HABERLER
Dini Haber
Osmanlı islam devleti miydi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Osmanlı islam devleti miydi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

OSMANLI PADİŞAHLARI NEDEN HACCA GİTMEDİ ?

K,din, islamiyet, Osmanlı,Osmanlı padişahları, Osmanlı islam devleti miydi, Osmanlı padişahları neden hacca gitmedi,Neden hacca gitmediler, Kanuni Sultan Süleyman, Ali İmran suresi,
Bildiğimiz kadarıyla İslamın beş şartından biri de hayatında bir kez bile olsa Hacca gitmektir. Her Müslüman maddi durumu müsaitse bu ziyareti yapmaya zorunludur. Osmanlı zamanında da muhtemelen zavallı köylüler para biriktirerek bu ziyareti yapmışlar. Ama ne hikmetse odalar dolusu altını, parası olan haneden mensupları hiç bir zaman Hacca gitmemişler. O dönemde bu ziyareti yapmamak için ne tür bahaneler uydurduklarını bilemeyiz ama günümüz tarihçileri padişahları eleştirilerden kurtarmak için yolculuk süresinin çok fazla olduğu yalanını ortaya atmışlar. Savundukları şey budur ki padişahların 9 aylık bir Hac yolculuğuna çıkmaları devlette darbelere yol açabilirdi. Bunu söyleyen tarihçiler Osmanlı padişahlarının yıllarca süren seferlerini nedense görmezden geliyor. Ama gerçek şudur ki padişahlarını putlaştıran düşünme eleştirme kabiliyetini yitiren insanlar bu yalanı afiyetle yiyorlar. Bir kaç misal vereceğim ve beyninizde işlevini yitirmiş düşünme nöronlarını harekete geçirmeye çalışacağım.

Kanuni Sultan Süleyman
Diğer tüm Osmanlı padişahları gibi Kanuni de Hac ziyaretini yapmamış. Nedeni padişahın merkezden uzakta kalacağı dokuz ayın uzun bir süre olması ve tahttan indirileceği korkusu. Ama dokuz aydan korkan padişah nedense başkalarının topraklarını işgal edip haraca bağlamak için bir sene boyunca bazen ondanda fazla zamanını seferlerde geçiriyor hemde İstanbul’dan binlerce kilometre uzakta.
Örneğin:

1. İkinci İran Seferi: 29 Mart 1548-11 Aralık 1550 (1 yıl 8 ay 12 gün)

2. Nahçıvan Seferi: 28 Ağustos 1553-31 Temmuz 1555 (1 yıl 11 ay 3 gün)


Gördüğünüz kadarıyla neredeyse iki senesini ganimet ve yeni topraklar elde etmek için seferde geçiren bir padişah söz konusu, din için bir sefer olduğunda bahaneler uydurmaya başlıyor. Sözde İslam bayrağını taşıyan ve İslamı yaymak için savaştı denilen bu padişahların aslında İslam ve Allah umurlarında olmadığı sadece yeni toprakları işgal etmek ve ganimet elde etmek için savaştıkları anlaşılıyor. Şimdi gelin fırsatı ve imkanı olduğu taktirde İslamın şartlarından biri olan Hacc ziyaretini yapmamanın cezası nedir ona bakalım.

İlk önce Kur-an’a başvuralım:

Ali İmran suresi 97. ayet: "Yoluna gücü yetenlerin o evi haccetmesi, Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır."

Ayette açık bir şekilde imkanı olan (parası ve bineği) herkesin Hacca gitmesinin vacip olduğu anlaşılıyor. Osmanlı padişahlarının bunu yapması için ellerinde her türlü imkanı vardı (atları, develeri, milyonlarca akçe para)

Şimdi ise İslam alimleri ve fıkıh kitapları bilerek Hacca gitmeyenlerle ilgili ne tür bir hüküm koyuyor ona bakalım. İslamın fıkıhta en muteber alimlerinden olan Tirmizi, Ali İmran suresi 97. ayetini tefsir ederken şöyle diyor.

"Kim kendisini Beytullahi'l haram'a (Kabeye) ulaştıracak kadar azık ve bineğe sahip olduğu halde hac etmemişse onun Yahudi veya Hristiyan olarak ölmesi arasında fark yoktur. Zîra, Cenab-ı Hakk şöyle buyurmuştur: "Oraya yol bulabilen insana, Allah için Kâbe'yi hac etmesi gerekir." (Âl-i İmrân 97). (Tirmizî, Hacc 3, (812).

Konuyu biraz daha açarsak elinde yeterince parası ve bineği olan bir kişi bilerek Hacca gitmezse Yahudi ve Hristiyan olarak ölür. Buda kafir olarak ölmek manasına gelir. Zira müslümanlara göre Hristiyan ve Yahudiler son din olan İslamı kabul etmeden ölürlerse kafir olarak ölmüş olurlar. Üstelik bu konuyla ilgili olarak bir tek Tirmizi değil tüm mezhep alimleri olumsuz şeyler söylemiş ve imkanı olduğu halde Hacca gitmemenin günah olduğunu belirtmişler.

Günümüz müslüman tarihçileri Tirmizi’yi sahih bir alim olarak kabul edip Osmanlı padişahlarının bilerek Hacca gitmemesine olumlu yaklaşmaları biraz garip. Aslında garip te değil cünkü bu tarihçiler padişahlar müslüman olarak ölmedi demesi onlarin Türkiye’de putperest (padişahları putlaştıran) insanlar tarafından taşlanmasına ve hükümet seviyesinde profesörlük ünvanlarının ellerinden alınmasına kadar onları götürebilir. Tüm dönemlerde olduğu gibi şimdi de kendine müslüman diyen insanlar kendi menfaatlerini Allah’ın kanunlarından üstün tutarak susmayı tercih ediyorlar. Cünkü insanlar yarattikları Allah ve kanunlardan başkalarını korkuttukları kadar kendileri korkmuyorlar. Dini para kazanma mesleğine çevirmiş şahıslar ise hiç korkmuyorlar. Bunun en bariz örneklerinden biri de kendisine müslüman, Allah’ın yer yüzündeki gölgesi diyen padişahların parası olduğu halde Hacca gitmemesi ve bunun günah olduğunu bildikleri halde makam ve mevkilerini korumak için susan tarihçi ve din hocalarıdır. Sizleri duyduklarınız ve gördükleriniz üzerinde bir daha düşünmeye davet ediyorum. Fazla geç kalmadan şu din tüccarlarından kurtulun ve aklın, mantığın yoluna dönün. Zira kurtuluş bir tek bundadır.

Kaynaklar:
İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları:5/297-298

Yazan: Kirpi

OSMANLI İSLAM DEVLETİ MİYDİ?

Yazan: Kirpi
K, Osmanlı islam devleti miydi,Osmanlıda şarap,Osmanlıda esrar,Padişahların alkol ve esrar,Kur-an'a uymayan Osmanlı,Fatih Sultan Mehmet'in Hristiyan aşkı,din, islamiyet, Şura suresi, Ali İmran suresi, Neml suresi

OSMANLI İSLAM DEVLETİ MİYDİ?


1299-1922 yılları arasında varlığını sürdürmüş Osmanlı İmparatorluğu yıllarca bir İslam devleti ve İslam adına savaşmış bir imparatorluk olarak okullarda öğretildi. Oysa bu devletin İslamla hiç bir alakası olmamış ve dahi İslam adına değil başkalarının topraklarını işgal etmek, insanları köle yapıp vergi yoluyla sömürmek için savaşlar yapmıştır. Hatta günümüz Türkiye Cumhuriyetinde bu İmparatorluğu yüceltmek ve putlaştırmak adına binlerce tarihi yalanlar uydurulmuştur. İşin vahim tarafı bu yalanlar okullarda hocalar tarafından ve bazı profesör adi altındaki cahiller tarafından öğrencilere öğretilmiştir. Bu yazımızda size Osmanlının yapısını ve yaptıklarını Kuranla eşleştirip Osmanlının bir İslam devleti değil Bizans kalıntısı bir devlet olduğunu kanıtlayacağız.

İlk önce Muhammed tarafından övülmüştür denilen İstanbul fatihi Fatih Sultan Mehmet'in hayatını Kuranla eleştireceğiz. Bildiğimiz gibi unlu jeoloji uzmanı ve bir o kadarda tarihi iyi bilen Celal Şengör bu yakınlarda Fatih Sultan Mehmet'in Müslümanlığı tartışılır diye bir açıklama yaptı. Bu açıklamadan sonra beynini hocalara, şeyhlere, evliyalara yedirmiş bir kısım insan ona saldırmaya başladı. Size F.S. Mehmet'in Hristiyan bir erkek çocuk hakkında yazdığı bir şiirini takdim ediyorum

Bağlamaz firdevse gönlünü Kalatayı gören
Servi anmaz onda ol serv-i dilârâyı gören
Bir firengî şîveli İsayî gördüm onda kim
Lebleri dirisidür der idi İsâyı gören
Akl u fehmin dîn ü îmânın nice zabt eylesün
Kâfir olur hey müselmânlar o tersâyı gören
Kevseri anmaz ol içdiği mey-i nâbı içen
Mescide varmaz o varduğı kilisâyı gören
Bir Frengi kafir olduğunu bilürdi Avniya
Belün ü boynunda zünnari çelipayı gören.


TERCÜMESİ

Galata’yı gören gönlünü Firdevs Cennet Bahçesine bağlamaz
Gönlü ihya eden o Ulu’yu (başkanı) gören başka bir Ulu’nun ismini asla anmaz.
Bir Hıristiyan aksanlı(şiveli) İsa’yı gördüm onda ki
İsa’yı görenin dudakları İsa’nın diri olduğuna şahadet eder.
Aklın dinini ve imanını nasıl korusun!
O Hristiyan'ı gören tüm Müslümanlar kafir olur.
Nebi’nin (İsa’nın) o içtiğini içenler Kevser’i (Ehli Beyti) anmaz olur.
Onun olduğu o kiliseye varan Mescide gitmez olur.
Belindeki Hristiyan kuşağını, boynundaki haçı gören;
Bir Hristiyan kafir olduğunu bilirdi Avniya.(Avniya: Fatih’in mahlası)

Şiirden anlaşıldığı kadarıyla Fatihin Hristiyanlıkla çok büyük bir bağı var. Eğer bu şiiri kimin yazdığını söylemeden sokakta her hangi bir insana okusan bu şiiri Hristiyan bir papaz yazdı diye cevap verir. Ama Fatih'in Müslüman olmadığının kanıtı bir tek bu değildir. Bildiğiniz üzere Fatih kararnameleriyle ünlü bir padişahtır. Bu kararlarından en çok bilineni taht ve saltanat için kardeşlerinin (kundaktaki bebek bile olsa) katli kararnamesidir. İşin garip tarafı sözde Şeyhülislamlar da bu karara caizdir diye onaylayarak fetva vermişlerdir.
Ve her kimesneye evlâdımdan saltanat müyesser ola, karındaşların nizâm-ı âlem içün katl itmek münâsibdir.
Bu kararın Kur-an'la çelişip çelismediğini söylemeden önce bir şeyi hatırlatalım. Kur-an'da hakimiyetin babadan oğula geçmesi yasaktır. İslama göre hakimler (padişahlar) şura yoluyla (sesverme) seçilir.

Onların iş ve yönetimleri aralarında şura iledir.

Şura Suresi 42.ayet

Allah’tan bir rahmet sayesindedir ki sen onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba saba, katı yürekli olsaydın, senin çevrenden kesinlikle dağılır giderlerdi. O halde bağışla onları, af dile onlar için, iş ve yönetim konusunda da onlarla şuraya git.
Ali İmran Suresi 159.ayet

Ayetlerden de açıkça belli oluyor ki İslam'da babadan oğula hakimiyetin geçmesi söz konusu bile değil. Gelelim asıl meselemize Fatihin kardeş katli kararına. Bu karara da Kur-an'la baktığımızda bunun tümden İslamla çeliştiğini açıkça görebiliriz. Bazı yanlı tarihçiler bu karara hak kazandırmak için olası taht savaşlarını ve binlerce insanın ölmemesi için yapmıştır diyor. Peki soruyoruz Osmanlı padişahları geleceği bilen kahin miydi ki gelecek de bu şehzadelerin taht savaşı çıkarıp çıkarmayacağını anlasın? Bu bile kendi başına Kuranla taban tabana zıttır. Cünkü Kur-an'a göre gaybı bir tek Allah bilir. Osmanlı padişahları da gelecek de bu şehzadeler taht kavgası çıkaracak diyerek gaybdan haber vermiş ve kendilerini Allah'la eşit tutmuşlardır.

De ki: "Göklerde ve yerde Allah'tan başka kimse gaybı bilmez. Neml suresi 65.ayet

Ayetde apacik bellidirki Osmanli padisahlarin gaybi bilme gibi bir durumu olamazdı. Şimdi ey muslumanlar size soruyorum Fatihin bu kararnamesi ile biri 3 yasinda olmak uzere 3 oglunu ve 6 torununu oldurten Sultan Suleyman ne kadar musluman? 2 yasindaki kardesini ve 2 esini oldurten Fatih Sultan Mehmet ne kadar musluman?


PADİŞAHLARIN ŞARAP KULLANMASI…
Hiç kimse için Osmanlı'nın şarap kullandığı sır değildir ve bazıları esrar bile içmiştir. Hatta ünlü tarihçi İlber Ortaylı geçenlerde Osmanlı'da esrar kullanımı şaraptan bile fazlaydı diye bir açıklama yaptı. Osmanlı devletinde şarap kullanan bazı padişahların listesine bakalım.

Ikinci Beyazid, Ikinci Selim(Sari Selim), Üçüncü Murad, Üçüncü Mehmed, Dördüncü Murad(içki içtiği için karaciğer sirozundan ölmüştür),  Üçüncü Ahmed, İkinci Mahmud, Sultan Abdulmecid, Sultan Abdulaziz.

Yukarıda isimleri verilmiş padişahların hepsi kendilerini İslam imparatorluğunun padişahı ve Allah'ın yer yüzündeki gölgesi olarak adlandırmışlardır. Para ve mevki peşinde olan sözde din insanlarıda bunları onaylamıştır. Şimdi gelelim Kur-an'ın şarapla ilgili hükmüne:

"Sana şarap ve kumardan soruyorlar. De ki: İkisi de büyük bir günah"
Bakara suresi 219. ayet

Ayetin hükmünü yukarıda ismi yazılı padişahlara uygulamış olursak eğer bu insanlar İslam devletinin padişahı değil sıradan bir günahkardırlar.

Tüm bunları söylememizin sebebi Osmanlı'yı kötülemek değil yanlışları düzeltmektir. Osmanlı İslam devletiydi ve şeriat hükümleriyle yönetildi diyerek insanları yanlış bilgilendiren tarihçiler ve din tüccarları bu konulardan konuşmayı pekte sevmezler. Kafalarını Gazi Mustafa Kemalin rakı bardağını saymaya yoran tarihçi ve din tüccarları şanlı Osmanlı imparatorlarının şarap küplerini nedense görmezden geliyor. Bu konuyla ilgili yazılarımız devam edecek ve sonraki yazılarda Osmanlı padişahlarının Has bahçelerde 14-15 yaşlı erkek çocuklarıyla eğlencelerinden bahsedeceğiz. Bizi okumaya devam edin…