HABERLER
Dini Haber
Panteizm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Panteizm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

PANTEİZM VE PANTEİZME YÖNELİK İTİRAZLAR

Yazan: A.Kara

PANTEİZM VE PANTEİZME YÖNELİK İTİRAZLAR

"Tanrı'nın bu dünyayı nasıl yarattığını bilmek istiyorum. Şu ya da bu olguyla, şu ya da bu öğenin görüntüsüyle ilgilenmiyorum. Düşüncelerini bilmek istiyorum, gerisi sadece detaylar." A. Einstein
[1]

Bu makalede çeşitli noktalar üzerinde durarak Panteizm ya da Pandeizm'in teizm hipotezinden daha olası olduğunu anlatmaya odaklanacağım.

İsmi fizikçi Ludwig Boltzmann'a atfedilen bir görüş vardır; Boltzmann beyni. Bu hipoteze göre evren kaos halindeki rastgele dalgalanmalar sonucu ortaya çıkmış bir varlıktır. Panteizme göre ortaya çıkan bu evren daha sonra farkındalığa erişmiştir yani bilinçlidir. Pandeistik bakışta ise evren müdahale etmez, plan yapmaz. [9]

Kavram karmaşası yaşamamak ve konuyu daha iyi kavrayabilmek adına önce Panteizmin tanımını yapmak gerekir.

Panteizm Tanrı'nın her yerde ve her şeyde olduğunu yani onun aşkın olmadığını, her yere nüfuz ettiğini, dolayısıyla içkin olduğunu söyleyen felsefi görüştür. Tanrı evrende ve her şeydedir ve her şey Tanrı'nın parçasıdır. [7][8]

Schopenhauer, Panteizmin hiçbir etiğe sahip olmadığını iddia etse de Panteizm oldukça etik bir bakış açısına sahiptir: "Başkasına verilen herhangi bir zarar, canlılığa ve herkese zarar verir."

Panteizm kavramı Thales, Parmenides ve Heraklitos da dahil olmak üzere birçok antik Yunan filozofunun yanı sıra Kabalistik Yahudiliğin eski dönemlerinde de ele alınıp tartışılmıştır. Bu tartışmaların doğurduğu Panteistik hareketler 17. yüzyılda Spinoza'nın doğalcı panteizm inancının da çıkışını sağlamıştır.

Tabi Spinoza'dan bahsetmişken onun görüşlerine kısa da olsa değinmemek olmaz.

Spinoza'ya göre tanrı, evrendir. O bunu "töz" olarak tanımlar. Bu töz, özü gereği var olmak zorundadır, kendiliğinden kendinde var olandır, var olmak zorunda olduğundan var olmuştur ve dolayısı ile yaratılmaya ihtiyacı yoktur.

Baruch Spinoza şöyle der: "Töz sözcüğünden, kendiliğinden ve kendisi için var olanı anlıyorum. Bu kavramın [tözün] meydana gelmesi için başka bir kavrama ihtiyaç yoktur."

Spinoza için tanrı ve doğa aynı şeydir. Bu yüzden Panteizm ya da Pandeizm'den bahsederken bağlamdan kopmamak ve anlam karmaşası yaşamamak için tanrı yerine doğa kelimesini kullanmak daha doğrudur.

Spinoza'nın tanrı/doğası, doğanın aşkın değil içkin nedenidir. Ol deyince oldurmaz çünkü varlık var olmak için aşkın bir güce ihtiyaç duymaz, zaten varlık doğası gereği var olur, var olma, var kalma eğilimindedir. Dolayısı ile Panteizmin doğatanrısı İbrahimi dinlerin insani özellikler taşıyan, cezalandırıcı, ödüllendirici ve müdahaleci Tanrısından oldukça farklıdır.

Spinoza'dan birkaç alıntı daha yaparak görüşlerine bakalım.

1.14 : Tanrı birdir, yani evrende yalnızca bir madde vardır.
1.15 : Her ne olursa olsun Tanrı'nın içindedir ve Tanrı olmadan hiçbir şey tasarlanamaz.
1.17 : Tanrı dışında hiçbir madde olamaz ve Tanrı'nın dışında hiçbir şey kendi başına var olamaz.
I. 25 : Bireysel şeyler Tanrının sıfatlarının değiştirilmesinden veya onun sıfatlarının sabit veya keskin şekilde ifade edilişinden başka bir şey değildir.
II. 47 : İnsan zihni Tanrı'nın sonsuz özü hakkında yeterli bilgiye sahiptir.
V. 24 : Belirli şeyleri (varlıkları) ne kadar çok anlarsak Tanrı'yı da o kadar çok anlarız.
V. 17 : Tanrı tutkusuzdur, herhangi bir zevk ya da acı duygusundan etkilenmez. Açıkçası [bu yüzden] Tanrı kimseyi de sevmez. [6]

Spinoza'nın tüm bu açıklamalarına bakıldığında O'nun panteizm tanımlamasında şunu görürüz. Evren Tanrı'nın içinde var olmanın, daha doğrusu Tanrı ile birlikte var olmanın bir biçimidir. Spinoza'ya göre evrenimiz Tanrı'nın düşüncelerindeki varoluş tarzıdır ve Tanrı'nın uzantısıdır. Yalnızca bu ikisi insanoğlunun Tanrı hakkında bildiği sıfatlardır. [2]

Filozof Karl Jaspers bu konu hakkında şöyle der:

Tanrı'yı bir kişi olarak hayal etmek başlı başına bir sınırlamadır. Tanrının ne anlayışı ne iradesi vardır. O'nun sadece anlayışın ve iradenin bir biçim olarak ortaya çıktığı düşünce özelliği vardır. Hareket etmez ya da durmaz fakat hareket ve durma biçimlerini ortaya çıkaran uzatma-genişletme özelliği vardır. Anlayış ve irade tıpkı hareket ve dinlenme gibi doğada yaratılır, onlar Tanrı'nın kendisi değil sonuçlarıdır. [3]

Panteizm görüşü her yerde birden bulunan ve her şeyi bilen evren-tanrı görüşüne sahiptir. Dolayısıyla eğer Tanrı her yerdeyse ve her şeyi biliyorsa bu durum her şeyin Tanrı'nın zihninde olduğu ve O'nun her şeyle eş süreli olduğu anlamına gelir.

Yani eğer yaratıklar Tanrı'dan ayrı olsalardı bu durumda Tanrı sonsuz olamazdı. Tanrı sonsuz olduğu için her şey Tanrı'dadır. [4]

Dolayısıyla Panteizm'in sürekli yaratılışa uyduğu, bunu takip ettiği açıktır. Tanrı sürekli olarak yaratıyorsa bu O'nun yaratılışının süreklilik arz ettiğinin göstergesidir çünkü O'ndan ve zihninden bağımsız gerçekleşecek bir yaratılış mümkün değildir.

Alman filozof Friedrich Albert Lange, Panteizm'in (her şey bir olduğundan) birleşik bir varoluşu ve ruhsal olanın doğallaştırılmasını sağladığını söyler. [5]

Teizm yaygın olarak Tanrı'yı her şeyden aşkın ve uzay-zaman dışında olarak nitelendiriyor olsa da aynı zamanda dinlerdeki bu Teist Tanrı figürü her yerdedir, sürekli olarak yaratır ve bu devinimi devam ettirir. O halde bu Tanrı figürü üst düzeyde bir içkinliğe sahiptir. (A.g.e.)

Dinlerdeki Tanrı ile tezat oluşturacak şekilde Panteizm Tanrı'yı uzay-zamana getirir. Bu onu bilim insanları ya da bilim meraklıları için ilgi çekici hale getirir. Ayrıca doğanın ve kozmosun ihtişamına duyduğumuz saygı ile de uyumludur.

Panteizmi çekici yapan bir diğer konu "kötülük" problemidir. Dinlerdeki hayali, yanıltıcı kötülüğün ya da Tanrı'ya zıtlık içeren kötülük kavramının aksine "kötülük" olgusunun evrenin işlemlerinin sonucu olduğunu söyler. Ancak bunun da kendi içinde sorunlu yönleri var tabi ki, yine de dinlerdeki kötülük probleminden çok daha iyi bir görüşe sahip olduğu açık.

Panteizme karşı pek çok itiraz var, bunlardan bazıları başarılı, bazıları başarısız. Bunlara kısaca değinelim.

1) Biz sadece dünyayı "Tanrı" olarak yeniden adlandırıyoruz. Onu dünya ile eşitlemeden önce Tanrı kavramına odaklanmalıyız". Dolayısıyla teizm Tanrı kavramının temel anlayışıdır, Panteizm bunun bir türevidir.

Yanıt: Panteizmin iki kavramı eşitlediği doğru olabilir ancak bunun nedeni Tanrı'yı ortadan kaldırmak değildir. Nasıl ki fizikten önce hatalı bir şekilde su yalnızca ıslak ve şeffaf bir madde olarak ele alınıyor ve element olduğu zannediliyorsa Panteizm Tanrı'nın da yanlış anlaşıldığını düşünür ve tıpkı evreni yeniden ve daha iyi anladığımız gibi Tanrı'yı da yeniden ve daha iyi anladığını söyler.

2) Panteist Tanrı, evren ile tamamen aynı mıdır yoksa kısmen ortak mıdır? Yoksa bütün yani Tanrı, parçalarının yani evrenin toplamından daha mı büyüktür? Kısacası kavramlar örtüşüyor mu yoksa aynı mı?

Yanıt: İkisi kavramsal olarak farklı olsalar da eş sürelidir. Yani Tanrı'nın en azından maksimum ölçüde bilinçli olan bir varlık olduğunu anlıyoruz. Evren maksimum kapsamdadır ancak evrenin bilinçli olduğunu anlamıyoruz.

Konusu açılmışken evrenin neden bilinçli olabileceğine dair argümanlar da yok değil. Bu konuya da değinelim.

Eğer evren bilinçli ve maksimum kapsamdaysa ve Tanrı da öyle ise o zaman bu iki kavram kavramsal olarak özdeş olmasalar bile birlikte kapsayıcıdırlar. Metafiziksel olarak konuşursak, bu ikisinin de aynı varlık olmayabileceği ihtimali de var. Yani Panteistik tanrı yalnızca evreni izleyen ve denetleyen bilinçli durumlar da olabilir.

3) Panteistler fiziksellik, fikircilik veya her ikisinin de doğru olduğunu mu savunuyor? O halde doğaüstü ile doğal olan arasındaki ayrım nedir?

Yanıt: Geleneksel panteistler bir ruh olarak Tanrı'nın mükemmel doğasını koruma çabasıyla ona fiziksel bir varlıktan ziyade kusursuz bir varlık olacak şekilde bazı özellikler atfetmek isteyebilirler. Fakat bunun ne kadar tutarlı olduğu tartışılır.

Tanrı ya ruhsal ve üstündür ya da yakın ve fizikseldir; ki bu makalede ikincisini savunuyorum. Zaten panteizmin güçlü yanlarından biri Tanrı'yı fiziksel kılıyor olmasıdır ve fiziksel bir tanrıyı fiziksel etkilerle ilişkilendirmek daha tutarlıdır.

Eğer bir şey manevi ise bu dünyanın bir parçası değildir, aşkındır ve nedensel olarak etkili olabileceğini söylemek zorlaşır. Dahası, maneviyat nedensel olarak etkili olsaydı, fiziksel olmadığı için etkili olduğunu söylemek zor olurdu. Bu yüzden bu makalede Tanrı'nın aşkın ve kusursuz olmadığı üzerinde duruyorum.

4) Panteizmin Tanrı'sı kişisel mi değil mi?

Yanıt: Panteizmde kişisel olmayan bir Tanrı görüşü vardır. Bunu Spinoza'nın Etiğinde (V.17) görmek mümkündür. Ancak kozmosun zihin benzeri doğası, doğanın doğadan fazlası olduğunu düşünmek için iyi bir nedendir.

5) Panteizm ve Pandeizm "Tanrı evrendir" diyor fakat birden fazla evren olduğu söyleniyor. Bu sorun teşkil etmiyor mu?

Yanıt: Spinoza'nın tanrı/doğası çoklu evrenlerin ve kozmik oluşun kendisidir, içinde kaç evren olduğunun önemi yoktur.

6) Doğa/tanrı nasıl kendi kendinin nedeni olabilir?

Yanıt: Bu soruyu yöneltenlere şunu sormak gerekir: "İnandığınız tanrı nasıl kendi kendinin nedeni olabiliyor?" Yani sizin yaratılmamış ama yaratmış dediğiniz tanrı fikri evrenin kendisi için neden uygulanabilir olmasın? Tıpkı sizin bahsettiğiniz Tanrı'ya benzer şekilde evren de yaratmış ama yaratılmamış olabilir. Yaratıcı gücün illa gökyüzünde oturan, ödül ve ceza veren, cennet ya da huri vaat eden insani özellikler taşıyan bir ilah mı olması gerekiyor?

Konuya dair bir sonraki makalede Panteizm ve Pandeizm'in bilimsel dayanak noktaları üzerinde duracak, konuya farklı açılardan bakmaya devam edecek ve önemli bölümleri detaylandıracağım.

PANTEİZM TÜRLERİ

Panteizm, Panteizm türleri, din, A, Klasik panteizm, İncil panteizmi, Kozmoteizm, Pananteizm, Panteizm nedir?, Panenteizm nedir, Doğacı panteizm, Felsefi akımlar, Spinoza, Spinozist, Spinozaya göre Tanrı,
Klasik Panteizm : Varlık ile Tanrı'yı yeniden tanımlamaya ya da en aza indirme girişiminde bulunmadan denk düşen panteizm biçimidir. Kişisel, bilinçli ve küresel bir Tanrı'ya inanır ve bu Tanrı'yı tüm gerçek dinleri birleştirme biçimi olarak görür. Klasik Panteizm birçok yönden Mozim'e benzer; enerji, maddeden düşünceye, zamana kadar her şeyi, tamamen kucaklayan kişisel bir tanrının bakış açısı olarak görür. Öncelikle basitliği ve diğer dünya inançlarına karşı tutum ve uyumluluk nedeniyle farklıdır. Klasik Panteizm, Hinduizm ve Kabalistik Musevilik gibi birçok dini gelenek tarafından temsil edilmektedir.

İncil Panteizmi : Bu tür panteizm (birçok geleneksel Hristiyan tarafından şiddetle kınanmıştır) İncil'in yazılarında bazı panteistik yönlerinin ifade edildiğini savunmaktadır. Doğanın eylemlerine Tanrı'nın İncil Denklemi ve Yeni Ahit'in içindeki Tanrı'nın tanımı, bu inanç sistemine itirazın temelini oluşturmaktadır.

Doğacı Panteizm : Bu, bütün olarak bilinçsiz ve bilinçsiz olmasına rağmen, evrenin mistik bir yerine getirme için anlamlı bir odak olduğunu savunan panteizm biçimidir. Böylece Doğa, yalnızca geleneksel olmayan, kişisel olmayan bir anlamda Tanrı olarak görülür. Eleştirmenler bunun terminolojinin kasıtlı bir kötüye kullanımını ve ateizmi (ya da bir çeşit manevi doğalcılık) yanlışlıkla panteizm olarak adlandırarak haklı göstermeye çalıştıklarını iddia ediyorlar. Doğalcı panteizm, Baruch Spinoza'nın (İncil Panteizmi tarafından etkilenmiş olabilecekleri) ve John Toland'ın ve çağdaş etkilerin nispeten yeni görüşlerine dayanır.

Kozmoteizm : Bu, 18. yüzyılın sonlarında başlayan, Tanrı'nın insan tarafından yaratılan bir şey olduğu ve insanlardan önce var olmadığı ve hatta sosyal planlama, öjenikler (öjenik: insan ırkını iyileştiren) ve diğerleri yoluyla insan evriminin uç bir hali olduğu duygusunu ifade etmek için başlatılan küçük ve tartışmalı bir harekettir.

Panenteizm : Panenteizm, Tanrı'nın yalnızca evrenden daha büyük olduğunu ve fiziksel evrenin sadece onun doğasının bir parçası olduğunu iddia etmesine rağmen, bu inanç, panteizmle ortak özelliklere sahiptir; örneğin, evrenin Tanrı'nın bir parçası olduğu fikri ortaktır.

Yazan: Anu

PANTEİST'LERE GÖRE PANTEİZM İÇİN KANITLAR

A,din, Panteizm, Panteizm için kanıtlar, Panteizm nedir?, Tanrı doğadır,Doğa ilahidir,Tarı inancı, Panteizmde Tanrı inancı, Panteist,Panteistlere göre Tanrı,Tabiat ana,Kozmos, evren Tanrıdır, Evren ilahidir
İki Önemli Nokta
Bu tanımda iki önemli hususa işaret etmek istiyorum. Birincisi, Panteistlerin "Tanrı'nın bir kişilik olmadığını" söylediğine dikkat edilmelidir çünkü eğer Tanrı'nın bir kişi olduğuna inanıyorsanız, bir Panteist değilsinizdir. Panteistler, İlahi Doğa'yı Yüksek Güç, Bir Kuvvet, Bir Yoldan Birlik olarak görme eğilimindedirler. Bu, Presokratikler, Taoizm, Plotinus ve Bruno gibi panteistlerin görüşleri idi. Spiritüel Tabiat İlmi, bu Tabiat'ı "N" başkentiyle aramayı yeğler.

İkincisi önemli nokta, Panteist'lerin "Tanrı ve evrenin bir olduklarını" savunuyor olmasıdır. Pan , "herkes" ve teizm ise "tanrı" anlamına gelen Yunanca " Theos " sözcüğünden geliyor. Dolayısıyla panteizm kelimenin tam anlamıyla "tamamı Tanrı" anlamına geliyor. Panteistler için Tanrı ve Evren, var olduğu ölçüde "bir tane ve aynıdır." Yani, Evren ve Tanrı Ontolojik olarak eşdeğerdir.

Bu önemli bir nokta. Eğer Panteist'in Tanrısı Ontolojik olarak Evrene eşitse, yani Evren Tanrı ise, o zaman Evren varsa, Panteist'in Tanrısı var demektir. Felsefe Ansiklopedisi Michael P. Levine çıkışları buna işaret eder gibidir “Ve:“var olan her şey dahil aralarında ilahi bir birlik oluşturur. Panteizm aslında iki iddia içerir”diyor. Panteizmin farklı versiyonları biraz daha iyi bir tanım verir 'birlik' ve 'ilahi olma' anlamlarının farklı hesaplarını sunar. Çoğu insanın evrenin birlik olduğu gerçeğiyle mücadele ettiği sanılmamaktadır. Çoğu insanın sahip olduğu sorun "Tanrı" dır.

Panteizme İlişkin İki Madde

Evreni "Tanrı" olarak adlandırmakla ortaya çıkan iki konu vardır. Birincisi, Evrenin Tanrı ile özdeşleştirilmesi ile ilgilidir. İkincisi, böyle bir atamanın uygunluğuyla ilgilidir. İlk madde ile başlayalım.

Evren Tanrı ve Tanrı Evren ise, neden sadece Evren diye adlandır mıyorsunuz? Neden işleri zorlaştırıyorsun? Kabul edelim ki, "Tanrı" sözcüğü, beyaz sakallı bir adam gibi anlık görüntü getiren yüklü bir kelimedir. Bu yüzden buradan sonra "Tanrı ya da tanrı benzeri" olarak tanımlanan "İlahi" kelimesini kullanacağım.

Neyse konumuza dönelim, eğer Evren İlahi ve İlahi Evrense, neden sadece Evren diye adlandır mıyorsunuz? Çünkü panteizme göre Evren ve İlahi tamamen aynı değildir.

Evet, varlığa gelince, Evren ve İlahi, ontolojik açıdan eşdeğerdir. Ancak bu hikayenin yalnızca yarısıdır. Sadece objektif ve entelektüel niteliklere sahip değil aynı zamanda öznel ve deneyimsel bir nitelik taşıyoruz. Nesnel olarak Evren, Kozmos ve Doğa'dır; ama öznel olarak birlik olduğumuz bir birliktir, İçimizde derin hissettiğimiz İlahi bir bağlantıdır.



Gerçekliğin İlahi olduğunu gösteren kanıt

Dolayısıyla Panteistler, Evrenin ilahi ve saygıyı hak etmeye uygun kılan belirli özelliklere sahip olduğuna inanıyorlar. Bu bir nevi baba gibidir. Objektif olarak bir adamdır, ancak ilişkisel olarak o bir baba gibidir. Aynı şey Evren için de geçerlidir. Nesnel olarak Kozmos'dur, ancak öznel olarak Tabiat Ana'dır.

Evren, genellikle Tanrı için ayrılmış bazı kişisel olmayan özelliklere sahiptir:
  • Yaratıcı - Evren bizi yarattı, bu yüzden bir Yaratıcıdır. 
  • Sürdürücü ve Sağlayıcı - Doğa sadece varoluşa varmakla kalmaz, varlığımızın devamı sağlar. 
  • Birincil - Doğa, alabildiğiniz kadar güçlüdür. 
  • Her yerde varolan - Evren her yerde mevcuttur. 
  • Her Şeye Kadar - Evren bilinçli varlıkları içererek bilendir. 
  • Birlik - Evren her şey dahil bir birliktir. 
  • Aseity - Kozmik kendiliğinden varolur ve kendi kendine yeterlidir. 
  • Ebedi - Evren sonsuzdur, her zaman bir şekilde var olmuştur. 
Son madde bilimden ziyade inanç ifadesidir. Mevcut bilim, büyük patlamadan önce ne olduğunu bize söyleyememektedir. Bu açık bir sorudur. Düşünüldüğünde Evrenin aslında ebedi olması, sonsuza kadar genişlemesi ve daralması mümkün gibidir. Ya da çoklu biçiminde ebedi olabilir.

İlginç bir gerçektir ki, Teistik Tanrı'nın öznitelikleri dünyaya eşit derecede hitap eden ve ideal süper insana ait olan iki bölüme ayrılabilir. Görünür ki, insanlık, Evrenin özelliklerini ve mükemmel insanın ideallerini birleştirerek Tanrı'yı ​​yaratmıştır. Teistik dinlerin bizzat erkekler tarafından, erkekler için inşa edildiği kabul edilmelidir.

Büyük Şeylerden Birinin Kanıtı

Çoğu insanın ateist olmamasının nedeni, Kozmik Güç, Yüksek Güç ve var olan bir Şey olduğunun hissedilmesidir. Bunun için yeterli kelimeler olmayabilir, ancak insanlar bunu hissediyor ve inanıyorlar. Her şeyin birbirine bağlı olduğunu hissediyorlar. Başka bir deyişle, İlahi bir şey hissederler. Duygu, tüm insanlar için aynıdır, ancak yorum farklıdır.

Tüm deneyimler, dünya görüşümüz aracılığıyla yorumlanır. Hristiyan bir ulusta yetişirsem, daha büyük bir şey duygusunu Tanrı olarak yorumlanacaktır. İslami bir ulus da yetişirsem, daha büyük şey hissini Allah olarak yorumlanacaktır. Eğer Yahudi'ysem, o Elohim olacak. Hindu olursam Brahman, Vishnu ya da belki Shiva olacaktır. Eğer bir Taocu isem de Tao olacaktır. Eğer bir Budist isem, Buda olacaktır. Mesele şu ki, duygu gerçekte var olan şey hakkında size bir şey söylemez.

Panteizmde evrenin İlahi olarak kabul edilmesinin bir başka nedeni, onunla sağlıklı bir ilişki kurulması gerektiğidir. Sadece ekolojik nedenlerle değil, aynı zamanda kendi psikolojik refahları için bu yapılmalıdır.

Doğa Gizemciliğinin Kanıtı
Mistisizm: "nihai gerçekliğin doğrudan ve acil deneyimi anlamına gelir. Panteistler için, doğrudan doğruya doğanın bir tecrübesi demektir. Ve Richard Dawkins'in de dediği gibi, "Doğa ve evrene yarı-mistik bir yanıt vermek bilim adamları ve rasyonalistler arasında ortaktır. Bunun doğaüstü inançlarla hiçbir bağlantısı yoktur "

Panteist'lerin mistik tecrübeyi neden Tanrı'dan ve Doğa'dan alabildiğinin açıklaması, tecrübenin aynı kaynağa sahip olmasıdır. Onunla bir ilişki kurabilmek için tövbe ve Tanrı'ya iman gerektiğinden dolayı, mümin olmayanların mistik bir tecrübesi olmamalıdır. Ama oluyor. Öyleyse panteizme göre diğer tek seçenek, hem mümin hem de inkarcının yaşadığı ortak şeydir: Doğa.

Kaynaklar:
Buzzell, Linda ve Craig Chalquist. Ekoterapi: Zihinle Doğa İle Şifa . Berkeley: Karşıt nokta, 2009.
Dawkins, Richard. Tanrı Yanılgısı . New York: Mariner Kitabı, 2008.
Doherty, Thomas J. Ekoterapi: Teori, Araştırma ve Uygulama . Martin Jordan ve Joe Hinds, eds. New York: Palgrave Macmillan, 2016.
Felsefe Ansiklopedisi . "Panteizm" Encyclopedia.com. 16 Şubat 2017'de erişildi. Http://www.encyclopedia.com/humanities/encyclopedias-almanacs-transcripts-and-maps/pantheism
Harrison, Paul. Panteizmin Elemanları: Doğa ve Evrenin Bir Maneviyatı . 3. baskı. Shaftesbury, Dorset: Element Books, 2013.
James, William.Dini Deneyimin Çeşitleri: İnsan Doğusunda Bir Çalışma . New York: Collier Books, 1961.
Levine, Michael P. Panteizm: Bir Tanrısal Olmayan Kutsallık Kavramı . New York: Routledge, 1994.
Lewis, CS Komple CS Lewis İmzası Klasikleri . Grand Rapids, MI: Zondervan, 2007.
Mercadante, Linda A. Sınır Tanımayan İnançlar: Ruhsal Olmasa da Dini Olmazsa . New York: Oxford University Press, 2014.
Teasdall, Wayne. Mistik Kalp: Dünya Dinlerinde Evrensel bir Spiritüelin Keşfi . Novato, CA: Yeni Dünya Kütüphanesi, 1999.

Yazan & Derleyen & Çeviren: Anu

PANTEİZM NEDİR?

Panteizm, Tanrı'nın Doğa'ya ya da fiziksel evrene eşdeğer olduğu görüşündedir - bunlar aslında aynı şeydir - ya da her şeyi tamamıyla kapsayan içkin bir soyut Tanrı'dır. Böylece, evrenin veya doğanın bir parçası olan her birey, Tanrı'nın bir parçası olarak görülür. "Panteizm" terimi ilk olarak 1705 yılında İrlandalı yazar John Toland tarafından kullanılmış olsa da bu inancın kökenleri çok daha eski tarihlere dayanmaktadır.

Panteizm, Tanrı'nın her şey ve herkes olduğu ve herkesin ve her şeyin Tanrı olduğu görüşündedir. Çok tanrılığa (pek çok tanrıya olan inanç) benzer gibi görünebilir ancak her şeyin Tanrı olduğunu söylemek çok tanrıcılığın ötesindedir. Bir ağaç Tanrı, bir kaya Tanrı, bir hayvan Tanrı, gökyüzü Tanrı, güneş Tanrı, sen Tanrısın gibi.

Panteizm'de fiziksel yasalar sebep-sonuç ve zamanın kendisinin tüm sistemi, mükemmel bir ilahi varlığın iç işleyiş vardır. Tanrı, Evrene dışsal bir varlık değil, daha ziyade kişisel ve antropomorfik olmayan, kişiselleştirilmemiş, her yerde var olan bir varlıktır.

Bazı panteistler özgür irade fikrini kabul ederken (Büyük bir varlığın küçük birer parçası olarak ve doğru ile yanlış arasında bazı seçimler yapabilme inancı) bazı panteistler , doğa ve insan için ortak bir amaç belirler , bazıları ise amaç ve görünüm fikrini "kendi iyiliği için mevcut" diyerek reddetmektedir.

Schopenhauer , panteizmin hiçbir etiğe sahip olmadığını iddia etse de , panteizm oldukça etik bir bakış açısına sahiptir: "Başkasına yapılan herhangi bir zarar, canlının kendine ve herkese zarar verir."

Bu kavram Hinduizm ve Antik Yunan filozoflarının (Thales , Parmenides ve Herakleitos da dahil) yanı sıra içinde Kabalistik Yahudiliğin eski dönemlerinde de tartışılmıştır. Bu tartışmaların doğurduğu Panteistik hareketler 17. yüzyılda Spinoza'nın doğalcı panteizm inancının da çıkışını sağlamıştır.

Yazan: Anu

ŞEKİL VE KÜMELERLE İNANÇ VE FELSEFİ AKIMLAR

Birçok insanın felsefi akımları karıştırdığını ve bazılarını anlayıp birbirinden ayırmakta zorluk çektiğini biliyorum.

Teizm ile Deizmin, Pandeizm ile Panteizmin, Agnostisizm ile Deizmin, yada Panenteizm ile Panendeizmin birbirinden olan farklarını ve inanç şekillerini, felsefi görüşlerini ayırt etmek, özellikle de bu konuları yeni araştırmaya başlamış, sorgulama süreci devam eden veya bu terimlerden bazılarını ilk kez duymuş kişiler için oldukça zor olabilir. Bu yüzden, temel olarak en azından inanç şekillerini ve birbirinden nasıl ayırt edilebileceklerini anlatabilmek adına sizler için kümelerle anlatım kullanarak bu çizelgeyi hazırladım. Umarım biraz olsun faydası dokunur, her daim iyilikten yana olmak adına, iyi günler.

ateizm, deizm, Panteizm, Pandeizm, agnostisizm, Panenteizm, Panendeizm, din, felsefi akım ve inançlar, Tanrı inancı ile ilgili felsefi akımlar, A, din ve mitoloji, deizm nedir, Pandeizm nedir, Panenteizm nedir

Yazan: Anu