HABERLER
Dini Haber
sizden gelenler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sizden gelenler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

DİNDEN ÇIKIŞ HİKAYEM

sizden gelenler, din, dinden çıkış hikayem, Dini neden terk ettim, Dinden neden çıktım, Dinden nasıl çıktım, Dinleri terk edişim, İslamı terk etme nedenleri, islamiyet, İslam çelişkileri,
Müslüman bir ailem var, beni de müslüman yetiştirdiler. Din dersi en sevdiğim derslerdendi. Konuşan karıncalar, yılana dönüşen asa falan..

Her Ramazan oruç tutar, arada namaz kılar, sık sık dua ederdim. Çünkü henüz Kuran'ı okuyup kafamı karıştırmamıştım.

Bi aralar bilime merak sardım (Bir müslüman için en tehlikeli şey). Kendi kendime şunu sordum:

Evren ne kadar büyük?

Evrenin ne kadar büyük olduğu bir türlü aklıma yatmadı. Çünkü kafamda dünya, herşeyin merkezindeydi ve herşey insan için yaratılmıştı.

Gökyüzünde gördüğümüz tüm yıldızların Samanyolu'nun sadece minicik bir bölümü olduğunu anladığımda çok şaşırmıştım.
(Bkz. Evrende Yolculuk Filmi)

Uzay görüntülerinde uçsuz bucaksız galaksi cümbüşünü gördüm. Dünya sınav yeriyse yüz milyarlarca galaksiye ne gerek vardı?

Kafam o kadar karışmıştı ki mutlaka bir sonuca varmalıydım. Gezegenlerin atmosferlerinden tutun da, kara deliklere kadar araştırdım. (Bkz. Kozmos Belgeseli)

Evrende o kadar fazla aktivite var ki.. Pulsar yıldızları, nebulalar, süpernovalar, göktaşları, galaksi çarpışmaları, karanlık madde, vs..
Bütün hepsini araştırmak çok zevkliydi. Kendi kendime birşeyler öğreniyordum. Bilime duyduğum ilgi artıyordu. Artık dünyamızı inceliyecektim.

Dünya nasıl oluştu diye merak ettim. Bunu öğrenirken geçmişten günümüze geçen süreçte karşıma EVRİM çıktı. (Bkz. Dünyanın Oluşumu Filmi)

Haydaa ben evrime inanmıyordum ki..
Tamam inan-mı-yordum ama neden inan-ma-dığımı da bilmiyordum.
Sadece toplumsal refleksti belki.
Müslüman evrime inanmaz diye işlenmişti kafama.

Evrim konusunu anlamaya çalışırken o kadar önyargılıydım ki..
Charles Darwin'in hayatını okumaya karar verdim. Bu iblise hayatta güven olmaz diye :)

Darwin'in hayatını ve bize neyi anlatmaya çalıştığını gördüğümde çok duygulanmıştım. Yaşamın ne olduğunu anladım.

Şimdi gerçeği mi merak etmeliydim, yoksa kendimi mi kandırmalıydım? İşte bu benim dönüm noktam oldu. Ben gerçeği seçtim.
Koyu Hıristiyan bir aileden gelen ve eşi Emma ile sonsuza kadar cennette yaşamayı hayal eden Darwin bile bulduğu gerçeğin peşinden gitmişti.


Benim dinimle bir sorunum yoktu. İnançlıydım ve ibadet de ediyordum. Fakat gerçekler ve masallar arasındaki çizgiyi görmüştüm artık.

Evrim karşıtı yazılmış bilimsel makale yok. Evrim yerçekimi gibi, dünyanın güneş etrafında dönmesi gibi bir gerçek. Tüm kanıtlar ortada.
Bunu öğrenmek hiç hoşuma gitmemişti.

Hemen Kuran'a sarıldım. Allah'ım nolur bu gerçek olmasın diye bir umutla Kuran okumaya başladım.

İlk kez Kuran'ı Türkçe okuyordum.
Yıllarca arapça okuduğum ve kayıtsız şartsız inandığım dinimin temel kaynağını daha ilk kez açıp anlamıyla okuyordum.

Ne garip değil mi?
Kuran da okuyorum ama tam 2 yıldır durmadan kitaplar, belgeseller, makaleler, vs. kafa zehir gibi bilim dolu.
Temeli sağlamlaştırmışım. ;)

Kuran'ı okurken fark ettim ki bu kitap bilimin günümüzde bildiği şeyleri bilmiyor ve hatta yanlış yorumluyor. Dünyayı düz sanıyor mesela.

Spermin testislerden değil, kaburgadan geldiğini anlatıyor.

Önce dünya sonra evren yaratıldı diyor. Gökyüzünü Allah tutmasa düşer diyor.

Sürekli batıya yürürsen dünyanın sonuna ulaşırsın, orda güneş kara bir balçığa batar diyor. Allah'ım aklıma muhafaza ol, bunu sen mi yazdın? Dedim defalarca.

Kuran'ı okudukça şaşkına döndüm. "Bu ne ya? Buna annem de inanıyor, başbakan da, öğretmenim de, arkadaşlarım da. Ama bu kitap yanlış.. İlkel ve çelişki dolu. Nasıl olur?
Hani evrenseldi?

En son hatırladığım Ahzab 53 ayetini okumuştum..
Okuduktan sonra da sokakta "Muhammed bizi kandırmış" diye bağırmak istedim.
Gerçi Kuran'da çok daha utandıran ayetler de var.
Mesela Muhammed'in hanımlarıyla hangi sırayla yatacağını belirten Ahzab 51 gibi..
Ben haksızlığı hiç gelemem.

Kandırıldığımı anladığım an dünyam karardı. Cennete gitme (hurilerle zevku sefa vs) hayalleri kurarken dinin sadece bir siyaset malzemesi olduğunu çözdüm.

Birkaç ay kendimi dış dünyadan izole edip yaşadım. Çünkü öğrendiklerimi kimselere anlatamazdım.
En başta da aileme.

Kafamda hep şu soru vardı:
"Neden Muhammed, neden bunu yaptın?"
Senin dinine 1.6 milyar insan inanıyor ama sen hepimizi kandırmışsın; Neden?
Bu noktadan sonra idolüm, yol göstericim Turan Dursun oldu. Kendisi ilahiyat mezunu, müftülük yapmış bir İslam araştırmacısı. Kureyş Arapçasını en iyi bilen biriydi. Yazdığı "Din Bu" kitapları yüzünden, Müslümanlar tarafından katledildi.

Her neyse
Kuran'ı anlamak için ayetlerin hangi kronolojide ve ne sebeple yazıldığını anlamalıydım. Ben de böyle yaptım. Her ayetin sebebini araştırdım.

Uzun uzun ayetleri yazmayacağım ama özetle Mekke'deyken barışçıl, Medine'deyken saldırgan bir psikoloji izlemiş, çok sevgili Peygamberimiz..
Gençliğinde fakir ve aşksız büyümüş. İki kez kız isteyip reddedilmiş. Kureyşliler altın, kumaş, cariye, herşeye sahipken o bekar ve fakir..
Hırs yapmış, bilenmiş. Önce tüccar ve varlıklı ama yaşı geçmiş bir kadınla (Hatice ile) evlenmiş. Parayı bulunca da tıkır tıkır planını uygulamış.

Dinlerin tarihini inceledim.
Tanrı'nın ve Şeytan'ın tarihte nasıl ortaya atıldığını ve nasıl değiştiğini inceledim.
Herşey ortadaydı..
Yahudi krallarının Tevrat'da uydurduğu dini hükümler İncil'e ve Kuran'a kopyalanmış.
O krallara da Muhammed "peygamber" diye atıfta bulunmuş.
Muhammed şahsi çıkarları için ortaya attığı dini ilk başta Mekke ve civarı için düşünmüş. (Bkz. En'am:92. ayet)
Medinelilerin Mekkelilere olan husumetini kullanarak da gücüne güç katıp ilerleyen yıllarda "evrensel" bir kitap (Kur'an-ı Kerim) iddiasını ortaya atmış.


Dinlerin yalan olduğunu anladığım an kendimi dev bir açık hava tımarhanesinde hissetmiştim. Herkes kandırılmış ama uyaramıyorsun!
İnsanların yakasına yapışıp aptal olmayın, nolur okuyun diyesim vardı ama "kardeşim bizi çok fena kandırmışlar" diye anlatsan dahi dayak yersin.

Çocuk gelinler, kafası kesilen kâfirler, idam edilen eşcinseller, kuma getirilenler, cariye olarak alınıp satılanlar hep bu yalanın sonucu..
Göstermelik namaz kılanlar, dinle insanların parasını çalanlar, Allah Muhammed diye diye oyları kapanlar hep bu bozuk düzenin sonucu..

En kötüsü de çocuk yaşta kız çocuklarının sırf Muhammed'in sünneti diye evlendirilmesi ve bunun meşrulaştırılması..
Bütün bunları görüp de isyan etmemek mümkün mü? Sessiz kalıp "bana ne başlarının çaresine baksınlar" demek mümkün mü?

Müslümanken mümkündü.
Çünkü Allah var, ahirette cezalarını çekerler derdim. Zaten Kuran'dan habersizdim. Onlar gerçek müslüman değil derdim.

Dini sorguladıktan sonra ise durum değişti. Eğer Allah yoksa bu insanlar asla cezasını çekmeyecek. Tüm yaptıkları yanlarına kâr kalacaktı. O halde bir şey yapmalı dedim.
Hani kolunu kaybetmiş birine bir müslüman bakıp haline şükredip geçer ya.. Ama dinsiz biri şükredemez. Protez kol yapması gerekir.

Nasıl ki Müslüman her işlediği suçta "Şeytana uydum tövbe ettim" diyip sıyrılır ya.. Dinsiz biri diyemez, ölene kadar vicdanına hesap verir.

Dinden çıkmış olmak bu yüzden zor.
Çünkü hayali arkadaşlarınız yoktur.
Artık vicdanınızla başbaşasınızdır.
Haksızlığa çözüm bulmaya zorlanırsınız.

Ben her gün insanların güneş tanrısına tapınma ibadetleri yapıp, Mısırlı ay tanrısı Al-ilah'a taptığı Türkiye'de yaşıyorum.

Ben ibranice adı "Gehinnom" olan Kudüs'teki ölülerin yakıldığı vadiye öldükten sonra gideceğini düşünen insanlarla yaşıyorum.
(Bkz. Gehinnom cehennem vadisinin adıdır)

Ben Mısır tanrısı "Amon"a tapanların yakarışından kopya edilen, her duaya "âmin" diyen insanlarla yaşıyorum.

Ben orjinali ibranice olan "şalom aleküm" kelimesini tanrının selamı sanıp "Selamın Aleyküm" diyen insanlarla yaşıyorum..

Ben 5 vakit ezanla, Ramazan gecesi davulla, ekranlarda dinî masallarla, ödediğim vergiler diyanete harcanarak yaşıyorum.

Bütün bu haksızlığa vicdanım razı gelmediği için İslam'ın ve insanlığa zarar veren tüm inanışların karşısındayım.


Eleştirisel bakış açısı ile her din ve inanca ait yazılarınızı, inancınızın değişim sürecini anlattığınız sorgulama süreçlerinizi dinvemitoloji@gmail.com adresine gönderebilirsiniz.
  • Bu yazılar biz-siz gibi sorgulama evresine girmiş herkese mutlaka biraz olsun ışık tutacaktır.
  • Gönderdiğiniz yazılar sitemizde adınızla veya takma adınızla yayınlanacaktır.
  • Gönderdiğiniz yazının başka bir internet sitesinde yayınlanmamış olması gerekmektedir. (KOPYA içeriğe karşı olduğumuzdan, sitemizdeki tüm içerikler özgündür)

DİNSİZLİK İNSANI ÖZGÜRLEŞTİRİR Mİ?

14 yaşında deist oluş hikayesi, Çocuklar dinlerden sıyrılıyor, Çocuklar sorguluyor, deist, din, Dinsizlik insanı özgürleştirir mi?, Nasıl deist oldum?, sizden gelenler,Gençler ve dinler
1. Aşama-Fark Etmek:
Dürüst olmak gerekirse din olgusu benim için asla sorgulanamaz olamamıştı.Çocukluğumda birkaç kere gittiğim Kur'an kursundaki kızların büyüyünce kapanmak istediklerini duyar, onlar gibi yapmayacağım için oraya ait olmadığımı hissederdim. Kurban  bayramlarını ise sevmezdim. Allah'ı,cenneti,cehennemi hayal ettiğimde annemin "Bunu yapma,günah."demesi tuhafıma gitmişti.Ben sadece hayal gücü fazla gelişmiş ufak bir çocuktum değil mi?Bunun ne zararı olabilirdi?Sahiden Allah bana bunun için günah mı yazardı?

2. Aşama-Kaçmaya Çalışmak:
Yıllar geçtikçe sorularım benimle birlikte büyüdü. Farklı inançlar ve fikir akımları olduğunu keşfettiğimde ise meraklanmıştım ama araştırmadım. İşin doğrusu, muhtemelen değişimden korktum ve bunu yapmadım.

Sorgulamalarımı susturmaya uğraştım ama boşunaydı.En sevmediğim derslerden birinin din dersi oluşuna şahit oluyordum ve bu benim içimde nedenini bilmediğim çok,çok büyük bir suçluluk duygusu oluşturuyordu.

3. Aşama-Gerçeklerle Yüzleşmek:
Bu hastalıklı düşüncelerle geçen birkaç yılın ardından nihayet araştıracak cesareti  bulabilmiştim.Bana en çok cesaret veren şeylerden biri de çok değer verdiğim bir arkadaşım olmuştu.Dinlere inanmadığı için bana araştırmamı söylerdi.Düşüncelerimin yalnız kalacak kadar kötü olmadığını fark ettikçe içimdeki korku azalıyordu.
Pek çok dini araştırdım. Kutsal kitaplarının bir kısmını okudum.Forumlarında gezdim.İnanan kişileriyle konuşup  dinler hakkında yazılar okudum. Öğrendiklerimle kafam fena halde karışmıştı. Fazla dindar olmasa da her gece yatmadan önce sure okuyup gün içinde dualar,besmeleler kullanan biri artık bunları hiç yapmıyordu. Ve bu kesinlikle bir şeylerin değişeceğine işaretti.

4. Aşama-Özgürlük:
Şuanki beni soracak olursanız öncekinden daha iyiyim.Korkmayı ya da vicdan azabı duymayı bırakalı da çok oldu.Din derslerini bile seviyorum.Ortam o kadar saçma oluyor ki; bize öğretilenler kocaman bir komedi gibi geliyor,bu yüzden seviyorum.Din konularına ise fazlaca merak sardığımdan öğretmen İslam dışındaki dinleri anlattığında ya da okul kitabına baktığımda  yanlış anlatılanları çok net fark edebiliyorum.Bu sinir bozucu olsa da esasen onlar gibi düşünce tarzım olmadığı için şanslı hissediyorum.

Hatta gerçekten şanslı ve özgür hissediyorum.Özgürüm çünkü artık günah ve sevaplara göre düşünmeyeceğim.Artık sadece kendim iyi ve kötüyü ayırt edip dilediğimi yapmalıyım.Özgürüm çünkü,din yasakları olmadan kendi doğrularımı keşfedebileceğim. Özgürüm çünkü diktatörü andıran tanrılar düşleyip onların mutlak iyiliğine inanmayacak kadar gerçekçiyim. Özgürüm çünkü,teorileri reddetme ya da kabul etme zorunluluğum yok.Özgürüm çünkü on dört yaşında bir deistim. Ve şuan muhtemel hayatımın yarısını bile bitirdiğimi sanmıyorum.Yine de tüm bunları yazdım diye bana güvenmeyin dostlar;kimbilir belki yarın agnostik olurum,öteki gün ateist,bir başka gün nihilist... Yeni fikirleri kucaklamak ve düşüncelerimi geliştirmek için çok zamanım var. Sonuçta ben sadece 14 yaşında bir deistim.

SİZDEN GELENLER | Yazan: Okyanus D.

Eleştirisel bakış açısı ile her din ve inanca ait yazılarınızı, inancınızın değişim sürecini anlattığınız sorgulama süreçlerinizi dinvemitoloji@gmail.com adresine gönderebilirsiniz.
  • Bu yazılar biz-siz gibi sorgulama evresine girmiş herkese mutlaka biraz olsun ışık tutacaktır.
  • Gönderdiğiniz yazılar sitemizde adınızla veya takma adınızla yayınlanacaktır.
  • Gönderdiğiniz yazının başka bir internet sitesinde yayınlanmamış olması gerekmektedir. (KOPYA içeriğe karşı olduğumuzdan, sitemizdeki tüm içerikler özgündür)

CEHENNEMİN DOYURULMASI | KUR'AN VE TALMUD

sizden gelenler, din, islamiyet, yahudilik, Cehennemin doldurulması, Cehenneme soru soran, Cehennemin konuşması, Kur'an ve Talmud, Talmud'dan esinlenip Kur'an'a eklenenler, Kaf 30,Şabat104a
Kuran'ın 50. suresi olan Kaf  Suresi 30. ayetinde bu tür bir homiletik/vaazsal/ midraşik/ ders verici ifadeye rastlarız. Bu ifadeyi birebir almamalıyız çünkü Kuran'ın yazıldığı dönemde oluşan gelenek bunu birebir almamayı gerektiriyor.

Kuran burda muhattabına cehennemin dehşetini yine cehennemin ağzından kişileştirerek aktarıyor ve diyor ki:

Kaf Suresi 30: "O gün Cehenneme, “Doldun mu?” deriz. O da, “daha var mı?” der."

Burda Kuran'ın Tanrısı'nın cehennemi ''insanlar ve cinlerle dolduracağını söylediği'' (örneğin Hud Suresi 119) unutulmamalı. Aslında cehennem bizzat Allah'ın izniyle ve vaadiyle doluyor.

Peki burda şu soruyu sormalıyız: Tek Tanrılı inançların peygamber anlayışından yoksun olan Araplar cehennemin konuşacağına dair bu bilgiyi nasıl edinebilir? Yani gelişmiş bir tek tanrılı teolojileri olmayan Araplar bu denli girift, kompleks bir vaazsal kişileştirmeyi nasıl yapabilirler? Elbette daha önce söylenmemişse yapamazlar !

Babil Talmud'u Şabat Risalesi/Bölümü'ne 104a numaralı pasaja bakarsanız. (Görseli aşağıda mevcuttur) Kuran'ı yazanların Kaf Suresi 30'da zihinlerinde hangi geleneğin izinin olduğunu görebilirsiniz.

Not: Yahudilik'te (en azından Talmud'da) de tıpkı Kuran'daki gibi cehennemi kontrol eden bir cehennem meleği olduğuna inanılır (Kuran'da bu Zuhruf Suresi 77'de geçer.) :

''(Cehennemin prensi/meleği Tanrı'ya diyor ki) : Her şeyi benim denizime koy, beni Şit'in soyuyla besle.Açım...'' fakat Tanrı bu isteği redderek cehennemin prensine oraya sadece ''inançsızları'' almasını söyler. (Babil Talmud'u -Şabat 104a)

Not 2: Şit Adem'in Kabil ve Habil dışındaki 3. oğludur. Kabil kötü bir kimse olduğu için Tevrat'a göre Adem'in dürüst soyu, Şit'ten devam etmiştir.

Babil Talmud'u Shabbat 104a'nın son 2 paragrafına aşağıdan bakabilirsiniz.

sizden gelenler, din, islamiyet, yahudilik, Cehennemin doldurulması, Cehenneme soru soran, Cehennemin konuşması, Kur'an ve Talmud, Talmud'dan esinlenip Kur'an'a eklenenler, Kaf 30,Şabat104a
sizden gelenler, din, islamiyet, yahudilik, Cehennemin doldurulması, Cehenneme soru soran, Cehennemin konuşması, Kur'an ve Talmud, Talmud'dan esinlenip Kur'an'a eklenenler, Kaf 30,Şabat104a

SİZDEN GELENLER | Yazan: A-gnostik

Eleştirisel bakış açısı ile her din ve inanca ait yazılarınızı, inancınızın değişim sürecini anlattığınız sorgulama süreçlerinizi dinvemitoloji@gmail.com adresine gönderebilirsiniz.
  • Bu yazılar biz-siz gibi sorgulama evresine girmiş herkese mutlaka biraz olsun ışık tutacaktır.
  • Gönderdiğiniz yazılar sitemizde adınızla veya takma adınızla yayınlanacaktır.
  • Gönderdiğiniz yazının başka bir internet sitesinde yayınlanmamış olması gerekmektedir. (KOPYA içeriğe karşı olduğumuzdan, sitemizdeki tüm içerikler özgündür)