HABERLER
Dini Haber
A etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
A etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

BABA, OĞUL, KUTSAL RUH ÇELİŞKİSİ

hristiyanlık, Teslis inancı, Baba oğul kutsal ruh, Hristiyan tanrısı çelişkisi, İncil'deki çelişki, İncil ve Eski Ahit çelişkileri, İncile göre tanrı, A, Antik toplumlarda teslis inancı, din,
TESLİS İNANCINDAKİ ÇELİŞKİ

Öncelikle bu yazıya teslis inancı nedir? ile başlamak daha doğru olacaktır. Hristiyanlığı diğer ibrahimi dinlerden ayıran teslis inanışı tanrının baba, oğul ve kutsal ruhtan oluşan üçlü doğasını simgeler. Hristiyanlara göre birbirinden ayrılamayan bu üçlü, tanrının yansıması olarak görülür.
Daha basit bir söylemle birin içinde üç diyebiliriz, yani tanrıyı oluşturan, birbirinden farklı 3 parça. İnanış gereği tanrı 3 farklı şekilde betimleniyor yani.
Peki ama birbirinden farklı olan 3 kişilik nasıl olurda tek tanrıyı oluşturur?

Bu hem Hristiyan mezhepleri hemde Hristiyanlığın oluşturduğu yeni akım dinlerinde çeşitli çelişkilere, inanç farklılıklarına neden olmuştur. Örneğin ortodoks, katolik, protestan gibi mezheplerin tanrıya, meleklere vb. birçok konuya olan inanışları farklılık gösterebilir. Geçmişten günümüze tanrı ve teslis konusunda yaşanan bu kavram karmaşıklığı eski metinlerde bile görünmektedir. Hemen aşağıdaki 2 metne bakalım:

Eski Ahit, Tesniye 6.4'de şöyle yazar:
"Dinle, ey İsrail: Tanrımız olan Rab, tek bir Rab'dır."
Görüldüğü üzere burada yaratıcının tek olduğu söylenmektedir.

İncil, Matta 28:19'da ise şöyle yazar:
"Bu nedenle gidin, bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin; onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'un adıyla vaftiz edin."

Eski Ahitte yazanın aksine burada tanrının 3 farklı kişiliğinden bahsedilir ve tek olduğu vurgulanmaz. O yüzden de "onları baba, oğul ve kutsal ruhun adıyla vaftiz edin" denir. Tek tanrının yada yaratıcının adıyla demek yerine üçlemeden bahseder.


Oldukça kafa karıştırıcı bir kavram değil mi? Hem tanrı tektir diyorsun, hemde baba, oğul, kutsal ruh diyerek tek dediğin tanrıyı üçe bölüyorsun. Yani İsa hem tanrı, hemde tanrı değil. Baba, Oğul, Kutsal ruh dediğinde hem baba tanrıdır diyorsun hemde Meryemin doğurduğu İsa. Ortada öyle bir karşama var ki, istediğin kadar kulaç at içinden çıkamıyorsun.

Çünkü mezhepler ve görüş farklılıkları, netlik içermeyip karmaşaya izin veren bu ifadelerle harmanlanıyor. Bu yüzden de bazı toplumlar İsa'nın hem tanrısal hemde insani doğasına karşı çıkmışlardır, örneğin: Yehova Şahitleri, Mormonlar vs.

Birçok Hristiyan bile aslında teslisi tam olarak anlamamaktadır. Hatta bazı Hristiyanlar biz insan olduğumuz için tanrıyı anlayamayız, dolayısı ile teslisi de anlamamamız normal diyerek bu konuya kafa yormaktan kurtulmak, vicdanlarını rahatlatmak için aşağıdaki iki metni öne sürüyorlar:
1. Korintliler 1:9: "Tanrı'nın, kendisini sevenler için hazırladıklarını
hiçbir göz görmemiş, hiçbir kulak işitmemiş, hiçbir insan yüreği kavramamıştır."
1. Korintliler 1:14: "Doğal haliyle kişi, Tanrı'nın Ruhuyla ilgili gerçekleri kabul etmez. Çünkü bunlar ona saçma gelir. Ruhça değerlendirildikleri için de bunları anlayamaz."
Peki teslis inancı paganlardan etkilenilerek oluşmuş bir terim ve yeni bir tanrı anlayışı olabilir mi? Çünkü bilindiği gibi hristiyanlar uzun zaman boyunca paganlar ile savaşmış, ticaret yapmış yani bir şekilde iç içe girmiş, onların inançlarını ve tanrılarını da öğrenmiştir. Birçok antik pagan toplumunda ve birbirinden farklı coğrafyalardaki bazı eski toplum inanışlarında teslis inancı bulunmaktadır.


TESLİS HRİSTİYANLIK İLE ORTAYA ÇIKAN ORJİNAL BİR TANRI İNANIŞI MIDIR?

Daha Hristiyanlık yokken farklı zamanlardaki toplumlarda zaten teslis inancının türevlerinin olduğu görülmektedir:

Bâbil geleneğinden üçlüler:
A) Birinci üçlü: Gök tanrısı Anu, yer tanrısı Enlil, ırmaklar tanrısı Ea.
B) İkinci üçlü: Ay tanrısı Sin, güneş tanrısı Şamaş, bereket tanrıçası İştar (Tammuz'un sevgilisi)
C) Şeytan üçlüsü: Labartu - Labazu - Ahatsu

Guatemala geleneği: Bitol - Alom - Quhalom,
Kelt geleneği: Teutates - Taranis - Esus,
Peru geleneği: Paçakamak - Kon - Virakoça,
Antik Mısır geleneği: İsis – Osiris – Horus,
Dogon geleneği: Nommo die - Nommo tityayne - O nommo,
Hitit geleneği: Teshup - Hepatu - Sharruma,
İndo - Aryen geleneği: Mitra – İndra – Varuna,
Mitanni geleneği: Mitrassil – İndar – Uruvanassel,
Sabiî geleneği: Hibil - Şitil - Anuş,
Etrüsk geleneği: Tinia - Uni - Minerva,
Grek ezoterizmi: Phanes - Ouranos - Kronos,
Grek mitolojisinde: Silene (Selene) - Hekate - Artemis,
Antik İran'ın Ehli Hak geleneğinde: Güneş'in efendileri olan üç kardeş ilah.

Ek olarak Sümer ve İskandinav geleneklerinde ve neo-platonizm'de de bu tür üçlü ilah gruplarına rastlanır.

Kaynaklar:
 a b "Trinity". Britannica.com | İncil | Tevrat

Yazan: A.Kara

İNCİL'DE TANRININ DİNLENMESİ

din, hristiyanlık, Tanrının dinlenmesi, İncilde tanrının dinlenmesi, Tanrı 7.günde dinlendi, Hristiyanlıktaki çelişkiler, Tevrattaki çelişkiler, İncildeki çelişkiler, A,
Bilindiği gibi İbrahimi dinlerin arasında oldukça benzer yönler vardır. Bunlardan biri de Tanrının dinlenmesi olayıdır. Özellikle Tevrat ve İncil'de açıkça geçen bu olay tıpkı dinini savunmaya çalışan herkes gibi bu dine inanan insanlar tarafından üzerinde kelime oyunları yapılarak kurtarılmaya çalışılmaktadır.

Öncelikle bakalım İncil'de Tanrının dinlenmesi nasıl geçiyor:
1) "Gök ve yer bütün öğeleriyle tamamlandı.
2) Yedinci güne gelindiğinde Tanrı yapmakta olduğu işi bitirdi. Yaptığı işten o gün dinlendi.
3) Yedinci günü kutsadı. Onu kutsal bir gün olarak belirledi. Çünkü Tanrı o gün yaptığı, yarattığı bütün işi bitirip dinlendi." [Yaratılış 2]

Burada açıkça görüldüğü gibi Tanrının göğü ve yeri tamamen yarattığı, sonrasında ise dinlendiği yazıyor. 2.ayete "bakarsanız yapmakta olduğu işi bitirdi" yazdığını görürsünüz. Yani Tanrının dünyayı yaratması bitti, peki akabinde ne diyor: "Yaptığı işten o gün dinlendi."

Dolayısı ile "yaptığı işten o gün dinlendi" sözünü "yaptığı işten çekildi" yada "bitirdi" gibi tercüme ederek, anlayarak burada mantık hatasını düzeltmeye çalışmak akıllıca değildir. Çünkü bir önceki cümlede zaten "yapmakta olduğu işi bitirdi" diyor. Bunu söyleyen bir yaratıcı neden bir cümle sonra tekrar aynı manaya gelecek cümleyi kursun ki? Mantıksız...

Kaldı ki 3. ayette zaten yarattığı bütün işi bitirip "dinlendi" yazıyor. Buradaki dinlendiyi de aynı şekilde "yaptığı işten çekildi" anlamında yorumlamak sağlıklı olmaz, bu sefer tanrısı sürekli aynı şeyleri tekrarlayan bir spamcı durumuna düşürürsünüz.

Bariz bir şekilde işi bittikten sonra Tanrının dinlenmeye çekildiği ve bunun da 7.gün olduğu açıktır. 7 rakamı ise rastlantısal değildir, yani Hristiyan inancına göre laf olsun diye 7. günde dinlenmemiştir tanrı. 7 Hristiyanlık ve birçok dinde kutsal olarak nitelendirilen bir rakamdır.

Ek not, Tanrının dinlendiği gün yahudilerde ise Cumartesidir. Musevilerin Şabat günü de buradan gelmektedir.
Meraklıları tıklayarak buradan okuyabilir.

Yazan: A.Kara

HİLAL VE YILDIZIN TARİHİ

A, din, islamiyet, Antik semboller, Hilal ve yıldız, Hilal ve yıldız sembolü, İslamiyetin sembolü, Camilerin tepesindeki ay, Ay tanrısı Sin ve İslam, İştar, Şamaş, Mezopotamya'da hilal ve yıldız,
Hilal ve yıldızın birlikte (ortak) kullanımı ilk olarak İsrail'dir ve antik İsrail krallığında yanyana kullanılmışlardır. MÖ. 13-14. yüzyıllarda Moabites tarafından kullanılmış olan bu sembol kendisine ait olan mühürlerde sıkça göze çarpmaktadır.

İslamiyetin sembolü olan hilal ve yıldız figürü aynı zamanda antik Sümer'de de en çok kullanılan öğelerdendir. Hilal, Ay Tanrısı "Sin"i temsil ederken yıldız ise Ishtar (İştar)'ı aynı zamanda Roma mitolojisindeki Venüs'ü sembolize eder.
Antik Sümer'de bu iki sembole ek olarak "Şamaş" adı verilen bir güneş diskinin de kullanımı yaygındır. Sümer medeniyetinde bu 3 sembol kullanılırken:
Ay: Sin'i, yıldız: İştar'ı, güneş: Şamaş'ı temsil etmektedir. (Arap diline Şems -güneş- olarak geçen Şamaş Asur ve Babil'de güneş tanrısı olarak tapınılmış bir ilahtır)

Hilal ve yıldızın bir arada kullanımı Mezopotamya medeniyetlerinde de görülmektedir. M.Ö. 147'de Kral 1. Mithridates, M.Ö. 58-38'de 2. Orodes ve M.Ö. 38-2'de 4. Phraates tarafından basılmış olan antik paralarda bu semollerin kullanılmış olduğu görülmektedir.
Kaldı ki yukarıda sayılan kişiler kullanmadan tam 2 milenyum yıl önc Elam devleti tarafından da kullanılmış, Babil mitolojisindeki zamanın ve ayın tanrısı Sin, güneşin kudretli hakimi, yeryüzü ve cennetin yargıcı olduğuna inanılan Şamaş ve yıldız tanrısı İştar sembolize edilirken bunlar babil krallarının güçlerinin kaynağı olarak kullanılmıştır (antik Mısır'da firavunların gücünü tanrıdan aldığını söylemesi gibi).

Fakat bu sembollerin İslam öncesi kullanım yerleri ve onlara ne şekilde tapınıldığı bilinmesine rağmen hiçbir Müslüman:
"Neden İslamiyet'in sembolü de "hilal"dir?
"Putperestliğe tepki olarak doğduğu söylenen bir din neden kendinden önceki putperestlerin kullandığı sembolleri aynen kullanmaya devam eder?"
diye düşünmüyorlar...

Kaynaklar:
Irving L. Finkel, Markham J. Geller, Sumerian Gods and Their Representations, Styx, 1997, p71,
André Parrot, Sumer: The Dawn of Art, Golden Press, 1961,
A.H. van Zyl, The Moabites, Brill, 1960, pp 111-112, pp 157-158,
Othmar Keel, Christoph Uehlinger, Gods, Goddesses, and Images of God in Ancient Israel, Fortress Press, 1998, p322,
John Hansman, "The great gods of Elymais" in Acta Iranica, Encyclopédie Permanente Des Etudes Iraniennes, v.X, Papers in Honor of Professor Mary Boyce, Brill Archive, 1985, pp 229-232,
Michael R. Molnar, The Star of Bethlehem, Rutgers University Press, 1999, p78

Yazan: A.Kara