HABERLER
Dini Haber
MT etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
MT etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

ÖZ SAVUNMA VE DİN

MT, din, Öz savunma, Kişilik hakları, Doğuştan gelen haklar, Özgürlük, Dinlerin baskısı, İnsan hakları, Yobaz baskısı, Dindarların diğer insanlara baskısı, Pedofili, Barbar Arap kültürü,
Mrb değerli insanlar!
Açık bir şekilde bildiriyorum!
Bir insan olarak buna yükümlü olduğumu düşünüyorum.
Gericilerin bazı yerlerde müzik, sanat, standlarına saldırıları, laik ve seküler yaşayan gençlerimize fiziksel saldırıları kabul edilemez!
Doğuştan hak olan,
Öz savunma temelinde insan haklarını savunan sosyal örgütlenmeye ihtiyaç olduğunu düşünüyorum!
  1. Ülkenin her tarafında din, dil,etnik köken olmaksızın yaşadığımız her yerde örgütlenelim! İnsanlık adına! 
  2. Sosyal medyada bu tür gericileri ifşa edip görüntülü veya yazılı haberleşme yoluyla rezil edelim!
  3. Birey doğuştan ölümüne kadar Özgürdür, bu hakkı öz savunma ile karuyalım!
  4. Bugün olmazsa yarın hiç olmaz! O yüzden tüm çevremizi bu tür baskılara karşı insani bir hak olan öz savunma ile eğitip koruyalım!
  5. Hiç bir dinin toplumsal ve bireysel özgürlükleri baskı altına almaya hakkı yoktur! O yüzden yapılması olağan şeyler,
  6. Hangi mahallede çocuklara taciz ediliyorsa o mahallede camiye gidilmeyecek, taa ki o ırz düşmanı pedofili suçlarını işleyenler cezalandırılana kadar! En başta o mahallenin imamı bunu öğrenecek! Örnek vermek gerekirse 500 yıl önce kilise papazına toplum şunu dayattı "Ya insan gibi yaşayacağız yada kilisenize gelmiyoruz!" Kazandılar! İnsanlık kazandı! 
  7. Bugün bunlar olmazsa yarın çok geç olabilir! Hepimiz , geleceğimiz, çocuklarımız, yaşamımız, sanatımız, öğrencilerimiz, müziğimiz, Özgür yaşam hakkımız, ailelerimiz, bu körelmiş insanlık düşmanı, karanlık zihniyetin kölesi olmadan yaşayabiliriz! 
  8. Cehaletin örgütlenmiş hali tehlikelidir! Gördüğümüz her yerde bakışlarımızla bunlara; Benim (insan hakları) özgür yaşam hakkıma dokunamazsın demeliyiz. Aksi takdirde öz savunma hakkımızla geldiği yere savururuz! 
  9. Yöntem; aslında uygulanabilir! Tüm mahallelerde öz savunma sayfaları Twitter, fb, vb ve WhatsApp gurupları, bu guruplar kadın erkek ayrımı olmaksızın. 
  10. Tüm dini bütün değerli büyüklerimizin (anne baba, amca dayı) mahalle içinde sözü geçen iyi kalpli insanların, camilerde bunu dile getirmelerini sağlamalıyız! 
Son olarak, bu örgütlenmenin ulusal alandan uluslararası çevrelerle (biraz zaman ister) ve dünyadaki bütün insanlığı korumakta kararlı çevreler ile bu duruşu sergilediğimizi belirtmek istiyoruz!

Batı çağdaş medeniyeti bizim topraklardan geçti ve bugün Avrupa, Amerika, Hint boyları bu medeniyeti yaşıyor!

Arap köle kültürünü dayatan gericiler şunu iyi bilsin;
Dünyaya inancı, yaşam hakkına saygıyı, sosyaliteyi, bilimi, ilimi, ticareti, öz savunmayı öğreten Anadolu ve Mezopotamyadır. Sonradan inşa edilmiş Arap barbar kültürü insanlığı sadece karanlığa ve geriye götürür!
  1. Her insan, inanç bakımından Özgürdür! Fakat inancı gereği olduğunu düşündüğü bir başkasına, yasak ve dayatmalar kabul edilemez! Yanlış inanıyor ! 
  2. Global Kültür ve yerel kültür hiç bir İnancın kıskacında olamaz, kabul edilemez!
  3. İnsan gibi yaşamakta ısrar ediyor, Araplaşmayı dayatanlara öz savunma ile cevap veriyoruz! 
Ve Yeni yıla saatler kala bu yazıyı yazarken her bir bireyin Yen'i yılını kutluyorum. Bundan sonraki süreçte zorda olan bir varlığın ümitsizliğe kapılmasına neden olan tüm gerici dayatmalara boyun eğmeden öz savunma ile haklı duruşumuzu sergileyeceğiz!

Kafanızı yormayın ve artık Tanrı'ya dua etmiyorum! Mucize beklemiyorum! Kendime dua ediyorum ve Tüm dualarımı kabul ediyorum!
En içten duygularımla Yeni ve zorlu yılınızı kutlar! Öz savunma dolu bir hayat diliyorum!
Sevgi ve Barış olan Yeni yıl dileklerine öz savunmayı ekliyorum!
Yeni yılınız öz savunmalı olsun!

Yazan: Metin T.

ÖLÜM, RUH VE DİN

MT, din, Ölüm, Ruh, Ölüm ruh ve din, Dünya boştur, Ölüm korkusu, İnsan gibi yaşamak, İlk hücre, Yaratılış, Ölüm sonrası, Ölen insan, Ölünce sen olmayacaksın, Dünyayı sev, Ahiret korkusu,
"Dünya boştur" bu sözü çok kullanırım bazen merak eden çevreme izah ederim, bu konular aslında ne demek istediğimi anlatıyor. Dikkat ederseniz ölüm korkusu çok fazla dincilerde vardır ve insanları korkuturlar. Sanki çok korkunç bir şeyi, devasa bir şekilde anlatırlar. Ben izlerken hayret ediyorum tam bir tiyatro! Dinlerin kullandığı en muhteşem yoldur. Kullandıkları şehitlik ve bazı kutsallık atfeden kelimeler var onları bir ara ayrıca yazarız!

"Dünya boştur" sözüne alternatif, hayatı güzel kılarak boşluğu doldurmamız gerektiğini düşünüyorum! Güzel düşünen tüm insanları ayrıca selamlıyorum!

Değerli okuyucular.
Şimdi bir kaç bağlantı kuralım.

İnsan et ve kemikten yapılmış, doğal haliyle zamanla yıpranan bir canlıdır. Bazı özel durumlar hariç doğumdan ölümüne kadar kendisinde bulunan mekanizma hareket eder. Akılda bunlardan birisi. Bu bireyin doğal hayatı gereğidir yani öyle çok ahım şahım bir şeyde değildir!

"Özene bezene yaratmış"
Güzel bir sözdür sadece! İlk hücrenin günümüze gelen şekli ve zamanla gelişen davranışlarıdır!

Örneğin korku nasıl anlatılır?
Genelde kullanılan yöntem, hayal edilen bir cismin (soyut varlıklar) hareket hali ile canlandırılır ve karşıya gene bu yolla aktarılır!

En fazla ruh benzetmesi vardır , ve ruhun yeniden canlandığı fikri sadece korku yayma amacıdır! Aslında ölünce ruhumuzda beraber ölüyor çünkü beynin elektrik akımı duruyor.

Şöyle, kalp atışlarından pompalanan kanın beyne gitmesiyle beyin mekanizması devreye girer. Ve düşünme gerçekleşir orada bir insan sınırsız düşünebilir, ölüm'ü bile ;) . Ve bu korkuyu vücut ekseninde hissedebilir bir insan. Doğaldır.

Çünkü hareket etmekte olan bir mekanizma var!
Ve bu mekanizma ilk hücreden bu yana hep öyle devam etmiş, milyon yıl öncesine inebiliriz, eğer izin verseler bir kaç milyon yıl daha gidebilir. Neyse.

Kalp atışı olmayan birinde beyin düşünebilir mi? Yok.
Korku hissi insanın en zayıf halkasıdır, ölüm gerçeği olunca! Ve sonrası dinlerin maceraları, tew Le le...

Sadece endişelenmenize gerek yok, ölüm olunca sen olmayacaksın! Yani düşünme sorunun yok çünkü kalp çalışmaz, düşünmeni sağlayan beyin mekanizması otomatik olarak yok! Hissetmek YOK, düşünsene bizim cami imamı ölünce kim cesedine bakar? Yok.

Kişi ölünce milyonlarca yıl olduğu gibi o toprakla birleşir. Vücudun tüm organları toprağa besin kaynağıdır. Kemikler biraz kalıyor tabi! Ve milyonlarca yıl yoktuk bir kaç milyon yıl daha olmayacağız fakat o ilk hücre doğası gereği yaşayacak.

Şimdi insan gibi yaşamak zorunda olduğumuzu düşünüyorum!
Yaşamak ve yaşamı güzel kılmak bizim elimizde, eğer bizler bu doğanın bir parçasıysak ki öyleyiz. Doğada olan tüm varlıklar gibi bizlerde insan olarak tüm insani yaşam haklarıyla birlikte içinde bulunduğumuz zamanda yaşamalı ve yaşatmalıyız! Ahiret baskısına gerek duymadan, bu dünyayı sevebilmeliyiz!

O yüzden yaşadığımız her anın çok değerli olduğunu bilmeli ve en güzel şekilde nasıl yaşanıyorsa öyle yaşamalıyız!

Ahiret korkusu,
Din korkusu gereksizdir!
Güzel yaşamak sanattır!
Eğer bir Tanrı varsa, o da cesaretli ve akıllı olunmasını tercih eder!!
"Dünya boştur"

Yazan: Metin T.

DİN VE ÇOCUK

Eminim herkes çocukları çok sever ve aynı zamanda topluma yararlı ve akıllı yetişmesini ister. Tabi dinlerde çocukları çok sever, Tanrıya ve onun belirlediği aile tablosuna hazırlamak için, epey yardımcı olurlar. Ama hangi Tanrı'ya? Kendi yarattıkları ve çıkarlarını düşünen bir Tanrı olabilir-mi?

Çevremizde daha küçük yaşta çocuklarının dini eğitim görmesini isteyen bazı inançlı insanlar vardır. Ben genelde Hristiyan dini inancına sahip insanlarda bu durumlara şahit oldum. Ama İslam dünyasından da öğrendiğim aynıydı, hatta daha baskındı. Bu o insanların sosyal,ekonomik,tarihi, coğrafi durumları ile ele alınabilir. Hepsi aynı efendiye köle yetiştirmek üzere yol alırlar. Fakat, karşılaştırma yapmaya gerek duymadan şöyle devam etmek istiyorum. Dünya çağdaş medeniyetinde çocuğa dini eğitim verme ve uygulatma bireyseldir. Dini Baskı yoktur. Okullardaki din dersi mecburi değildir.

Örneğin bir çok sığınmacı Müslüman aileler de bu çağdaş medeniyet de, bu haktan yararlanıyor. Bulunduğu farklı dine mensup olan ülkenin okullarında o yerin dinini öğrenmesini istemez ve din dersini boş bırakır. Ve o toplumla din bağı olmaksızın birlikte yaşaması için gereken normlar, kültürel ve insan hakları garanti altına alınmıştır. Bu ülkelerde de inançlı (Hristiyan) bazı kesimler hala çocuklarından dini takip etmelerini isterler, anlatırlar, ama asla baskı uygulamazlar çünkü o da suçtur. İnsan hakları gereği çocuğa psikolojik baskı yapılamaz, evrensel çocuk haklarına aykırıdır.

Bak çocuğum "Bu günahtır tanrı seni cehennemde yakar" demek bile ruhsal bir baskıdır. Hiç bir vicdan, dini bir baskı ile kendi çocuğunu ruhsal köleliğe hapsedemez, çocuğun aklı almaz. Psikolojiktir, ruhsal bozukluklar yaşar. Yazıktır günahtır. Günümüzdeki bazı inanç (İslam gibi) türlerinde çocuklara baskı vardır. Bunu topluma dayatan hakim güç yanlıştır, hele birde, bunu bir dinin önderinin (peygamber) dayatması imkansızdır. Yazan da yanlış inanan da, söyleyen de, söyleten de. Çocuğun haklarını korumak o önderin de görevidir ve mecburidir. Bir söz vardır. "En az 3000 yıllık tarihe gidemeyen bir akıl daha kendini tamamlayamamıştır" Tew le le! Burada anne önemli rol oynar, annenin eğitimi önemlidir. Anadil, ana vatan, kavramları anaerkil toplumlardan günümüze gelmiştir. Yani bizlere tarihten bu yana egemen güçlerden ulaşan bilgi ve sahi olduğu belirtilen emirlerin esas olarak kime hizmet ettiği kapsamlı bir şekilde sorgulanabilir!

Toplum gerçeği dayatmadıkça o politika dinler tarafından özellikle çocuklar üzerinden nesilden nesile sürer gider. O yüzden sadece "inan ve ibadet et" diyenler tarafından yazıldığı ve çizildiği bazı toplumsal dayatmaları bir çocuğa anlatırken veya dayatırken dikkatli olmalıyız. Yönetim dayatıyor zaten. Bizlerin de sorgulamadan sessiz kalarak o yönetime destek verdiğimizi hatırlatırım. O yüzden yanlış inanmaktansa vicdani kısım daha güçlü olmalıdır. Yanlış inanmak bunu geleceğe bulaştırmaktır. Korku dolu bir filmi düşün, Tv'lerde bazen görürüz şiddet ve korku barındıran filmler belli bir yaş gurubuna önerilir. Bunu önermeleri neden zannediyorsunuz? Korku hissi insan aklının belli bir yaşa kadar karşılaşmaması gereken bir histir. Yani tespitlidir. Uzmanların yaptığı çalışmaların sonucudur. Bunu soyut bir varlık (Tanrı) üzerinden tartışmaya açarsak psikolojik bölüme giriyor, hiç bir çocuğa yetişkin olmayana kadar hiç bir dini inanç, soyut varlıklara mecburi itaat, gibi dini ruhsal baskılar uygulanamaz. Çocuk kendisi öğrenir. Bazı bölümlerde (hadis ve ayet) dayaktan falan bahsediyor, inanın insanlık karşıtıdır. Artık bir şekilde insanlık doğru olanı bulmuştur, çocuk ile din bir araya gelmemelidir. İnançlı insanlar bu doğrultuda medeniyet ile çatışmadan kendini geliştirmeye açmalıdır.
Cehaletin dayatmaları geleceğimize yön veremez!

Yazan: Metin T.