HABERLER
Dini Haber

10 KELT MİTİ

Yazan: A.Kara
Kelt mitolojisi, mitoloji, din ve mitoloji, İrlanda mitolojisi,Kelt efsaneleri,Peri,Leprikon,Fin McCool,3 Yapraklı yonca,Aziz Patrick,Lir'in çocukları,A,Dagda'nın arpı,Pooka,Ölüm perisi, efsaneler,

PERİ
Birçok farklı kültüre ait mitolojide farklı formlarda fideler vardır fakat fideler İrlanda mitolojisinde özel bir önem taşıyorlar. İrlanda'daki peri topluluğunun, Peter Pan’un Tinker Bell’inden çok canlı ve uzak olduğu düşünülmektedir. Kelt mitolojisindeki bir peri dilediği herhangi bir şekli alabilir ve genellikle bir insan formu seçer. Güzel ve güçlü oldukları söylenir ki bu talihsiz bir durumdur çünkü inanışa göre birçok peri onlara yaklaşan fanilere talihsizlik ve kötü şans getirmeye bayılırlar.

Kelt mitolojisi, mitoloji, din ve mitoloji, İrlanda mitolojisi,Kelt efsaneleri,Peri,Leprikon,Fin McCool,3 Yapraklı yonca,Aziz Patrick,Lir'in çocukları,A,Dagda'nın arpı,Pooka,Ölüm perisi, efsaneler,


LEPRİKON
Leprikon, muhtemelen İrlanda'daki en yaygın peri tipidir. Orta çağlardan beri cüce cinler İrlanda efsanesinde var olmuştur. Geleneksel olarak, cüce cinler uzun perilerdir ve genellikle yaşlı bir adam olarak insanlara görünür. Çok farklı ve sonradan yaygınlaşan formu ise yeşil takım elbiseli küçük, çocuksu bir peri görünümüdür. Efsaneye göre bu cüce orman cinleri altınları toplamaya bayılırlar ve topladıkları altınları çömleklere doldurup gökkuşağının sonunda saklarlar. İnanışa göre eğer bir insan cüceyi yakalarsa, serbest kalmak için yakalayan kişinin 3 arzusunu yerine getirmelidir.

Kelt mitolojisi, mitoloji, din ve mitoloji, İrlanda mitolojisi,Kelt efsaneleri,Peri,Leprikon,Fin McCool,3 Yapraklı yonca,Aziz Patrick,Lir'in çocukları,A,Dagda'nın arpı,Pooka,Ölüm perisi, efsaneler,

FİN MACCOOL
Finn MacCool, birkaç İrlanda efsanesinde görülen mitolojik bir savaşçıdır. Popüler bir hikayede, dünyaya ait tüm bilgilere sahip olan bir somon balığı anlatıyor. Finn bilgiyi kazanmak için bu Somonu yemeye karar veriyor. Yemek pişirirken sıçrayan balık suyu Finn’in parmağını yakıyor. Finn, acıyı durdurmak için başparmağını ağzına sokuyor ve somonun taşıdığı bilgileri anında öğreniyor. O andan itibaren Finn öğrenmek istediği bir bilgi olduğunda baş parmağını emerek ona ulaşıyor.

Kelt mitolojisi, mitoloji, din ve mitoloji, İrlanda mitolojisi,Kelt efsaneleri,Peri,Leprikon,Fin McCool,3 Yapraklı yonca,Aziz Patrick,Lir'in çocukları,A,Dagda'nın arpı,Pooka,Ölüm perisi, efsaneler,

3 YAPRAKLI YONCA
Yoncanın üç yeşil yaprağı, İrlanda'nın resmi olmayan sembolüdür. 3 yapraklı yonca İrlanda'nın tarihi kültürlerinin çoğuna anlam katmıştır. Druid'ler bu yoncanın kötülüğü kaldırabilecek kutsal bir bitki olduğuna inanıyordu. Keltler bu bitkinin üç kalp şeklindeki yaprakları nedeniyle mistik özelliklere sahip olduğuna inanıyordu. Keltler için 3 kutsal bir sayıydı. Aynı zamanda bazı Hristiyanlarda 3 yapraklı yoncanın özel bir anlamı olduğuna inanıyordu (Kutsal Üçleme'yi temsil eden üç yaprak).

Kelt mitolojisi, mitoloji, din ve mitoloji, İrlanda mitolojisi,Kelt efsaneleri,Peri,Leprikon,Fin McCool,3 Yapraklı yonca,Aziz Patrick,Lir'in çocukları,A,Dagda'nın arpı,Pooka,Ölüm perisi, efsaneler,

AZİZ PATRICK
Çoğu insan için Aziz Patrick, dünyanın dört bir yanındaki barlara iyi, neşeli bir gün ve yeşil bira getirirdi. Gerçekte ise Patrick ölümünden sonra yüzyıllar geçene kadar bir aziz değildi, hatta İrlandalı bile değildi. Patrick, zengin bir ailenin çocuğu olarak İngiltere’de doğmuştu. Çocukluğunda kaçırıldı ve İrlanda'da köle olarak satıldı. Kölelik yıllarında Hristiyanlı dinine geçti ve serbest bırakıldığında hayatının geri kalanını İrlandalılara Hristiyan dinini öğreterek geçirdi. Ama ölümünden kısa bir süre sonra unutuldu. Uzun yıllar geçtikten sonra rahipler onu İrlanda'daki bütün yılanlara karşı savaşıp ülkeden kovan hikayesi ile Aziz Patrick olarak anlatmaya başlamıştı. Fakat bu onun asla yapamayacağı bir şeydi çünkü İrlanda'da hiç yılan olmamıştı.

Kelt mitolojisi, mitoloji, din ve mitoloji, İrlanda mitolojisi,Kelt efsaneleri,Peri,Leprikon,Fin McCool,3 Yapraklı yonca,Aziz Patrick,Lir'in çocukları,A,Dagda'nın arpı,Pooka,Ölüm perisi, efsaneler,

LİR'İN ÇOCUKLARI
Lir Çocuklarının hikayesi, İrlanda Mitolojisi döngüsünden gelir. Lir, denizlerin efendisiydi. Bir karısı ve dört çocuğu vardı. Lir'in karısı öldüğünde, karısının kız kardeşi Aoife ile evlendi. Aoife, Lir’in çocuklarını kıskanıyordu ve onlardan kurtulmak istiyordu. Bir gün Aoife çocukları göle götürdü. Yüzerken onlar üzerinde büyü yaptı ve onları kuğulara çevirdi. Büyünün altındaki bu çocuklar bir Hristiyan çan sesi duyana kadar kuğu olarak kalacaklardı. Kuğular gölün içinden nehire doğru yüzerek yıllarca akan suyun sesini beklediler fakat ancak 900 yıl sonra Aziz Patrick İrlanda'ya gelmesi ile bu lanetten kurtulabildiler.

Kelt mitolojisi, mitoloji, din ve mitoloji, İrlanda mitolojisi,Kelt efsaneleri,Peri,Leprikon,Fin McCool,3 Yapraklı yonca,Aziz Patrick,Lir'in çocukları,A,Dagda'nın arpı,Pooka,Ölüm perisi, efsaneler,

DAGDA'NIN ARPI
İrlanda mitolojisinde Dagda, büyük ve güzel bir arpı olan önemli bir rahipti. Bir savaş sırasında rakip bir kabile Dagda’nın arpını çaldı ve terkedilmiş bir kaleye götürdü. Dagda kabileyi takip etti ve seslenerek arpını çağırdı. Arp Dagda'ya geldi ve tellerine vurulmaya başlandı. Arp Gözyaşları müziğini salıverdi ve şatodaki herkes ağlamaya başladı. Dagda tellere tekrar vurdu ve arp neşe müziğini çalmaya başlayınca tüm savaşçılar gülmeye tutuldu. Ardından Dagda tellere son kez vurdu ve arp uyku müziğini serbest bıraktı. Bu sayede Dagda büyülü arpı ile sağ salim geri döndü.

Kelt mitolojisi, mitoloji, din ve mitoloji, İrlanda mitolojisi,Kelt efsaneleri,Peri,Leprikon,Fin McCool,3 Yapraklı yonca,Aziz Patrick,Lir'in çocukları,A,Dagda'nın arpı,Pooka,Ölüm perisi, efsaneler,

PERİLERİN DEĞİŞTİRDİĞİ ÇOCUK (CHANGELINGS)
Efsaneye göre kadın periler genellikle deforme olmuş çocuklar doğururlardı. Periler görsel olarak hoş bebekleri tercih ettikleri için ölümlü dünyaya girerek sağlıklı bir insan bebeği ile değişecekler ve yerine kendi deforme çocuklarını koyacaklardı. Değiştirilen çocuklar bir insan bebeğine benzese de, aynı duygusal özelliklerin hiçbirini taşımazdı. Bu peri çocukları sadece yaşadıkları evde talihsizlik ya da üzüntü olduğunda mutlu olurlardı. Bu perilerin değiştirdiği çocuk efsanesi yüzyıllar boyunca sürdü.

Kelt mitolojisi, mitoloji, din ve mitoloji, İrlanda mitolojisi,Kelt efsaneleri,Peri,Leprikon,Fin McCool,3 Yapraklı yonca,Aziz Patrick,Lir'in çocukları,A,Dagda'nın arpı,Pooka,Ölüm perisi, efsaneler,

POOKALAR
Pookalar fani dünyasında hasara yol açan belirli bir peri türüydü. Pookalar geceleri İrlanda kırsallarında ve deniz kıyısı boyunca ortaya çıkarlardı. İyi bir günde Pookalar çitleri yıkıp hayvanların dağılmasına yol açarak bir çiftlikte yıkıma neden olurdu. Kötü bir günde ise Pookalar çiftlik evinin dışında duracak ve insanlara isimleri ile seslenecekti. Eğer birisi sesi duyup çıkarsa Pookalar onları çok uzaklara taşırdı. Ayrıca İrlanda'dan uzaklaşan gemilerle dalga geçmeyi çok seviyorlardı ve kayalık sahil boyunca görülen birçok gemi enkazından sorumlu tutuldular.

Kelt mitolojisi, mitoloji, din ve mitoloji, İrlanda mitolojisi,Kelt efsaneleri,Peri,Leprikon,Fin McCool,3 Yapraklı yonca,Aziz Patrick,Lir'in çocukları,A,Dagda'nın arpı,Pooka,Ölüm perisi, efsaneler,

ÖLÜM PERİSİ (BANSHEE)
Banshee beraberinde ölüm alameti taşıyan bir kadındı. Ölüm perisi bazen paçavra giymiş yaşlı bir kadın olarak, bazen genç ve güzel bir kız olarak ve bazen kanlı kıyafetleri yıkayan bir kadın olarak görünürdü. Göründüğü zaman korkunç bir şekilde ağlamaya başlar ve ölüm alametini serbest bırakırdı. Bu ağlama onu duyan aileye ölüm getirirdi. İskoçya Kralı 1. James bir ölüm perisi tarafından alamete yakalandığını düşünüyordu. Kısa bir süre sonra, Atholl'un Kontu'nda ölü bulundu.

GİZEMLİ NAZCA ÇİZGİLERİ YILDIZ İNSANLARINA BİR MESAJ MI ?

Peru'da faaliyet gösteren havayollarında uçuş gerçekleştiren yolcuların 1927'de Nazca çölünün zemininde fark ettikleri işaretler ve büyük rakamlar sanki yukarıdan gelenleri ağırlıyor gibiydi. Bu semboller yeryüzünde iken fark edilmiyor, ancak çok yüksekten bakıldığında anlaşılıyordu.

Dünyanın dört bir yanından gelen turistlerle dolu uçaklar hızla Nazca'nın gökyüzünü fethederek bölgede 100'den fazla tasarımı keşfetti. Bu garip geoglifler hayvanları, ilginç geometrik tasarımları ve hatta insansı figürleri betimliyorlardı.

Açıklanamayanlar,A, antik çağ, Nazca Çizgileri,Yıldız insanları,Uzaylılar var mı?,Uzaylılar geçmişte dünyayı ziyaret etti mi?,Gizemli yerler,Nazca Sembolleri,Gizemli geoglifler, Antik tarih, din ve mitoloji,

Ancak, belki de Nazca ile ilgili en heyecan verici şeylerden biri, bu çizimlerin 320 km'lik bir alana dağılmış olmasıdır.

Bu rakamlar muazzamdır ve onları sadece gökyüzünden fark edebilirsiniz. Eğer zeminde duruyorsanız, çizimler görülemez, hiçbir şey fark edilemez. Bu yüzden bu çizimlerin amacı neydi? sorusu üzerinde duruluyor. Nazca'da sadece uçarken görebileceğiniz 150'den fazla geometrik şekil bulunuyor.

Nazca'da bulunan en büyük figür yaklaşık. 1000 fit yüksekliğinde ve en uzun olanı 14,4 km uzunluğunda. Peki neden Nazca? Nasıl ve hangi amaçla inşa edilmişler?

Arkeologlara göre, bu gizemli çizimlerin 1.ve8. yüzyıllar arasında bölgede yaşayan Nazca halkı tarafından yaratıldığına inanılıyor.

Çizgiler çöl yüzeyini oluşturan kırmızımsı demir oksit çakıl taşlarının dikkatli bir şekilde taşınmasıyla oluşturulmuşlar. Çizgilere bakıldığında kireçlenmiş ve erozyona dirençli yapısıyla yüksek miktarda kir içeren bir yapı ortaya çıkmıştır.

Bu hatların bu kadar uzun süre hayatta kalmasının nedeni, bölgedeki hava koşullarının uygun olması, yağışın çok az ve rüzgarın neredeyse hiç olmamasıdır. Eğer bugün Nazca'ya giderseniz ve yere bir şey çizerseniz uzun bir süre orada kalacaktır.

Açıklanamayanlar,A, antik çağ, Nazca Çizgileri,Yıldız insanları,Uzaylılar var mı?,Uzaylılar geçmişte dünyayı ziyaret etti mi?,Gizemli yerler,Nazca Sembolleri,Gizemli geoglifler, Antik tarih, din ve mitoloji,

Bugün sormamız gereken soru, eski Nazca halkının bu çizimleri ne amaçla yaptıklarıdır. Bu figürlerin gökyüzündeki büyüklüğünü gerçekten takdir edilesidir ama bu çizimlerin yapıldığı zamanlarda uçak yoktu, bu yüzden bunu kimin için tasarladıkları düşünülmesi gereken kısımdır. Onlara rehberlik edecek bir şeye ya da birine ihtiyaç duymaları gerekirdi, çünkü bu çizgiler kesin, net ve doğrular. Çizimlerin nasıl ilerlediğini, doğru olup olmadığını gözlemlemek için bir yola sahip olmadan onların böyle bir doğruluğa ulaştığına inanmak zordur, bir şekilde yönlendirilmiş olmalıdırlar.
Öylece başlayarak hata yapmadan 1000 metreden fazla veya 8km'nin üzerinde bir rakam çizemezsiniz.

Nazca çizgilerinin sebebi olarak dünya dışı varlıklar gösterilebilir mi? Birçok araştırmacı için cevap evettir. Çünkü insanlık tarihinin o döneminde, uçabilme yeteneğine sahip olabilecek tek şey dünya dışı varlıklardı (bu varlıklar birçok antik dönem eserinde, yaşam bölgelerinde de resmedilmiştir. En basit örneği ise Mısır piramitlerinin yüzeyindeki çizimlerdir).

Nazca'nın bazı bölümleri oldukça gizemlidir. Son derece hassas üçgenler gibi inanılmaz tasarımlara sahiptir. Üçgenlerin bazıları, inanılmaz bir güçle zeminden en az 30 inç aşağı iten bir şey tarafından yapılmış gibi görünüyor. Eski Nazca halkı bunu yapabilir mi? Nasıl yapacaklar, ayaklarıyla iterek mi? Çölün içine altı 9,6 km'lik “mükemmel” bir üçgeni nasıl indirirsiniz?

Sizce bu çizgilerin amacı nedir? Uzaydan gelen ziyaretçiler için “navigasyon” belirteçleri olarak kullanılmış olabilirler mi? Ya da yerlilerin yaptığı bu çizgiler binlerce yıl önce onları ziyaret edenleri tanrı bilip onları anmak için mi yapıldı?

Açıklanamayanlar,A, antik çağ, Nazca Çizgileri,Yıldız insanları,Uzaylılar var mı?,Uzaylılar geçmişte dünyayı ziyaret etti mi?,Gizemli yerler,Nazca Sembolleri,Gizemli geoglifler, Antik tarih, din ve mitoloji,

Efsaneye göre gizemli İnka yaratıcısı tanrı Viracocha geçmişte Nazca Çizgileri ve glifleri için canlıları görevlendirdi.

Bazı efsaneler, Nazca hatlarının Viracocha'nın kendisi tarafından yaratıldığını söyler.

Viracocha Quetzalcoatl ve Kukulkan'a benzeyen Tanrı Andes'in öğretmeniydi.

Viracocha, İnka panteonunun en önemli tanrılarından biriydi ve her şeyin yaratıcısı ya da her şeyin yaratıldığı ve denizle yakından ilişkili olan bir madde olarak görülüyordu.

Juan de Betanzos tarafından kaydedilen efsaneye göre, Viracocha karanlıkta olduğu zaman Titicaca gölünden yükseldi ve ışık getirdi.

Erich von Daniken’in Nazca Hatları’yla ilgili tartışmalı teorileri, Nazca’ya seyahat etmek ve Nazca halkının kültürünü, hayatını ve tarihini incelemek için yüzlerce insanı ateşledi.

Çok sayıda tasarımda ilginç kalıplar bulmuş bazı akademisyenler vardır ve Nazca'da uygulananların geometrinin bilinen en eski örneklerinden biri olabileceği sonucuna varmışlardır.

Nazca'nın en ilgi çekici tasarımlarından biri şüphesiz örümceği temsil eden çizgidir.

Örümceğin bir bacağı uzatılmış bir çıkış yoluna sahiptir. Bu yer kabartmasını alıp çevirip döndürürerek ayna etkisini gösterirseniz, gözlemlediğiniz şey, Nazca örümceğinin Orion Takımyıldızını temsil etmesi ve uzun örümcek bacağının dünyanın en yakın komşularından biri ve en parlak yıldız olan Sirius yıldızını temsil etmesidir.

Burada bulunan şey, sadece gökten görülebilen ve yıldızları ve takımyıldızları temsil eden bir örümcek tasviridir.

Nazca'da bu karmaşık geoglifleri tasarlayan kişi, astronomi ve geometri hakkında mükemmel bir bilgiye sahip olmalıydı ve dünyadaki diğer birçok eski kültür gibi, Orion ve Sirius'un önemli olduğunu biliyordu.

Dresden Üniversitesi'nden uzmanlar Nazca çizgileri üzerinde çalıştılar. Manyetik alanı ölçtüler ve Nazca'daki bazı geogliflerin altındaki manyetik alanda değişiklikler tespit ettiler.

Ayrıca Nazca'daki testlerin yapıldığı sırada Nazca'daki bilim adamları tarafından elektrik iletkenliği ölçüldü ve elektrik iletkenliğinin hatlara göre 8000 daha yüksek olduğunu gösterdi.

Açıklanamayanlar,A, antik çağ, Nazca Çizgileri,Yıldız insanları,Uzaylılar var mı?,Uzaylılar geçmişte dünyayı ziyaret etti mi?,Gizemli yerler,Nazca Sembolleri,Gizemli geoglifler, Antik tarih, din ve mitoloji,

Peru'daki Nazca'nın Çizgileri ve Geogliflerinde deniz kuşu, el, pelikan, akbaba, dev, balina, örümcek, maymun, köpek, akrep, sinek kuşu gibi simgeler var. Bazı çizgilerin 8 fit altında manyetik alan anomalileri (kuraldışılık) var. Nazca'da onu Dünya üzerinde başka herhangi bir yerden farklı kılan bir şey var ama bizler henüz onun ne olduğunu bilmiyoruz.

Bir diğer sorulması gereken soru, nitratın geçmişte Nazca'yı ziyaret edebilecek “diğer dünya” ziyaretçileri için özel bir önemi olup olmadığıdır. Günümüz teknolojisinde nitrat pek çok ilginç şeyde kullanılmaktadır; Örneğin nitrat uzay yolculuğunda kullanılmaktadır.

Nazca sonsuz gizemlere sahip, ama cevaplar yetersiz. Asıl önemli olan bu devasa yaratıcılık ve geometri gösterisini gerçekten anlayabilecek miyiz? Bir şey kesin, Peru'nun bu bölgesi arkeologlar, bilim insanları ve tarihçiler için ilgi alanı olmaya devam edecektir.

Yazan & Çeviren: A.Kara

CUMA NAMAZININ ŞİFRESİ

DP, din, islamiyet, Cuma namazı, İslam mezhepleri, Mezhep çatışmaları, Mezhepler, Mezheplere göre namaz, Cuma namazının vakti, Cuma namazı neden öğlen kılınıyor?,
Lisedeyim... Atari salonuna gitmek için okuldan kaçmıştım. Zaten sınavlarda bitmişti ya, iki kırıkla durumu atlatacaktım. Sağlam bir karşılaşma vardı. Neredeyse on gündür bu karşılaşmaya hazırlanıyordum. "Vega ve Ben". Vega... Street Fighter II oyunundaki favori karakterim. Bu maskeli ve elinde Wolverine misali "Tırnakları" olan, örgülü saçlı İspanyol dövüşçü kimilerinin gözünde ezikti. Ancak ne Ryu ne de Ken ile bu uyumu yakalayamamıştım. Sınıf arkadaşımla kapışacaktık. Onu Guile ile oynadığında yenebilen yok denecek kadar azdı. Karşı tarafın şanslı olması gerekiyordu. Salondaki atari makinası seslerine Joysticklerin vurgulu sesleri, düğmelerin seri tıktıkları, fısıltılar ve "Hadisene len adam neredeyse tek atacak, Pörfekt (Perfect aslında) yiyeceksin dalsana!" şeklinde çevresel serzenişler eşlik ediyordu. Oyun bitti. Kaybetmiştim. Arkadaşım sırtımı sıvazlayarak "Hacı sana demiştim Ryu'yu seç diye aha böyle yatarsın!" deyince boğazımda yumruk düğümlenmişti. O sıra bir hareketlilik oldu. Cumaydı ve Cumaya gidecektik. Vakit gelmek üzereydi. Yolda arkadaşıma sormuştum: " La oğlum Cuma niye önemli ki? Niye zorunlu ki? Gitmesek ne olur?" Arkadaşım ortaokulu İmam Hatip okumuştu: " Olur mu lan? Kafir mi olak? Kuranda var. 3 kere gitmezsen kafir olursun. Kuranda yazıyor Öğlen cuma namazını kılın diye!". Eyvallah demiştim. Niye kafir olayım ki? Hüşu içerisinde kıldık namazımızı.

Daha önce “Peygamber’e ve Allah’a Öğretilen İbadet” başlıklı yazımda Cuma Namazının kökeni ve amacı hakkında güçlü iddialardan bahsetmiştim. Bu yazıyı hazırlarken birçok veri toplamış, bu veriler arasında en sağlam delillere sahip olanlara yazımda yer vermiş, güvenilir bilgi olmayanları ise –kimilerine koz vermemek için- istemeye istemeye elemiştim. Diğer yazılarımda belirttiğim gibi, sağlam kaynağı olmayan verilere –benim düşüncelerime uysa da- asla yer vermem. Veri toplarken önemli gördüğüm hususları ayrı bir başlıkta yazmak gerekiyor ise “Daha Sonra Yazılacaklar” diye oluşturduğum klasöre sallıyordum. Geçenlerde Ebubekir SİFİL ve Caner TASLAMAN atışmasını izlerken Ebubekir SİFİL Hocanın bir sorusu bende şimşek çaktırdı.


Cuma Namazının hangi vakitte olduğu… Ben bu konuyu araştırmış, veri klasörünü oluşturmuş, ancak daha sonra yazılacaklar kısmına bu konu ayrı bir başlık gerektirdiği için sallamıştım. Bu konuda bireysel ihmalim söz konusu çünkü bu konunun çok can alıcı olduğunu düşünmüyordum. Neticede dinden sıyrılanlar için bu husus ne kadar önemli olabilir ki? Açık olmak gerekirse “Ne zaman konu kıtlığı çekersem o zaman gündemime alırım.” diye düşünüyordum. Ancak baktım ki bu konuda ülkemiz ilahiyatçıları bile çatışma içerisinde, bende bu durumda eski arşivi ortaya çıkartmaya karar verdim.

Yazılarımızı okuyan topluluğun büyük kısmı ya Müslüman veya Müslüman-dı. Çeşitli sebepler ile ya herhangi bir dine mensupsunuz ya da değilsiniz. Şimdi olay şöyle bir soru sorsam:

“Cuma Namazı Neden Öğlen Vakti Kılınıyor?”
Cevabınız ne olurdu? İlk yazıma atfen “Zaten pagan Araplarda da Cuma İbadeti vardı, onu yazmıştın!” diyebilirsiniz.

Şimdi bir mümin olarak düşünelim:
Cuma namazının farz olduğu nerede yazılı? Cevap: Kuran-ı Kerim’de Cuma Suresinde. Bu konuda hepimiz aynı görüşteyiz.

Cuma Namazının hangi vakit kılınması gerektiği nerede yazılı? Cevap: Kuran-ı Kerim’de Cuma Suresinde.

İşte şimdi yandınız. Allah’ın ayetlerine olmayan bilgiyi soktuğunuz, onu eksik görüp ilaveler yaptığından dolayı, yani dini kısmen reddettiğiniz için dinden dönen, yani mürted oldunuz. Cezanız ÖLÜM! Çünkü Cuma Suresinde, Cuma Namazının hangi vakit kılınması gerektiği YAZMIYOR!

Peki, neye göre öğlen kılınıyor? Bu konu oldukça çetrefilli. Bazı mezhepler ittifak dahi edemiyor. Şöyle bir fikir birliğine varmışlar: “Neticede Cuma farz. Bu Farz namazı Kuran ve sünnette belirtildiği üzere eda edilsin yeter!”. Çünkü işin içinden çıkamıyorlar.

Açıkçası tekrar etmek gerekirse neden bu namazın öğle kılındığını ilk yazımı okuyanlar tahmin edebilecek.

Biz olayı bir mümin cephesinden ele alalım; Cuma Namazı Cuma Suresinden dolayı Farz. Eyvallah. Peki, bu mümin nasıl bir mümin? Bu mümin dinini araştırmaya koyulmuş, reformcu, Hadisleri reddeden, “Huzur ve Gerçek İslam Kuranda!” diyen bir yeni nesil tatlı su Müslümanı.

Yani, “İslamiyet tümden Kurandadır, gerisi yalandır!” diyen bir mümin. Şimdi ülkemizde bu tip bir düşünce inanılmaz arttı. İyi de paşam Kuran da hangi vakit kılınması gerektiği yazmıyor ki.

Cuma namazının öğle kılınması gerektiği hadisler ile sabit. İyi de sevgili Reformcu Mümin, sen hadisleri reddediyorsun? “Bir hadisi güvenilir saymam için o hadisin Kurana uyması lazım!” diyorsun. İyi de Kuran da vakti belirtilmeyen bir namaza sen nasıl “BU konuda hadise bakarım!” diyebilirsin ki? Kuran-ı Kerimde Cenab-ı Allah belirtmemiş ki. Böyle bir vahiy, yani “Cuma namazı öğle vakti eda edilir!” diye bir hüküm yok ki. Sene neye ve kime göre belirliyorsun?

Şimdi senin dayanaklarına bakalım sevgili reformcu mümin. Cevap yine Kuranda diyorsun ya:

“Farz namaz vakitlerini düzenleyen Hûd suresi 114 ve İsrâ suresi 78. ayetlere göre günün ilk namazı öğle, son namazı ise sabah namazıdır. Cuma suresinin 9. ayetinde geçen “Cuma günü namaz için çağrı yapıldığında hemen Allah’ı zikre koşun” ifadesinden de cuma günü farz bir namaz için yapılacak ilk çağrının, diğer günlerde olduğu gibi günün ilk farz namazı için yani öğle vaktinde olması gerekir. Dolayısıyla Cuma namazının vaktinin, öğle namazının vakti ile aynı olduğu Kur’an’la sabit olmuş olur. Resûlullâh’ın uygulaması da ayetlere göredir.”

Hadi şimdi Hûd-114 ve İsrâ-78’ e bakalım:


Hûd-114: Diyanet İşleri: "(Ey Muhammed!) Gündüzün iki tarafında ve gecenin gündüze yakın vakitlerinde namaz kıl. Çünkü iyilikler kötülükleri giderir. Bu, öğüt alanlar için bir öğüttür."

İsrâ-78: Diyanet İşleri: "Güneşin zevalinden (öğle vaktinde Batı’ya kaymasından) gecenin karanlığına kadar (belli vakitlerde) namazı kıl. Bir de sabah namazını kıl. Çünkü sabah namazı şahitlidir."

İyi de Hûd-114’de “Gündüzün iki tarafı…” diyor. Yani sabah. Bu konuda tüm ilahiyatçılar ve sünni mezhepler müttefik. İsrâ-78’de de “Bir de sabah namazını kıl…” diyor. Yani ilk namaz için sabah’ı işaret ediyor. Yani ilk farz naması öğle değil, sabah namazı. Bu konuda da tüm ilahiyatçılar ve sünni mezhepler müttefik. Ne yapacağız şimdi?

Şimdi bu konuda farklı inanç kolları ne diyor ona bakalım şöyle bir fetva vermişler:

Ülkemizde ki yaygın olan inanca göre, cuma namazının vakti, öğle namazının vaktidir ve dolayısıyla güneşin zevali anından itibaren başlayıp her şeyin gölgesinin, zeval payına ek olarak, kendi misline ulaşmasına kadar devam eder. Bu vakitten önce ve sonra Cuma’nın sahih olmayacağı hususunda Hanefîlerle Şâfiîler görüş birliği etmişlerdir. Mâlikîlerle Hanbelîler buna muhaliftirler.

Hanbelilere göre;
Cuma namazının vakti, güneşin bir mızrak boyu yükselmesinden itibaren başlar ve her şeyin gölgesinin zeval payına ek olarak kendi reisliğine ulaşmasına kadar devam eder. Zevalden önceki vakti cevaz vakti olduğundan dolayı, zevalden önce kılınması caizdir. Zevalden sonra kılınması ise, bu vakit vücûb vakti olduğundan dolayı vaciptir. Zevalden sonra kılmak, zevalden önce kılmaktan daha faziletlidir.

Cemaat vaktin sonunda Cuma’ya başlar da namazdayken vakit çıkarsa, namazlarını Cuma namazı olarak tamamlamış olurlar.

Malikilere göre;
Cuma namazının vakti, güneşin zevalinden batmasına kadardır. Yani son vakti, hutbeyi okuyup namazı tam olarak kıldıktan sonra, güneşin batması vaktidir. Güneşin batmasına sadece hutbeyi okuyup bir rek’at namaz kılacak kadar bir süre kalmışsa, Cuma’ya başlanmayıp öğle namazı kılınır. Zaten bu durumda Cuma namazına başlansa da sahîh olmaz.
Cuma namazı kılındığı sırada vakit çıkacak olursa, mezheplerin bu durumda hükmün ne olacağına ilişkin muhtelif görüşleri vardır.

Tam olarak kılınabileceğine inanarak (vaktin sonunda) Cuma namazına başlanır da namazdayken güneş batarsa, eğer birinci rek’at iki secdesiyle birlikte kılınmışsa, namaz Cuma namazı olarak tamamlanmış olur. Aksi takdirde öğle namazı olarak tamamlanmış sayılır.

Hanefilere göre;
Cuma namazı tamamlanmadan önce vakit çıkarsa, şartı kaçırıldığından dolayı namaz da batıl olur. Kâdede teşehhüd miktarı oturulmuş olsa bile, vakit çıktığında namaz batıl olur.

Şafiilere göre;
Cuma kılacak kadar vakit varken Cuma’ya başlanır, fakat namaz uzatılır ve bu esnada vakit de çıkarsa, kılınmakta olan namaz batıl olmayıp dört rek’ate tamamlanarak öğle yerine kılınmış olur. Bunu yaparken de öğle namazına niyet edilmez. Eklenen kısımda imam, kıraati sessiz yapar. Ekleme yapmadan namazı kesmek ve öğle namazını baştan kılmak haram olur. Ama vakit daraldığı halde Cuma’nın kılınabileceğini zannederek namaza başlanıp da namazdayken vakit çıkarsa, kılınan namaz batıl olup öğle namazına dönüşmediğinden, dört rek’ate tamamlanmaz.

“Resûlullah (asm) güneşin zevale meyletmesi zamanında Cuma namazını kılardı.” (Buhari) 
“Resûlullah (asm) ile güneşin zevale ermesi esnasında Cuma’yı kılar, sonra da dönüp (serinlemek) için gölge yerleri araştırırdık.” (Müslim) 
(Dört Mezhebe Göre İslam Fıkhı) 

Şimdi buradan hareketle her şeyi düşünebilirsiniz. Sadece Kurana bakarak namaz kılamazsınız. “Bana Sadece Kuran-ı Kerim Yeter!” diyen reformcu bir Tatlısu Müslümanı iseniz yanlış yoldasınız çünkü Kuran’da vakitler tam açık değil, rekâtlar, nasıl kılınacağı vb. bilgiler yok. Kısacası Hadisler yoksa Namaz da yok, ibadet te yok. Kendinizi kandırmayın. Vicdanınıza göre Din dizayn etmeyin.

Kuran ve sünnete bakarım diyorsanız yine yanlış yoldasınız, çünkü sünneti kimin ve ne şekilde dizayn ettiği artık tüm İslam âleminin malumu. Ülkemiz de emevi tipi İslamiyet var. Yani Türkiye’deki İslamiyet’i diğer hiçbir İslam ülkesinde göremezsiniz. Bu konuda sitede birçok yazı ve yayın var. Okuyunca anlarsınız.

İyice araştırırsanız, özellikle Vahhabiler’e göre biz neden bir nevi mürtediz anlarsınız. Adamlara göre İslamiyet dinine en büyük zararı Osmanlı-Türk toplumu verdi. Vahhabileri ve Vahhabliği bir araştırın görün.

Kuran-Sünnet ve Hadis üçlüsüne bakmadan olmaz diyorsanız doğru yoldasınız. Hadisleri işin içine kattığımızda tüm sorunlar çözülüyor.

Pardon? Duyamadım? Hadislerde hem sahih olup ta hem de ahlak, vicdan ve Kuran ile uyuşmayan hususlar mı var? Onu da siz çözeceksiniz bir zahmet.

İslam akıl ve mantık dinidir deyip te inandığınız dinde mürted olmayın. İnternete bir zahmet girin, “İslam Akıl ve Mantık Dini midir? Yoksa Vahiy Dini midir?” diye bir araştırma yapın? Değerli ilahiyatçılarımızın makale, yayın ve videolarına bakın, hatta dünyada saygın İslam âlimlerinin (!) makale, yayın ve videolarına bakın cevabınızı alacaksınız.

Hayırlı Cumalar (!) Sağlıcakla ve Atatürk’le kalın.

Yazar notu: Hadi güneşe göre öğle vaktini ayarlayacağız. 6 ay gece olan kutuplarda Cuma Farz olmayacak mı? Neye göre namaz vakitleri belirlenecek? Pardon. Sizin âlimlerinizin ve hocalarınızın buna da cevabı vardı. Cahilliğim için özür dilerim.

Yazan: Demon Product