HABERLER
Dini Haber
Ömer'in söylemesiyle gelen vahiyler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ömer'in söylemesiyle gelen vahiyler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

ÖMER'E ÖZEL AYETLER

Yazan: Mehmet W. Gündoğdu
MWG, din, islamiyet, Hz Ömer, Ömer'e özel ayetlere, Ömer için ayet geliyor, Kur'an ayetleri nasıl oluştu?, Kur'an Muhammed'in el yazmasıdır, Ömer'in söylemesiyle gelen vahiyler,

ÖMER'E ÖZEL AYETLER

Muhammed’in ayet diye duyurduklarının pek çoğu; Ömer’in istek ya da önermesiyle ortaya çıkmıştır. Hadisçiler ve Kuran yorumcuları, bazı ayetlerin geliş nedenlerini Ömer’le ilgili konulara bağlarlar. Sanırız ki, Ömer olmasaydı ya da Ömer’in başına bazı işler gelmeseydi, bu ayetler de ortaya çıkmayacaktı! Bu konuyu açıklığa kavuşturmak için İslam kaynaklarından bazı örnekler veriyoruz.

İslam kaynaklarına göre; Nisa suresi 34. Ayetin ortaya çıkışı, Ömer’in isteği ve önerisiyle olmuştur.

Medineli kadınlar kocaları tarafından dövüldükleri için Muhammed’e şikâyete gelirler. Muhammed “eşlerinizi- kadınlarınızı dövmeyin” diye erkeklere öğüt verir. Muhammed’in bu öğüdü duyulunca; erkekler bunu hoş karşılamazlarsa da Muhammed’e de karşı gelemezler. Ömer gelip “kadınların çok şımarıp, azdıklarını” söyleyerek, “bir ayet getir ya da bir fetva ver de eşlerimizi dövebilelim” der. İşte bunun üzerine hemen Nisa suresi ve 34. Ayet geliverir. “Erkekler, kadın üzerine idareci ve hâkimdirler. Çünkü Allah birini (cihat, imamet, miras gibi işlerde) diğerinden üstün yaratmıştır. Bir de erkekler mallarından (aile fertlerine) harcamaktadırlar. İyi kadınlar, itaatkâr olanlar ve Allah'ın korunmasını emrettiği şeyleri kocalarının bulunmadığı zamanlarda da koruyanlardır. Fenalık ve geçimsizliklerinden korktuğunuz kadınlara gelince: Önce kendilerine öğüt verin, yataklarından ayrılın. Bunlar da fayda vermezse dövün. Eğer size itaat ederlerse kendilerini incitmeye başka bir bahane aramayın. Çünkü Allah çok yücedir, çok büyüktür."

Muhammed, birisini bir iş için Ömer’e yollar. Ömer çıplak bir haldeyken adam bunu görür ve Muhammed’e söyler. Daha sonra Ömer, Muhammed’e gelip, bu olayı anlatarak, bu konuda bir ayet olmamasının eksiklik olduğunu söyler. Cebrail alelacele Nur suresi ayetlerini getiriverir. (Nur suresi: 27-28-29-30 ve 58- 59) Ömer’in dileği hemen kabul olunmuştur! Ömer’in dilemesiyle Cebrail’in getirdiği ayetlerden 58. ayetin Türkçesi şöyledir: “Ey inananlar, ellerinizin altında bulunanlar (köle ve hizmetçiler) ve henüz erginliğe ermemiş çocuklarınız üç vakitte (odalarınıza girebilmek için) izin istesinler. Sabah namazından önce, öğle vakti elbisenizi çıkarıp yatacağınız /uzanacağınız zaman ve yatsı namazından sonra. Bunlar sizin üstünüzün açık olabileceği üç vakittir. Bu üç vakit dışında (köle-hizmetçi ve çocuklar) izin almadan içeri girebilirler; bunda ne size, ne de onlara bir sakınca yoktur. (Onlar sizin) yanınızda dolaşabilirler, birbirinizin yanına girip çıkabilirsiniz. Allah ayetleri size böyle açıklar. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir."

Bedir baskını sırasında inmiş bir ayet vardır ki Bu da Ömer’le ilgilidir. Bu baskın sırasında Ömer öz dayısını öldürmüştür. Bedir savaşı denilen olay, sonuç olarak bir kervan baskınıdır. Bu baskında hısım akraba, baba oğul, dayı yeğen birbirlerinin kanlarını dökmüşlerdir. Baskın bittiğinde Müslüman savaşçıların bazıları yakınlarını öldürdüklerinden dolayı üzülüp pişmanlık duymaya başlamışlardı. Öz dayısını bile öldürmekten çekinmeyen Ömer’in hukuksal sıfatı soyguncu- katildir. Çok yakınlarını öldüren Müslümanlar da pişmanlık duyuyorlardı ve onların sıfatı da soyguncu- katil. Hem baskına katılanlara cennet müjdelemek, hem de pişman ya da kafası karışık Müslümanların katilliğini meşrulaştırmak için; hemen Mücadele suresi- 22. Ayet imdada yetişiyor. “Allah’a ve ahret gününe iman eden hiçbir topluluğun, babaları, oğulları, kardeşleri yahut kendi soy-sopları olsalar bile, Allah’a ve peygamberine düşman olan kimselere sevgi beslediğini göremezsin. İşte Allah onların kalplerine imanı yazmış ve onları kendi katından bir ruh ile desteklemiştir. Onları, içlerinden ırmaklar akan ve içlerinde ebedi kalacakları cennetlere sokacaktır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. İşte onlar, Allah’ın tarafında olanlardır. İyi bilin ki, Allah’ın tarafında olanlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.” Ömer öz dayısını öldürmeseydi bu ayet yine gelir miydi?


Ömer, Muhammed’e gelerek “helak oldum, eşimle ters ilişkide (anal seks) bulundum” diyerek yardım ister. Muhammed bir süre bekledikten sonra Bakara suresinin 223. Ayeti gelerek Ömer’i kurtarır. Başka kaynağa gerek görmeden ayetin Diyanet İşleri Başkanlığı’nın çevirilerine bakalım. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın eski çevrisinde ayetin Türkçesi şöyledir: “Kadınlarınız sizin tarlanızdır, tarlanıza istediğiniz gibi gelin. İstikbal için hazırlıklı olun, Allah'tan sakının. O'na, hiç şüphesiz kavuşacağınızı bilin, bunu inananlara müjdele.” Diyanet İşleri Başkanlığı yeni çevirisi: “Kadınlarınız sizin ekinliğinizdir. Ekinliğinize dilediğiniz biçimde varın. Kendiniz için (geleceğe hazırlık olarak) güzel davranışlar takdim edin. Allah’a karşı gelmekten sakının ve her hâlde onun huzuruna varacağınızı bilin. (Ey Muhammed!) Mü’minleri müjdele.” Diyanet İşleri Vakfı’nın çevirisi: “Kadınlarınız sizin için bir tarladır. Tarlanıza nasıl dilerseniz öyle varın. Kendiniz için önceden (uygun davranışlarla) hazırlık yapın. Allah'tan korkun, biliniz ki siz O'na kavuşacaksınız. (Yâ Muhammed!) müminleri müjdele!"

Eğip bükmeden, yorumsuz olarak ve özellikle daha güvenli olması açısından çevirileri Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan aldık. Şimdi sıra sizde sevgili okuyucular! Siz bu ayeti okuyunca aklınıza ilk gelen şey nedir? Ayetin ne dediği, neyi anlatmak istediği ortada, yoruma bile gerek kalmadan anlatılmak istenen şey belli. Böylece Ömer’in ters ilişkisi meşrulaştırılmıştır. Bu ayetin neden dolayı geldiğinin kaynakları da var. Çoğu kaynaklar, bu ayetin Ömer’in bu ters işi yapmasından dolayı geldiğini yazıyorlar. Bazı kaynaklar: Cessas, İbni Kesir, Kutubi, İbni Arabi, Suyuti, Begavi, Er Razi gibi Kuran yorumcuları Ömer’in bu olayından dolayı bu ayetin geldiğini yazmışlardır. Öteki bazı yorumcular farklı neden sonuç ilişkisi kurmaya ve durumu kurtarmaya çalışsalar da; gördüğünüz gibi ayetin ne anlatmak istediği apaçık ortadadır.

Bazı hadislere ve Kur'an yorumcularına göre; Bu ayette anlatılmak istenen şey, insanın üreme yoluyla soyunu sürdürebilmesi için normal cinsel ilişkiyi anlatıp ters ilişkiden kaçınılmayı öğütlemektedir. Bazılarına göre; normal ilişkide, istenmeyen hamileliklerin önlenmesi için bu ayet gelmiştir. Bazılarına göre; bu ayet, ters ilişkinin normal bir iş olduğunu anlatmak içindir. Oysa cahil ve ilkel bile olsa, insanın hangi koşullar altında, önden cinsel ilişkiyle ürediğini herkes bilir. Böyle normal bir işin ayete dökülmesinin bir anlamı yoktur. Ayet anormal ilişkiye dikkat çekip yasaklamak için olsaydı, tarla benzetmesi yapılmaz ve insana cinsel ilişkide seçenek bırakmazdı. Şunu da unutmamak gerekir ki; Kuran içindeki ayetlerin çoğunluğu yoruma açıktır. Kuran ayetlerinin çoğunda ince bir siyaset; kızı vermeyip, dünürcüyü küstürmemek gibi bir tutum görülür. Böyle ayetler her kesime bir mavi boncuk takarak, herkesin işine geldiği gibi davranmasını da sağlar.

Orucun farz kılındığı ilk zamanlarda akşamla yatsı arasında yenip içilip cinsel ilişkide bulunulabiliniyordu. Bu zaman dilimi içinde eşlerden birisi uyur da sonra uyanırsa sabaha kadar cinsel ilişki haramdı. Böyle bir zamanda gece eve geç gelen Ömer, eşiyle cinsel ilişkide bulunmak ister. Eşi uyuyup uyandığını söyleyerek bu işin haram olacağında diretir. Ancak Ömer, eşini dinlemez ve eşiyle cinsel ilişkiye girer. Sabah olunca Muhammed’e giden Ömer, durumu anlatır. Sonunda Bakara suresinin 187.  Ayeti Ömer’in sorununu çözümler. Diyanet çevirisinden Bakara suresinin 187. ayeti: “Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helal kılındı. Onlar, size örtüdürler, siz de onlara örtüsünüz. Allah (Ramazan gecelerinde hanımlarınıza yaklaşarak) kendinize zulmetmekte olduğunuzu bildi de tövbenizi kabul edip sizi affetti. Artık eşlerinize yaklaşın.”

Kaynaklar:
Suyuti, Dürrü’l Mensur tefsiri,
Bakara suresi 187. Ayeti
 Nisaburi, Esbab-i Nüzul, Bakara 187.