HABERLER
Dini Haber
İskandinav mitolojisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İskandinav mitolojisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

VİKİNG KAHRAMANI STARKAD EFSANESİ

Hazırlayan: A.Kara
İskandinav mitolojisi, mitoloji, Starkad, Viking efsaneleri, Viking mitolojisi, Viking inanışları, Savaşçı Starkad, Ünlü Viking savaşçı, Thor'un lanetlediği savaşçı, Thor, Odin, A,

TANRILAR TARAFINDAN HEM LANETLENEN HEM DE KUTSANAN VİKİNG KAHRAMANI STARKAD EFSANESİ

Starkodder olarak da bilinen Starkad, birçok efsanede kahramanca işler yapan ve işlediği suçlarla adı çıkan büyük bir savaşçı olarak tanımlanan İskandinav kahramanıdır.

Aynı isimde birkaç farklı kahraman olabilir fakat temel olarak Starkad adında iki kişi var. Bu Starkad'dan biri (soyadı "Aludreng") devlerin soyundan geliyordu, altı ya da sekiz kolu vardı ve en ünlü Starkad'ın dedesi, İskandinav savaş ve sihir tanrısı Odin'in koruyuculuğunu yapıp büyüttüğü oğluydu.

Starkad, yarı dev bir nesile sahipti ve zaten bir çocukken bile Jötunheimr'da yaşayan Jotunlar gibi süper-insan özelliklerine sahipti. Aldığı eğitimler ve efendisi At Kılı Sakal (Hroszharsgrani)'ın büyüsü ile Starkad sadece harika bir öğrenme ve kahramanlık cesareti elde etmekle kalmadı, aynı zamanda insan formuna ve erkeksi güzelliğe de sahip oldu.

Ünlü Sigurd Fafnirsbane'den sonra Starkad'ın kahramanlık efsanelerinin en büyük şampiyonu olduğuna inanılıyor ve Danimarkalı tarihçi ve yazar olan Saxo'nun (1150/1160 -1206) yazdığı çok sayıda masalda ondan bahsediliyor.

Odin genç Starkad'ı büyütmeye yardım etmişti ancak arzusu bunun gizli kalmasıydı. Bir gün efendisi bir bot aldı ve onunla bilinmeyen bir adaya yelken açtı. Sonrasında genç Starkad tahtta oturan on bir adam topluluğuna tanık oldu. Ancak taht, büyük Odin meclis salonuna girip boş tahtın üzerine oturuncaya kadar boştu. Starkad koruyucu babasını hemen tanımıştı. Ustası At Kılı Sakal (Hroszharsgrani) büyük tanrı Odin'in ta kendisiydi.

TOPLANTI BAŞLADI VE THOR ŞÖYLE DEDİ:
"Starkad’ın annesi Alfhild çocuğu için baba olarak bir dev seçti, bu yüzden ırkının sonuncusu olarak çocuksuz olacağına karar verdim."

"Sonra Odin, Starkad'a ölümlü insanın üç katı uzunluğunda bir hayat verdiğini söyledi."

Thor şöyle cevap verdi "Onu her yaştan insanın gözünde utanç ve onursuzluk eseri olacak şekilde mahvederim."

Odin bir kerede cevap verdi: "Ona en sağlam zırhı ve en değerli elbiseleri ihsan ediyorum."

"Onu yasaklıyorum" dedi Thor "ne bir ev ne de bir toprak parçası olsun."

"Ben ona altın paylaştırırım ve bolca koyun sürüsü veririm" diye cevapladı Odin.

"O zaman onu asla huzur ve rahatlığın tadını alamayacağı altın ve servet susuzluğuna mahkum ediyorum." dedi Thor.

Odin "Ona cesaret, kahramanlık ve savaşta zafer veririm" dedi.

Thor cevapladı "Yine de her savaşta kemiğe kadar ulaşan bir yara taşımayacak mı?"

İkili karşılıklı devam etti:

"Belki de Skald'ların soylu ilmi onun olacak, belki de koruyucusu için sözler söyleyecek ve sözlerinin her biri bir şarkı olacak."

"Hafızası söylediği her şeyi unutması için lanetlenmeli."

"Erkekler arasında en soylu ve en hayranlık duyulan olarak onurlandırılmalı"

Böylece Thor'un son laneti ağzından çıktı "Ama bütün kabilesi ondan kopacak ve ondan nefret edecek"

Böylece karar verildi ve Odin’in iyi duygularının ve Thor’un kötü duygularının öznesi olan Starkad, uzun ömründe gerçekleştirdiği iyi ve kötü işler hem beğenilen, ayrıcalıklı hem de sevilmeyen biri haline geldi.


TANRI THOR STARKAD'DAN NEFRET EDİYORDU
Gökgürültüsü tanrısı güçlü Thor, Odin'in favorisi olan Starkad'dan nefret ediyordu. Bir keresinde Odin savaşçı Starkad'ın cesaretini onurlandırmak istedi ama Thor ona zarar vermek istedi. Odin genç savaşçıya zenginlik, savaşlarda başarı, sağlamlık, büyük zenginlik ve şairlik gibi büyük beceriler ve birçok nimet verdi. Diğer taraftan Thor tüm bu hediyeleri yalanlıyordu çünkü kasten kahramana zarar vermek istiyordu.

Starkad'ın bu eşsiz muamelesi onun her savaşta ciddi şekilde yaralanmasına, zenginliklerinden asla zevk almamasına, şiirlerinin değer görmemesine ve insanlar tarafından takdir edilmemesine neden oldu.

Starkad genellikle gri saçlı, deforme olmuş ve çok yaşlı olarak tasvir edildi. Hayatı sıradan insanlarınkinden çok daha uzundu. Daha önce onuruyla hizmet ettiği kralı öldürmek de dahil olmak üzere birçok kötü iş yaptı.

"YANLIŞ" KURBAN OLARAK PLANLANAN BİR TRAJEDİ
Gautreks Saga'ya göre, Norveç Kralı Vikar'a yapılan bir Viking saldırısında, filolar kuvvetli rüzgar tarafından ele geçirildi ve bir koyda sığınmak zorunda kaldılar. Kasırga günlerce devam ederken yaptıkları hiçbir dua ve verdikleri hiçbir kurban onlara yardımcı olamadı. Bu olay Odin'in gerçek bir kurban istediğinin bir işaretiydi: Bir insanın hayatı.

Birdenbire, geniş siperlikli şapkası ile At Kılı Sakal (Odin), Starkad'dan önceki gece ortaya çıktı ve ona bir sazlık ve ince bir söğüt dalı verdi. Kahraman, Odin’in isteğini anladı ve ertesi gün Vikar ve danışmanlarına tanrıların saf bir fedakarlık gösterisinden memnun kalacağını söyledi.

Kralın boynuna ince dallar dolanacak, daha sonra onu bir ağacın incecik dalına bağlayacak ve onu sazlarla çevrili şekilde kurban edeceklerdi. Böylece fedakarlık (kurban verme) sağlanacak ve Odin yine onlara olması gerektiği şekilde rüzgârlar gönderecekti.

Vikar bu öneriyi kabul etti ve ritüeller neredeyse gerçekleştiğinde, ağacın ince dalları yukarı doğru fırladı, söğüt dalı bir ip haline geldi ve Starkad'ın krala salladığı saz aniden bir mızrağa döndü ve kurbanın kalbine isabet etti.

Odin'in isteği üzerine düzenlenen basit bir fedakârlık eylemi Kral Vikar’ın cinayeti haline geldi. Bu, Starkad’ın utanç verici işlerinden biriydi. Onun bunu bilerek yaptığını düşünüyorlardı. Ancak İzlanda efsanelerinde bu öldürme eylemi isteyerek gerçekleştirmediği bir olay olarak tasvir edilir.

STARKAD'IN ÖLÜMÜ
Starkad’ın hayatı başarılar, kutsamalar ve suçlarla karmaşık bir hal almıştı.

Ayrıca bazıları çok ciddi olan birçok yara aldı, ancak yaşamı çok uzun sürdüğü için hayatta kalmayı başardı. Ama sonunda o gün gelmişti, bir kahraman bile er ya da geç ölmeliydi.

Snorre Sturluson'un İzlanda krallarında olduğu gibi gerçek kahramanlar gerçek bir ölümü hak ediyordu. Starkad kendi ölümünü kendi ayarlamıştı çünkü antik çağlarda savaşçı olan insanların hastalıktan ölmesi utanç verici bir durum sayılıyordu.

Kendisini öldürecek adamı bularak ona bir çuval para ve kılıcını verdi. Sonra boynunu eğdi ve aldığı ölümcül bir darbe ile hayatı son buldu.

SU RUHU VODYANOİ (VUDAŞ)

Derleyen & Çeviren: A.Kara
A, mitoloji, İskandinav mitolojisi, Slav mitolojisi, Su ruhu Vodyanoi, Vodyanoi, Slav efsaneleri, İskandinav efsaneleri, Suyun ruhu, Kötü ruh, Eski inanışlar, Antik efsaneler,

ANTİK SLAV İNANIŞINDAKİ SU RUHU "VODYANOİ"
Eski inançlarda gizemli ve güçlü ruhlar bölgeleri kontrol ediyorlardı ve şimdikinden daha fazla insani niteliklere sahiplerdi. Tehlike derecesine bağlı olarak kişiler onlara kötü ya da iyi bir nitelik kazandırmıştır.

Doğaüstü güçlerin temsilcilerinden biri suyun ruhu (özü) idi.

Eski Slav inancındaki Vudaş (Vodyanoi) isimli erkek su ruhu, suyu kıskançlıkla koruyan ve ona saygısızlık edenleri affetmeyen bir iblistir. İnanışa göre doğularak öldürüldükten sonra su cinine dönüşen bu varlık suçlu olanları boğabilir veya ciddi şekilde sakat bırakabilirdi. Ayrıca kendi alanına yaklaşanlar ile dalga geçmeyi de seviyordu.

O, sulak alanların koruyucusudur ve suda boğulan insanların ve hayvanların ruhlarını izler.

Bölgeye bağlı olarak çeşitli isimler altında bilinmektedir. Rusya'da, "Vodyanoi" ("Su-Dedesi"), Polonyalı eşdeğeri Wodnik (Vodnik) ve Slavların yaşadığı diğer bölgelerde benzer isimlerle bilinir. Bununla birlikte davranışları, görünüşü ve kökeni oldukça farklıdır.

VODYANOİ GÖRÜNÜMÜNÜ DEĞİŞTİREBİLİR AMA ASLA SEVİMLİ VEYA GÜZEL DEĞİLDİR
Şekil değiştirme ustası Vodyanoi nadiren güzel ve hatta sevimli olarak tasvir edilir. Bazen uzun yeşilimsi veya beyaz sakalı (genellikle ıslak, karışık sakalı), kurbağa yüzlü, uzun saçlı, yaşlı, çıplak bir adam olarak görünür. Diğer kılık değiştirmelerde ise bir hayvan, bir çocuk veya bir cüce olabilmektedir.

Çocukken vücuda göre orantısız şekilde büyük bir kafası vardır. Bazen kocaman ayak parmakları, pençeleri, boynuzları, balık kuyruğu ve insan yüzünde yanan gözleri olan bir yaratıktır. Bazen ise Vodyanoi yosun ve balçık kaplı bir gövdeye sahiptir, hatta yosun kaplı bir balık ve uçan bir ağaç gövdesi gibi göründüğüne dair inanışlar bile mevcuttu.

Sualtı krallığı onun merkezidir. Nehirlerde, göllerde, göletlerde, kuyularda, su birikintilerinde ve değirmenlerin yakınında yaşar ancak deniz suyuyla ilişkili değildir çünkü deniz suyu onun için ölümcül derecede tehlikelidir.

VODYANOİ'NİN KÖTÜ DOĞASI
Bütün su tanrıları yardımsever değildi; birçoğu güçlerini zarar vermek için kullanırdı. Slav su ruhlarından biri olan Vodyanoi'nin aşırı derecede kötü niyetli olduğu biliniyordu ama aynı zamanda yardımsever olduğu da oldu. Denizcilere güvenli seyahat etmeyi garanti etti ve onlara iyi balık avları sağladı. Ancak kızdırılırsa eski balıkçıların da inandığı gibi onları suların altına sürüklüyor ve kurbanlarını dalgalar altındaki kristal meskeninde köle olarak kullanıyordu. Sinirli olduğunda barajları ve su değirmenlerini imha ediyordu.

Bir inanışa göre öğlen vakti veya gece yarısı banyo yapanları bile boğuyordu. Boğulan kurbanların cesetlerinin üzerindeki koyu izlerin şeytani ruhla mücadelelerinden kaynaklanan çürükler olduğuna inanılıyordu.

Boğulan bir bedeni almanın ruhu kızdırdığı düşünülürdü çünkü ganimetini korumak istiyordu. Gün ışığından hoşlanmıyordu ancak bazı inançlara göre köylülerin arasında gezinip onlardan biri gibi davranabilirdi ve gerçek doğası paltosunun sol tarafından akan su ile kolayca açığa çıkardı.

Aksi takdirde suların efendisi Vodyanoi sadece gece boyunca gün boyu ortaya çıkan pusuda gizlenirdi. Suda iken inanılmaz bir güce sahipti ancak karada iken çok zayıftı.

Eski insanlar suda olan biten herşeyin Vodyanoi'nin isteğiyle yapıldığına inanıyordu.

Kaynak: Giants, Monsters and Dragons., Carol Rose (2001), Norton & Company, p. 384. ISBN 9780393322118.

FREYA VE KOCASI ODR

Yazan: A.Kara
A,mitoloji, İskandinav mitolojisi, Freya, Freya ve Odr, Slavların tutkulu tanrıçası, Slav mitolojisi, Slav mitleri, İskandinav efsaneleri, Tanrıça Freya, Freya'nın altın takısı, Brisingamen kolyesi
FREYA VE YAZ GÜNEŞİNİN TANRISI KOCASI ODR

İnanışa göre Freya yaz güneşinin ve tutkunun sembolü olan Odr (Odur) ile evlendi. Odr'i çok seviyordu ve çiftin Hnoss ve Gersemi adlarında iki kızı vardı.

Bu bakire kızlar (isimleri "mücevher" anlamına geliyordu) o kadar güzeldi ki, güzel ve kıymetli olan her şeye isimleri verildi.

Odr onun yanında mutlu bir şekilde kalırken Freya neşeliydi ve gülücükler saçıyordu fakat bu durum uzun sürmedi. Odr ile olan evliliği problemsiz değildi.

Freya hakkında sık sık şunu merak ederdi: Benim için mi giyiniyor yoksa başka bir şey mi var?

Freya'nın Brisingamen Kolyesini almak için cücelerle dört gün dört gece geçirerek ona ihanet ettiğini biliyor muydu?

ODİN VE LOKİ, FREYA'NIN ODR'E İHANET ETTİĞİNİ BİLİYORDU
Freya cücelerle birlikte iken tamamen yalnız değildi. Dışarıda ne yaptığını gören hileci tanrı Loki vardı. Loki onun sevgili kocası Odr'e ihanet ettiğini biliyordu.

Tanrıça evi olan Asgard'a giderken kolyesini boynunun etrafına doluyordu ki daha o kolyesini takana kadar Loki hızlı bir şekilde Freya'nın ihanetini anlatmak için doğrudan Odin'in yanına gitti. Odin, Odr'i bilgilendirdi ama o duyduklarına inanmak istemiyordu.

Odr “Bu yalana yalnızca Loki bana bakmam için kolyeyi getirebilirse inanırım” dedi.
“O kolyeyi benim için al,” diye emretti Odin. Kızgın ve üzgündü ve bir hiddetle yanıyordu. Loki'ye "Onu alana kadar yüzünü bir daha görmek istemiyorum, almadan gelme" dedi.

Bu utanç verici kolyenin gece vaktinden önce getirilmesine karar verdiler.


BRISINGAMEN KOLYESİNİN ÇALINIŞI
Freya’nın büyük salonu Sessrumnir’den içeri girmek kolay değildi bu yüzden Loki kendini sineğe dönüştürmek zorunda kaldı. Freya'nın kızlarının ve hizmet eden hizmetçilerin uykuda olduğundan emin olduktan sonra Freya'nın başucuna uçtu ama Freya uyurken bile kolyesini takıyordu ve kolyeyi çıkarabileceği toka kısmı arkada kalmıştı. Görüş alanı dışındaydı ve ulaşılamıyordu.

Durum böyle olunca bu sefer şekil değiştirici Loki şeklini tekrar değiştirdi ve bu kez bir pireye dönüştü. Freya’nın yanağını ısırınca uyumakta olan tanrıça yan tarafına döndü. Artık kolyenin tokası açıkça görülüyordu. Bu sayede Loki kolyenin tokasını açtı ve Freyja'nın boynundan sessizce çıkardı.
Sonrasında kimsenin onu görmediğinden emin olarak Freya'nın salonundan ayrıldı.

Sabah olduğunda Freya, Brisingamen kolyesinin çalındığını ve onun sevgili kocası Odr'de olduğunu fark etti.

Ağlayıp sızlayarak af dilemek ve pişman olduğunu söylemek için Odr'e bir elçi gönderdi, böylece hatasını itiraf etmiş oldu ve affedilmesi için yalvardı. Fakat artık çok geçti, Odr Asgard'dan ayrılmıştı.

Freya çok üzgündü ve Odin'e gitti.

"Davranışlarım için çok üzgünüm. Bana Odr'in nerede olduğunu söylemelisin ki gidip onu bulup af dileyeyim." dedi. "Odin kafasını salladı ve gitmeden önce Odr'in kendisine söylediklerini ona anlattı."

"Asgard'dan ayrılmaya ve Midgard boyunca dolaşmaya karar verdi. Onu durduracak ya da geri arayacak gücüm yok" dedi.

Freya gözyaşları içinde cevap verdi "Onun peşinden gideceğim ve onu bulup affetmesi için yalvarıncaya kadar dinlenmeyeceğim, mutlu olamayacağım."

"Dilediğin gibi" dedi Odin. "Asgard'daki her şey aptal bir altın zincire verdiğin aptalca değer için seni bağışlayacak"

Akabinde Freya ayrılmadan önce Odin şunları söyledi: "Utancınızı asla unutamayacaksınız, ceza olarak Brisingamen'i boynunuzda taşıyacaksınız. Odr'i bulana ve affını kabul edene kadar onu asla boynundan çıkarmayacaksın."

Freya kolyeyi aldı ve boynuna bağladı.

FREYA KOCASI ODR'İ BULMAYA ÇALIŞIYOR
Freya salonuna geri döndüğünde Asgard'dan ayrılmak için gerekli tüm hazırlıkları yapmaya başladı. Odr'in yokluğu için ağlayıp sızlanacak zaman yoktu, hızlıca onu aramaya başladı.

Odr'i ararken kendisini pek çok isim altında gizlemek zorunda kaldı. Uzun süre Asgard'dan ayrı kalınca özellikle de kardeşi Freyr onu dışarı yolladığı için Odin'i suçladı. Odin Freya'yı geri çağırabilirdi ama yapmak istemedi. Kendince sebepleri vardı.

Odin, Freya ve üzücü deneyimleri sayesinde Midgard halkına aşk, tutku, mutluluk ve acının yollarını öğretmek istedi.

Sonunda Freya dünyanın güneşli ve ılık olan kısmına ulaştı ve Odr'i yaprak dökmeyen ve çiçek açan mersin ağaçlarının altında, çekici ve hoş bir kokusu olduğu bilinen bir yer buldu. Freya'ya olan sevgisi geri gelmişti ve Freya tekrar mutlu olmuştu. O ve kocası hayatlarını mutluluk içinde sürdürmek için evlerine geri dönmüştü.

Araştırmacılara göre bazı insanlar bu efsaneye göre çiçeklerin açtığı mersinlerin hoş atmosferi Odr'in Freya'ya olan sevgisini yeniden kazanmasına yardımcı olduğuna inanmıştı. Bu nedenle kuzeydeki gelinler şu an bile tıpkı bu efsanede olduğu gibi popüler olan geleneksel turuncu çelengi tercih ederek onu mersin çiçekleri ile donatırlar.