleştirmek zorunda kalmıştır.
Yine Beowulf'ta "marifetli bir demirci ustası tarafından dikilmiş ağ (zincir
zırh)" [searonet seowed, smiþes orþancum] ifadesi geçer. Tolkien buradaki
"searo" sözcüğünü Mersiya* dilindeki formuyla *saru olarak kullanmış, bununla Orthanc
hükümdarının, Saruman'ın adını yaratmıştır. Saruman, kurnaz, bilge ve
teknolojik fikirleri olan büyücüdür.
Peki Entleri yani devasa ağaç adamları nereden esinlenmişti?
Entleri, başka bir Eski İngiliz şiiri, II. Maksimlerdeki (Maxims II) "devlerin
becerikli eseri" (orþanc enta geweorc) ifadesinden türetmiştir. Buradaki
Orþanc [Orthanc] ifadesine dikkat etmek gerekir çünkü bu ifade Orta Dünya
evrenine Entlerin Saruman'ı hapsettiği Orthanc kulesi ve Entlerin Orthanc adlı
ağaçlık alanı olarak girmiştir.
Tolkien, Rohan Süvarilerinin pek çok yönü için Beowulf ve diğer Eski İngiliz
kaynaklarından yararlanmıştır. Örneğin Rohan topraklarının adı Mersiya
lehçesindeki "Marc" dan türetilen Mark'tır.
Tolkien'in yazıp göndermemiş olduğu bir mektupta yazdıkları, Rohan'ın hem
kurgusal hem de gerçek etimolojik kökenine ışık tutar:
... Rohan, Britanya'da, eski gururlu ve güçlü bir aile tarafından taşınan, ünlü bir isimdir. Bunun farkındaydım ve kelimenin bu şeklini beğendim. Ama aynı zamanda (uzun zaman önce) Elfçe "at" kelimesini icat etmiştim ve Rohan'ın atlılar tarafından işgalinden sonra Mark'ın (önceden Calenarðon '(büyük) yeşil bölge' olarak adlandırılıyordu) geç bir Sindarin adı olarak dilsel duruma nasıl uyum sağlayabileceğini görmüştüm. Britanya'nın tarihindeki hiçbir şey Éorlingas'a ışık tutmaz.
Peki ya Gandalf, onun esin kaynağı kimdir, nedir?
Gandalf, uzun-ak sakallı, yaşlı, geniş siperli şapka takan ve asa taşıyan
gezgin İskandinav tanrısı Odin'in yeniden yapılandırılmış halidir. Bunu
Tolkien kendisi söylüyor. 1946 tarihli bir mektupta, Gandalf'ı
"Odin'e benzeyen bir gezgin"
olarak düşündüğünü yazmıştır.
Balrog ve Moria'daki Khazad-dûm Köprüsü'nün çöküşü, İskandinav mitolojisinde,
güneydeki ateş devlerinin başı, Surtr adlı dev ile ve Asgard köprüsü
Bifröst'ün** yıkımı ile
benzerlikler taşır. Orta Dünya'nın yaratıcı tanrıları Valar'lar, Aesir'e,
Asgard tanrılarına benzer.
Orta Dünya'da tanrıların fiziksel olarak en güçlüleri Tulkas ve Orome
ikilisidir. Tulkas ve Melkor'un yaratıklarıyla savaşan Orome, İskandinav
mitolojisindeki Thor'a oldukça benzerken Valar'ın başı olan Manwe, Baba Odin
ile benzerlikler taşır.
Işığın Elfleri, Kalakendi (Calaquendi) ve Karanlığın Elfleri, Morikendi
(Moriquendi) tarzındaki ayrım, İskandinav mitolojisindeki ışık elfleri ve kara
elflerin bölünmesini yansıtır. İskandinav mitolojisinde ışık elflerinin
tanrılarla ilişkilendirilmesine benzer şekilde Kalakendi'ler de Valar'lar ile
bağlantılıdır.
Tolkien'in etkilendiği mitoslardan diğeri ise Finlerin "Kalevala Destanı"dır.
Buna ve ek olarak Yunan, Kelt, Slav mitoslarından temel aldığı ögeleri de
makalenin 2. bölümünde ele alacağım.
DİPNOTLAR
* Merciya, 7 Anglosakson
krallığından (heptarşi) biriydi. Günümüzde Midlands olarak bilinen
bölgenin Trent nehir vadisinde bulunan Tamworth krallığının
başşehriydi.
** Bifröst, Cermen
mitolojisinde gökkuşağı şeklindeki köprüdür. Bu köprü tanrıların dünyalar
arasında seyahat etmesini sağlar.