HABERLER
Dini Haber
AY etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
AY etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

MUHAMMED'E VAHİY Mİ GELİYOR YOKSA İNSAN MI ÖĞRETİYOR?

AY, din, islamiyet, Kur-an nasıl yazıldı?,Kur-an'ı Muhammed mi yazdı?,Muhammed'e öğretilen Kur-an,Muhammed'e vahiy mi geliyor?,Nahl suresi 103,Muhammed'in öğretmenleri
Muhammed henüz peygamber olmadan önce Mekke'nin tahsil görmüş en bilgili insanlarıyla oturup kalkardı. Peygamber olduktan sonra Mekkeliler ona karşı, "Hayır, bu bilgileri daha önce kendileriyle irtibat halinde olduğu şahıslardan almıştır, bu işin Allah’la hiç ilgisi yoktur" gibi çok sert eleştirilerde bulunmaya başlayınca, Nahl Suresinin 103. ayeti iniyor.
Ayetin özeti şu: ”Biz (Allah olarak) onların, Kur’an'ı Muhanımed'e bir insan Öğretiyor' dediklerini biliyoruz. Halbuki onların dedikleri şahsın dili yabancıdır. (Arapça değildir.) Bu Kur'an ise, apaçık bir Arapça'dır."

Ubeydullah bin Müslim anlatıyor:
"Mekke’de çok bilgili iki Hristiyan köle vardı. Bunlar aslen Iraklıydı. Adları ise Yesar ile Hayr idi. Bunların birçok kitapları vardı. Fırsat buldukça bu kitapları okurlardı. Muhammed de çoğu kez onlara uğrar, kendilerini dinlerdi. Günün birinde peygamberlik iddiasıyla ortaya çıkınca, muhalif olanlar, 'Hayır, Muhammed bu bilgileri Allah'tan değil de adı geçen kölelerden almıştır; Allah'ı ise işini sağlama bağlamak için kullanıyor’ demeye başladılar. Bu yüzden, Nahl Suresi'nin I03’üncü ayeti buna cevap mahiyetinde indi."

Carullah Zamahşeri eb Keşşaf... adlı tefsirinde ve Muhammed bin Cerir Taberi de, ünlü Canu'u'l Beyan adlı tefsirinde Nahl Suresi'nin 103’üncü ayetini değerlendirirken şu bilgiyi de aktarıyorlar;
"Mekke'de Tevrat ve İncil'i çok iyi bilen Cebr-i Rumi veya Aiş ya da Yaiş adında bir demirci vardı. Kimileri de adı Yesar-i Rumi'ydi diyorlar. Ayrıca onun yanında bir kardeşi de vardı, Muhammed sık sık bunlara gidip kendilerinden bilgi alırdı. Muhammed peygamberlikle görevlendirilince, ona muhalif olanlar, 'Muhammed bu bilgileri Allah'tan değil de, adı geçen demirci köleden almış' demeye başladılar. Bunun üzerine, Nahl Suresi 103'üncü ayeti indi."

İmam Suyuti, Lübabü'n-Nükul adlı eserinde, Nahl Sure-si'nin 103'üncü ayetini yorumlarken şöyle diyor:
"Mekke’de Bel'am adında biri vardı. Muhammed sık sık ona gider, kendisinden bilgi alırdı. Kimileri de, o dönemde Mekke'de Yesar ve Cebr adlarında iki yabancının bulunduğunu, bunlann çok kitapları olduğunu ve Muhammed'in genellikle onlara uğrayıp kendilerinden yararlandığım kaydediyorlar. Daha sonra Muhammed peygamberlikle görevlendirilince
muhalifler, 'Hayır, yalan konuşuyor; Bu bilgileri Allah'tan de­ğil; adı geçen kişi veya kişilerden alıyor' demeye başladılar. Bu ağır itham üzerine Nahl Suresi 103'üncü ayeti indi."

Kadı Beydavi, Envarü't Tenzil adlı tefsirinde şöyle diyor:
"Mekke'de Amr bin Hadremi’nin bir kölesi vardı. Adı Cebr-i Rumi idi. Kimileri, bununla birlikte Yaser adında bir kölenin daha olduğunu söylüyorlar. Kimileri de bu şahsın, Huveytıb'ın kölesi Aiş olduğunu belirtiyorlar. Muhammed peygamberlik iddiasında bulununca, muhalif gruplar, 'Muhammed, Kur'an bilgilerini bu kölelerden alıyor, Allah’ı ise toplumu etkilemek için kullanıyor' şeklinde eleştiriler yöneltmeye başladılar. Bunun üzerine Nahl Suresi 103'üncü ayeti indi,"

Nesefi, M edank... adlı tefsirinde, "Nahl Suresi’nin 103'üncü ayeti aşağıdaki eleştirilere cevaben inmiştir" diyor ve eleştirileri şöyle açıklıyor:
"Huveytıb'ın Aiş veya Yaiş adında bir kölesi vardı. Bazıları da bunun isminin Cebr-i Rum-i olup Amr bin Hadremi'nin kölesi olduğunu ileri sürmüşler. Bu köleler, Tevrat ve İncil'i çok iyi bilirlerdi, Muhammed daima onlara uğrar ve kendilerinden bilgi edinirdi. Peygamberlik davası ortaya çıkınca, inanmayanlar dedikodu yapmaya başladılar ve 'Kur'an'm da yanağının Allah değil de bu şahıslar olduğunu, Muhammed'in aktardıklarının ise, sadece adı geçen kişilerden öğ­rendiği bilgiler olduğunu söylemeye başladılar. Bu yüzden ilgili ayet indi."

Fahrettin-i er-Razi, Tbfsin Kebir adlı yapıtında Nahl Suresi'nin 103. ayetini açıklarken, şunları aktarıyor:
"Mekke’de Tevrat ve İncil'i çok iyi bilen ve bolca da kitapları olan bir köle vardı. Onun adı çok ihtilaflıdır: Kimisi Yeiş, kimisi Addas, kimisi Cebr, kimisi Cebra, kimisi Bel'am diyor. Muhammed sık sık uğrar, ondan bilgi alırdı. Kur'an ola­yı ortaya çıkınca, inanmayanlar zaman içinde 'Bu işin arka planında Allah değil de adı geçen kişiler vardır' demeye başladılar. Kimileri de 'Aslında Kur'an'ı, çok açıkgöz olan Hatice Muhammed'e öğretiyor; fakat kendisi kadın olduğu için öne çıkamıyor; bu nedenle Muhammed'i öne çıkarıyor; yani Kur'an'ın baş aktörü Hatice’dir’ diyorlardı. İşte bütün bu itirazlara cevap mahiyetinde adı geçen ayet inmiştir."

Kaynaklar:
Çobanlık yaptığına dair kaynakça; Buharı, İcare, 2. bap; İbnü’l Cevzi. Stlâr-j Sa/re, 1/35; İbn-i Sad, Tabakat-i Kübra,1/59; Hindi, Kenzii'/ L/mmal, No;  37763; Heysem), Mecmeu' ^-.Zevaı'd, 9/221; Askalani, e/- /sabe.... No: 12285;  Muhammed Sait Mubeyyıd, Mcvsuatu HayatJ-s- SababJyat, 611; Ibn-Habib,  Mufıabber, 98. Sel man'la ilgili bilgiler İçin birkaç eser: Belazuri, Ensabü'I Eşraf, 2/128; Aşka,  lani, el-İsabe, No: 3359 ve Tchaib-i Tehzib, 4/139; İbnü'l Cevzi, Sıfat-ı Safve, 1/270; İbn-i Esir, Üsd..., No: 2149; İbn-i Seyyidi'n Nas, Uyunü'l Eser, 1/137; tbn-i Abdi'l Ber, htiab.... No: 10)4.

KADINLAR TARLANIZDIR, İSTEDİĞİNİZ YERDEN TARLANIZA GİRİN

AY, din, islamiyet, İslamda kadın, Kadınlar tarlanızdır,İstediğiniz yerden tarlanıza girin,Kadına tarla benzetmesi,Bakara 223,Hz Ömer'in cinsel konuları,Kur-an'ın faydasız ayetleri,Kur-an'da arkadan birleşme
Ömer'le ilişkili olan Bakara Suresinin 223. ayetinde yine ÖMER'İN cinselliği söz konusudur.
Ömer bir gün Muhammed'e gidip, 'Helak oldum' diyor, yaptığına çare arıyor. Muhammed, seni helak eden ne ki! Diye sorunca; Ömer, 'BEN DÜN GECE BİNİTİMLE ARKADAN YAPTIM, BİNİTİMİ TERS ÇEVİRDİM...' diyor. Muhammed buna hiç karşılık vermeden, arada bir kelime bile konuşmadan, 'KADINLAR TARLANIZDIR' ayetinin o anda indiğini söylüyor. Burada yakışıksız hatta kadınlara hakaret anlamına gelen terimler var; Mesela Ömer diyor ki ben BİNİTİMİ ters çevirdim (tenzih ederim ama) kadın hayvan mı ki Ömer böyle bir ifade kullanıyor? Hala bu terim bazı Hanzo erkekler tarafından kullanılıyor. Birde ayet o kadar acilen gönderiliyor ki daha MUHAMMED Ömer'le bir kelime etmeden maşallah Cebrail hazır. Bir kelime etmeden AYET geliyor.

İbn-i Ömer'in azatlı kölesi Nafi anlatıyor:
"Bir gün ben ibn-i Ömer'in yanında KUR-AN tuttum o da ezberden Bakara Suresi'ni okudu. Bu ayete gelince bana 'sen bu ayetin ne ile ilgili olduğunu bilir misin?' dedi. Ben, 'Hayır' dedim. İbn-i Ömer, 'Bu ayet şu hususta inmiştir (yukarıdaki husus)' dedi ve sonra kaldığı yerden devam etti" diyor.

İnsanlık tarihinin yaklaşık 4-6 milyon yıllık bir geçmişi var. İnsanlar önden mi yapmışlar arakadan mı yapmışlar bu bir sorun olmamış ve insanlar üremeye devam etmiştir de ALLAH neden gelip MUHAMMED zamanında buna müdahale ediyor, ARKADAN da tutsanız sorun yoktur diyor? Sanki bu devrim mi, olağan-üstü bir olay mı?

Bu tanrılık bir iş midir ki kalkıp bunun için ayet göndersin. Dünya da yedi milyar insan can çekişiyor insanlar kıran kırana birbirini yiyorlar ama ALLAH gelmiş çiftler arasında yaşanan cinsel ilişkiyi anlatıyor. İyi düşünülürse bu bilgiler insanı daha hızlı bir şekilde ATEİST yapıyor. Tanrı ve bu işler Olacak iş mi?

Kaynaklar:
Tirmizi Bakara suresi 223, Ahmet b. Hambel, ibn-i abbas no:2980, Taberi, Bakara suresi 223, Taberani Mucem-i Kebir c.12/10-11 no:12317, Sahih-i ibn-i Hibban c.9/514, no:4202, Begavi Bakara 223, c.1/259, Buhari bakara suresi ayet 223, Bab 39/4526 ve 4527.

KUR-AN AYETLERİ NASIL YAZILIYORDU - 3

AY, din, islamiyet, Kur-an ayetleri nasıl yazılıyordu?, Kur-an, Kur-an'ı kim yazdı, Ahzab suresi, Ahzab suresi 53, Muhammed'in hanımlarını yasaklayan ayet, Ömer Kur-an ilişkisi, KUR'AN AYETLERİ NASIL YAZILIYORDU-3


Ahzâb Suresi'nin 53. ayetinin son bölümünde şöyle deniyor;
"Peygamberin hanımlarından bir şey isterken perde arkasından isteyin (onlara bakmayın). Bu, hem sizin kalpleriniz, hem de onların (Muhammed'in hanımlarının) kalpleri için daha uygun bir davranıştır. Sizin, Allah'ın Resulünü üzmeniz ve ondan sonra (onun ölümünden sonra) hanımlarını nikahlamanız, asla caiz değildir. Çünkü bu, Allah katında büyük bir günahtır."

Daha önce de, Ömer'in Muhammed'e yaptığı müracaat üzerine, onun ailesiyle ilgili bu tür ayetlerin indiğini, hatta bunlar arasında bu ayetin de olduğunu paylaşmıştık. Bu örneğimizde ise, Ömer'le ilgili farklı bir şey gündeme getiriyoruz: Ayşe'nin anlattı­ğına göre, bu ayetlerin sebep- sonuç ilişkileri arasında Ömer de vardır. Yani, Muhammed'in hanımları hakkında inen yasaklayıcı ayetlerin geliş sebepleri arasında Ömer’in rolünü de görüyoruz. Şimdiye kadar ki örneklerimizde Ömer'in önerileri doğrultusunda inen ayetlerden söz ettik; bu örneğimizde ise, onun bizzat tehlike unsuru olması nedeniyle ayet geldiğini görüyoruz.

Gelişmeleri Muhammed'in hanımı Ayşe'den dinleyelim:
"Eşimle birlikte yemek yiyorduk, o sırada Ömer de yanımızdan geçti; eşim onu yemeğe davet etti, hep birlikte yemek yemeğe devam ederken, o arada Ömer'in eli benim elime değdi; eşim Muhammed bunu görünce çok üzüldü. Üzüldü­ğünü ben de fark ettim."

Bu olay üzerine, Ahzâb Suresi'nin az önce geçen "Peygamber hanımlarından bir şey isterken perde arkasından isteyin" bölümü indi.

Bu örneğimizde işin ahlaki boyutu bir yana, şurası çok önemli: Bu ayet indiği vakit, Muhammed, yaklaşık 20 yıllık peygamberdi ve böyle bir yasak ayet inmemişti. Şayet Muhammed'in hanımları olmasaydı veya Ömer o an yemeğe davet edilmeseydi acaba bu ayet iner miydi? Görülen odur ki, Muhammed’in moralini bozan en ufak bir davranışta Cebrail hemen hazır ve nazırdır. Tabii ki bazı yorumlarda Ömer dışında başka ki­şilerin de isimleri geçiyor. Ama, burada önemli olan şahıslar değil; ayetin gelişine kimlerin sebep oldukları, kimlerin katkı yaptıklarıdır. Uzunca olan Ahzâb Suresi'nin bu 53. ayetinin son kısmında özetle, "Muhammed ölse de asla onun hanımlarıyla evlenemezsiniz; bu büyük bir günahtır" deniyor.

Burada bu yasağın sebebi cennetle müjdelenen on kişiden biri olan Talha bin Ubeydullah, Resulullah'ın eşlerinden biri hakkında şöyle demişti: "Eğer Resulullah ölürse Ayşe ile evleneceğim; çünkü o, benim amcamın kızıdır." Bu söz Resulullah'ın kulağına vardığında çok rahatsız olmuştu.

Hicap ayeti nazil olduktan sonra tüm kadınlar hicaba bürününce Talha yine şöyle dedi: "Acaba Muhammed bizim amcakızlarımızı da mı bize karşı giydirecek? O, bizden sonra hanımlarımızla evlenebiliyorken biz neden o öldükten sonra onun hanımlarıyla evlenmeyelim?" demiş.
Bu sözü duyan Muhammed çok üzülünce, az önceki ayet inmiş.

Kimi kaynaklarda ise, bazı erkeklerin "Muhammed'in hanımları bizim akrabamız oldukları halde, Muhammed bizi onlarla görüştürmüyor; eğer Muhammed ölürse biz onlarla evleneceğiz" dedikleri aktarılıyor. Muhammed hayatta iken, hanımlarına, örtünme, evde göz hapsi vb. hususlarda Kur’an ayetleriyle yaptırımlar uygulandığı gibi, kendi ölümünden sonra hanımlarının evlenmemesi için az önce geçen Ahzâb Suresi’nin 53. ayetiyle de buna yasak getirilmiştir.

Gerçekten de onun ölümünden sonra dul kalan onlarca hanımından hiçbiri, bu ayetlerden ötürü başkasıyla evlenememiştir.

Kaynaklar:
Belazüri, Ensabü'l-Eşraf, 2/102
Zamahşeri, El-Keşşaf tefsiri, Ahzâb Suresi'nin 53. ayeti dipnotu
Heysemi, Mecmau-z-Zevaid, tefsir bölümü, 7/93
Suyuti, Lübabu'n-Nükul fi Esbabi'n-nüzul, Ahzâb-53.
Tecrid-i Sarih, Diyanet tercemesi, 1772 nolu hadisin şerhinde
Er-Razi, Tefsir-i Kebir
Kurtubi, el-Câmi' li Ahkâmi'l Kur'an
Begavi, Meâlim-üt-tenzil
Kadı Beydavi, Envarü't Tenzil
İbn-ül Arabi, Ahkamü'l-Kur'an
Taberi, İbni Kesir, Mukatil bin Süleyman kendi tefsirlerinde, Şevkani, Fethu'l Kadir'de ve daha birçok müfessir Ahzâb Suresi'nin 53. ayetinin değerlendirmesinde bu hikâyeyi anlatmışlardır.
Beyhaki, es-Sünenü'l Kübra, 7/69
El-Vahidi, Esbab-ı Nüzul, Ahzâb-53
Askalani, el-İsabe, No: 4271, "Talha" bölümünde
İbn-i Esir, Üsdü'l Gabe, No: 2626, "Talha" bölümünde...