HABERLER
Dini Haber
MT etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
MT etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

KADIN, ŞEYTAN TAŞLAMA VE DİN

MT, din, islamiyet, Şeytan taşlama, İslam ve putperestlik, Şeytan taşlama putperestlik, Kabe kadın taşlama yeridir, Hac, Kabe, İslamda kadın, Din kadınları cahil bırakır, Recm, Kabe kadın sığınma yeriydi, Hac nedir? Kız çocukları öldürüldüğü içinmiş, köleliği kaldırmak içinmiş bilmem ne bilmem ne. Yaw he he.
Özellikle kadın arkadaşlardan böyle bir başlık attığım için beni bağışlamalarını rica ediyorum. Dinde recm cezasını bilirsiniz. Hala İslam ülkelerinde kullanılan vahşi bir metodoloji den bahsediyorum. Ülkemizde de eğer farkındaysak uygulamak isteyen gerici, akıl yoksunu var.
Kadına Şeytan benzetmeleri ve benzer bir çok deyim kadını şeytan gören bir zihniyetten bahsediyorum. Neredeyse eşya gibi, bide namus kavramı (ayrıca yazacağım) sankim erkeğin mali, iradesiz ve erkek egemenlerin hizmetkarı olarak belirlemiş din.
Birey Bundan dışarı çıkmaz, isyankar ve Özgür ruhlu olmazsa.

Her birey bu oynanan oyunun içindedir. Herkes sorumludur.
Annemiz, eşimiz, kızımız, kız kardeşimiz ve hepimiz doğal haliyle dünyaya gelen birer varlığız! Hiç birimizin diğerinden üstünlüğü yoktur! Bu yüzden Bir birimizin yaşam hakkına saygı duymak zorundayız! Çünkü biz insanız.
Adem hava olaylarını bir çok arkadaş değinmiş ben hiç girmeyecem. Ve daha ilk başta bir hata olduğunu belirterek yola çıkmalıyız.

Kabe (hac) ziyareti sırasında şeytan taşlama kuralıda var.
Bakın tevaf ederken yaşlılar (son zamanlarda gençler de popüler olmaya başladı) oradaki şeytan değilde bir kadın taşlama yeri olduğunu tahmin bile edemez.
Hacdan yeni dönen yaşlı dayımın anlatımında inanılmaz bir rahatlık ve öz güveni vardı! Çok sevinmişti şeytanı/kadını taşladığı için, gariban. Bunun bir ticaret ve politik kısmına hiç girmiyorum! Matematiği iyi olan bir arkadaş bize bilgi verebilir, uluslar arası organizasyonlar falan, ve milyonların içinde bulunduğu bir yapılanma.

Neyse, şimdi recm konusuna gelelim! O dönem (dinin kurumsallaşma dönemi) Araplarda, bazı bölgelerde daha kadın tam baskı altına alınmamıştı.
Yavaşça kurumsal olan bu erkek egemen zihniyet Ahtapot gibi beynin tüm insani fonksiyonel bilgi merkezini cehaletle doldurarak, bazende ruhsal gıdayı (Tanrı mistiği) sunarak yönetimini kurar.
Baskılar diz boyu, bazı kadınlar bunu kabullenmek zorunda değillerdi, nede olsa Hatice gibi bir ticaretçi kadın yetiştirmiş ahlak anlayışı var. Kadınlar bunun bilincinde. Öyle basit değil hemen yukarıdan iki satır geldi hadi bunu uygula, bir alt yapı lazım neredeyse bir nesil/ömür değişti bu dönemde.

Bu tür baskıların kadın özgürlüğü için kabullenmesi elbette imkansız.
Sadece ülkemizdeki dini kurumlara bir baksak yeterli bir örnektir! Çünkü o yönetimdir bunu uygulayan. O yüzden yönetim kesinlikle laik ve seküler olmalı.

Bugün şeytanın taşlandığı yer bir kadın sığınma yeri idi.

Bir kadın, kocasının baskılarına dayanmaz ve ev benzeri bir yerde yaşamaya karar verir, aslında bir tür sığınma yeri.
Ve derken birileri toplumu galeyana getirip o kadını recm (taşlama) ile vahşice cezalandırır. İşte o günden bir güne oradaki taşlanan kadın şeytana büründürülmüş olarak ta bu noktaya gelir! Madımak olayına benzer! Eğitimli olmayan toplumlar bu tür galeyana gelmeye müsaittir.
O dönemde erkeğin ben merkezci yapısı da müsait, baskıcı bir siyasi din gelişmekte idi.
Ve sonuç ortada.
Din önce kadını cahil bıraktı, ardından köleleştirdi, eşya gibi kullandı, isyan edene de taş attı.
Basit, çok değil 10,15 yıl bir yönetim, dinin para ettiği yerlerde toplumu nasıl değiştirdiğini bilmemek kör olmaktır! O, toplumu öyle bir rezil eder ki, bugünkü yönetimler açık bir delildir, 1400 yıl öncesine gitmeye gerek yok! Şeytana ve kadına aynı taş atılmıştır.

Açıkça ya DİN insan haklarına uyar, ya insan dinin yasalarına uyar.
(Not, benden belge istemeyin, bana da Ateş bilgi veriyor)

Yazan: Metin T.

ÖZ SAVUNMA VE DİN

MT, din, Öz savunma, Kişilik hakları, Doğuştan gelen haklar, Özgürlük, Dinlerin baskısı, İnsan hakları, Yobaz baskısı, Dindarların diğer insanlara baskısı, Pedofili, Barbar Arap kültürü,
Mrb değerli insanlar!
Açık bir şekilde bildiriyorum!
Bir insan olarak buna yükümlü olduğumu düşünüyorum.
Gericilerin bazı yerlerde müzik, sanat, standlarına saldırıları, laik ve seküler yaşayan gençlerimize fiziksel saldırıları kabul edilemez!
Doğuştan hak olan,
Öz savunma temelinde insan haklarını savunan sosyal örgütlenmeye ihtiyaç olduğunu düşünüyorum!
  1. Ülkenin her tarafında din, dil,etnik köken olmaksızın yaşadığımız her yerde örgütlenelim! İnsanlık adına! 
  2. Sosyal medyada bu tür gericileri ifşa edip görüntülü veya yazılı haberleşme yoluyla rezil edelim!
  3. Birey doğuştan ölümüne kadar Özgürdür, bu hakkı öz savunma ile karuyalım!
  4. Bugün olmazsa yarın hiç olmaz! O yüzden tüm çevremizi bu tür baskılara karşı insani bir hak olan öz savunma ile eğitip koruyalım!
  5. Hiç bir dinin toplumsal ve bireysel özgürlükleri baskı altına almaya hakkı yoktur! O yüzden yapılması olağan şeyler,
  6. Hangi mahallede çocuklara taciz ediliyorsa o mahallede camiye gidilmeyecek, taa ki o ırz düşmanı pedofili suçlarını işleyenler cezalandırılana kadar! En başta o mahallenin imamı bunu öğrenecek! Örnek vermek gerekirse 500 yıl önce kilise papazına toplum şunu dayattı "Ya insan gibi yaşayacağız yada kilisenize gelmiyoruz!" Kazandılar! İnsanlık kazandı! 
  7. Bugün bunlar olmazsa yarın çok geç olabilir! Hepimiz , geleceğimiz, çocuklarımız, yaşamımız, sanatımız, öğrencilerimiz, müziğimiz, Özgür yaşam hakkımız, ailelerimiz, bu körelmiş insanlık düşmanı, karanlık zihniyetin kölesi olmadan yaşayabiliriz! 
  8. Cehaletin örgütlenmiş hali tehlikelidir! Gördüğümüz her yerde bakışlarımızla bunlara; Benim (insan hakları) özgür yaşam hakkıma dokunamazsın demeliyiz. Aksi takdirde öz savunma hakkımızla geldiği yere savururuz! 
  9. Yöntem; aslında uygulanabilir! Tüm mahallelerde öz savunma sayfaları Twitter, fb, vb ve WhatsApp gurupları, bu guruplar kadın erkek ayrımı olmaksızın. 
  10. Tüm dini bütün değerli büyüklerimizin (anne baba, amca dayı) mahalle içinde sözü geçen iyi kalpli insanların, camilerde bunu dile getirmelerini sağlamalıyız! 
Son olarak, bu örgütlenmenin ulusal alandan uluslararası çevrelerle (biraz zaman ister) ve dünyadaki bütün insanlığı korumakta kararlı çevreler ile bu duruşu sergilediğimizi belirtmek istiyoruz!

Batı çağdaş medeniyeti bizim topraklardan geçti ve bugün Avrupa, Amerika, Hint boyları bu medeniyeti yaşıyor!

Arap köle kültürünü dayatan gericiler şunu iyi bilsin;
Dünyaya inancı, yaşam hakkına saygıyı, sosyaliteyi, bilimi, ilimi, ticareti, öz savunmayı öğreten Anadolu ve Mezopotamyadır. Sonradan inşa edilmiş Arap barbar kültürü insanlığı sadece karanlığa ve geriye götürür!
  1. Her insan, inanç bakımından Özgürdür! Fakat inancı gereği olduğunu düşündüğü bir başkasına, yasak ve dayatmalar kabul edilemez! Yanlış inanıyor ! 
  2. Global Kültür ve yerel kültür hiç bir İnancın kıskacında olamaz, kabul edilemez!
  3. İnsan gibi yaşamakta ısrar ediyor, Araplaşmayı dayatanlara öz savunma ile cevap veriyoruz! 
Ve Yeni yıla saatler kala bu yazıyı yazarken her bir bireyin Yen'i yılını kutluyorum. Bundan sonraki süreçte zorda olan bir varlığın ümitsizliğe kapılmasına neden olan tüm gerici dayatmalara boyun eğmeden öz savunma ile haklı duruşumuzu sergileyeceğiz!

Kafanızı yormayın ve artık Tanrı'ya dua etmiyorum! Mucize beklemiyorum! Kendime dua ediyorum ve Tüm dualarımı kabul ediyorum!
En içten duygularımla Yeni ve zorlu yılınızı kutlar! Öz savunma dolu bir hayat diliyorum!
Sevgi ve Barış olan Yeni yıl dileklerine öz savunmayı ekliyorum!
Yeni yılınız öz savunmalı olsun!

Yazan: Metin T.

ÖLÜM, RUH VE DİN

MT, din, Ölüm, Ruh, Ölüm ruh ve din, Dünya boştur, Ölüm korkusu, İnsan gibi yaşamak, İlk hücre, Yaratılış, Ölüm sonrası, Ölen insan, Ölünce sen olmayacaksın, Dünyayı sev, Ahiret korkusu,
"Dünya boştur" bu sözü çok kullanırım bazen merak eden çevreme izah ederim, bu konular aslında ne demek istediğimi anlatıyor. Dikkat ederseniz ölüm korkusu çok fazla dincilerde vardır ve insanları korkuturlar. Sanki çok korkunç bir şeyi, devasa bir şekilde anlatırlar. Ben izlerken hayret ediyorum tam bir tiyatro! Dinlerin kullandığı en muhteşem yoldur. Kullandıkları şehitlik ve bazı kutsallık atfeden kelimeler var onları bir ara ayrıca yazarız!

"Dünya boştur" sözüne alternatif, hayatı güzel kılarak boşluğu doldurmamız gerektiğini düşünüyorum! Güzel düşünen tüm insanları ayrıca selamlıyorum!

Değerli okuyucular.
Şimdi bir kaç bağlantı kuralım.

İnsan et ve kemikten yapılmış, doğal haliyle zamanla yıpranan bir canlıdır. Bazı özel durumlar hariç doğumdan ölümüne kadar kendisinde bulunan mekanizma hareket eder. Akılda bunlardan birisi. Bu bireyin doğal hayatı gereğidir yani öyle çok ahım şahım bir şeyde değildir!

"Özene bezene yaratmış"
Güzel bir sözdür sadece! İlk hücrenin günümüze gelen şekli ve zamanla gelişen davranışlarıdır!

Örneğin korku nasıl anlatılır?
Genelde kullanılan yöntem, hayal edilen bir cismin (soyut varlıklar) hareket hali ile canlandırılır ve karşıya gene bu yolla aktarılır!

En fazla ruh benzetmesi vardır , ve ruhun yeniden canlandığı fikri sadece korku yayma amacıdır! Aslında ölünce ruhumuzda beraber ölüyor çünkü beynin elektrik akımı duruyor.

Şöyle, kalp atışlarından pompalanan kanın beyne gitmesiyle beyin mekanizması devreye girer. Ve düşünme gerçekleşir orada bir insan sınırsız düşünebilir, ölüm'ü bile ;) . Ve bu korkuyu vücut ekseninde hissedebilir bir insan. Doğaldır.

Çünkü hareket etmekte olan bir mekanizma var!
Ve bu mekanizma ilk hücreden bu yana hep öyle devam etmiş, milyon yıl öncesine inebiliriz, eğer izin verseler bir kaç milyon yıl daha gidebilir. Neyse.

Kalp atışı olmayan birinde beyin düşünebilir mi? Yok.
Korku hissi insanın en zayıf halkasıdır, ölüm gerçeği olunca! Ve sonrası dinlerin maceraları, tew Le le...

Sadece endişelenmenize gerek yok, ölüm olunca sen olmayacaksın! Yani düşünme sorunun yok çünkü kalp çalışmaz, düşünmeni sağlayan beyin mekanizması otomatik olarak yok! Hissetmek YOK, düşünsene bizim cami imamı ölünce kim cesedine bakar? Yok.

Kişi ölünce milyonlarca yıl olduğu gibi o toprakla birleşir. Vücudun tüm organları toprağa besin kaynağıdır. Kemikler biraz kalıyor tabi! Ve milyonlarca yıl yoktuk bir kaç milyon yıl daha olmayacağız fakat o ilk hücre doğası gereği yaşayacak.

Şimdi insan gibi yaşamak zorunda olduğumuzu düşünüyorum!
Yaşamak ve yaşamı güzel kılmak bizim elimizde, eğer bizler bu doğanın bir parçasıysak ki öyleyiz. Doğada olan tüm varlıklar gibi bizlerde insan olarak tüm insani yaşam haklarıyla birlikte içinde bulunduğumuz zamanda yaşamalı ve yaşatmalıyız! Ahiret baskısına gerek duymadan, bu dünyayı sevebilmeliyiz!

O yüzden yaşadığımız her anın çok değerli olduğunu bilmeli ve en güzel şekilde nasıl yaşanıyorsa öyle yaşamalıyız!

Ahiret korkusu,
Din korkusu gereksizdir!
Güzel yaşamak sanattır!
Eğer bir Tanrı varsa, o da cesaretli ve akıllı olunmasını tercih eder!!
"Dünya boştur"

Yazan: Metin T.