HABERLER
Dini Haber

ÇİN TARİHİ - 5

Yazan: Sedat Karadayı
ÇİN TARİHİ - 5
DİNSEL İSYANLAR VE 1. JAPON SAVAŞI
TAIPING İSYANI (Hristiyanlar)


Fransızların Pekin Antlaşması ile ülkeye soktukları Hristiyan misyonerler birkaç yıl sonra etkisini göstermeye başladı. Yoksul bir köylü olan Hong Xiuguan Hristiyanlık öğretilerinden edindiği bilgiler ışığında yeni bir din üreterek kendini Tanrı’nın oğlu ve İsa’nın kardeşi olduğunu söyleyip, Çin’de reformlar yapmak üzere gönderildiğini anlatıyordu. Hong, arkadaşı Feng Yunshan ile beraber 1847 yılında Guangxi’nin yoksul mahallelerinde “Tanrıya Tapanlar Birliği” (Bai Shangdi Hui) isimli bir dinsel topluluk kurdu. Hong, 1850 yılında taraftarları ile beraber “Tanrısal Büyük Barış Krallığı” (Taiping Tianguo) adlı yeni bir oluşum kurarak kendini “Tanrısal Kral” (Tianwang) ilan etti.

Taiping, Hristiyan öğretisinde Yeni Ahit’teki iyilik, bağışlayıcılık gibi ilkeler yerine Yahudiliğin Eski Ahit’teki ibadet ve itaati emreden anlayışı savunuyordu. Yeni dinde fahişelik, zina, kölelik, kumar, afyon ve alkollü içkiler yasaktı. Bu kurallara uyanların öbür dünyada ödüllendirileceğine ilişkin inanç son derece güçlüydü. Taiping sisteminde Çince son derece basitleştirilmişti. Erkek ve kadınlar eşitti. Tüm üretim ve tüketim malları ortaktı. Topraklar halk arasında eşit paylaştırılacaktı. Hatta taraftarları içinde eğitim görmüşler tarafından bir Taiping Demokrasisi kurulup sanayinin geliştirilmesi yönünde çalışmalar başlatılmıştı.

Yeni dinin anlayışı mülkiyette ortaklık şeklinde ifade edildiğinden dolayı ekonomik sıkıntı içinde olan köylü, madenci, işçi gibi kesimlerden taraftar toplamayı başardı. Başlangıçta 2-3 bin kişilik düzensiz çetelerden oluşan topluluk kısa sürede 1 milyon kişilik disiplinli ve hırçın, kadın ve erkeklerden oluşan savaşçılara dönüşüverdi. Ordu 1853 yılında Kuzey Çin’deki Nanjing’e girip kentin ismini “Tanrısal Başkent” (Nianjin) olarak değiştirdi. Ordu, Pekin üzerine yürürken yol üzerinde birçok zaferler kazanmasına rağmen Pekin’deki çatışmalarda başarısız kalıp kenti ele geçiremedi.

Taiping ordusu 1. komutanı Yang Xiuqing tüm yetkileri elinde toplayıp muhalif taraftarları öldürttü. Hong’un desteğiyle Yang’ı ortadan kaldıran 2. Komutan Wei de güçlenmeye başlayınca Hong onu da öldürttü. 3. Komutan durumunda olan Shi Dakai ölüm korkusuyla bir grup taraftarı alıp Hong’u terk etti. Taiping ordusu Şanghay’ı da 1860 yılında alınca Qing Hanedanı önce Amerikalı Fredrick Townsend, sonra da İngiliz subay Charles George Gordon’un komuta ettiği batılı silahlarla donatılmış Çinli paralı askerler tarafından kontrolü ele aldı. Bu sırada Hong’un fikirleri, karşıtı olan yerel toprak ağaları; Qing hanedan komutanı Zeng Guofan önderliğinde silahlı birliklerle 1864’te Nanjing’i kuşatıp ele geçirdiler. Hong intihar etti. Taiping direnişleri 1868 yılına kadar sürdü. Yüzbinlerce Taiping taraftarı savundukları öğretiler doğrultusunda sonraki hayatta kazanacaklarını düşünerek teslim olmaktansa ölmeyi tercih ettiler. Sonraki yıllarda hem milliyetçiler hem de komünistler bu ayaklanmaya sahip çıkacaklardı.

DUNGAN – PANTHAY İSYANI (Müslümanlar)

Hristiyan öğretisine sahip taraftarlar Taiping İsyanını başlatırken isyanın sonlarına doğru Müslüman azınlıklar da harekete geçmişlerdi. Yuan ve Ming Hanedanı dönemlerinde Huiler etnik grup olarak oluşmaya başladılar. Qing Hanedanı sırasında Müslüman olan ve olmayan Çinliler arasında geçimsizlik başlamıştı. Qing Hanedanlığı kurban kesilmesini, cami inşaatını ve hacca gidilmesini yasaklamıştı. Hanedan, ülkedeki toplulukları (Çinliler, Müslümanlar, Tibetliler, Moğollar) birbirine çatıştırarak kontrol ediyordu. Bu baskılar sonunda isyanın oluşumunu tetikledi. Önce Yunnan eyaletinde Panthay daha sonra da Sincan, Shaanxi ve Gansu sınırları içinde Dungan isyanı başladı. Qing Hanedanı isyanları bastırmak için soykırımına girişti. Panthay isyanında 1 milyon, Dungan isyanında 2-3 milyon ve Guizhou baskını sırasında da yaklaşık 5 milyon Hui ve Miaolardan oluşan Müslüman öldürüldü. Bu soykırımlar Mançu yönetiminin savunduğu resmi bir politika olup adı “Müslümanlardan Temizlenme” olarak geçiyordu. Dunganlar bu saldırılardan sonra kitle olarak Rusya ve Orta Asya içlerine göç etti.

Taiping, Dungan ve Panthay isyanları sırasında Qing hanedanı çok güç kaybetmişti. Bunu fırsat bilen Japonlar 1894 yılında Kore üzerinden Çin’e savaş açtı. Savaşı zaferle sonuçlandıran Japonlar Asya’da Çin hakimiyetine son verip Japon siyasi gücünü kabul ettirdiler. Qing hanedanı neredeyse son günlerine yaklaşmıştı. Japonlar ise bu zaferden sonra yeniden yapılanmalarını sağlayacak Meiji Restorasyonunu gerçekleştirdiler. Meiji Yenilenmesi olarak da geçen bu yapılanma Japon İmparator Meiji, tarafından uygulanan bir dizi kararlar zinciriydi. 1868 yılında kendisini “Amaterasu” adlı güneş tanrıçasının soyundan geldiğine inanan Meiji, uyguladığı politik sistem sayesinde tüm Japonya’nın birleşmesini sağlamıştı. Meiji’nin 5 maddelik restorasyonu ile Japonya’daki geleneksel Shogun dönemi sona ermişti. Ordu batıdan sağladığı ateşli silahlarla donatılıp yeni bir döneme geçiyordu. Bunun yanı sıra sanayi ve endüstriyel gelişim ile Japonya 20. Yüzyıla hazırlanmıştı. (The Last Samurai filmi bu konuyu işliyordu)

Birinci Japon savaşı sonunda Çin, Mançurya, Kore ve Tayvan üzerindeki hakimiyetini Japonlara kaptırdı. Qing Hanedanlığı yeniden toparlanmaya çalışıyordu. Bu amaçla yeni iktidara geçen genç imparator Guangxu ve danışmanları reform sürecine giriştiler. Bu dönemde ordular yeniden örgütlendi ve 100 Gün Reformu (Wuxu Reformu) adı verilen kültürel, politik ve eğitim konusunda yenilenme girişiminde bulunuldu. Ancak arka planda iktidarın gerçek sahibi olan dul İmparatoriçe Cixi ve çevresindeki muhafazakâr muhaliflerle reform hareketlerine bir darbe ile son verdiler.
« ÖNCEKİ YAYIN
SONRAKİ YAYIN »