HABERLER
Dini Haber
MT etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
MT etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

HZ. HATİCE VE HZ. AYŞE

MT, din,Hz Hatice,Hz Ayşe,Hatice ve Ayşe,İslam öncesi ve sonrası kadın,İslamiyette kadın, islamiyet, İslamiyetten önce kadın,Muhammed'in eşi Ayşe,Putperest Arap toplumunda kadın, Pagan araplar
Hatice Hanım:
Dikkat ederseniz Hz. Hatice 40 yaşında bir bayan, ticaret kimliği tartışılmaz, bir iş kadını, eğitim-öğretim yönünde örnek birey ve aynı zamanda dul bir kadın! Şimdi böyle bir kadının bulunduğu İslam öncesi kültürde kadın haklarının ne derece doğru ve güzel olduğu açık. Bu kadının yanında çalışan Muhammed ile evliliği kesinlikle muhteşem bir kültürün ve aynı zamanda Muhammed'in bu çalışma esnasında öğrendikleri ezoterik bilgiler önemlidir. Yani mantıksal açıdan İslam öncesi öyle barbar ve çocuk katilleri gibi bir anlayışın olması akla ihanettir. Ondan sonra ki dönem için derin ve esrarengiz bir şekilde yaşanılan ve öğretilenin tamamı sorgulanabilir. Özelikle Muhammed hakkında yazılanlar ve Kur'an'da yazılanların zaman, mekan ve kişi olarak hepsinin detayları merak konusu olmalı. Hadisler zaten başlı başına spekülasyon dolu. Bu günkü haber alma hakkı bile hakim güçler tarafından engellenmesi, 1400 yıl önce yaşanılanların ne kadar doğru ve kesindir, tartışılır. Tartışmaya girmeyen ve olduğu gibi kabul eden ya çıkarı için yada yaşadığı korkunun etkisindedir. Ki bugün olanları olduğu kabul eden bir çok İslam devleti vardır çünkü bu saltanatın sarsılmasını istemez. İslam yazarı Ali Şeriati gibi değerli yazarların katledilmesi sadece saltanatın sarsılmasını istemeyen güçler tarafından 1400 yıl önce olduğu gibi kendi egoist düşüncelerini ayakta tutmak içindir. Bugünde bu güçler nasıl ki dünyayı yönettiği sanılan, ezoterik bilgilere sahip grupların 1400 yıl önce çok daha ileri zekaya sahip olmaları, ve toplumları, yazdıkları her şeye inandıran, kabul ettiren ve genelde bunu korku yöntemi ile şekillendirenlerdir. (Siyonizm vs)

Ayşe Hanım:
İsyankar bir yapısı zaten biliniyor örneğin "Tanrım beni kadın yaratacağına taş yaratsaydın" demesi bile başlı başına yaşadıklarından zulüm gören bir birey olduğunu gösterir. Hz. Ayşe'nin yaşadıkları ve başına gelenlerin kesinlikle bir tanrı tarafından onaylanmadığını anlatmak isterim. Bunun Kur'an'da yazması aynı zamanda insan oğlunun kendi mantığı ile şekillendirmesi gerektiğini düşünüyorum. Mantık veren yaratıcı eğer Ayşe hakkında yazmışsa bile (ki uzak bir ihtimal) kulunun bunu sorgulaması ve doğru ile yanlışı mantığı kullanarak ayırması olabilir. Yani Kur'an yazıları veya ayetler aynı zamanda bir insanın tanrıyı kullanarak denetleme amaçlı yapabilir. Korkutucu cehennem, bunda önemli bir etkendir. Önce evlatlık ve sonra daha bir çocukken cinsel bir obje gibi kullanılması tamamen suçtur. O yıllarda da suçtu. Arap kültüründe hiç benzeri yaşanmamış olması (İslam öncesi Arap Pagan kültürü) ve kadına verilen değer Hatice hanım örneğinde mevcuttur. Çok tanrılı dinler döneminde bazı tanrı sembolleri kadını temsil ederdi, yani Tanrıçaya tapılırdı. Eğer kadın Tanrıça değerindeyse, ki öyleydi, bu kadının ne kadar toplumsal ve kültürel yaşam alanlarında üretici ve öğretici bir role sahip olduğunu vurgulamaktadır. Son olarak kadın bir toplumun ana direğidir, Kadını özgür olmayan bir toplum cehaletle yönetilmeye mahkumdur. Ve bir toplumu kontrol altına almak isteyen hakim yapı önce kadını cahil bırakır. Saygılar.

Yazan: Metin T.

KORKU VE DİN

MT, Korku ve din, din, Tanrı, Yaratıcı, İnanç evrenseldir, Herkesin kendi Tanrısı, Dinler korkudan beslenir, Yaratıcı mantığını kullanarak ona ulaşanı sever, Din ve coğrafya,
Dinlerin bu günkü güçlü konumlarında olmasında ki en etken rol, İnanç ve korkudur. Haram-helal.
Korku inançla endeksli olduğu için derine girmeye çalışacağım. Birde sosyokültürel olunca tam tehlike arz eden bir durum olur (cehalet fazla olunca.)

KORKU 
Dikkat ederseniz din eğitiminde genelde yöntem, korku iledir. Daha küçük yaşta korku ile yetişen bir birey yaşı ilerledikçe bu korkunun etkisindedir. Psikolojiktir.
Bunda ebeveynler etkili rol oynar, ya çocuğunu tanrıdan korkan bir köle haline getirir yada tam tersi Yaratıcıyı seven ve aklı ile hareket eden bir birey yetiştirir.
Globalleşen gelişmelere aldırış etmeden içindeki bu korku, kişiyi köle olarak efendi/tanrıya sunar. Bir köle her zaman içinde nefret taşır ve buda korkunun etkisinde cereyan eder.
Yani korku bir köle daha yaratır. Asıl olan efendinin köle isteği midir?. Elbette hayır.
Bunun yöntemi kendini geliştirmeye açık ve düşünebilen bir birey olarak yaratıcıya akıl ile varmaktır.
Korkuyu yenmenin yöntemi ise empati kurmaktır. Sosyolojik terim.
Korkunun yerini sevgi ile doldurmayı amaç edinmektir. Sorgulamak, korkuyu yenmenin ve korkmadan inanmanın etkili yöntemidir.
O zaman gerçek/efendi/tanrı ya ulaşılır. Ve insan kendini tanır kendine ulaşınca.

DİN
İnanç evrenseldir ve doğuştan gelen bir histir. {Gereksinim} üzerine gelişir. Dinler, bu doğuştan hak olan inanç hissini kendi tanrısına hazırlamaya çalışır, bunun için bedel ister.
İnsanın içindeki efendi/tanrıyı özünden ayırır ve kendi tekeline bağlar.
Karşılığında ruhun ihtiyaç duyduğu gıdayı sunar. Ve ruhsal rahatlamayı sağlar. Burada metafizik devreye girer.
Öncesinde insan-tanrı (firavun), sonra kral-tanrı, sonrası elçi-tanrı, bugünde temsili ruhani-elçi-tanrı dönemleri ile toplumlar takip altında dizayn edilmeye çalışılıyor.
Zamanla coğrafi ve kültürel yaşam koşulları ve eğitimi ile şekillenir. Fakat bilmemiz gereken her bireyin dıştan aldığı eğitimin yanı sıra kendi kendine eğitim daha doğuştan bireyin kendi elindedir ve daha çok kültürel alanda yeşerir.
Birey neyi düşünüyorsa inanç o şeyin olmasını hayal eder ve onun hayali ile yaşar, bunun için doğal yaşam dengesi olan empati kurmaktır. Gerçekleşmeyecek hayalleri kurmak zayıf insanların dua ile yapmaya ve yaptırmaya çalışması korkudan doğan umut endekslidir.
Çocuğun haram kelimesinden yararlı veya zararlı olduğunu algılaması daha mantıklıdır. Ki yaratıcı mantığını kullanarak ona ulaşanı sever.

Yazan: Metin T.