HABERLER
Dini Haber
MT etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
MT etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

EMPATİ VE DİN

MT, din, Empati ve din, Din insanları empati yoksunu yapıyor, Empati yoksunluğu, Empati kurmak, Dinlerin insana etkileri, Eş duyum ve din, Ahlak ve empati, Kadın bilinçlenmeli, Tecavüz vakaları,
Önce empati kavramına kısa bir göz atalım, toplumsal alanın her dalında mutlak önem taşıyor! Psikoloji, sosyal, inanç, kültür, bilim, sanat, ekoloji, doğa ve daha bir çoğunu sıralayabiliriz!

Empati/eş duyum bir başkasının duygularını, içinde bulunduğu durumun motivasyonu anlamak içselleştirmek (Wikipedia)! Yani insani açıdan son derece önemlidir !

Son bir kaç yüzyılda dinlerin empati üzerine pek durmaması, bireyin düşünmesini engellemek içindir! Ve empati kuramayan her birey o dinin kölesidir!
Empati kuramayan daha evrimini tamamlayamamıştır.
Hiç bir etnik köken ayrımı olmaksızın empati mutlaktır!

Bir kaç örnekle farklı bir bakış açısı kuralım!
  • Örneğin Bir çok din yöneticisi dinin emrini uygularken empati kurmayı bilmez/düşünmez, düşünemeyen kişi o dinin kölesi olduğu gibi diğerlerine hüküm veren bir amir görür kendini! kendine yaramayan bir başkasına hiç yaramaz!
  • Kadın hakları konusunda dinin bir kaç bin yıl geride olduğunu hepimiz biliyoruz. Empati kurabilen kadınlar tüm toplumu bataklıktan kurtarır çünkü çocukla en fazla aktif olan, empati/eş duyum hissi kadındadır! O yüzden dindeki öncü erkek egemen kadını kölesi yapan, empati kuramayan rahatsız beyinlerdir! "Kadın bilinçlenirse toplum bilinçlenir"!
  • Doğuştan sahip olduğumuz empati hissini çok kısa bir zamanda kaybediyoruz. Bu doğaldır! Ama bu kadar acı veren din kaynaklı rezaletlerin, kader veya Tanrı'nın emri diye geçiştirilmesi empati duygusunun yeniden yeşermesini engellemektir!
  • Reşit olmayan çocuklara yönelik cinsel istismarda empati kurmayan beyin yoksunu insanların olduğunu biliyoruz fakat toplumun buna sessizliği, insani açıdan ne kadar geride olduğunu düşünebiliriz! Bir çocuğun acısını hissedemeyen zaten hastadır!
  • Karanlıktan aydınlığa kavuşmanın ilk kurali empati kurmaktır! Işıktır, İnsan olmaktır!
  • Bir hayvanın avlanması doğaldır, fakat bir insanın o hayvani avlaması egoizmdir! Hayvanla empati kuramayan daha çok somun ekmek yemelidir! O yüzden kurban ve bayramı katliamdır! Hayvan haklarına aykırıdır!
Nezaket göstergesi de empatiye bağlanabilir! Eğer karşındakine değerli ve nezaketli olursan ayni şekilde oda empati kurmak isteyen biri olur!
Empati kuramayan toplum eksiktir!

Ahlak sahibi her insan önce empati kurandır! Eğer insanlar ahlaktan bahsederken kendi dinlerinin bakış açısını üstün görüyorsa sorgulanır! İnsani bakış açısı en makul olandır! -Bir ağacın taze iken kesen zihniyet empati yoksunudur!Empati tamamen insani bir terimdir hatta insan üstü diyecek kadar ileri gitmeyi düşünüyorum! Yani tüm insanlığı kapsayan bir üst akıldır!

Empati ve din bir arada olması çok uzak bir ihtimal fakat insanlık çok zulüm altında ve dinlerde artık insanlık için bunu kabul edip görebilmeli! Yoksa insanlar o empati kuramayan anlayışı terk etmeli! Muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak isteyen her Birey bundan sorumludur! Her birey Özgürdür, ta ki bir sonrakinin özgürlüğü başlayana kadar ! Benim özgürlüğüm seninki başlayana kadardır! Empati! Dünya boştur! Ama biz doldurabiliriz!

Yazan: Metin T.

KADIN, ŞEYTAN TAŞLAMA VE DİN

MT, din, islamiyet, Şeytan taşlama, İslam ve putperestlik, Şeytan taşlama putperestlik, Kabe kadın taşlama yeridir, Hac, Kabe, İslamda kadın, Din kadınları cahil bırakır, Recm, Kabe kadın sığınma yeriydi, Hac nedir? Kız çocukları öldürüldüğü içinmiş, köleliği kaldırmak içinmiş bilmem ne bilmem ne. Yaw he he.
Özellikle kadın arkadaşlardan böyle bir başlık attığım için beni bağışlamalarını rica ediyorum. Dinde recm cezasını bilirsiniz. Hala İslam ülkelerinde kullanılan vahşi bir metodoloji den bahsediyorum. Ülkemizde de eğer farkındaysak uygulamak isteyen gerici, akıl yoksunu var.
Kadına Şeytan benzetmeleri ve benzer bir çok deyim kadını şeytan gören bir zihniyetten bahsediyorum. Neredeyse eşya gibi, bide namus kavramı (ayrıca yazacağım) sankim erkeğin mali, iradesiz ve erkek egemenlerin hizmetkarı olarak belirlemiş din.
Birey Bundan dışarı çıkmaz, isyankar ve Özgür ruhlu olmazsa.

Her birey bu oynanan oyunun içindedir. Herkes sorumludur.
Annemiz, eşimiz, kızımız, kız kardeşimiz ve hepimiz doğal haliyle dünyaya gelen birer varlığız! Hiç birimizin diğerinden üstünlüğü yoktur! Bu yüzden Bir birimizin yaşam hakkına saygı duymak zorundayız! Çünkü biz insanız.
Adem hava olaylarını bir çok arkadaş değinmiş ben hiç girmeyecem. Ve daha ilk başta bir hata olduğunu belirterek yola çıkmalıyız.

Kabe (hac) ziyareti sırasında şeytan taşlama kuralıda var.
Bakın tevaf ederken yaşlılar (son zamanlarda gençler de popüler olmaya başladı) oradaki şeytan değilde bir kadın taşlama yeri olduğunu tahmin bile edemez.
Hacdan yeni dönen yaşlı dayımın anlatımında inanılmaz bir rahatlık ve öz güveni vardı! Çok sevinmişti şeytanı/kadını taşladığı için, gariban. Bunun bir ticaret ve politik kısmına hiç girmiyorum! Matematiği iyi olan bir arkadaş bize bilgi verebilir, uluslar arası organizasyonlar falan, ve milyonların içinde bulunduğu bir yapılanma.

Neyse, şimdi recm konusuna gelelim! O dönem (dinin kurumsallaşma dönemi) Araplarda, bazı bölgelerde daha kadın tam baskı altına alınmamıştı.
Yavaşça kurumsal olan bu erkek egemen zihniyet Ahtapot gibi beynin tüm insani fonksiyonel bilgi merkezini cehaletle doldurarak, bazende ruhsal gıdayı (Tanrı mistiği) sunarak yönetimini kurar.
Baskılar diz boyu, bazı kadınlar bunu kabullenmek zorunda değillerdi, nede olsa Hatice gibi bir ticaretçi kadın yetiştirmiş ahlak anlayışı var. Kadınlar bunun bilincinde. Öyle basit değil hemen yukarıdan iki satır geldi hadi bunu uygula, bir alt yapı lazım neredeyse bir nesil/ömür değişti bu dönemde.

Bu tür baskıların kadın özgürlüğü için kabullenmesi elbette imkansız.
Sadece ülkemizdeki dini kurumlara bir baksak yeterli bir örnektir! Çünkü o yönetimdir bunu uygulayan. O yüzden yönetim kesinlikle laik ve seküler olmalı.

Bugün şeytanın taşlandığı yer bir kadın sığınma yeri idi.

Bir kadın, kocasının baskılarına dayanmaz ve ev benzeri bir yerde yaşamaya karar verir, aslında bir tür sığınma yeri.
Ve derken birileri toplumu galeyana getirip o kadını recm (taşlama) ile vahşice cezalandırır. İşte o günden bir güne oradaki taşlanan kadın şeytana büründürülmüş olarak ta bu noktaya gelir! Madımak olayına benzer! Eğitimli olmayan toplumlar bu tür galeyana gelmeye müsaittir.
O dönemde erkeğin ben merkezci yapısı da müsait, baskıcı bir siyasi din gelişmekte idi.
Ve sonuç ortada.
Din önce kadını cahil bıraktı, ardından köleleştirdi, eşya gibi kullandı, isyan edene de taş attı.
Basit, çok değil 10,15 yıl bir yönetim, dinin para ettiği yerlerde toplumu nasıl değiştirdiğini bilmemek kör olmaktır! O, toplumu öyle bir rezil eder ki, bugünkü yönetimler açık bir delildir, 1400 yıl öncesine gitmeye gerek yok! Şeytana ve kadına aynı taş atılmıştır.

Açıkça ya DİN insan haklarına uyar, ya insan dinin yasalarına uyar.
(Not, benden belge istemeyin, bana da Ateş bilgi veriyor)

Yazan: Metin T.

ÖZ SAVUNMA VE DİN

MT, din, Öz savunma, Kişilik hakları, Doğuştan gelen haklar, Özgürlük, Dinlerin baskısı, İnsan hakları, Yobaz baskısı, Dindarların diğer insanlara baskısı, Pedofili, Barbar Arap kültürü,
Mrb değerli insanlar!
Açık bir şekilde bildiriyorum!
Bir insan olarak buna yükümlü olduğumu düşünüyorum.
Gericilerin bazı yerlerde müzik, sanat, standlarına saldırıları, laik ve seküler yaşayan gençlerimize fiziksel saldırıları kabul edilemez!
Doğuştan hak olan,
Öz savunma temelinde insan haklarını savunan sosyal örgütlenmeye ihtiyaç olduğunu düşünüyorum!
  1. Ülkenin her tarafında din, dil,etnik köken olmaksızın yaşadığımız her yerde örgütlenelim! İnsanlık adına! 
  2. Sosyal medyada bu tür gericileri ifşa edip görüntülü veya yazılı haberleşme yoluyla rezil edelim!
  3. Birey doğuştan ölümüne kadar Özgürdür, bu hakkı öz savunma ile karuyalım!
  4. Bugün olmazsa yarın hiç olmaz! O yüzden tüm çevremizi bu tür baskılara karşı insani bir hak olan öz savunma ile eğitip koruyalım!
  5. Hiç bir dinin toplumsal ve bireysel özgürlükleri baskı altına almaya hakkı yoktur! O yüzden yapılması olağan şeyler,
  6. Hangi mahallede çocuklara taciz ediliyorsa o mahallede camiye gidilmeyecek, taa ki o ırz düşmanı pedofili suçlarını işleyenler cezalandırılana kadar! En başta o mahallenin imamı bunu öğrenecek! Örnek vermek gerekirse 500 yıl önce kilise papazına toplum şunu dayattı "Ya insan gibi yaşayacağız yada kilisenize gelmiyoruz!" Kazandılar! İnsanlık kazandı! 
  7. Bugün bunlar olmazsa yarın çok geç olabilir! Hepimiz , geleceğimiz, çocuklarımız, yaşamımız, sanatımız, öğrencilerimiz, müziğimiz, Özgür yaşam hakkımız, ailelerimiz, bu körelmiş insanlık düşmanı, karanlık zihniyetin kölesi olmadan yaşayabiliriz! 
  8. Cehaletin örgütlenmiş hali tehlikelidir! Gördüğümüz her yerde bakışlarımızla bunlara; Benim (insan hakları) özgür yaşam hakkıma dokunamazsın demeliyiz. Aksi takdirde öz savunma hakkımızla geldiği yere savururuz! 
  9. Yöntem; aslında uygulanabilir! Tüm mahallelerde öz savunma sayfaları Twitter, fb, vb ve WhatsApp gurupları, bu guruplar kadın erkek ayrımı olmaksızın. 
  10. Tüm dini bütün değerli büyüklerimizin (anne baba, amca dayı) mahalle içinde sözü geçen iyi kalpli insanların, camilerde bunu dile getirmelerini sağlamalıyız! 
Son olarak, bu örgütlenmenin ulusal alandan uluslararası çevrelerle (biraz zaman ister) ve dünyadaki bütün insanlığı korumakta kararlı çevreler ile bu duruşu sergilediğimizi belirtmek istiyoruz!

Batı çağdaş medeniyeti bizim topraklardan geçti ve bugün Avrupa, Amerika, Hint boyları bu medeniyeti yaşıyor!

Arap köle kültürünü dayatan gericiler şunu iyi bilsin;
Dünyaya inancı, yaşam hakkına saygıyı, sosyaliteyi, bilimi, ilimi, ticareti, öz savunmayı öğreten Anadolu ve Mezopotamyadır. Sonradan inşa edilmiş Arap barbar kültürü insanlığı sadece karanlığa ve geriye götürür!
  1. Her insan, inanç bakımından Özgürdür! Fakat inancı gereği olduğunu düşündüğü bir başkasına, yasak ve dayatmalar kabul edilemez! Yanlış inanıyor ! 
  2. Global Kültür ve yerel kültür hiç bir İnancın kıskacında olamaz, kabul edilemez!
  3. İnsan gibi yaşamakta ısrar ediyor, Araplaşmayı dayatanlara öz savunma ile cevap veriyoruz! 
Ve Yeni yıla saatler kala bu yazıyı yazarken her bir bireyin Yen'i yılını kutluyorum. Bundan sonraki süreçte zorda olan bir varlığın ümitsizliğe kapılmasına neden olan tüm gerici dayatmalara boyun eğmeden öz savunma ile haklı duruşumuzu sergileyeceğiz!

Kafanızı yormayın ve artık Tanrı'ya dua etmiyorum! Mucize beklemiyorum! Kendime dua ediyorum ve Tüm dualarımı kabul ediyorum!
En içten duygularımla Yeni ve zorlu yılınızı kutlar! Öz savunma dolu bir hayat diliyorum!
Sevgi ve Barış olan Yeni yıl dileklerine öz savunmayı ekliyorum!
Yeni yılınız öz savunmalı olsun!

Yazan: Metin T.