HABERLER
Dini Haber

HİNDU METİNLERİNDE MUHAMMED (!)

Yazan: Kirpi

HİNDU METİNLERİNDE MUHAMMED (!)

Sabah gazetesinin 20 Aralık 2019 tarihli bir yazsının başlığı şöyledir: "NİHAT HATİPOĞLU, 5000 yıllık Hindu kitaplarında Hz. Muhammed" Yazıda Hindu araştırmacı Prof. Prakash'ın Hinduların beklediği Kalki Avatar'ın Muhammed'den başkası olamayacağını söylediği iddia ediliyor. Bu yazının bir kısmını sizle paylaşayım:

Prof. Prakash; Hinduların beklediği 'Kalki Avatar'ın' Hz. Muhammed'den başkası olamayacağını belirtiyor.
Hinduların Kutsal Metinlerinde Hz. Muhammed M.Ö. 3000 yılına ait olduğu sanılan bu metinlerden Bhavişya Puran'da, Veda'ların bir bölümü olan Kuntap Suktita; Efendimizin özellikleri, hayatı, Hz. İbrahim, Kabe, Bekke (Mekke) gibi kavramların yanında ayrıca Hz. Peygamber'in ismi Mohamed, Mamah ve Ahmed olarak geçmektedir. Bilindiği gibi İncil'de de Ahmed olarak geçmiştir.

Nihat Hatipoğlu'nun ortaya çıkardığı söylenen bu iddia esasen Shahnawaz Ahmad tarafından 27 Aralık 2015  tarihinde İngilizce yayınlanan “Prophet Muhammad (PBUH) in Hindu scriptures” [1] isimli yazının Türkçeye çevrilmiş halidir. Peki kimdir bu Shahnawaz Ahmad?

Shahnawaz Ahmad [2], Müslümandır ve Müslüman Üniversitesi, Malappuram Merkezi, Kerala Hukuk Bölümü'nde Yardımcı Doçent olarak görev yapmaktadır. Lisans derecesini tamamlamış, 2010 yılında Varanasi, Mahatama Gandhi Kashi Vidyapith Üniversitesi'nden Matematik ve Fizik, 2013 yılında prestijli Banaras Hindu Üniversitesi'nden LL.B derecesi almış. (LL.B-İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri hariç en yaygın hukuk yargıları lisans derecesi.)

Doçent arkadaşımız üniversitedeki profil bilgilerinde kendisini Mülkiyet Hakları, Uluslararası Hukuk, Yasaların Yorumlanması, Ceza Hukuku üzere yüksek lisans yapmış biri olarak tanıtıyor. Öncelikle bir hukukçunun Sanskritçe üzerine yorum yapması doğru değildir. Nitekim makalenin altında yorum yapan insanlar da bu eleştiriyi yapmış. Şimdi makalenin içeriğine göz atalım ve Nihat Hatipoğlunun'da bu makaleyi görür görmez hiç bir araştırma yapmadan sadece çeviri yaparak kamuoyuna sunmasının ne kadar yanlış olduğunu hep beraber görelim.

Haber  yazısının evvelinde Bhavişya Puran'ın M.Ö 3000 yılına ait olduğunu söylüyor ve yazısının devamında şunları aktarıyor:

Puranalarda Hz. Muhammed İsmi
17 ciltten oluşan Puranaların temel kitabı Bhavişya Puran'da şu ifadeler geçer:
Melekhalı öğretici kendi dostlarıyla zuhur edecek. Adı MOHAMMAD olacak. Raca ona en samimi sadakatini ve bütün saygılarını sunduktan sonra şöyle dedi: Sana bağlı kalacağım. Sen ey Parbatis Noth / Beşeriyetin efendisi, Arabistan'ın sakini. Sen şerri yok etmek için büyük bir güç topladın.
Burada Muhammed adı net geçiyor. Arabistan'a da atıf bulunuyor.

Konuya devam ederken Bhavişya Purana'nın ne olduğuna değinmemiz gerek.

Bhavişya Purana [16] Hinduların Sanskritçe dilindeki puranalarından biridir. Mevcut eser gelecekten kehanetler verdiğini iddia eder. Bhavişya Purana'nın gerçekliği ve özgünlüğü modern akademisyenler ve tarihçiler tarafından sorgulanmıştır ve metin Hindu edebiyatının Puranik türünün "sürekli revizyonları ve canlı doğası" nın bir örneği olarak kabul edilmektedir [3-4] 5 ana varyantı bilinen metnin birçok tutarsız versiyonu mevcuttur ve içerik ve alt bölümleri farklılık gösterir. [5] Bazı el yazmalarında dört, bazılarında iki Parvan (bölüm) varken diğerlerinde herhangi bir bölüm yoktur. [6] [7] Bugün var olan metin orta çağdan son zamanlara kadar uzanan bir malzeme bileşiğidir. Bhavişya Purana'nın mevcut sürümleri İngiliz sömürge döneminde yayınlanan basılı bir metne dayanmaktadır.  
Bhavişya Purana'nın ilk 16 bölümüne Brahmaparvan denir. Manusmriti'nin [8] bazı versiyonlarına benzerlikler gösterir ve alıntı ayetler içerir. [9] [10]

Bhavişya Purana'nın Brahmaparvan kısmı, Zerdüştlük ile ilgili görüşlerle örtüşen ve Güneş tanrısı Surya ile ilgili metinlerden oluşan 169 bölümlük bir destan kulliyesi içermektedir. [11] Bu Güneş Tanrısı ile ilgili bölümler Bhavişya Purana'nın dikkate değer , önemli bir parçasıdır ve İran ,Orta Asya halkları ile Hindistan kıtasındaki toplumlar arasındaki göç veya etkileşimi ile ilgili olması muhtemeldir. [12] [13]

Metnin Madhyamaparvan adı verilen ikinci bölümü Tantra [14] ile ilgili bir çalışmadır. [15] "Kehanet" ile ilgili üçüncü bölüm Pratisargaparvan, Hristiyanlık, İslam, Bhakti hareketi, Sihizm, İngiliz yönetimi ile ilgili bölümleri içerir ve bilginler tarafından 19. yüzyıldan kalma bir oluşum olarak kabul edilir. [16] [17] Metnin Uttaraparvan adlı dördüncü kısmı, Bhavishyottara Purana olarak da bilinir. Bu son bölümde çeşitli Hindu tanrıları ve tanrıçaları, Tithis'leri (ay takvimindeki tarihler), ayrıca mitoloji ve Dharma'nın özellikle vrata (yemin) ve dana (sadaka) ile ilgili bir tartışması yer almaktadır. [16] [17] Metinde ayrıca Uthiramerur [18] [19] gibi kutsal yerlere seyahat rehberi ve hac hakkında birçok Mahatmya bölümü vardır ve Tirtha [20] odaklı Puranas'lardan biridir. [21]

Şimdi Muhammed'in isminin geçtiği iddia edilen Pratisargaparvan (kehanetler) bölümü üzerinde biraz daha duralım ve bilim insanlarının, tarihçilerin, arkeologların, Sanskritçilerin bununla ilgili ne söylediklerine bakalım.

Pratisargaparvan 100 bölümden ibarettir. Birinci ve ikinci fasılları (Handaş olarak adlandırılır) eski zamanla, üçüncü kısım ortaçağla, dördüncüsü de yeni çağla ilgilenirken evrensel bir tarih olarak yazılmıştır. Bu bölüm çok sayıda araştırmacının Bhavişya Purana'nın çoğunun doğruluğunu sorgulamasına ve bu Puranaların kutsal metinler değil, zaman içinde sürekli olarak revize edilen ve dolayısıyla yaşayan bir doğaya ait belgeler olduğuna dair kanıtlar olduğu üzerinde durmuşlar. [22]

Alfred John Hiltebeitel [23] gibi din, tarih, insan bilimleri üzerine yüksek lisans yapmış ve akademik uzmanlığı Mahabharata ve Ramayana gibi eski Hindu Sanskrit destanları üzerine olan bilim insanları  Pratisargaparvan ile ilgili araştırmalarının sonucunda şunları ifade ediyor: 
Araştırmalar, bu bölümün son birkaç yüzyıl içinde tarihsel anlatılarla önemli ölçüde bozulmasını doğruladı. Yazılar araştırırken kullandığımız Terminus Post Quem ve terminus ante quem [24] yöntemiyle Bhavişya Purana'nın bu bölümünün, yani Muhamed hakkında bilgiyi içeren Pratisargaparvan (kehanet) bölümünün büyük olasılıkla 19. yüzyılda [25] oluştuğu görülmektedir.

Gördüğünüz gibi Muhammed'den haber veriyor denilen metinlerin arkeologlar, tarihçiler ve Sanskritçiler tarafından 19. yüzyılda yazıldığı kabul ediliyor. Bu bilim insanları içinde en önde gelenleri ise Ludo Rocher [26] ve Alfred John Hiltebeitel'dir.

Şimdi Prof. Dr. Pundit Vaid Prakash tarafından kaleme alınan ve “The Last Kalki Avatar” adıyla basılan kitapta Hint kutsal kitaplarında yer alan ve “Son Peygamber” manasına gelen “Last Kalki Avatar”ın  Muhammed’in bizzat kendisi olduğu iddiasına göz atalım. Prof. Prakash'e ilaveten Muhammed Hamidullah da kendi kitabında şunları söylüyor:

Hint kutsal kitaplarından Veda ve Puranalar’da çölden “övülmüş” (Muhammed) adında bir bilgenin çıkacağı, “araba”sının semâya ulaşacağı (mi’rac), büyük zaferlerden birini 300 (Bedir Savaşı), birini de 10.000 kişiyle (Mekke’nin fethi) kazanacağı bildirilmiştir. Kalki Purana’da ise babasına “Allah’ın kulu” (Abdullah), annesine “güvenilir” (Âmine) denileceği, bir kum diyarında dünyaya geleceği ve doğduğu şehrin kuzeyine sığınacağı (Medine’ye hicret) belirtilmiştir.
[Kaynak: M. Hamidullah, s. 375]

Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki eski Hindu kutsal metinleri olan Vedalarda [27] Kalki Avatar hakkında bilgi yoktur. [28-29] Kalki terimi büyük savaş destanı Mahabharata'da sadece bir kez görünür. [30]
Fakat Mahabharata destanlarındaki bu mitolojik varlık Kalki olarak değil Karki olarak geçer. Otto Schrader [31] gibi filologlar Kalki değil Karki olarak kullanıldığını vurgular. Karki ismi Mahabharata el yazmalarının (ör. G3.6 el yazması) iki versiyonu tarafından da desteklenmektedir. [32] Karki, attan beyaz anlamına geliyor. Hindu geleneklerinde Kalki, Vişnu'nun bir avatarı olarak kabul edilir. Avatar "enkarnasyon" anlamına gelir ve ilahi olanın insan varlığının maddi alanına inişini ifade eder. [33] Peki Vişnu kimdir? Ve enkarnasyon nedir?

Vişnu, Hinduizmde Tanrının bir şeklidir. Koruyucu olarak tanınan Vişnu özellikle ünlü avatarları ve enkarnasyonlar ile tanımlanır. Bu avatarlardan en önemlileri Krişna ve Ramadır. Vaişnavalara göre o Nihai Gerçek veya Tanrı'dır. Trimurti kavramında (bazen Hint Teslisi olarak anılır) o, Tanrının ikinci görünüşüdür (diğerleri Brahma ve Şiva'dır) ve onun en yüksek durumu Hindu kutsal metinlerinden olan Ayurveda, Rigveda ve Bhagavatgita'da bildirilir.[34][35][36][37][38]

Enkarnasyon [39] Hristiyanların dini inançlarından aşina olduğumuz şeydir. Enkarnasyonun bir diğer adı da hulûldur. Hulûl kelimesinin kökeni Arapça "gelip çatmak" anlamındaki حلول (hulul) kelimesidir. [40] Enkarnasyon kelimesinin kökeni ise Latince incarno fiilidir. Bu fiil, "ete dönüştürme" anlamına gelmektedir. Pasif hâli, "ete dönüştürülmek"tir ve bu kelime Vulgata'da geçmemektedir. Ancak Yuhanna İncili'nin 1:14 fıkrasında bulunan "et Verbum caro factum est" (Kelime, ete dönüştürüldü) cümlesinden türetilmiştir.

Hulûl veya diğer ismiyle enkarnasyon Tanrının bir insan vücudunda şekil bulmuş haline deniliyor. Nitekim Hristiyanlar da İsa'nın Meryem'in karnında Tanrının şeklini almış bir insan olduğuna ve dolayısıyla Tanrının kendisi olduğuna inanıyorlar. Müslümanlar Hristiyanların bu dini inançlarını yani enkarnasyonu  kesinlikle reddederler ve kafirlik olarak görürler. Fakat her ne hikmetse Hindu kutsal metinlerinde Tanrının bir enkarnasyonu olarak anlatılan Kalki Avatar'ı doğru olarak kabul ederler ve bunun Muhammed olduğuna inanırlar. O zaman demek ki Müslümanlar Muhammed'i Allah'ın insan bedeninde şekil bulmuş hali olarak görüyorlar. Nitekim bunu iddia eden Müslüman din adamları da yok değil.

İmam-ı Rabbani'nin Şeyh Hamid Nehari'ye yazdığı 393. Mektupta Aynü'l-kuzat'ın, Temhidat aldı eserinde söylenenlere bakalım:
"O ki, siz İlâh olarak bilirsiniz, bize göre Muhammed (sav) olmaktadır.
O ki, siz Muhammed (sav) olarak bilirsiniz, bize göre yüce Sultan İlâh'tır"

Şimdi birazda Muhammed diye kabul edilen Kalki Avatar'ın (Karki'nin) bahsinin geçtiği kutsal metinler olarak tanımlanan Kalki Puranalar'ın ne olduğuna bakalım.
Kalki Purana-Upa Puran (Minör Puranalar) diye adlandırılan puranalardan biridir. Bu puranadaki destanların Hindu zaman döngüsünün 4 güneyinden (veya çağından) dördüncüsünü anlattığına inanılıyor ve Kalki Purananın 16. asırda yazıldığı düşünülüyor. [41]

Nihat Hatipoğlu'nun 5000 yıllık dediği Hindu metinleri olan Bhavişya Purana'nın mevcut sürümlerinin Sanskritçiler tarafından İngiliz sömürge döneminde yazıldığı öngörülüyor. Hint dil uzmanları tarafından ismini belirttiğimiz Purananın Muhammed'i anlatıyor dedikleri kehanetler (Pratişargaparvan) kısmının  büyük çoğunluğunun 19. yüzyılda yazıldığı belirtiliyor. Bunların arasında dünyaca ünlü Alfred John Hiltebeitel ve Ludo Rocher  gibi sanskritçiler de mevcut. Kalki Avatar'ın da Muhammed olduğu iddiası suya düşmüş oluyor, nitekim Kalki Puranaların en eskilerinin 16. yüzyıla ait olduğu düşünülüyor. Bilim insanları Puranaların doğruluğunu hep tartışmıştır. Nitekim Hindu geleneğinin kendisinde de Puranalar Mahabarata veya Ramayana gibi çoğunluk tarafından doğru olarak kabul görmemiştir. Bilim insanları  puranaları güvenilirlik bakımından Vedalardan bile sonra tercih etmişlerdir. Çünkü bu metinler (puranalar) sayısız değişimlere, ekleme ve çıkarmalara maruz kalmışlardır. Ayrıca Müslümanların Hindu metinlerinde Tanrı Vişnu'nun vücut bulmuş hali olarak anlatılan Kalki Avatar'ı Muhammed olarak kabul etmeleri de Kur'an'a göre kafirliktir:

Mâide Suresi 17. Ayet:
Şüphesiz ki "Allah Meryem oğlu Mesih'tir" diyenler kâfir olmuşlardır.

Müslümanların Kalki Avatar'ın Muhammed olduğunu iddia etmesi için önce Tanrının (Allah'ın) enkarnasyon (hulül) yapacağını yani bir insan vücudunda şekil bulabileceğini kabul etmeleri gerekir. Fakat gördüğünüz gibi Kur'an bunu kabul edenlerin kafir olduğunu söylüyor. Şimdi Kalki Avatar'ın Muhammed olduğuna inanıp kafir olmayı veya Kur'an'a inanmayı seçmek siz Müslüman arkadaşlara kalmış…

« ÖNCEKİ YAYIN
SONRAKİ YAYIN »