HABERLER
Dini Haber

TARİHTE BİR GİZEM : SODOM VE GOMORA'NIN YIKIMI

A, Anunnaki gizemi, Anunnakiler, din, hristiyanlık, Sodom ve Gomora, Sodom ve Gomora'nın yıkımı, Sodom ve Gomora'nın yıkımına dair gizem, Sodom ve Gomora'yı Anunnakiler mi yıktı?, yahudilik,
YARATILIŞ 19:
24 - RAB Sodom ve Gomora’nın üzerine gökten ateşli kükürt yağdırdı.
25 - Bu kentleri, bütün ovayı, oradaki insanların hepsini ve bütün bitkileri yok etti.
26 - Ancak Lut’un peşi sıra gelen karısı dönüp geriye bakınca tuz kesildi.
27 - İbrahim sabah erkenden kalkıp önceki gün RAB’bin huzurunda durduğu yere gitti.
28 - Sodom ve Gomora’ya ve bütün ovaya baktı. Yerden, tüten bir ocak gibi duman yükseliyordu.
29 - Tanrı ovadaki kentleri yok ederken İbrahim’i anımsamış ve Lut’un yaşadığı kentleri yok ederken Lut’u bu felaketin dışına çıkarmıştı.

Eski Ahit'e göre Sodom ve Gomora, eski çağlarda doğaüstü yollarla tahrip olan iki antik şehirdi.

Bu kentler, Ölü Deniz kıyılarında bulunan İncil'deki Pentapolis'in parçası olan iki şehir olarak tanımlanıyor. Ölü Deniz'in yanındaki Siddim vadisinde yer alan Gomora ve Sodom, Adma, Zoar, Zeboim ile birlikte ovadaki beş şehirden ikisiydi.

Sodom ve Gomora'nın hikayesi öncelikle, Yaratılış 19'da geçer. Bu bölümde Tanrı, bu şehirlere olan yıkımını ve bu bölgelerde oturan insanların sapkınlıklarından dolayı onları cezalandırdığını bildirilir.

YHWH Sodom'a yağmur yağdırdı ve Gomora'ya yanan sülfür göndererek bu şehirleri ve onların içindeki bütün insanları yok etti.

“(Yaratılış 19: 29) Tanrı ovadaki kentleri yok ederken İbrahim’i anımsamış ve Lut’un yaşadığı kentleri yok ederken Lut’u bu felaketin dışına çıkarmıştı (2 melek göndererek)."

Kutsal yazıların bu bölümünde, Gomora'nın meleklerin ziyaretlerinin bir parçası olması ya da Lut'un bu komşu şehir Sodom ile herhangi bir bağlantısı olduğu anlamına gelmez.


Musa, Tesniye 29:22-23 bölümlerinde Sodom ve Gomora'nın yıkımına değiniyor:
22 - Sizden sonraki kuşak, çocuklarınız ve uzak ülkeden gelen yabancılar ülkenizin uğradığı belaları, RAB'bin ülkeye gönderdiği hastalıkları görecekler.
23 - Bütün ülke yanacak, tuz ve kükürtle örtülecek; tohum ekilmeyecek, filiz sürmeyecek, ot bitmeyecek. Ülke RAB'bin kızgın öfkesiyle yerle bir ettiği Sodom, Gomora, Adma ve Sevoyim gibi yıkıma uğrayacak.

Sodom ve Gomorra kentleri hakkında Kur'an da dahil olmak üzere çeşitli metinlerde gerçekler ve efsanelerin bir karışımı olan açıklamaların ayrıntılarını bulduğumuz bir bilgi hazinesi vardır.

Sodom ve Gomorra'nın efsaneleri gerçekleşmesi kaçınılmaz olan bu felaketten dolayı ölüme mahkum edilmiş bu şehirleri terk etmeleri için onları açıkça uyarmış olan tuhaf kişiliklerden, melekler ve diğer tanrılardan bahsetmektedir. Bu hikayeler farklı açıklamaların bir karışımıdır.

Birçok İncil bilgini Sodom ve Gomora'nın dünya gezegeninde var olabilecek en kötü şehirlerden olduğunu söylemektedirler.

Bu şehirler bin yıllık dönemde kayboldu ve sadece son yıllarda, bu mistik şehirler ve onların kaderleri hakkında düzinelerce farklı teori öneren uzmanlar tarafından geçmişte bu şehirlerin bulunduğu bölgeler olarak düşünülen bazı sahalar belirlendi.

Fakat bu olaylar gerçekse geçmişte burada gerçekten ne oldu ve hikayeler tam olarak ne anlatıyorlar?
Sodom ve Gomora hakkında konuşurken bilmemiz gereken şeylerden bazıları da İncil'de anlatılmaktadır.

İncil, olanların hikayesini şöyle anlatıyor:
24 - RAB Sodom ve Gomora’nın üzerine gökten ateşli kükürt yağdırdı.
25 - Bu kentleri, bütün ovayı, oradaki insanların hepsini ve bütün bitkileri yok etti.
26 - Ancak Lut’un peşi sıra gelen karısı dönüp geriye bakınca tuz kesildi.
27 - İbrahim sabah erkenden kalkıp önceki gün RAB’bin huzurunda durduğu yere gitti.
28 - Sodom ve Gomora’ya ve bütün ovaya baktı. Yerden, tüten bir ocak gibi duman yükseliyordu.
(Yaratılış 19:24-28)

Coğrafi konumlarına dair bulgular karışıklık oluşturmaya devam ediyor. Ancak, bazı uzmanlar Sodom ve Gomora antik kentlerinin Bab edh-Dhra ve Numeira olduğuna inanıyorlar.

Bab edh-Dhra, Wadi Kerak'ın güney kıyısında, Ölü Deniz'in yakınında bulunan bir İlk Tunç Çağı yerleşmesidir. Bazı İncil bilginleri bunun “Sodom” antik kenti olduğunu iddia ediyorlar. Fakat birçok arkeolog aynı fikirde değil.

Bu iki önemli tarihi kentin konumu uzmanlar için bir gizem olarak kalırken, eski çağlarda dünya dışı ziyaretçi kuramcıları Sodom ve Gomora'nın 4000 yıl önceki uzak geçmişin Hiroşima ve Nagazaki'si olduğunu öne sürüyorlar.

İlkel zamanda dünya dışı varlıkların ziyareti (başka gezegenden gelen astronotlar) kuramcıları, İncil'de ve diğer dini metinlerde anlatılan bu eski açıklamalarda bu iki şehrin Tanrı'nın gazabı tarafından değil, dünya üzerinde var olan dünya dışı varlıklar tarafından gerçekleştirildiğine, onların son derece gelişmiş silahlarını kullanmasıyla şehirleri nasıl yok ettiğini gösterdiklerini düşünmektedirler. Dünyada var olan değil, varlıklar tarafından Dünya'ya getirilen gelişmiş silahlar.

Sodom ve Gomora'nın bulunduğu iddia edilen bölge de oldukça ilginçtir.

Ölü Deniz'in yüzeyi ve kıyıları, dünya'nın karadaki en düşük kotunu temsil eden, deniz seviyesinden 429 metre aşağıdadır.

Ölü Deniz, onu dünyadaki en derin hipersalin (deniz suyu tuzluluğundan daha yüksek derecede tuzluluk oranı) gölü yapan 304 m derinliğe sahiptir.


% 34,2 oranında tuzluluk oranıyla Ölü Deniz, dünyanın en tuzlu sularından biri olabilir, Antarktika'daki Vanda Gölü (% 35), Cibuti'deki Assal Gölü (% 34.8) ve daha küçük nehirler Ölü Deniz'e akar.

Ürdün nehri, Yahudilik ve Hristiyanlıkta, bir bakıma da İslamiyet'te büyük bir öneme sahiptir. Buranın, İsrail oğullarının Vaat Edilmiş Topraklara geçtiği ve Vaftizci Yahya'nın Nasıra'lı İsa'yı vaftiz ettiği yer olduğu söyleniyor.

İlginç bir şekilde, bilimsel ölçümlere göre, yanan güneşin altında buharlaşma, Ölü Deniz'in yüzeyinde günde 230 milyondan fazla küp hızda gerçekleşir.

Arap geleneğinin de belirttiği gibi, gölden buharlaşan çok tehlikeli zehirler vardır, o kadar tehlikelidir ki kuşlar bile onların üzerinden uçamazlar.

Şahsi kanaatimce kutsal atfedilen kitaplar (Tevrat, İncil, Zebur, Kur'an vb.) tamamen insan ürünüdür ve antik dönemdeki bu insanlar öğrendikleri, karşılaştıkları, hayal ettikleri olayları ve duydukları bazı efsaneleri bu kitaplarda yazıya dökmüşlerdir.

[BİR TEORİ] Böyle bir olay kesinlikle gerçekleşmiştir diyemem, fakat eğer olduysa, bana göre bu büyük ihtimalle bunun sebebi Anunnakiler ile homosapienler arasındaki sahip-köle ilişkisi olabilir. Enki'nin 14 tabletinde çok çalışmaktan sürekli isyan eden dünyalı köleler (homosapienler) Anunnakilere karşı ayaklanmış ve akabinde onlar tarafından nükleer silahlar ile vurulmuş olabilirler. Uzun bir süre yaptıkları dna ve gen çalışmaları ile eski ilkel insanı geliştirip rahimlerden daha gelişmiş halde "homosapien" olarak çıkaran ve onların gelişmesini sağlayan Anunnakiler isyanın cevabını ölümle vermiş olabilirler.

Eğer tüm dünyadaki, dünyanın farklı bölgelerinden dünya dışı yaşam formuna dair antik tabletleri, yazıtları, metinleri, heykel ve diğer bulguları takip ediyor ve çevirilerini okuyorsanız, kutsal kitaplarda geçen bu olayı anlamlandırmak daha kolay oluyor.
Lütfen bunları hiç araştırmamış antik dönemden beri insanın geçmişine ve onlardan geriye kalanlara hiç merak duymamış iseniz, okuduğunuz ve delil olarak gördüğünüz tek şey inandığınız dinin kitabı ise yukarıda yazdıklarım için "saçmalamışsın" demeyin, bunu demeden önce dünya dışı yaşam formlarının antik dönemde dünya ziyaretlerine dair dünyadaki tüm bulguları okuyunuz.

Bunlardan bazıları:
Dahası için, zaten evinizde internet var, tüm antik dönem bulgularını araştırabilirsiniz.
(Görmek istemeyen yine de görmez ama, en azından ben söylemiş olayım).

Yazan & Derleyen & Çeviren: Anu

TAPINAK ŞÖVALYELERİNİN SON BÜYÜK LANETİ

Yazan & Çeviren: A.Kara
A, din, hristiyanlık, tarih, Tapınak şövalyelerinin büyük laneti,Tapınak şövalyelerine neden komplo kuruldu,Fransa kralı Philip'in tapınak şövalyelerini öldürmesi, tarih, Tapınağın düzenine ait diğer şövalyelerin yanı sıra 18 Mart 1314'de yapılan işkence ve aşağılamaların ardından, tapınak şövalyelerinin son büyük üstadı olan Jacques de Molay bir iskele üzerinde yakıldı.

Jacques de Molay 1293 ile 1305 yılları arasında Müslümanlara yönelik bir dizi sefer düzenleyerek 1298'de Kudüs'e girerek Emesa kenti yakınlarındaki Mısır Sultanı Malej Nacer'i 1299'da yenilgiye uğrattı.

1300'de Molay, İskenderiye'ye bir saldırı düzenledi ve Suriye sahilindeki Tartus kentini kurtarmak üzereydi, ancak sonunda yenilgiye uğradı.

1307'de Papa 5.Clemens, Barbar Beltran ve Fransa kralı 4.Felipe , Jacques de Molay'ı tutuklattılar ve akabinde diğer şövalyeler kutsal haça karşı saygısızlık yapmak, kutsal eşyaları satmak, Baphomet ve Lucifer'a tapmak, sapkınlık ve putperestlik gibi suçlamalarla itham edildiler.

Molay, kendisine yüklenen suçlamaları uygulanan işkenceler yüzünden kabul etmek zorunda kaldı,  fakat daha sonra bu söylediklerini geri çekti.
Bu eylemi ise, işkence altında itiraf etmek zorunda kaldığı tüm suçlamaları kamuoyu huzurunda ve Notre Dame Katedrali'nin önünde bir kez daha tekrarlayarak zorla kabul ettiği, bir iskele üzerinde yakılarak öldürülmesi şeklinde son buldu.

Ölmeden önce, kendisinin ve adamlarının kendilerine verilen her görev için zafer kazandıklarını, Fransa'ya olan sadakati ile gurur duyduğunu ve Fransa Kralı'nın tapınak şövalyelerini yok etmek için zorlandığını biliyorlardı. Bu aldatıcı ihanete karşı ölmeden önce herkese lanet okudu.

Ölmeden önce Jacques de Molay, masumiyetini ilan etti ve efsaneye göre, komplo suçundan suçlu bulundu:
“Tanrı, kimin yanlış olduğunu ve günah işlediğini biliyor. Talihsizlik kısa süre sonra bizi kınamış olanları mahkum edecek; Tanrı bizim ölümlerimizin intikamını alacak. Hata yapmayın, bize karşı olan herkes bizim yüzünden acı çekecek. Yüzümü Efendimiz Mesih'imizin doğduğu Meryem Ana'ya doğru çevirmeniz için yalvarıyorum. ”(Geoffroi de Paris)

Bazıları onun lanetinin gerçek olduğunu çünkü olaydan bir ay sonra Papa Clemens'in öldüğünü ve Kral Philip'in ise yıl sonu gelmeden bir av sırasında kaza geçirerek öldüğü söylediler.

Tapınak düzeni 1129 yılında doğdu ve hızlı bir şekilde Orta çağ Hristiyanlarının en prestijli örgütlerinden biri olarak kuruldu.
Haçlı seferlerinde acımasızca savaşıyorlardı ve finans yönetiminin öncüsü olarak modern bankacılık sisteminin temellerini attılar.
Zamanla, bir çok devlete borç para verebilmek için çok daha fazla para ve güç kazandılar. Alacaklılarından biri Fransa Kralı Philip'in kendisi idi.

Paranın korunması ve örgütün sona erdirilmesi yönündeki düşünceleriyle 1307'de tapınak şövalyelerinin sonunu getirmek için Papa V.Clemens ile birlikte bir komplo kurduğuna inanılır.

ANTİK DÖNEM RESİMLERİ DÜNYA DIŞI ZİYARETÇİLERİN KANITI MI?

Tarihin insan ırkı için büyük bir öğretmen olduğu ortadadır. Zamanla eski insanların son derece zekice olduğunu gördük, astronomi, geometri, matematik ve diğer önemli bilimler gibi konularda inanılmaz bilgi birikimine sahip olduklarını ve aynı zamanda muhteşem sanatçılar olduklarını da gördük. Büyük Giza Piramitleri'nin yapımı, Rönesans Dönemi'nde yapılan resimler ve anlatması da açıklaması da zor binlerce şey...

Bu yazıda, tarihin en ilginç tablolarına, Aert De Gelder'in “Mesih'in Vaftiz Edilişi” tablosundan,  “Saint Giovannino'lu Madonna”, “Müjde” ve diğer çok ilginç parçalar gibi inanılmaz hikayeler anlatan tarihin bazı ilginç resimlerine odaklanacağız.

Her tabloya verilen yorum insandan insana farklılık gösterebilir, ancak bu resimlerin hepsinde ortak bir şey vardır, aynı hikayeyi anlatır gibi görünmektedirler. Çünkü bu resimlerde “uçan makineler” in “manzaraya” dahil olduğu görülmektedir. Fakat o tarihte uçma yeteneğine sahip ne vardı ki?

Bu uçan makineler yanlış mı yorumlanıyordu? Onlar "bulut","melek" gibi şeyler miydi yoksa bazı şeyler hakkında ışık mı tutuyorlar? Bu farklı kişiler sanatları ile bize bir mesaj mı gönderiyorlar? Bir gerçek varsa o da bu resimlerin sıradan olmadığıdır.

Çok ilginç bulduğum resimlerden biri de Aert De Gelder tarafından çizilen “Mesih'in Vaftizi” adlı resimdir.

Bu tabloya baktığınızda, fark ettiğiniz ilk şey, gökyüzündeki disk şeklindeki bir nesneden gelen tuhaf  ışınlardır. Bu, en ilginç tablolardan biridir ve Antik Uzaylı (dünya dışı ziyaretçi) teorisine göre, disk şeklindeki uçan cismi gösteren bu resim güçlü bir kanıttır.

A, Açıklanamayanlar, Rönesans resimlerinde uzaylılar,Antik dönemde uzaylılar, Uzaylılara dair kanıtlar, Dünya dışı varlıklar,Esrarengiz resimler,Gizemli resimler, Sanatta uzaylı tasvirleri,Gizli mesajlar
Resmin sahibi dairesel bir cisim çizmiş fakat bir bulut ile karıştırılamaz, merkezinde ise bir çeşit ışık var gibi görünüyor ve bu nesneden çıkan ışınlar yere kadar uzanıyor. Gök gürültüsü veya başka bir şey ile karıştıramazsınız. Bazıları ressamın hayatında gördüklerini çizdiğini düşünüyorlar. Ben bu resmin dünya dışından gelen bir ziyaretçiyi gösterdiğine inanıyorum.

Masolino Da Panicale'nin “Karın Mucizesi” adlı çizimi de yakından bakmadan geçemeyeceğimiz bir başka inanılmaz imgedir. Bu resim daha önce Dedicatio Sanctæ Mariæ ad Nives (Karların ve Kilisenin Leydisi'nin İthafı) olarak biliniyordu. Bu resim önceki örneğe göre daha da ilginçtir çünkü gökyüzünde uçan çok sayıda disk şeklinde nesne bulunmaktadır.

A, Açıklanamayanlar, Rönesans resimlerinde uzaylılar,Antik dönemde uzaylılar, Uzaylılara dair kanıtlar, Dünya dışı varlıklar,Esrarengiz resimler,Gizemli resimler, Sanatta uzaylı tasvirleri,Gizli mesajlar
Bu nesneleri açıklamak için düşünebildiğiniz ilk şey bulutlardır, ama resimdekiler gerçekten bulut mudur? Bu sanatçı o anda tüm bulutları çizerken onlara “disk” veya daire şekli mi verdi? Bu tablodaki özellikle ilgi çeken nesnelerden biri de binanın hemen üstündeki tanımlanamayan cisimdir. Ona baktığınız zaman, günümüzdeki tanımlanamayan uçan nesne tasvirlerine (ufo) inanılmaz bir benzerlik gösterdiğini muhakkak görürsünüz.

Bir çizer ve karikatürist, yani sanatla uğraşan biri olarak diyebilirim ki bence bu nesneler bulut gibi görünmüyor.

Başka bir eski esere gelelim. Kosova'da Visoki Dečani manastırında bulunan çok ilginç başka bir sanat eseri: "İsa'nın çarmıha gerilmesi"

A, Açıklanamayanlar, Rönesans resimlerinde uzaylılar,Antik dönemde uzaylılar, Uzaylılara dair kanıtlar, Dünya dışı varlıklar,Esrarengiz resimler,Gizemli resimler, Sanatta uzaylı tasvirleri,Gizli mesajlar
Bu resim çok detaylı bir sanat eseridir, İsa'nın çevresinde resmedilen birkaç farklı nesne görüyoruz, fakat tabloya baktıktan sonra, resmin üzerindeki diğer cisimler arasından göze çarpan iki nesne var. Resmin solunda ve sağında, bir çeşit uzay gemisi içinde bulunan iki insanın tasvir edildiği görülüyor. Bazı açıklamalara göre bu “nesneler” resimde güneş ve ayı temsil etmektedir. Ama neden güneş ve ayın “pilotları” olsun ya da içlerine bir insan konumlandırılsın?

Sanatçı gerçekten Güneş'imizi ve Ay'ımızı mı göstermeye çalışıyordu?
Yoksa başka bir dünyayı tasvir etmek miydi amacı?

Resimdeki sol nesneyi gözlemleyerek, bu nesnenin içindeki “pilot” un önündeki bir şeyi maniple ettiğini görüyoruz, kolları gerilmiş ve önünde bir şeylere ulaşıyormuş gibi görünüyor. Sağdaki nesnede bulunanın ise arkasında ne olduğunu görmek için kafasını çevirdiği görülüyor.

Bu iki nesne dünya dışı ziyaretçilerin ve bir ziyaretçi ekibinin tasvirleri mi?
Yoksa sadece güneşin ve ayın resmini çizmenin bir yolu mu onlar?

Son derece ilginç bulduğumuz bir başka resim de Carlo Crivelli tarafından çizilmiş olan “Müjde” dir.

Bu sanatçı genel olarak yemyeşil peyzaj arka planlarını tercih etti ve eserleri dekoratif motifler olarak meyve ve çiçeklerin karakteristik özellikler kullanımıyla tanımlanabilir. Eserleri detaylara şaşırtıcı bir şekilde dikkat çekerek açık ve net çizgilere sahiptir. “Müjde” adlı son derece detaylı sanat eserinde öne çıkan birkaç nesne vardır.

A, Açıklanamayanlar, Rönesans resimlerinde uzaylılar,Antik dönemde uzaylılar, Uzaylılara dair kanıtlar, Dünya dışı varlıklar,Esrarengiz resimler,Gizemli resimler, Sanatta uzaylı tasvirleri,Gizli mesajlar
Her şeyden önce, dairesel şekilli bir bulut benzeri bir cismimiz var. Ancak bunu ilginç kılan şey ondan gelen ve bir güvercin ile Meryem'in başının üzerinde parlayan ışındır.

Sanatçı Carlo Crivelli'nin çizdiği bu resimde dikkat çeken cismin dışında zaten bulut çizdiğini yani aslında gökyüzünün bulutlarla dolu olduğunu görüyorsunuzdur. Ancak bu “disk şekilli” cismi çizmeye neden karar vermiştir? Bulut çiziyor olsa neden belirli bir bulutu resimde zaten bulunan diğer bulutlara göre çok farklı boyasın ki?

Benzer resimlerde gördüğümüz gibi, sanatçılar genellikle doğrudan meleklerden ya da güneşten inen ışık ışınları çiziyorlar, ama Carlo Crivelli'nin resimlerinde ayrıntılara aşırı dikkat gösteriyordu. Bu şaheseri analiz ederken siz ne görüyorsunuz?

Aziz Giovannino ve Meryem'in bulunduğu bu resim 15. yüzyılda çizilmiştir. Tanımlanamayan uçan cismi tasvir eden eski tablolar listesine eklenebilecek bir başka resimdir.

A, Açıklanamayanlar, Rönesans resimlerinde uzaylılar,Antik dönemde uzaylılar, Uzaylılara dair kanıtlar, Dünya dışı varlıklar,Esrarengiz resimler,Gizemli resimler, Sanatta uzaylı tasvirleri,Gizli mesajlar
Bu resimde Meryem'in sol omurgasının üstünde parlayan bir disk şeklinde cisim gözlemliyoruz. Resmin içinde göze çarpmasını isteyen sanatçı bu cismi ayrıntılı olarak çizmiş. Resmin sağında, sağ kolunu gözünün üzerinde tutan bir adam görüyoruz; burada sanatçı, bu nesnenin çok parlak olduğunu belirten bir mesaj gönderiyor. Resmin sol üst köşesinde güneşe benzeyen nesneyi görebiliriz.

Bu sanatçının disk şeklindeki nesneyi boyadığını, parlak bir ayrıntı verdiğini ve güneşin sağ tarafına gösterilmesini sağladığını, dolayısıyla bu parlak nesnenin güneş ile karıştırılamayacağını anlıyoruz. Peki bu cisim ne olabilir?

Aziz Giovannino, Meryem ile birlikte başka bir dünyadan gelen ziyaretçilerin resmini mi çiziyordu? Sanatçı bu nesneyi son derece önemli olarak görmüş olmalıydı, aksi halde, onu hiç çizmez yada burada gördüğümüz kadar ayrıntılı yapmazdı.

Yazan & Çeviren: A.Kara