HABERLER
Dini Haber

KUR'AN'DA YEMİN KONUSU

Yazan: Kirpi


KUR'AN'DA YEMİN KONUSU

Allah kaldıramayacağı ağırlıkta bir taş yaratabilir mi? ve türevi sorulara Müslümanların sıkça yaptığı eleştirilerden biri «Nasıl olur da Allah'a insanı vasıfları yüklersin» şeklindedir. Fakat bunu söyleyen Müslümanların belli ki Kur'an'dan haberleri yok. Zira Allah Kuranda zaten kendisini insanı vasıflarla anlatıyor. Örneğin konuşması, merhameti, sevgisi, gazabı, aklı, bunlar insani vasıflar ve Allah kendini ifade etmek için bunları kullanıyor. Onlardan biri de bu yazımın da konusu olan Yemindir. Yemin karşıdaki kişiyi inandırmak için insanlar tarafından sıklıkla kullanılan bir şeydir ve dolayısıyla insana ait vasıflardandır. Allah Kur'an'da insanları kendine inandırmak için yeminler ediyor. Peki her şeye gücü yeten, sonsuz kudret sahibi bir ilah insanları kendine inandırmak için yemin eder mi? Kur'an yeminlerle dolu olan bir çok sure vardır. Onların en büyüğü ise Şems suresidir çünkü baştan sona yeminlerle doludur.

Şems Suresi:
1- Güneşe ve onun aydınlığına andolsun,
2- Onu izlediğinde Ay'a andolsun,
3- Onu ortaya çıkardığında gündüze andolsun,
4- Onu bürüdüğünde geceye andolsun,
5- Göğe ve onu bina edene andolsun,
6- Yere ve onu yayıp döşeyene andolsun,
7,8,9- Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirip ona kötülük duygusunu ve takvasını (kötülükten sakınma yeteneğini) ilham edene andolsun ki, nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir.

Müslümanlar bu yeminlerin farklı konulara dikkat çekmek için kullanıldığını söylüyorlar. İyi ama Güneş ve Ay'a daha ne kadar dikkat çekecek ki? Zaten insanlar tarih boyunca onlara fazlasıyla dikkat etmiştir, hatta onları birer tanrı olarak bile görmüşlerdir.
İşin garip tarafı Kur'an'da yemin konusunda bile Müslümanlara torpil yapılıyor. Örnek vermek gerekirse kafirler yeminlerini bozarsa cezasının ne olacağı konusunda Kur'an'a baktığımızda çok sert ifadelerle karşılaşıyoruz:

Tevbe Suresi 12. Ayet:
وَاِنْ نَكَثُٓوا اَيْمَانَهُمْ مِنْ بَعْدِ عَهْدِهِمْ وَطَعَنُوا ف۪ي د۪ينِكُمْ فَقَاتِلُٓوا اَئِمَّةَ الْكُفْرِۙ اِنَّهُمْ لَٓا اَيْمَانَ لَهُمْ لَعَلَّهُمْ يَنْتَهُونَ
Eğer andlaşmalarından sonra, yeminlerini bozarlar, dininize dil uzatırlarsa, inkarda önde gidenlerle savaşın, çünkü onların yeminleri sayılmaz, belki vazgeçerler.

Bahsi geçen ayette yeminlerini bozup İslama dil uzatanlarla savaşılması ve dolayısıyla öldürülmeleri emrediliyor. Fakat konu Müslümanların yeminlerini bozarken verilmesi gereken cezaya gelince alemlerin yaratıcısı kulları arasında ayrımcılık yapıyor. Şimdi sizlere göstereceğim ayeti dikkatlice okumanızı ve düşünmenizi istiyorum:

Mâide Suresi 89. Ayet:
لَا يُؤَاخِذُكُمُ اللّٰهُ بِاللَّغْوِ ف۪ٓي اَيْمَانِكُمْ وَلٰكِنْ يُؤَاخِذُكُمْ بِمَا عَقَّدْتُمُ الْاَيْمَانَۚ فَكَفَّارَتُهُٓ اِطْعَامُ عَشَرَةِ مَسَاك۪ينَ مِنْ اَوْسَطِ مَا تُطْعِمُونَ اَهْل۪يكُمْ اَوْ كِسْوَتُهُمْ اَوْ تَحْر۪يرُ رَقَبَةٍۜ فَمَنْ لَمْ يَجِدْ فَصِيَامُ ثَلٰثَةِ اَيَّامٍۜ ذٰلِكَ كَفَّارَةُ اَيْمَانِكُمْ اِذَا حَلَفْتُمْۜ وَاحْفَظُٓوا اَيْمَانَكُمْۜ كَذٰلِكَ يُبَيِّنُ اللّٰهُ لَكُمْ اٰيَاتِه۪ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ
Allah, boş bulunarak ettiğiniz yeminlerle sizi sorumlu tutmaz. Ama bile bile yaptığınız yeminlerle sizi sorumlu tutar. Bu durumda yeminin kefareti, ailenize yedirdiğinizin orta hâllisinden on yoksulu doyurmak, yahut onları giydirmek ya da bir köle azat etmektir. Kim (bu imkânı) bulamazsa, onun kefareti üç gün oruç tutmaktır. İşte yemin ettiğiniz vakit yeminlerinizin kefareti budur. Yeminlerinizi tutun. Allah, size âyetlerini işte böyle açıklıyor ki şükredesiniz.

Ayetin ilk kısmında Allah "boş bulunarak edilen yeminden sorumlu değilsiniz" diyor. Peki boş bulunmak ne demek? Bakalım ne demekmiş:
1: Söylenmemesi gereken bir şeyi, işin bu yönünü unutuverip, karşısındakine söyleyivermek, ağzından kaçırmak.
2: Dalgın bir durumda olmak, dalgınlıktan dolayı dikkatsiz bulunmak.

Örnek vermek gerekirse misal Ahmed komşusu Ali'nin karısının başka biriyle kocasını aldattığını biliyor. Sonra Ahmed dalgınlıkla, istemeden bu konuyu yemin etmek suretiyle Ali'nin yanında ağzından kaçırıyor. Ali sinirlenip karısını öldürüyor. Bu durumda Allah Ahmed'i sorumlu tutmuyor. Ne güzel değil mi?
Gelelim ayetin ikinci kısmına. Diyelim ki Ahmed, komşusu Ali'nin karısının ona ihanet ettiğini bilerek, yemin ederek anlatıyor. Ali karısını öldürdükten sonra Ahmed kendini suçlu hissediyor. Bu durumda kefaretini ödeyerek kendini sorumluluktan kurtarabilirsin. Bu kadar basit. Yani bir insanın ölümüne sebebiyet vermenin kefareti on yoksulu doyurmaktır. Fakat her ne hikmetse alemlerin Rabbi, sonsuz merhamet sahibi Allah kafirlere bu şansı tanımıyor.

Yemin konusunda Müslümanlara tanınan ayrıcalık bununla da sınırlı değil. Kur'an'da AHD kavramıyla ilgili ayetlere baktığımızda durumun daha da içler acısı olduğunu görüyoruz. "Ahd" ne demek önce ona göz atalım:

AHD: Yemîn, mîsâk, söz verme, ittifak, bir şeyi korumak, halden hâle onu muhafaza etmek, tavsiye etmek anlamlarında kullanılan bir terimdir.  Ahd kelimesi İslâmî bir kavram olarak "Ahd-ü Mîsâk' şeklinde kullanılmıştır.
[Kaynak sorularlaislamiyet.com]

Şimdi sizlere iki ayet göstereceğim. Ne demek istediğimi o zaman daha iyi anlayacaksınız.

İsrâ Suresi, 34. Ayet: 
وَلَا تَقْرَبُوا مَالَ الْيَت۪يمِ اِلَّا بِالَّت۪ي هِيَ اَحْسَنُ حَتّٰى يَبْلُغَ اَشُدَّهُۖ وَاَوْفُوا بِالْعَهْدِۚ اِنَّ الْعَهْدَ كَانَ مَسْؤُ۫لاً 
Rüşdüne erinceye kadar yetimin malına, onun yararına olmadıkça el sürmeyin. Ahde vefa gösterin; çünkü ahid sorumluluk doğurur.

Diyelim ki bir çocuğun anne ve babası vefat ediyor. Amcası çocuk rüşd haline varıncaya kadar ebeveynlerinden kalan mirasa göz kulak olacağına dair bir ahd veriyor. Fakat daha sonra çocuğun amcası ahdine bağlı kalmıyor ve yetimin tüm malını benimsiyor. Bu durumda çocuğun amcasının cezası nedir? Yani bir Müslümanın kendi ahdine vefa etmemesinin cezası nedir? Cevabı için yine Kur'an'a bakacağız:

Tahrîm Suresi 2. Ayet:
قَدْ فَرَضَ اللّٰهُ لَكُمْ تَحِلَّةَ اَيْمَانِكُمْۚ وَاللّٰهُ مَوْلٰيكُمْۚ وَهُوَ الْعَل۪يمُ الْحَك۪يمُ
Allah şüphesiz size, yeminlerinizi(AHD) kefaretle geri almanızı meşru kılmıştır. Allah sizin dostunuzdur. O, bilendir, Hakim'dir.

Ayet çocuğun amcasının çocuk büyüyünceye kadar malına mülküne göz kulak olacağına dair ettiği yemini (ahdi) kefaretini ödeyerek bozabileceğini söylüyor.

Gördüğünüz gibi yeminlerini bozan kafirlerin cezasının ölüm olduğunu söyleyen Allah Müslümanlara gelince torpil yapıyor, hatta küçük çocukların bile malının mülkünün gasp edilmesi için yeşil ışık yakıyor. Yeminlerini bozduğu için Beni Kureyza'da teslim oldukları halde sırf kafir oldukları için 1000 kişinin kafasının kesilmesine onay veren alemlerin Rabbi küçük çocuğun malını mülkünü gasp eden kişiye sırf Müslüman olduğu için kefaret ödeyerek kurtulabileceğini söylüyor. Bu mudur sonsuz merhamet ve adalet? Eğer öyle ise olmaz olsun böyle adalet...
« ÖNCEKİ YAYIN
SONRAKİ YAYIN »