HABERLER
Dini Haber
Türklerin eski dini etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Türklerin eski dini etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

TENGRİCİLİK VE ORHUN YAZITLARI

Düzenleyen & Çeviren: A.Kara
A, din, Orhun Yazıtları, İslamiyet öncesi Türkler, Orta Asya dinleri, Tengri, Tengri inancı, Tengricilik, Tengriizm, Göçebe Türkler, Türklerin eski dini, Göçebe yaşam, İslamiyet öncesi Türkler,

TÜRKLERİN ESKİ DİNİ "TENGRİCİLİK"
Türk halkları, kuzey, doğu, orta ve batı Asya, kuzeybatı Çin ve doğu Avrupa'nın bazı bölgelerinde yaşayan çeşitli etnik grupları içerir. İlk dönem Türk halkı, çevrelerine ve göç araçlarına (kağnı, at-öküz arabası vb.) bağımlı olan göçebe kabilelerdi bunlar da benzersiz mitolojilerini ve dini inançlarını süslüyordu. İçlerinde yaşadıkları, kurtların, ağaçların, atlar, mavi gökyüzü ve yalnız ağaçların bulunduğu manzara manevi dünyalarını da besliyordu.

Doğa ile iç içe olmak ve sürekli hareket etmek yalnızca hayatta kalma ve gelişebilme yeteneklerini değil aynı zamanda zengin bir kültürel inanç dokusunu ve eşsiz bir dünya görüşü yaratmalarını da sağladı. Eski Türk kabileleri arasında dini bir fikir birliği olmadığı görülüyor ancak bu gruplarla ilgili inanç sistemlerinin en popüler olanı Tengricilik'ti. Bazı bilginler, göçebe yaşam tarzlarının bir etkisi olarak yaşadıkları kültürel temaslar nedeniyle eski Türk inançlarının ayrıca Zerdüştlük, Maniheizm ve Budizm'den de parçacıklar bulundurduğunu iddia ediyorlar. Bunlar dünyanın ve insanlığın içindeki yerinin bir tür perspektifini oluşturmak için bir araya gelen çeşitli ideolojilerdi.

TENGRİCİLİK VE ORHUN YAZITLARI
Tengriciliğin kökenlerine eski Türk ve Moğol kabileleri arasında popüler olduğu Orta Asya bozkırlarına kadar rastlanmaktadır. Bu, şamanizm, totemizm, animizm ve atalara ibadet-saygı unsurlarını içeren ve dogmatik olmayan bir inanç sistemidir. Kök Tengri ('kök' hem “gökyüzü” hem de “zafer” anlamına gelir) eski Türk halkının yaratıcısı, sonsuz ve bilinmeyen tanrıları olan gök tanrısıydı (Gökyüzü tanrısı). Tengricilik inancında yerin, suyun, toprağın ve yeraltı dünyasının yarı tanrıları veya ruhları olduğu gibi ayrıca onlara rehber olarak hizmet eden atalarının ruhları vardır. Ruhların gökyüzüne (cennet), yeryüzünde, nehirlerde ve yeraltında yaşadığı düşünülmektedir. Tengricilik, ahlaklı ve çevreye duyarlı hayat süren insanların Tengri ve bazı iyi ruhlar tarafından korunacağı inancını içerir ve bu yönüyle doğaya uyumun önemini vurgular. Gökyüzü, toprak, su, ağaçlar ve dağlar gizemli bir öneme sahipti ve aynı zamanda onlara saygı duyulurdu.

Zengin bir tarımsal hasata sahip olma yönündeki yerleşik odaklamanın aksine göçebe Türk kabileleri, avcılıkta ve hayvancılıkta başarı sağlama girişimleri olarak dini uygulamaları sıklıkla kullandılar. Şamanlar toplumun özel üyeleriydi; bunlar hem insan hem de ruh dünyası ile etkileşime girebildiğine inanılan insanlardı. Bir şamandan şifa, kehanet, ata ruhlarıyla konuşma, çevreyi şartlarını değiştirme ve kayıp ruhları varış yerlerine götürmesi istenirdi. Bu güçlere rağmen bazı alimler şamanların eski Türk dini yaşamının veya toplumun liderleri olmadığını iddia ediyorlar. Dua da bireysel bir uygulama olduğuna inanılıyordu yani bir şamana ya da başkalarına bağlı bir şey değildi.

Şaman ayinleri, şamanın güç gösterilerini, davullarını, danslarını, ilahilerini ve detaylı kostümlerini içerir. Şamanlık yeteneğinin kalıtsal olduğu kabul edilirdi ve erkek yada kadınlar şaman olabilirlerdi.

Tengriciliğin en eski örneği Eski Türkçe bir yazı olan Orhun Yazıtları'nda görülür. Bu yazıtlardan birkaç örnek geçen zamana rağmen hayatta kalırken çoğu okunamaz hale geldi ancak sözlü gelenek eski dini inançların birçok yönünü canlı tuttu.

Orhun Abideleri'nden bir bölüm (Bilge Kağan Yazıtı'nın doğu yüzü):
Türk Tanrısı ve kutsal yer, su şöyle yapmışlar şüphesiz ki: Türk halkı yok olmasın diye, halk olsun diye, babam İlteriş Hakanı, annem İlbilge Hatun'u göğün tepesinde tutup yukarı kaldırdılar şüphesiz. Babam 17 erle baş kaldırmış. 'baş kaldırıyor' diye haber alıp şehirdekiler dağa çıkmış, dağdakiler şehre inmiş, derlenip toplanıp 70 kişi olmuşlar. Tanrı güç verdiği için babamın askerleri kurt gibi imiş, düşmanları koyun gibi imiş. Doğuya ve batıya sefer edip derlemiş toplanmış. Hepsi 700 kişi olmuşlar.

Türk dininin ve mitolojisinin ilk yazılı örnekleri söz konusu olduğunda Irk Bitig adlı 10. yüzyıl el yazması gözden kaçırılamaz. Uygurlara ait bu metin 1907 yılında Çin'in Dunhuang şehrinde bulundu. İngilizceye "Book of Omens" olarak çevrilen Irk Bitig, Orhun alfabesiyle yazıldığı gibi nesir ve şiir karışımı bir kitaptır.

TENGRİCİLİK VE TEMEL İLKELERİ

Düzenleyen & Çeviren: A.Kara
A, Tengricilik, Tengriizm, Orta Asya dinleri, Türklerin eski dini, Tengri inancı, İslamiyet öncesi Türkler, Tengri, Gök tanrı, Toprak ana, Eje, Türk mitolojisinde ilk kadın, Doğa ile uyum, din, TENGRİCİLİK

Eski zamanlarda Orta Asya'daki Türkler evren ve doğa ile uyum içinde yaşamaya odaklanan Tengricilik olarak bilinen bir dine sahipler. Eski zamanlarda oluşmuş olan bu din en yaygın şekilde uygulanıyordu ve bugün hala Tengricilik inancını benimseyen gruplar var.

Tengricilik (bazen Tengriizm, Tengerizm, Tengrianism veya Tengrianizm olarak da adlandırılır) güneş tanrısı Tengri'nin etrafında dönen ve doğa ile dengeli olmaya odaklanan bir dindir. Tengriciliğin gerçek kuruluş tarihi bilinmemektedir ancak MÖ 3.300-1.200 aralığından geçen Bronz Çağı'nda başlamış olduğuna inanılıyor. Bu yüzden en eski dinlerden biri olarak kabul edilir ve bünyesinde şamanizm, animizm, totemizm, çok tanrıcılık, tek tanrıcılık ve atalara ibadetin özelliklerini içerir. Tengriciliğe inananlar varoluşlarının ebedi mavi Gökyüzü (Tengri), bereketli Toprak Ana (Eje (Türk ve Altay mitolojisinde yeryüzündeki ilk kadın)) ve gökyüzünün kutsal ruhu tarafından sürdürüldüğü inancına sahiptir.

Tengricilik'te evrenin kökenleri Tengri ve onun kendisi yarattığı arkadaşı Kishi ile başladı. İkili, bir gün boyunca birlikte ilkel derinliğin üzerinde uçtular ve Kishi, Tengri'den daha yükseğe uçmak istediğine karar verdi. Bu kibri yüzünden Kishi uçma yeteneğini kaybederek denize düştü ve onu kurtarması için Tengri'ye çağrıda bulundu. Tengri denizden kayaları ve yeryüzünü ortaya çıkardı ve üzerinde durulması için ilkel bir höyük yarattı. Bu höyükte bir Kozmik Ağaç büyüdü (hayat ağacı) ve bu ağacın dallarından insanlar ve daha küçük tanrılar (yani ana tanrılardan güç olarak daha düşük) ortaya çıktı. Köpek ve yılanlarla kötülüklere karşı korundu. Tengri yeryüzü ruhuyla (Yer) uyum içinde yaşadı. Bazı araştırmacılar Tengri ile Yer'in evli olduklarını ve bunun da insanın yaratılmasında rol oynadığını söylüyor. Yer insana fiziksel bedenini verdi. Tengri, insana doğumda ruhunu verdi ve ölümünde onu geri aldı.

Zaman içinde Tengricilik dinine inanan birçok kişi arasında bazı farklılıklar oluştuğu görülmektedir. Mesela Tengrici Moğollar 99 tanrıya inanıyorken Türk Tengriciler sadece 17 tanrıya inanıyordu. En sık görülen tanrıların Tengri ve diğer alt tanrılardı. Bunlar; Yer, Umay, Erlik, Su, Ateş, Güneş, Ay, Yıldız, Hava, Bulutlar, Rüzgar, Fırtına, Gök Gürültüsü ve Yıldırım, Yağmur ve Gökkuşağı. Tanrılara duyulan saygının refah ve iyiliğe yol açacağına inanılıyordu.


TENGRİCİLİĞİN TEMEL İLKELERİ
  • Tengri en yüce tanrıdır. O her şeyi bilir, insanların iyi ve kötü eylemlerinin yargıcıdır ve onun ne yapacağı önceden tahmin edilemez.
  • Tengri, tüm doğanın arkasındaki güçtür ve tüm doğa onun tarafından kontrol edilir.
  • İyi ve kötü tabiata sahip çok çeşitli ruhlar vardır. Göklerde, yeraltı dünyasında veya toprağın ruhları olarak toprakta bulunabilir ve insanlara zarar verebilirler.
  • Dünyanın tek gerçek dini yoktur. Bir insan herhangi bir dine sahip olabilir ve Tengri hala onu adilce yargılayabilir.
  • Tüm insanlar zayıftır, bu yüzden eksikliklere tolerans gösterilmelidir. Farklı din ve inançlara da tolerans gösterilmelidir.
  • Kimse mükemmel değildir.

Tengricilik (Tengriizm) Gök-Türk İmparatorluğu ve Büyük Moğol İmparatorluğu'nda büyük rol oynadı. Cengiz Kağan ve takipçilerinin çoğu Tengri'ye inanıyordu. Aynı zamanda diğer dinlere karşı hoşgörüye teşvik ettiği biliniyordu ve birçok dinin aksine Tengriciliğin dünyadaki dini manzaraya hakim olma yönünde hiçbir zaman bir baskısı olmadı. Büyük Moğol İmparatorluğu'ndan Mengü Han (Möngke Han) şöyle diyor:

“Onun tarafından yaşatıldığımız ve onun tarafından öldürülğümüz ve onun için dik bir kalbe sahip olduğumuz tek bir Tanrı olduğuna inanıyoruz. Ancak Tanrı bize elin farklı parmaklarını verdiğinden, insanlara O'na yaklaşmaları konusunda çeşitli yollar sunar.”
[W. Rubruck tarafından 31 Mayıs 1254 tarihinde belgelenmiştir.]

Günümüzde Tengricilik, Kırgızistan, Kazakistan, Sakha, Buryatia, Tuva, Moğolistan ve Türkiye'de Tibet Budizmi ve Burkhanizme paralel olarak uygulanmaktadır. 1990'larda Orta Asya'da bir Tengriizm hareketi başladı ve bugün yayılmaya devam ediyor. Bu durum, bu eski dinin dayanıklılığını, zamana karşı direnişini ve günümüz insanlarının binlerce yıl önce atalarının yaptığı gibi onların inandığı şeye inanma isteklerinin varlığını göstermektedir.

ŞAMANİZM

din, şamanizm, şamanizm nedir, gök tanrı inancı, gök tengri, Şamanlık, iyi Tanrı ülgen, kötü Tanrı Erlik, şamanizmde Tanrı, atalar kültü, Şamanizm inancı, Türklerin eski dini, dinler,
Şamanizm ata ruhlarına ve doğa varlıklarına tapınmaya, saygı duymaya dayanan eski bir inanç biçimidir. Eski bir şifa geleneği ve yaşam biçimi olan Şamanizm, doğa ile insan bağı üzerine odaklanır ve her yaratılışın esenliğini geliştirir. Şaman hayatının temel yönleri arasında, yolculuk, tören, kutsal dans ve doğada iktidar mekanlarına yapılan ziyaretler sayılabilir. Şamanlar bu dünya ile ruh dünyası arasında aracılık yapan, törensel ritüelleri yerine getiren, halkın iyileştiren ve Şamani yolda rehberlik eden liderlerdir. Bir şamanın hayatı köyüne aittir ve ailesinin, topluluğunun ve yaratılışın refahının sağlanması onun sorumluluğundadır. Bu görüşle Şamanlar hem kişisel hem de gezegen düzeyinde denge ve uyumu sağlamaya yardımcı olduğuna inanırlar.

Şaman ismi sa- "bilmek" fiilinden oluşur; yani Şaman, kelimenin tam anlamıyla "bilen"dir. Şamanizmin Sibirya kavimlerinde yaygın olduğu ve bu kavimlerin inançlarını, merasimlerini ifade eden bir terim olduğu görülür. Mançu-Tunguz halklarının kullandığı Şaman kelimesini duyan Avrupalı gezginlerden sonra bu ismi Sibirya sihirbazlarına verilmiştir bir isim olarak yaygınlaşmıştır. Tarihsel kayıtlara bakıldığında Şamanlığın orta yaş çocukluktan itibaren her yaştaki kadın, erkek ve trans bireyi kapsadığı görülür; ki bu da Şamanizm'in ırk-cinsiyet gibi ayrımlara karşı olduğunu gösterir. Bununla birlikte Şamanizm, daha geleneksel olarak şifacı, dini lider, danışman ve meclis üyesi gibi rollerin birleştirildiği yerli grupları tanımlamak içinde kullanılmaktadır.

Bu anlamda Şamanlar, diğer Kuzey Kutup halkları, Amerikan Kızılderelileri, Avusturalya Aborjinleri ve geleneksel kültürlerini 20.yy'a kadar koruyan San gibi Afrika grupları arasında özellikle yaygındır. Ayrıca zamanla çok geniş topraklara yayınlan Şamanizm, Türk-Moğol toplumlarında önemli bir tarih ve geçmişe sahiptir (Hala Şamanizm yolunda giden Türk-Moğol toplum ve kabileleri bulunmaktadır)

Tarihi belgeler incelendiğinde, Gök Tanrı(Tengri), yer, güneş, su, atalar ve ateşin eski Orta Asya Şamanizminin temelleri olduğu görülür. Bu bağlamda Asya Halklarının inandığı Şamanizmin merkezinde insan-doğa bütünlüğüne ek olarak uyumu da önemli yer alır.

Evrendeki her şeye uyum sağlama yolunda olan Şamanizm, bu yolla evren, dünya, hayvan, insan ve bitkileri bir bütün olarak düşünüp inanırken, inanıp uyguladıkları "uyum"un tüm varlıkları yarattığı için kutsal sayılan dünya ve gök arasında da olduğuna ve dünya ile göğün yaratma işini birlikte, uyum içerisinde yaptığına inanılır. Asya'nın özellikle göçebe halklarındaki yer ve suya olan saygının özünü de bu inanış oluşturuyordu.

Şamanizm inancında insan neslinin hayatının sonsuz bir devam ve döngüsü yer alır. Atalar kültünün hakim olduğu bu inanç sistemine sahip biri kendini, daha önce yaşayan atalarına ait bir hayatın devamı olarak görür ve saygı duyar. Bu hayat devamı ve döngü inancı gereği insan kendisini de sonraki nesillerde görür ve bu Şamanlara göre var oluşun ana anlamıdır. Her birey bir önceki atasının hayatını devam ettirdiğinden ve kendilerinin de hayatlarına yeni nesiller devam edeceği için çocuk ve torunlarına eğitim vermek, toplum yararına olacak iyi biri olarak yetiştirmek, hayata karşı hazırlamak büyük önem taşır.

İnançlarına göre gökyüzüne hakim olan iyilik Tanrıları ve yer altına hakim olan kötülük Tanrıları hüküm sürer. Tanrılara ek olarak ağaçta, taşta, suda, ateşte, ayda ve güneşte uyuyan ruhlar olduğuna inanan Şamanlar, Tanrı ve ruhlarla insan arasında aracılık görevi görürler. Türklerin eski inancı olan Şamanizm inancında iyi ruh Ülgen, kötü ruh ise Erlik diye adlandırışmış olup Ülgen'in iyi ruhların başında durup onları yöneten, emir veren Tanrı olduğuna inanılmıştır. Tanrı, ve en büyük ruh olarak ise, gökyüzünün en üstünde bulunan insan biçimindeki bir varlık olarak tasavvur edilmiş olup gökte yaşayan bu ulu ruhun insanları, ova, ateş, yer, gök, yıldız ve güneşi yaratarak kainatın düzenini sağlamakta olduğuna inanılır. Bu inanışın eseri olarak yaşanan tabiat olaylarının Tanrının veya bazı ruhların eseri olduğu görüşü vardı.

Yazan: Anu