HABERLER
Dini Haber
satanizm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
satanizm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20. ASRIN ŞEYTANI : ALEİSTER CROWLEY

Yazan: HERMES Trismegistos


20. ASRIN ŞEYTANI : ALEİSTER CROWLEY

Warwickshire, Royal Leamington Spa'da varlıklı bir ailede dünyaya gelen Crowley, Batı ezoterik doktrinleriyle ilgilenmek için ebeveynlerinin kökten dinci Hristiyan Plymouth Brethren inancını reddetti. Dikkatini dağcılık ve şiir üzerine verdi ve çeşitli yayınlarla sonuçlandığı Cambridge Üniversitesi Trinity College'da eğitim gördü. Bazı biyografilerinde bir İngiliz istihbarat teşkilatına alındığını iddia ediyor ve ayrıca hayatı boyunca bir casus olarak kaldığını öne sürüyor. 1898'de, Samuel Liddell MacGregor Mathers ve Allan Bennett tarafından törensel sihir eğitimi aldığı Altın Şafak'ın ezoterik Hermetik Tarikatı'na katıldı. 23 yaşında Altın Şafak Cemiyeti'ne üye olmuş, sonrasında hemcinsleri ile olan ilişkileri yüzünden "sapkın" kategorisinde değerlendirildiği için cemiyetten atılmıştır.

İskoçya'da Loch Ness tarafında Boleskine House'a taşınarak, Hindistan'da Hindu ve Budist uygulamalarını incelemeden önce Oscar Eckenstein ile Meksika'da dağcılık yapmaya gitti. Rose Edith Kelly ile evlendi ve 1904'te Mısır'ın Kahire şehrinde balayı yaptılar.
Crowley ve Rose çifti Kahire'ye geldiğinde Prens ve prenses olduklarını iddia ettiler. Crowley İslami mistisizmi ve Arapça dilini öğrenmeye başladı. Kiraladığı bir odayı tapınağa çevirerek eski Mısır tanrılarını çağırmaya çalıştılar.

Burada Crowley ona Thelema'nın temeli, kutsal bir metin olan The Book of the Law'ı sağlayan Aiwass adlı doğaüstü bir varlık tarafından temas edildiğini iddia etti. Kitap, Horus'un başlangıcını ilan ederek, takipçilerinin "Ne istersen onu yap" ve sihir uygulaması yoluyla kendilerini Gerçek İradelerine uygun hale getirmeleri gerektiğini ilan etti.

Yaşamının ilerleyen evrelerinde çeşitli cemiyetler ve tarikatlarla savaş halinde olmuş; fakat sonunda, bugün çoğu ünlü ismin de üyesi olduğu düşünülen Ordo Templi Orientis (O.T.O) tarikatına başkan olup "Büyük Üstat" unvanını almıştır.

Günümüz Satanizm'inin temelini atmış, yaptığı çalışmalar ve büyülerle sayısız katliama sebep olmuştur. (Satanizm'in türleri olduğunu, bazılarının sadece felsefi yönlü olduğunu biliyoruz, lütfen "gerçek satanizm bu değil" deme zahmetine girmeyin) Toplumun huzurunu ve güvenliğini bozduğu sebebiyle İtalya ve Fransa dahil birçok ülkeden sınır dışı edilmiş, yaptığı kanlı ayin ve kara büyüleriyle 20. yüzyılın şeytanı olarak anılmıştır.

Paganizm, Şamanizm gibi göz önünde olmayan doğu dinlerini ve kültürünü batıya tanıtması diğer bir deyişle doğu ve batıyı kaynaştırmış olması ile ünlüdür.

Crowley’in Kötü Ünü

1909´da Crowley, yeni bir ruhsal boyuta ulaştığını açıkladı; “Aethyrs”. Bu tanım, kendisinden 300 yıl önce Dr. John Dee ve Edward Kelley tarafından yapılmıştı. Derken Crowley, kendisinin Kelley´in yeniden doğmuş ruhu olduğunu iddia etti ve bu ortamda çalışmalarını sürdürdü. Bu dönemde ozan Victor Neuburg ona eşlik ediyordu. Ozan, ruhsal boyut gezileri yapıyor, Crowley ona “Aethyrs Vatandaşı” diyordu ve bu çalışmalar Crowley´in uzmanlarca en önemli eseri olarak tanımlanan “Vizyon ve Ses” adlı kitabını oluşturdu.
1915-19 arasında Crowley´i ABD´de görüyoruz. Kendini bu dönemde majikal hiyerarşinin en üst düzeyi olan “Magus” olarak ilan etti, zaten 1898´den beri bunu amaçlıyordu. Söylediğine göre Mısırlı tanrılar ona kadın formlarında görünmüşler ve ulaştığı düzeyi tebliğ etmişlerdi. Onların fiziksel gariplikleri veya korkunç görünümleri bulundukları kanalın veya enerjinin gücü nedeniyle oluşuyordu. Kısacası Crowley büyük güçler tarafından sınanmış, denenmiş ve öğretiden geçirilerek ödüllendirilmişti.

Crowley'in en çok anıldığı fenomenlerden biri de 2. Dünya Savaşında Nazi Okültislerine karşı yaptığı söylenen büyülerdir. Bakire ve çocuk kurban ederek yaptığı söylenen büyüler ile Nazilerin Britanya adasına yaklaşmasını engellediği söylenir. Fenomenin ilginç yanı bunu İngilizlerin değil Almanların iddia etmesidir.

Aleister Crowley 14 yaşındayken evinin hizmetçisine tecavüz ettiği için annesi ona "the beast" ismini vermiştir. Birde Crowley hayatı boyunca hep kızıl saçlı kadınlarla beraber olmuştur, tecavüz ettiği hizmetçi bile kızıldır.

Crowley gibi bir adamın en şaşırtıcı yönü ise çok büyük bir Atatürk hayranı olmasıdır. Hatta oğluna Atatürk ismini vermiştir ve Atatürk'e ithaf ettiği şiirleri vardır. Oğlu yaşamında Atatürk ismini kullanmayıp 3 kez değiştirmiştir. (Fakat bu durum her fırsatta Atatürk'e iftira atmak isteyenlere koz olamaz çünkü kimse kendinin hayranı olacak kişileri seçemez. İyi, düzgün kişilerin sapkın hayranlarının olması o kişinin kusuru değildir.)

Crowley ve Aiwass

Aiwass yukarıda da bahsettiğim gibi Aleister Crowley'in ona yol gösterdiğini söylediği iblis benzeri bir yaratıktır. "The Book of Law" yani yasalar kitabını Mısır'da iken yazması konusunda ona yol gösterenin de o olduğunu söylemiştir.

Bir kitabında Aiwass'ı şöyle betimler;
“Aiwass'ın sesi görünüşe göre sol omzumun üstünden odanın en uzak köşesinden geliyordu. Kendini fiziksel kalbimde çok garip bir şekilde yankılatıyor gibiydi, tarif etmesi zor. Büyük umut veya dehşetle dolu bir mesajı beklerken de benzer bir fenomeni fark ettim. Ses, Aiwass zaman sınırı konusunda uyanıkmış gibi tutkuyla döküldü ... Ses derin tını, müzikal ve etkileyici, tonları ciddiydi, şehvetli, yumuşak, şiddetli veya mesajın ruh hallerine uygun olan başka bir tondu. Bas değil - belki zengin bir tenor veya bariton. İngiliz, yerli ya da yabancı aksandan yoksundu, yerel ya da kast tavırlarından tamamen saftı, bu yüzden ilk işitmede şaşırtıcı ve hatta tekinsizdi. Konuşmacının aslında göründüğü köşede, "ince bir madde" bedeninde olduğuna dair güçlü bir izlenim edindim.”

Aiwass'ın Crowley’in bir alter egosu olduğunu düşünebiliriz fakat Crowley bunu ısrarla reddeder. Aiwass'ın kendisinden daha üstün ve bağımsız bir varlık olduğunu savunur.

Bununla birlikte sonunda Aiwass'ı Kutsal Koruyucu Meleği olarak tanımlarken bile, Crowley daha sonraki yıllarında Aiwass'ın kendisinden ayrı, objektif bir varlık olduğu konusunda ısrar etmek için daha da ileri gitti ve üstü kapalı terimlerle onun Kutsal Koruyucu olduğunu ilan etti. Bu melek tamamen nesnel değildir, aynı zamanda " Gözyaşsız Büyü " adlı son eserinde olduğu gibi "Yüksek Benlik" ile de karıştırılmamalıdır.

Eserinde şöyle der : "Kutsal Koruyucu Melek 'Yüksek Benlik' değil, Hedef bir bireydir ... O, vurguyla söyleyeyim, sadece kendinizden bir soyutlama değildir ve bu nedenle, 'Yüksek Benlik' teriminin 'lanet olası bir sapkınlık ve tehlikeli bir yanılsama' anlamına geldiği konusunda oldukça ısrar ettim. Öyle değil, öyle olsa Abramelin'in Kutsal Büyüsünün bir anlamı olmazdı.”

Bir diğer öne sürülen görüş ise Crowley hali hazırda eski Mısır dini ile bilimi birleştirme çalışmaları yaparken kafasının içindeki sesin yani Aiwass'ın Harpokrates yani Horus olduğudur.

AYETLER KİTABI


Satanizm birçok inanç gibi içinde farklı görüşler barındırır. Kimilerine göre yalnızca bir felsefedir, kimilerine göre mitolojilerdeki hileci ve bilgi getiren karakter aslında geçmişte insanlığa yardım etmeye çalışmış olan şeytandır. Kimileri ise dini bir oluşum kurmuştur. Örneğin 1966 yılında Şeytan Kilisesi'mi kurmuş olan Anton Szandor LaVey'in "LaVeyan Satanizmi"ni oluşturmuş, kimileri onu takip etmiştir. Kimileri için ise şeytan tarafından yazdırıldığına inanılan şu 3 kitap değerlidir. Bunlar:

1) Ayetler Kitabı
2) İsa Kitabı
3) Gerçekler Kitabı'dır.

İlgili kitaplardan "Ayetler Kitabı"nı aşağıdaki görsele tıklayarak pdf formatında indirebilir yada okuyabilirsiniz.

kutsal kitap pdf, Ayetler kitabı, satanizm, Satanizm kitapları, Satanistlerin kutsal kitapları, Satanistlerin kutsal metinleri, Ayetler kitabı pdf,

BAPHOMET'İN BİLİNMEYEN TARİHİ

A, Baphomet, din, satanizm, Baphomet nedir?, Baphomet ve Muhammed, Baphomet hakkında bilinmeyenler, Şeytan figürleri, Tapınak şövalyeleri, Baphomet figürünün temeli, Şeytan sembolleri,
Baphomet'in görüntüsü, ağır metal albümlerden dini propagandaya kadar birçok şeyi süslemiş ve kötülüğün sembolü olarak kullanılma eğilimindedir. Yine de Baphomet aslında çok daha karmaşık bir semboldür.

Muhtemelen ister Satanistler ister paranoyak Hristiyan olsun, Baphomet'in Şeytan için bir vekil olarak kullanıldığını görmüşsünüzdür.

Bununla birlikte birçoğunuzun bilmediği şey Baphomet'in, yaygın olarak anlaşıldığı ve aslında çok daha derin bir tarihe sahip olduğu için kötülük ya da şeytanlıkla hiçbir ilgisi olmadığıdır. Şimdi bu sembolün tarihine bakalım.

Modern Baphomet simgesi, 13. ve 14. yüzyıllar boyunca tapınak şovalyeleri tarafından ibadet edildiği iddia edilen bir keçi başlı şeytani putun görüntüleri ile ilişkilidir. Gerçekte, Baphomet ve ilkel keçi başlı tanrı arasındaki bağlantı 1850'lere kadar ortaya çıkmamıştır. Terimin tarihsel kökeni belki de mitolojileşmiş versiyondan daha ilginçtir: Bir yanlış tercüme hikayesi, bir mahkeme salonu komplosu ve derinden etkili büyülü bir simgeye kademeli bir başkalaşım.

Baphomet kelimesinin bilinen en eski kullanımı 1098'de bir Fransız haçlısı tarafından yazılmış bir mektuptan geliyor. Savaştan önce haçlıların düşmanlarını kutsal topraklarda “Baphomet'e Davet”  olarak anlatıyor. Haçlı seferlerine dair kayıtlı tarihi belgelerde Bafumarias olarak camileri işaret ettiği görülmektedir. Bugün, Baphomet'in, Eski Fransız sözcüğü olan Mahomet'e benzer şekilde, İslam peygamberi Muhammed'e de atıfta bulunduğu kabul edilmektedir. O dönemde, Avrupa Hristiyan dogması Muhammed'e inanıp onu takip etmeyi putperestlik ibadeti olarak gördü. Bu dogmatik İslamofobi, bir siyasi Avrupalı hükümdar tarafından siyasi muhaliflerini hedef alan bir cadı avı biçiminde kullanıldı.

TAPINAK ŞOVALYELERİNİN TUTUKLANMASI VE BAPHOMET EFSANESİNİN BÜYÜMESİ

13 Ekim 1307'de Fransa Kralı IV. Philip, Fransa'daki tapınak şövalyelerinin tamamının tutuklanmasını emretti. Önceki iki yüzyıllık haçlı savaşı boyunca Tapınak Şövalyeleri Avrupa'nın en güçlü askeri emirlerinden biri haline gelmişti. İngilizlerle yapılan bir savaş sırasında Kral Philip tapınak şovalyelerine mali olarak büyük ölçüde borçlanmıştı. Kral Philip borcunu silmek istedi ama aynı zamanda onlara ödeme yapmadığı takdirde askeri bir tehdit oluşturacağından korkuyordu. Bu yüzden yüzlerce şovalyeyi aniden aniden tutuklattı ve sapkınlıkla suçladı.

Engizisyonun uyguladığı işkence teknikleri nedeniyle Ortaçağ'da bir sapkın olarak tutuklanmak tatsız ve korkutucu bir olaydı. Cezalandırma mahkum itiraf edene kadar devam edecekti. Kral Philip tapınak şövalyelerini haç üzerinde idrar yapmak, tükürmek, eşcinselliğe başlamak ve Baphomet'e bir put olarak ibadet etmekle suçladı. Muhtemelen Muhammed'e atıfta bulunulan Baphomet'in, Orta Doğu'da İslam kültürü ile karışan zamanlarında tapınak uygulamasına dahil edildiği iddia edildi. Temel olarak, Kral Philip tapınak şövalyelerini Müslüman olmakla suçluyordu. Benzer suçlamalarla IV.Kral Philip'in gücünü diğer siyasi muhaliflerine karşı dengelediği açıkça görülüyordu.

Hayal edilemez derecedeki ağır işkencelerini uygulamak için üretilen türlü bahanelerinden sonra tapınakçıların çoğu ıstıraplarına son vermek için gerçek olmayan itiraflar ürettiler. Bazıları bir puta tapındığını itiraf etti fakat bu itirafları vaftizci Yahya'nın kopmuş başından, üç yüzlü bir kedi heykeline tapınmaya kadar değişti. Bununla birlikte yargılamalar boyunca keçi başlı bir simgeye referans verilmemiştir. Soruşturma görevlisinin elinden kurtulan çoğu tapınakçı itiraflarını geri aldı fakat sonrasında kazığa geçirilerek yakıldılar. Askeri eylemi tehdit eden Kral Philip, papalığı tapınak düzenini tamamen dağıtmaya zorladı.


BAPHOMET 19.YÜZYILA GİRİYOR

Gelecek 500 yıl boyunca bilginler ve sufiler tapınakçılara karşı yöneltilen suçlamaların gerçekliği üzerine spekülasyon yaptılar. Tapınakçıların kutsal topraklardaki seferleri sırasında onlarla ilişkilendirilen efsane ve hikayelerle zengin bir mitoloji ortaya çıktı. Avrupa’dan Orta Doğu’ya ve Kuzey Afrika’ya uzanan ve büyülü antik bilgiyle dönen bir grubun ya da bireyin anlatısı Rönesans gizli düşüncesinde yinelenen bir temaydı. Aynı temalar, Abramelin Kitabı ve Hermetik metinleri gibi tanınmış metinlerde de görülür.

1818'de Şövalyeler Tapınağının ibadet ettiği idolün doğası üzerine spekülasyon yapılarak Baphomet terimi Viyana'da yayınlanan bir makalede yeniden ortaya çıktı. Yazar, Joseph von Hammer-Purgstall tapınakçıların gerçekten putperest olduğunu ve Baphomet'in Mısır'dan veya Gnostik Hristiyan ofitlerinden (ofit: bir tür maden) ödünç alınan hermafroditik bir taş figürü olduğunu iddia etmiştir. Zaman zaman araştırmacılar Von Hammer Purgstall'in sözlerini anti-masonik etkili söylemler olarak adlandırdılar. Bu makalenin yayınlanmasından sonra birçok Avrupa müzesi “Baphomet” adlı küçük oymalı taş idolleri kataloglamaya başladı.

BAPHOMET'İN SON DÖNÜŞÜMÜ

Baphomet'in son dönüşümü 1854'te gerçekleşti. Fransız tören büyücüsü olan Elphias Levi, Baphomet'i Sabbatik Keçi adlı bir figür ile yeniden tasavvur etti. Evreni ikili zıtlar biçiminde temsil eden çift cinsiyetli Sabbatik Keçi, taş Baphomet'in unsurlarını ve tapınak Baphomet'i efsanesinin sembolik unsurlarını içeriyordu. Yeni figür bu unsurları doğaüstü, kabalistik ve katolik tasvirleri ile birleştirmişti.

Levi kariyerine katolik ilahiyat fakültesinde başladıysa da bir süre sonra macera arayışına girip sihir peşinde koşmaya başladı. Sabbatik Keçinin Hristiyanlığın daha önceki çok tanrılı ya da animistik geleneklerin yayılmasından kurtulan tüm kutsal simgeler için kolektif bir temsil olarak hizmet ettiğine inanıyordu. Keçi başlı Baphomet'e tapınak şövalyeleri tarafından ibadet edilmemesine rağmen, Sabbatik Keçi, tapınakçıları zamanın egemen dini söylemiyle haklı çıkarılan her türlü toplumsal baskı biçiminin ruhuna atıfta bulunuyordu.

Levi'nin Baphomet'inin en eşsiz ve ikonik unsuru insansı bir vücut üzerindeki keçi başıydı. Keçi kafası, Osiris'in ruhunu temsil eden Mısırlı keçi başlı tanrı Banebdjedet'ten esinlenilmişti. Levi aynı zamanda eskilerin taptığı ve dönemin sosyal bularından olan bir başka keçi başlı tanrı Pan'dan esinlenmişti. Sabbatik Keçi’nin kollarındaki COAGULA ve SOLVE latin sözcükleri "bir araya gelip parçalanmak" anlamına geliyordu. Bu, Kilise liderlerinin ve dünya temsilcilerinin Tanrı'dan aldıklarını iddia ettikleri yetkilerine gönderme yapıyordu. Levi’nin bağlamında bu terimler herhangi bir dinleyici tarafından başlatılan, uygulayıcı tarafından gerçekleştirilebilecek, büyünün dualistik gücünü temsil ediyordu.

ALEİSTER CROWLEY VE BAPHOMET

Eliphas Levi’nin Baphomet'i, en meşhur Gnostik kitlesinde yer alan Aleister Crowley tarafından da kabul edildi. Baphomet'in derin simgesel doğası Crowley’in Rönesans ve Ortaçağ ritüel ve sihir yorumlarıyla uyumluydu. Ayrıca Crowley’in hermetik ideolojisini destekleyen ikili kozmolojik unsuru da içeriyordu. Crowley, Baphomet'i bir karşıt androjen olarak tanımladı, zıtların birliği aracılığıyla mistik bir mükemmellik temsilcisiydi. Aynı zamanda bu karşıtlık birliğini bir sperm ve yumurtanın birleşmesiyle meydana gelenlerle eşleştirdi. Baphomet'e olan yansımaları tarafından tetiklenen bu düşünce dizisi Crowley’in cinsel sihir teorilerinde derinden etkili olmuştur.

Crowley ayrıca Baphomet ve Şeytan'la bastırılmış bilgi ve gizli ibadet fikirlerini de birbirine bağladı. Geleneksel Hristiyan düşüncesinin aksine "O insanlığın düşmanı değildir, ırkımızın iyi ve kötüyü bilen tanrıları tarafından yaratılan bir canlıdır!", "O, Thot'un Kitabı'nın “Şeytanıdır" ve onun amblemi, BAPHOMET'tir, argoda kusursuzluğun hiyeroglifi olan Androgyne'dir. Dolayısıyla o, yaşam ve sevgidir." demiştir.

BUGÜN BAPHOMET

Uzun ve derin simgesel tarihi ile Baphomet, günümüze bazılarında korku ve kimilerinde saygı uyandıran güçlü bir ikondur. Baphomet zaman ve kültür tarafından modern gizli mirasımızın zengin simgesine dönüştürülmüştür. Aynı zamanda devlet destekli, dini baskı tehlikelerinin dokunaklı bir hatırlatıcısı olarak da günümüzde hizmet etmektedir.

Çeviren & Yazan: A.Kara

ŞEYTAN KİLİSESİ FELSEFESİ

satanizm, Şeytan kilisesi,Şeytan kilisesinin felsefesi,Satan kilisesi,Satanistlerin kilisesi,Satanizm nedir,Satanizm hakkında,A,din,Şeytan İncili,Şeytana tapanlar,LaVeyan satanizmi
Şeytan'ın Kilisesi'nin resmi logosu, içinde keçi kafasının bulunduğu ters çevrilmiş bir pentagram ve tümünü çevreleyen İbranice dilindeki "Leviathan" kelimesinden oluşur.

Şeytan'ın Kilisesi'nin birçok felsefi görüş, kurallar ve ilkesi var fakat onları özetlemekle birlikte aşağıdaki kurallar en dikkat çekici olanlardır:
  • Bedenimize ve başkalarına ne yapması gerektiğini söylememeliyiz.
  • Dinlerin günah dediği şeylerin tadını çıkarın, günah işlemeye göz yumun ve istediğiniz şeyden hoşnut olun.
  • Hak ettiklerini düşünüyorsan diğer insanlara ne istersen yapabilirsin, unutma kimseye borçlu değilsin.
Yukarıdaki maddelerden de anlaşılacağı üzere Satanizm felsefesi tamamen din karşıtıdır, onların günah ilan ettiklerini yapmayı uygun görerek Şeytan'ın haklı olduğu konusunda onun safında durmayı amaçlamaktadır.

Aptallık, gösterişçilik, kendini aldatma, sürüye uymak, perspektif eksikliği, eski Ortodoks'luğu unutmak, verimsiz gurur ve estetik eksikliği olmak üzere dokuz Şeytani Günah vardır.

LaVeyan Satanizmi, Kilisenin otoriter rejimine ve insanların hayvanların doğal tabiatlarını mahrum ettiği görüşü nedeniyle dinlere, özellikle de Hristiyan'lığa karşıdır. LaVeyan Satanistlere göre Şeytan bir varlık değil, kişisel çıkar ve kontrol edilme reddidir. Şeytan Hristiyanlık öncesi bir semboldür. Satanistler için doğanın karanlık gücünü, olağan ve dünyevi şeyleri temsil eder. Kiliseleri hoşgörü, intikam, özerklik, kişisel sorumluluk ve hayatı geliştirmeyi vurgular (hem intikam hemde hoşgörüyü vurgulaması dinlerin içinde barındırdığı bazen merhametli bazen merhametsiz Tanrı anlatımı kadar çelişkili geldi bana).

LaVey satanlarının kendi kitapları olan "Şeytan İncili" inde ritüelleri tanımlanır. İnsanı açıklamanın ötesinde güçlerin var olma ihtimalini açık bırakmasına rağmen, kendi bilincine, karanlığı kucaklamaya veya ritüel "hedef" in psikolojik manipülasyonuna yol açan bir psikodrama olarak tasarlanmıştır. LaVey, kan kurbanının herhangi bir ritüelde kullanılması gerektiği fikrini, kilise, hayvanlara ve çocuklara zarar vermeyi açıkça reddetti. Fakat sosyal darwinizm ve elitizm savunuculuğu nedeniyle eleştirilere maruz kaldı.

Çeviren & Yazan: A.Kara

İSA KİTABI


Satanizm birçok inanç gibi içinde farklı görüşler barındırır. Kimilerine göre yalnızca bir felsefedir, kimilerine göre mitolojilerdeki hileci ve bilgi getiren karakter aslında geçmişte insanlığa yardım etmeye çalışmış olan şeytandır. Kimileri ise dini bir oluşum kurmuştur. Örneğin 1966 yılında Şeytan Kilisesi'mi kurmuş olan Anton Szandor LaVey'in "LaVeyan Satanizmi"ni oluşturmuş, kimileri onu takip etmiştir. Kimileri için ise şeytan tarafından yazdırıldığına inanılan şu 3 kitap değerlidir. Bunlar:

1) Ayetler Kitabı
2) İsa Kitabı
3) Gerçekler Kitabı'dır.

İsa Kitabı'nı aşağıdaki görsele tıklayarak pdf formatında indirebilir yada okuyabilirsiniz.

kutsal kitap pdf, satanizm, İsa Kitabı, Satanistlerin kitapları, Satanizm kutsal kitapları,

GERÇEKLER KİTABI


Satanizm birçok inanç gibi içinde farklı görüşler barındırır. Kimilerine göre yalnızca bir felsefedir, kimilerine göre mitolojilerdeki hileci ve bilgi getiren karakter aslında geçmişte insanlığa yardım etmeye çalışmış olan şeytandır. Kimileri ise dini bir oluşum kurmuştur. Örneğin 1966 yılında Şeytan Kilisesi'mi kurmuş olan Anton Szandor LaVey'in "LaVeyan Satanizmi"ni oluşturmuş, kimileri onu takip etmiştir. Kimileri için ise şeytan tarafından yazdırıldığına inanılan şu 3 kitap değerlidir. Bunlar:

1) Ayetler Kitabı
2) İsa Kitabı
3) Gerçekler Kitabı'dır.

Gerçekler Kitabı'nı aşağıdaki görsele tıklayarak indirebilir yada okuyabilirsiniz.

kutsal kitap pdf, satanizm, Gerçekler Kitabı, Şeytan vahiy, Satanizm kutsal kitapları,