Yazan: Wiseman
KUTSALIMA HAKARET ETME !
Kutsal nedir? Sözlük ve kelime anlamına göre:
1-Güçlü bir
dinsel saygı uyandıran ya da uyandırması gereken, kabul görmüş bozulmaması,
dokunulmaması gereken, üstüne titrenilen değerlerdir. Felsefe de ise Tanrı'ya
adanmış olan, tanrısal olandır.
2-Tapılacak ya da yolunda can
verilecek KADAR sevilen deðerdir.
Kutsal; kişilerin manevi yönden
değer verdiği, koruduðu, dini görüþ, kiþiler ve inançlardan oluşmaktadır.
Bu tanımlara göre kutsal, bir deðerdir ve hem dini hem de bireysel
güçlü saygıdır. Bu gösterilen saygı elbette ki bireysel olduðu kadar
toplumsaldır.
Şimdi bu kutsalı, güçlü saygıyı hem dinsel hem
toplumsal hem de bireysel olarak ele alalım.
Tanrı, peygamber, din,
inanç ve sözde getirdikleri kitaplar toplumdan topluma, kişiden kişiye farklılık
gösterse de kutsal kabul edilmiştir. Dünyada 4300 den fazla din olduğuna göre bu
demektir ki her bir din kendi coğrafyasında, kendi toplumunda ve kendi
inananları arasında kutsaldır. Bu durumda ortaya o kadar çok kutsal değer
çıkıyor ki haliyle kutsalların çatışması ve sınırları söz konusu oluyor. Sizin
için kutsal olan bir başkası için kutsal olmadığı gibi anlamsız, gereksiz,
mantıksız hatta iğrenç ve suç olabilmektedir.
Sizin için insana,
ineğe, maymuna, köpeğe, fareye tapmak ne kadar mantıksız ve hatta iğrenç ise bir
başkası için de sizin taptığınız hatta görünmez olan kutsalınız ona mantıksız
gelebilmektedir.
Sizin, insan insana tapar mı dediğiniz yerde pekala
Hristiyanlar İsa'yı tanrı ve oğlu olarak kutsal ruh kabul etmektedirler.
Siz ineğin sütünü içip, kesip yerken bir Hindudan kendi kutsalınıza
saygı duymasını bekleyebilir misiniz? Hindistan'da ineğe tekme atın bakalım size
ne yapıyor halk.
Siz fareyi zararlı görüp öldürürken, Hindistan
Racastan'da fareler kutsaldır ve sütle beslenip korunuyorlar. İstedikleri gibi
her yerde serbest dolaşıyorlar. Racastanlar tüm çocukların fare olarak doğduğuna
inanıyorlar.
Siz maymunu doğadaki sıradan bir hayvan olarak
görürken, onu kutsal kabul edip tapınanlar var. Diğer yandan maymunu kesip yiyen
toplumlar var.
Siz köpekleri doğadaki sıradan bir hayvan olarak
görürken, evcil hayvan olarak beslerken, bazı toplumlar köpekle evlenirken, bazı
toplumlar etini yerken, Sufi-Şii'lerde köpek kutsaldır.
Günümüzde
halen putlara tapanlar, doğasal varlıklara, maddi cisimlere tapanlar vardır.
Sizlere kültürlerden bahsetmiyorum. Verdiğim örnekler bazı toplumlarca
kutsal kabul edilen, tapınılan ve dini ritüellerinde kullanılan değerlerdir.
Diğer toplumlar da islama, islamın tanrısına, peygamberinin
hayatına, kitabı Kur'ana ve müslümanların uygulamalarına baktıklarında var
olmayan, görünmeyen, bilinmeyen, etkisiz birine tapındığınızı söylüyorlar.
Peygamberinizin uygulamalarýna, kitabınıza, müslümanlara bakarak, İslam'ı
terörizimle, barbarlıkla ve cehaletle özdeştiriyorlar. Peygamberinizi pedofili
olarak görenler var.
Sizin, tek hak din bizim dinimiz, son din bizim
dinimiz demeniz onlar için bir şey ifade etmiyor. Onlar için İslam 4300 dinden
sadece bir tanesi. Siz nasıl diğer 4299 dini çeþitli gerekçeler ile
reddediyorsanız, onlar da sizi, farklı gerekçeler ile reddediyorlar. Unutmayın,
dinler doğaları gereği rakip kabul etmezler. Tek kalmak isterler. Evi camdan
olan başkasına taş atarken iki kez düşünmelidir.
4300 farklı dinin ve
tanrısının her biri, bir diğerini reddettiğine göre kutsala saygıda kriter ne
olmalıdır? Bana göre diyerek 4301nci dini oluşturmak istemem. Ama insanın
düşünen, sorgulayan, araştıran, aklını kullanan, vicdanı ile hareket eden, sevgi
dolu, bilim üreten bir varlık olduğu dikkate alınması gereken en önemli konudur.
Bu durumda kriterin, ölçünün, terazinin, bakış açısının AKIL, VİCDAN,
SEVGİ, ADALET VE BİLİM olması kaçınılmazdır.
Herkesin kutsalı
kendisinedir. Kendi kutsalına saygı göstermesi gereken de kendisidir. Hiç
kimse kendi kutsalına başkasından tapınmasını, sevmesini saygı göstermesini
beklemek hakkına sahip değildir. Çünkü inanç kutsal; kişinin kendisi ile
tapındığı arasında bireysel bir değerdir.
Özellikle İslam özelinde
kullanılan "KUTSALIMA SAYGI GÖSTER" söylemi çok kullanılmaktadır. Son
zamanlarda bu "Allah'ıma, dinime, peygamberime, kitabıma inanmasan da saygı
göstermek zorundasın" tavrını ele almak istiyorum. Elbette ki bu saygı ve
hakaret meselesini ele alırken, inandığınız kitabınızdaki, Allah'ın
sözlerinden örnekler vereceðim. Kriterimde yukarıda saydıklarım olacak.
Kitabınızda yer alan ayetlerdeki sözde Allah'ın sözü olan birkaç kelime ve
cümleyi sizlere ayna tutmak istiyorum.
"Kereste" (Münafkun 4)
"Piç"
Zenim kelimesi geçer. (Kalem 13) Bu konuda Prof. Dr. Mustafa Öztürk'ün
Youtubedaki yorumuna bakabilirsiniz.
"Hayvan" (Bakara 171-Araf
179-Furkan 44)
"Pislik" (Tevbe 24)
"Aşağılık Maymun" (Bakara 65)
"Domuz" (Maide 60)
"Eşek" (Cuma 5)
"Köpek" (Araf 176)
"Allah onları kahretsin!" (Tevbe 30- Munafikun 4)
"Akılsızlar!"
(Bakara 13 ve 142- Þuara 224)
"Yalancılar!" (Zariyat 10 ve 12- Nahl 39
ve 105- Mücadele 18- Munafikun 1- Mu'minun 90 ve Ali İmran, Vakıa, Tevbe gibi
bir çok surede geçmektedir.)
"Maymunlar!" (Araf 166- Bakara 65- Maide
60)
"Domuzlar!" (Maide 60)
"Hayvanlar hatta hayvandan da
aşağılıklar!" (Araf 179)
"Onlar, ancak hayvanlara benzerler, hatta
hayvandan da sapıktır onlar" (Furkan 44)
"Eşeğe benzerler!" (Muddessir
51- Cuma 5)
"Pislikler!" (En'am 125- Yunus 100- Tevbe 125)
"Aşağılıklar! (Araf 166, Araf 168- Kalem 10- Bakara 65- Mucadele 18-
Nahl 27- Munafikun 4- Mu'min 60 v.s gibi daha birçok sure de geçmektedir.)
"Canı çıkasıcalar! (Kahrolası-Geberecesiler)" (Muddessir 19-20)
"Alçaklar" (Mucadele 18)
"Yabani eşekler" (Muddessir 51)
"Susamış develer" (Vakıa 55)
"Dilini sarkıtıp soluyan köpekler"
(Araf 176)
"Lânet olsun geberesi yalancılara" (Zariyat 10)
"Reziller" (Tevbe 14- Nahl 27- Tevbe 2- Hud 93- Haþr 5 v.s gibi birçok
ayette geçmektedir.)
"Sapıklar" (Vakıa 51, 92- Fatiha 7- Kasas 50 v.s
gibi birçok ayette geçmektedir.)
"Beyinsizler" ("Sefih"; fıkıhta,
beyinsiz-beyinsizlik anlamına gelir deseler de Kur'an'da beyin kelimesi
geçmez, Kur'an beynin işlevinden habersizdir. Bu ve benzeri kelimeler aptal,
ahmak, kafasız gibi anlamlar taşırlar.) (Bakara 13, 142)
"Onlar sanki
elbise giydirilmiş kütükler gibidirler." (Munafikun 4)
"Soysuzlar"
(Kalem 13)
"Kahrolasılar, geberesiceler" (Abese 17- Büruc 4- Zariyat 10,
12)
"Kahrolun, elleri kurusun" (Tebbet 111)
Bunlar sizin
inandığınız Allah'ın, sözde yarattığı kullarına karşı kullandığı cümleler.
Bakın hadislerde yer alan aşağılayıcı, hakaret ve küfür içeren sözlere
girmiyorum bile. Kur'andaki çelişkilere girmiyorum bile. Kur'andaki kadını
insan yerine koymayan ve aşağılayan ayetlere girmiyorum bile.
Sizce
gerçek bir yaratıcı, sevgi dolu bir yaratıcı, kendi yarattığı kullarına, sözde
gönderdiği kitapta ve sözde peygamberinin ağzından böyle küfürler, hakaretler
yapar mı? Yaparsa yarattığı kullar Ona itaat eder ve sever mi? Bu durumda
insanlardan bu kutsalınıza saygı duymasını ve göstermesini nasıl
beklersiniz?
Sakın Allah'ı yaratan ve Kur'an'da Allah adına konuşan Muhammed'in kendisi
olmasın?
Sevgili kardeşim; lütfen kendine saygı duyuyorsan oku,
düşün, sorgula ve araştır!
Diğer bir konu da bireysel kutsallardır.
Yani tapılacak ya da yolunda can verilecek kadar sevilen değerdir. Bu değerler
de tamamen bireyseldir, kişiden kişiye, toplumdan topluma değişir. Burada
ayrımı yapılacak nokta ise DİNSEL OLMAMASIDIR. Ancak tanımlama yapılırken
"tapılacak derecede" vurgusunun yapılması aşırı değer verilmesini vurgulamak
içindir. Unutmayın bu bireysel değerler, bireysel olduğu kadar toplumsal da
olabilir.
Nedir bu bireysel olan kutsallar ve değerler.
Anne, baba, evlat, eş, namus, vatan, vatanını kurtaran ve kuran
kişiler.
Bu değerlere hakaret edilmesini, saygısızlık edilmesini,
küfredilmesini hemen hemen dünyadaki tüm toplumlar kabul etmezler. Türk
toplumunda ise bu değerlerin tamamı neredeyse kutsal değer kabul edilir.
Bu noktada özellikle vatanı kurtaran ve kuran kişiler kapsamında
ulu önder Atatürk'ü ele almak istiyorum. Bazı müslümanlar tarafından en çok
yapılan hatalardan birisi Atatürk'ün peygamber ile karşılaştırılması, laik ve
seküler olanlara dönük "bakın siz de Atatürk'e tapıyorsunuz, Anıtkabir'e
tapınmaya gidiyorsunuz" söyleminin kullanılmasıdır. Peygamberler hem kutsal
hem değerdir. Atatürk ise kutsal değil sadece değerdir!
Sevgili
kardeşim öncelikle bilmeli ve kabul etmelisin ki Atatürk dini bir lider ve
kutsal bir kişilik değildir! Tanrı tarafından gönderildiğini iddia etmediği
gibi yeni bir din de getirmemiştir. Atatürk'ü sevenler de onu bir dini kimlik
ve kişilik olarak görmezler. Bu yüzden Atatürk'ü peygamber ile karşılaştıran
bir Atatürk sever göremezsiniz, Atatürk'e de tapmazlar. Ancak ülkeyi
düşmanlardan kurtaran, yeni bir ülke kurup bizlere vatan bırakan, Cumhuriyet
sistemini kurup bizlere armağan eden, yüce bir insan, güçlü bir asker, güçlü
bir siyasetçi, lider ve önder, ülkenin en büyük ortak değeri olarak görürler.
Bunun gereği olarak da saygılarını sunmak, minnetlerini göstermek için
Anıtkabir'e ziyarete giderler. Dünyanın saygı duyduğu bir lidere, kendisini
kurtarmış bir toplumun, kendisini kurtarana saygı duymaması, hakaret etmesi
küfretmesi ihanetten başka bir şey olamaz.
Sağlık, sevgi, akıl ve
bilimle kalınız.
Yazan: Wiseman