HABERLER
Dini Haber

KORKUYORUM..(!)

Yazan: Wiseman


KORKUYORUM..(!)


●►UYARI: Diğer makalelerde zaten defalarca savaş konulu sure ve ayetleri önceki ve sonrakilerle birlikte tüm olarak defalarca ele aldım. Bu makalede surelerin sadece kelimesinin geçtiği ayetlere yer verilmiştir. Amaç; "Herkesi yaratan" bir Allah var ise onun "ne şartlar altında olursa olsun, gerekçesi ne olursa olsun" kendi yarattıklarını birbirine düşürmesinin ve sürekli savaşmaktan bahsetmesinin absürt olduğunu göstermektir. Taraf tutan ve sürekli taraf değiştiren, her kitabında savaştan bahseden "merhametli" bir ilah olamaz. İyi okumalar.

Diyorlar ki neden dinleri, dinbazları ve dincileri bu kadar eleştiriyorsun? Bu kadar eleştirmen onlardan korktuğunu göstermez mi?
Evet, itiraf ediyorum. Onlardan çoook korkuyorum.

3300-2000 ve 1400 yıldır dünyaya hâkimler. Hangi taşı kaldırsanız altından Teistler, dinciler, Dinbazlar ve siyasal İslamcılar çıkıyor.

Bunca yıldır zihniyetleri uğruna dünyada yüzlerce, binlerce savaş çıkarmışlar. Milyonlarca insan öldürülmüş.
Ne için? Benim inandığım Yaratıcı’ya inanmıyorsun diye!
Ne için? Benim Peygamberime inanmıyor, saygı duymuyorsun, benim gibi düşünmüyor ve inanmıyorsun diye!
Ne için benim gibi ibadet etmiyorsun diye!

Peki, sizler gibi düşünmeyenlere, inanmayanlara ne yaptınız?
Öldürdünüz, yaktınız, kestiniz, taşladınız, tecavüz ettiniz!

Nasıl korkmayayım ki? İnandığınız Yaratıcınız bile sözde gönderdiği kitaplarında:

KUR'AN'DA;
  • Bakara 191: “Onları bulduğunuz yerde ÖLDÜRÜN.”
  • Bakara 193: “Fitne ortadan kalkıp Allah’ın dini tamamı ile egemen oluncaya kadar onlarla SAVAŞIN!”
  • Bakara 216: “SAVAŞ size farz kılındı.”
  • Nisa 89: “Onlar kendileri inkar ettikleri gibi, keşke siz de inkar etseniz de eşit olsanız isterler. Allah yolunda hicret etmedikçe onlardan dost edinmeyin. Eğer yüz çevirirlerse onları tutun, bulduğunuz yerde ÖLDÜRÜN. onlardan dost ve yardımcı edinmeyin.”
  • Maide 33: “Allah ve peygamberiyle savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuğa uğraşanların cezası ÖLDÜRÜLMEK veya ASILMAK yahut çapraz olarak EL VE AYAKLARI KESİLMEK ya da YERLERİNDEN SÜRÜLMEKTİR. Bu onlara dünyada bir rezilliktir.”
  • Maide 35: Ey inananlar! Allah’tan sakının, O’na ulaşmaya yol arayın, yolunda CİHAD edin ki kurtulasınız.”
  • Maide 38: Erkek hırsız ve kadın hırsızın, yaptıklarından ötürü allah tarafından ibret verici bir ceza olarak, ELLERİNİ KESİN.”
  • Enfâl 5: “Nitekim Rabbin seni, hak uğruna SAVAŞMAK için evinden çıkarmıştı.”
  • Enfal 12: “Rabbin meleklere, “ben sizinleyim, inananları destekleyin” diye vahyetti. “Ben inkar edenlerin kalblerine KORKU SALACAĞIM, artık VURUN ONLARIN BOYUNLARI ÜSTÜNE VURUN HER PARMAĞINA” dedi.”
  • Enfâl 39: “Ortalıkta fitne kalmayıp, din tamamıyla Allah’ın dini oluncaya kadar onlarla SAVAŞIN.”
  • Enfâl 58: “Eğer bir kavmin, sözleşmeye aykırı bir hainlik yapmasından KORKARSAN, SAVAŞTAN önce aynı şekilde ANTLAŞMAYI BOZDUĞUNU kendilerine bildir.”
  • Tevbe 5: “Hürmetli aylar çıkınca, puta tapanları bulduğunuz yerde ÖLDÜRÜN; onları yakalayıp HAPSEDİN; her gözetleme yerinde onları bekleyin.”
  • Tevbe 14: “Onlarla SAVAŞIN ki Allah, SİZİN ELLERİNİZLE onların CEZASINI versin ve … onları rezil ve rüsvay etsin...”
  • Tevbe 29: “Kendilerine kitap verilenlerden oldukları halde ne Allah’a, ne ahiret gününe inanmayan, Allah’ın ve Resulünün haram kıldığını haram tanımayan ve hak dini din edinmeyen kimselere ALÇALMIŞ oldukları halde elden CİZYE verecekleri hale gelinceye kadar SAVAŞ yapın.”
  • Tevbe 73: “Ey Peygamber! KAFİRLERLE CİHAT ET; onlara karşı SERT DAVRAN. Varacakları yer cehennemdir.”
  • Nur 2: “Zina eden kadın ve erkeğin her birine yüzer değnek vurun. Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsanız, allah’ın dini konusunda o ikisine ACIMAYIN. Onların ceza görmesine, inananlardan bir topluluk da ŞAHİT olsun.”
  • Muhammed 4: “Savaşta inkar edenlerle karşılaştığınızda BOYUNLARINI VURUN; sonunda onlara üstün geldiğinizde onları esir alın; savaş sona erince onları ya karşılıksız, ya da fidye ile salıverin; allah dilemiş olsaydı, onlardan başka türlü ÖÇ alabilirdi, bunun böyle olması, kiminizi kiminizle denemek içindir.”
  • Tahrim 9: “Ey Peygamber! Kâfirlerle CİHAT et; onlara karşı SERT davran. Onların varacakları yer cehennemdir.” DİYORSA!

TEVRAT’TA;
  • Samuel 15:3: “Şimdi git Amekliler’e SALDIR. Onlara ait her şeyi tümüyle YOK ET. Hiçbir şeyi ESİRGEME. Kadın, erkek, çoluk, çocuk, öküz, koyun, deve, eşek hepsini ÖLDÜR!”
  • Yeşeya 13:15-18: “Yakalananın bedeni DELİK DEŞİK EDİLECEK, ele geçen KILIÇTAN GEÇİRİLECEK. Yavruları gözleri önünde PARÇALANACAK, evleri YAĞMALANACAK, kadınlarının IRZINA GEÇİLECEK!”  DİYORSA!

İNCİL’DE;
  • Matta 10:34: “Yeryüzüne barış getirmeye geldiğimi sanmayın. BARIŞ DEĞİL KILIÇ GETİRMEYE GELDİM.”
  • Luka 12:49: “Ben dünyaya ATEŞ YAĞDIRMAYA GELDİM. Keşke bu ateş daha şimdiden alevlenmiş olsaydı. Yeryüzüne barış getirmeye mi geldiğimi sanıyorsunuz? Size HAYIR diyorum, AYRILIK GETİRMEYE GELDİM.” DİYORSA!

EĞER BİR DİN ÖLDÜRMEYİ EMREDİYORSA ÖLDÜRÜLMESİ GEREKEN O DİNİN KENDİSİDİR!

Nasıl korkmayalım?!
Önce Ahlak, Adalet ve her türlü güzelliği dininize bağladınız. Sonra dininiz adına öldürmekten, yakmaktan, taşlamaktan, tecavüz etmekten, hırsızlıktan, adaletsizlikten, ahlaksızlıktan ve her türlü pisliği yapmaktan çekinmediniz!

Nasıl korkmayalım?!
Dinimiz “Oku”, “Düşün”, “Akletmez misiniz?” diyor. Dediniz ama sözde âlimleriniz çıktı “İslam vallahi de billahi de akıl dini değildir”, “Her şeyi sorma” dediniz! Aklı yok saydınız.

Nasıl korkmayalım?!
Hem “İlim Çin’de de olsa gidip alınız, İlim Müslümanın yitik malıdır” dediniz!

Ardından “Uzayda ne var? Niye gidiyorsun? O kadar masraf edeceğine ver bana yüzbin dolar ben sana söyleyeyim.” dediniz. Tübitak’a yapılan onlarca bilimsel başvuruyu reddettiniz! Ledli ekmek dolabına ödül verdiniz. Hiçbir bilimsel faaliyette yer almadınız. Bilimi reddettiniz!

Nasıl korkmayalım?!
Bizler, emredilen şey ne olursa olsun akıl, vicdan, ahlak ve bilimin dediği, doğru olanı yapın derken; sizler, emredilen şey istediği kadar doğru, akli, ahlaki, vicdani ve bilimsel olursa olsun, dinimiz, peygamberimiz ne diyorsa onu yapın dediniz!

Akıl, Vicdan, Ahlak ve Bilimi yok sayıp yerine dinlerinizi tercih ettiniz!

Nasıl korkmayalım?!
Dincileriniz, dinbazlarınız, siyasal İslamcılarınız, bizlere bu dünyada şükrettirip, cehennem ile korkuturken, öbür dünyada cenneti vadettiler. Kendileri, “haram helal ver Allah’ım, aciz kulun yer Allah’ım” deyip, her türlü mala sahip olup ,dünyada cenneti yaşıyorlar!

Nasıl korkmayalım?!
Şeytan bile sizleri görünce, kendisine gerek kalmadığını düşünüp İslam dünyasını terk etmiş!

Nasıl korkmayalım?!
O kadar cahil bir nesil yetiştirdiniz ki düşünemiyor, sorgulamıyor, eğri ile doğruyu ayırt edemiyor. İletişim bile kuramıyoruz.

Nasıl korkmayalım?!
İnandığınız bir kitap var ve onu kendi dilinizde bile okumuyorsunuz. Okuyan bizler, bakın söylediğin yanlış, kitabınızda böyle yazıyor dediğimizde, bizleri yalancılıkla suçlayıp, kitabınızı açıp okumaya tenezzül bile etmiyor, körü körüne inanmaya devam ediyorsunuz.

Nasıl korkmayalım?!
“İnanmıyorsan saygı duy” deyip öldürmeye, vurmaya, kırmaya kalktığınız için korkuyoruz.

Bizler, iyi insan olmaya çalışırken sizler ille de “inanan insan” diye direttiğiniz için korkuyoruz.

Bizler, kölelik ve cariyelik insanlığa yakışmaz dedikçe dininiz ve sizler kölelik hak, cariyelik helal dediğiniz için korkuyoruz.

Bizler, “tek eşlilik, kadın hakları, kadın erkek eşit” dedikçe sizler “dört ver Allah’ım dört de yetmez üstüne sayısız cariye ver Allah’ım” dediğiniz için korkuyoruz.

Bizler, evlilik için en az 18 yaş derken sizler bir yaşında ki bebeklerle bile evlenilebilir dediğiniz için korkuyoruz.

Bizlere “eşlerinizi bizden nasıl koruyacaksınız?” dediğiniz için korkuyoruz.
“Kafirlerin eşleri Müslümanlara helaldir” dediğiniz için korkuyoruz.

Bizler, dinler dünya nimetlerinin haksız bölüşümünü insanların kolay kabul etmelerini sağlayacak, psikolojik bir kontrol mekanizmasıdır, kutsal sandığınız dinler emperyalizmin ilahi versiyonlarıdır dedikçe, sizler başınızı dinlere gömüp sömürmeyi ve sömürülmeyi seçtiğiniz için korkuyoruz.

Bizler akıl, bilim, vicdan, ahlak dedikçe, sizlerin “cahilliği, aptallığı” yüzünden insanlarımız ve ülkemiz mahvolduğu için, aynı nüfusa sahip medeni ülkelerden bile on kat fazla camiye ve on kat fazla din personeline sahip olmamıza rağmen, gelişmişlik ve medeniyette yüz kat geri olduğumuz için korkuyoruz.

Yüz binlerce atanamayan öğretmenler açıkta beklerken, her kurum ve kuruluşa din personeli atamanızdan, din adamlarınız günde bir saat çalışıp, kalan zamanda siyasal İslamcı partilerinizin militanlığını yaptığı için korkuyoruz.

Diyanetin bütçesi son on beş yılda on kat arttığı ve çoğu bakanlıktan yüksek olduğu içi, akıl ve bilim ile kalkınacakken din, dinci, dinbaz ve Siyasal İslamcılarınız ile hem duyarsız hem ahlaksız olduğunuz için korkuyoruz.

Düşünmek ve sorgulamak yerine kendi ellerinizle yönetimi ve kontrolü dinci, dinbaz ve siyasal İslamcılara verdiğiniz ve onlara inanıp peşinden gittiğiniz için korkuyoruz.

Binlerce yıl önceki kralları ve yöneticileri peygamber diye dayattığınız, inancınız ve dinleriniz adına aklın, vicdanın, bilimin kabul edeceği bir delili binlerce yıldır ortaya koyamadığınız için korkuyoruz.

İnancınız, akıl, vicdan, bilim ve sevgi üzerine değil “ganimet ve seks” üzerine kurulu olduğu için korkuyoruz.

Zayıfken hoşgörülü, güçlenince zalimleştiğiniz için korkuyoruz.

Her Müslüman Kur’an’ı ve dini kendine göre farklı anlayıp farklı uyguladığı için korkuyoruz.

Gerçek Şeytan’ın bu dünyada size din ve ahlak dersi vermeye kalkan yobazdan başkası olmadığını göremediniz, toplum olarak sizlere Allah, din, peygamber denilip Kur’an sallandığında, aklınızı ve vicdanınızı kaybettiğiniz için korkuyoruz.

Dünya bilgi çağını yaşarken sizlerin hala geleceğe 1400 yıl önceki gözlük ve akılla baktığınız için korkuyoruz.

Sözde dinciler, Dinbazlar, siyasal İslamcılar, hocalar kadın ve çocuklara camilerde, vakıflarda tecavüz ederken sustuğunuz için korkuyoruz.

Tübitak’ın başına hayvanat bahçesi müdürünü atadığınız, sözde profesörlerinizin “cahilin ferasetine güveniyorum” dediği için korkuyoruz.

İlkokul ve İmam Hatiplilerin, iki liralık tespih sallayarak, Boğaziçi, Bilkent ve ODTÜ lülere “biz Osmanlı torunuyuz” deyip ayar vermeye kalktığınız için korkuyoruz.

Çarşaf giyenlere “saygı beklerken”, etek giyenlere “cehennemlik” deyip saldırdığınız, her türlü pisliği ve günahı işleyip kendinizin mahşer günü sorgusuz cennete gideceğinizi söylerken bizleri cehennemlik deyip aşağıladığınız için korkuyoruz.

Kadınları aklen ve dinen eksik, erkekleri kadınlardan üstün ve hâkim, mirasta ve şahitlikte iki kadın bir erkeğe eşit, kadınları köpek, eşek, domuz gibi fitne ve uğursuz, satılan bir mal gibi gördüğünüz, itiraz eden kadını dövün dediğiniz için korkuyoruz.

Bu gün ben peygamberim diyen birini akıl hastanesine kapatırken, binlerce yıl önce “ben peygamberim ve Allah oğlumu kurban etmemi istedi” diyenleri peygamber kabul edip peşinden gittiğiniz için korkuyoruz.

Cenneti bu dünyada hep beraber yaşamak ve dünyamızı cennete çevirmek varken, bu dünyayı cehenneme çevirip, cenneti bilinmeyen öbür dünyada yaşamaya ötelediğiniz, güneşin balçığa battığı, dünyanın evrenin merkezi ve dünyayı düz olarak gördüğünüz gerçek dışı fikirlerinizden korkuyoruz.

Dinlerle yetinmeyip, tarikatlara bölündüğünüz ve aynı dinden ama farklı tarikattan olanları bile cehennemlik ilan ettiğiniz için korkuyoruz.

Bu dünyada seks yapıp içki içenleri cehennemlik görürken, cennette seks ve içkiyi ödül yapmanızdan korkuyoruz.

Aklınızı ve vicdanınızı esir alan inançlarınızdan düşünme, sorgulama ve araştırma ile kurtulabilecekken aklınızı ve vicdanınızı özgür bırakmadığınız için korkuyoruz.

İnandığınız Yaratıcı bile kendisine inanmayanlara hayat hakkı verip rızıklandırırken sizler, sizin gibi düşünmeyip inanmayanlara hayat hakkı tanımadığınız için korkuyoruz.

Dinleri terör unsuru haline getirdiğiniz, ne göründüğünüz gibi ne de olduğunuz gibi görünmediğiniz için korkuyoruz.

Dua ile her şeyi halledebileceğinizi sanıyorsunuz ama bir aspirinin verdiği faydayı milyonlarca dindarın duasının veremeyeceğini göremediğiniz için korkuyoruz.

Demokrasi, Cumhuriyet ve Laikliğin insan onuruna en yakışan değerler olduğunu göremediğiniz için korkuyoruz.

İşinize gelmeyen ayetleri bile zamana, mekâna, kişiye göre işinize geldiği gibi eğip bükmenizden, kendi öz dilimiz Türkçe yerine Arapça’ya sahip çıktığınız için korkuyoruz.

Aç insanları sofranıza çağırmayıp gözyaşlarını seyrederken, insanları cennete çağırmanızdan korkuyoruz.

Dindar ama ahlaksız, akıllı ama vicdansız, güçlü ama adaletsiz, ibadetinde ama hırsız durumuna geldiğiniz için korkuyoruz.

Dinlerin sermayesi yalan olan en karlı ticaret ve insanlık için en büyük toplumsal hastalık olduğunu göremediğiniz için korkuyoruz.

Toplumsal en büyük silah olan dininizi ve inancınızı, siyasetçilerin eline verdiğiniz için korkuyoruz.

Ticari kuruluşlar olan tarikat ve cemaatlerin müşterisi haline geldiğiniz için korkuyoruz.

Başörtüsünün, kadının saçını değil beynini ve fikirlerini örtmek olduğunu göremediğiniz için korkuyoruz.

Binlerce yıldır dinlerin insanlığı, inananlarını mükemmelleştiremediğini göremediğiniz için korkuyoruz.

Dinlerin bilim değil cehalet ve cahil ürettiğini göremediğiniz için korkuyoruz.

Dinlerin tedavi edilebilen bir akıl hastalığı olduğunu, tedavisinin de düşünme, sorgulama, bilimsel eğitim olduğunu göremediğiniz için korkuyoruz.

Bilmenin inanmaktan üstün olduğunu, bilirseniz kandırılamayacağınızı, inanç ile gerçekleri görüp bilemeyeceğinizi anlayamadığınız için korkuyoruz.

Bir dinin birden çok Tanrısının olması ne kadar saçma ise, bir Tanrının birçok dininin olmasının da o kadar saçma olduğunu göremediğiniz için korkuyoruz.

Domuzu haram diye yemeyip haramları domuz gibi yediğiniz, yaratıcının ve dinlerin değil insanların korunmasına ihtiyaç olduğunu göremediğiniz için korkuyoruz.

Hukukta, adalette, suçlarda bilimsel delil ararken, dinlerde bilimsel delil aramadığınız, din beyne girince aklın beyni, vicdanın kalbi, ahlakın dili terk ettiğini göremediğiniz için korkuyoruz.

İnsanların dinlerini seçemediğini ana, baba ve çevrenin baskısı ile dindar olduğunuz için korkuyoruz.

Yapılan zulümler karşısında “gerçek İslam bu değil” deyip İslam adına yapılan zulümleri görmezden geldiğiniz için korkuyoruz.

Siyasal İslamcı liderlerinize, “peygamber”, “Allah seviyesine çıkardığınız”, “g-tünün gılıyık”, “anamın üstünde görsem or-spuluk anamdadır”, “istesin cariyesi olurum”, “b-ku bile mis gibi kokar” deyip, tapındığınız için korkuyoruz.

Dünyayı kan gölüne çevirdiğiniz, kadın-erkek-bebek öldürdüğünüz, yaktığınız, taşladığınız, kol bacak kestiğiniz için korkuyoruz.

“İslam mükemmeldir” dediniz ama ne dininizi ne kendinizi mükemmel yapamadığınız için korkuyoruz.

Aslında senin inanmana, tapınmana itirazım yok ama inancınızı insanlara dayattığınız için korkuyoruz.

Yaratıcının elçisinin peygamberler değil Akıl ve Vicdan olduğunu göremediğiniz, öldürmeyi Allah’a yakıştırdığınız, dininiz korkutma dini olduğu için korkuyoruz!

Allah var diyorsunuz ama Allah yokmuş gibi yaşadığınız için korkuyoruz.

Onlar, İNANDIKLARI ALLAH’TAN KORKMAZKEN benim onlardan korkmam normal değil mi?

Sağlık, Sevgi ve Bilimle kalın.
« ÖNCEKİ YAYIN
SONRAKİ YAYIN »