HABERLER
Dini Haber
Talmud etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Talmud etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

GÜNEŞİN BATIDAN DOĞMASI HADİSİ VE TALMUD'DAKİ YERİ

Dfxmed, Kıyamet alametleri, Güneşin batıdan doğması, Talmud, Kur'an, Talmud'da güneşin batıdan doğması, Sahih-i Buhari, Sünen-i İbni Mace, din, islamiyet, yahudilik, Güneşin batıdan doğunca, din,
BİR KIYAMET ALAMETİ HADİSİ VE TALMUD'DAKİ KÖKENİ “GÜNEŞ BATIDAN DOĞUNCAYA KADAR KIYAMET KOPMAZ. GÜNEŞ BATIDAN DOĞDUĞU ZAMAN, İNSANLARIN HEPSİ ONU GÖRÜRLER DE TOPTAN HEPSİ İMAN EDERLER."

"İşte bu, ‘…Rabb’inin ayetlerinden biri geldiği gün, daha evvelden iman etmiş veya imanından bir hayır kazanmış olmayan hiçbir kimseye (o günkü) imanı asla fayda vermez…’ (En’am, 6/158) olduğu zamandır. Muhakkak ki, kıyamet şüphesiz kopacaktır..." (Sahih-i Buhari, XIV/6426)
"GÜNEŞ BATTIĞI YERDEN DOĞMADIKÇA KIYAMET KOPMAYACAKTIR. İnsanlar onu gördükleri zaman yeryüzünde bulunanlar iman ederler." (Sünen-i İbni Mace, IX/4362)
....................
Babil Talmudu Sanhedrin 108b:
“After seven days” [Gen. 7:4, 10] - in these seven days the Holy One changed the order of the creation and the sun was rising in the west and setting in the east.—Talmud Sanhedrin, Fol. 108b:
Türkçe: Yedi gün sonra [Tevrat Yaratılış 7:4 ve 7:10] Bu yedi günde, Kutsal Olan (Tanrı) yaratılışın düzenini değiştirdi ve güneş batıdan doğuyor,doğudan batıyordu.
Not: Yaratılış 7. bölümdeki Nuh Tufanı'ndan 7 gün önceyi anlatıyor ayetler..
....................
Not: Yaratılış 7:1-10'u anlamanız için alıntılayayım:
RAB Nuh'a, "Bütün ailenle birlikte gemiye bin" dedi, "Çünkü bu kuşak içinde yalnız seni doğru buldum.
2-3 Yeryüzünde soyları tükenmesin diye yanına temiz sayılan hayvanlardan erkek ve dişi olmak üzere yedişer çift, kirli sayılan hayvanlardan ikişer çift, kuşlardan yedişer çift al.
4 Çünkü yedi gün sonra yeryüzüne kırk gün kırk gece yağmur yağdıracağım. Yarattığım her canlıyı yeryüzünden silip atacağım."
5 Nuh RAB'bin bütün buyruklarını yerine getirdi.
6 Yeryüzünde tufan koptuğu zaman Nuh altı yüz yaşındaydı.
7 Nuh, oğulları, karısı, gelinleri tufandan kurtulmak için hep birlikte gemiye bindiler.
8-9 Tanrı'nın Nuh'a buyurduğu gibi temiz ve kirli sayılan her tür hayvan, kuş ve sürüngenden erkek ve dişi olmak üzere birer çift Nuh'a gelip gemiye bindiler.
10 Yedi gün sonra tufan koptu.

Kaynaklar: Babil Talmudu Yaratılış 7:4/7:10, En'am Suresi 6/158, Sahih-i Buhari XIV/6426, Sünen-i İbni Mace XI/4362
Yazan: Higher Criticism

İNGİLİZCE TALMUD


Yahudilerin kutsal kitaplarından biri olan Talmud'u pdf olarak paylaşmak istedim. Türkçe'sini maalesef bulamadım, İngilizce bilen arkadaşlar, bu ingilizce Talmud'u indirebilirler. Özellikle din konusunda araştırmalar yapanlar veya ilahi sayılan kitaplara merak besleyenler okumayı tercih edebilirler. Talmud'u okumak veya indirmek aşağıdaki resme tıklayabilirsiniz.

Babil Talmudu, İngilizce Talmud, kutsal kitap pdf, Kutsal sayılan kitaplar, Pdf kitap, pdf kitap indir, Talmud, Talmud indir, Talmud pdf, Yahudilerin kutsal kitapları, Yahudilerin Talmud'u,

ŞEYTANLARIN GÖKYÜZÜNÜ DİNLEMESİ VE YILDIZ KAYMASI

HC, din, Süleyman'ın İncili, Babil Talmudu, Talmud, Luka İncili, Şeytanların gökyüzünü dinlemesi, Şeytan, Allah'ın şeytanları kovmak için yıldız kaydırması, islamiyet, yahudilik, ŞEYTANLARIN (DEMONLARIN) GÖKYÜZÜNÜ DİNLEMESİ VE YILDIZ KAYMASI (TESTAMENT OF SOLOMON, TALMUD VE KURAN METNİ ÖRNEKLERİ)


37. Sure (Saffat Suresi ) 6-10 – Elmalılı Meali
6 - Gerçekten biz dünya göğünü (o yakın göğü) bir ziynetle, yıldızlarla süsledik.
7 - Onu her inatçı şeytandan koruduk.
8 - Onlar yüksek (melekler) topluluğunu dinleyemezler. Her taraftan kovulup atılırlar.
9 - Uzaklaştırılırlar. Onlara ardı arkası kesilmez bir azab vardır.
10 - Ancak kulak hırsızlığı yapanlar olur. Onu da yakıcı bir alev takip eder.

67. Sure (Mülk Suresi) 5. Ayet (Elmalılı Meali)
5 - Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle donattık ve onları, şeytanlar için taşlamalar yaptık. Ve onlar için alevli ateş azabını hazırladık.

Bu 2 surede gördüğümüz şudur: Yıldızlar arasında dolaşan şeytanlar yüksek melekler topluluğunu dinlemeye çalışıyorlar fakat Allah yıldızları şeytanlara atılan bir taş olarak tayin edip onları oradan uzaklaştırıyor. Şeytanlar burada kulak hırsızlığı yapmak istiyorlar belli ki meleklerin Allah’tan öğrendiği bazı mesajları hükümleri duymak için uğraşıyorlar ama bizim yıldız kayması dediğimiz olayla oradan uzaklaştırılıyorlar. Burada bu konuyu anlamak için 1 ila 3./5 yüzyıl arasına tarihlendirilmiş ( belli ki bir Hristiyan tarafından düzenlenmiş çünkü içinde İsa ile ilgili öğeler var ) fakat 1. yüzyıl Filistin Yahudi geleneğinden de materyaller barındıran Testament Of Solomon (Süleyman’ın Antlaşması) adlı Pseudo Biblical ( Sözde Kutsal Kitap) metnine değinmeliyiz.

O metinin bizi ilgilendiren kısımlarını İngilizce’den Türkçeye çevirdim. Kontrol etmek isteyenler kaynakları inceleyebilir.

Süleyman Ahti (Testament Of Solomon)
110 - Ve işte, o günlerde iyice yaşlanmış işçilerden biri kendisini benim önüme atarak şöyle dedi: ‘’Kral Süleyman, acı bana çünkü ben yaşlıyım.’’ Bu yüzden ona kalkmasını emrettim.(Kral Süleyman emrediyor) Ona şöyle dedim : ‘’ Söyle bana, yaşlı adam, her ne istiyorsan.’’ O şöyle cevap verdi. ‘’ Sana yalvarıyorum Kralım, sadece bir oğlum var ve o beni aşağılayıp dövüyor ve beni acı verici bir ölümle tehdit ediyor. Bu yüzden, sana yalvarıyorum bunun intikamını al.’’

111- Ben Süleyman, bunları duyunca ve onun yaşına bakınca bir acıma hissettim ve çocuğun bana getirilmesini emrettim. Bana getirildiğinde onun hakkında babasının anlattıklarının doğru olup olmadığını ona sordum. Genç(çocuk) şöyle cevap verdi: ‘’ Ellerimle babamı dövecek kadar delirmedim. Bana nazik davran Kralım. Çünkü böyle bir saygısızlığı yapmaya cesaret etmedim. Zavallı biriyim ben.’’ Ben Süleyman gençten bunları duyunca yaşlı adama bu konuyu bir daha düşünmesini tavsiye ettim ve oğlunun özrünü/savunmasını kabul etmesini istedim. Fakat adam bunu kabul etmek istemediğini söyledi bunun yerine onun(oğlunun) ölmesini istedi. Adam bunu söylediği için bende genç hakkında kararımı vermek üzereydim ki Cinlerden (Demon) Ornias’ın güldüğünü gördüm. Cinlerin benim önümde gülmesi beni çok sinirlendiriyordu ve adamlarıma Ornias’ı yargımın önüne getirmelerini ve diğer herkesi çıkarmalarını söyledim. Ornias önüme getirildiğinde ona şöyle dedim. ‘’Kovulmuş olan, niye bana bakıp gülüyorsun?’’ Cin şu cevabı verdi: ‘’Yapmayınız Kralım, ben size bakarak gülmedim ki ben kötü bahtlı bu yaşlı adama ve zavallı oğluna güldüm. Çünkü 3 gün sonra bu adamın oğlu zamansız bir şekilde ölecek ve şuna da bir bak bu adam oğlunun çirkin bir şekilde ölmesini arzuluyor:’’

112- Ben Süleyman bunu duyunca cine şöyle dedim : ‘’ Bu söylediğin doğru mu?’’ Ornias şöyle cevap verdi: ‘’ Doğru, Ey Kralım! ‘’. Bunu duyduğum anda görevlilere cini götürmelerini ve adam ile oğlunu geri önüme getirmelerini emrettim. Onlara tekrar barışmalarını emrettim ve onlara yiyecek verdim. Daha sonra yaşlı adama 3 gün sonra oğlunu yine önüme getirmesini söyledim ve dedim ki ‘’Ona bakacağım .‘’ Onlar da bana selam verip huzurumdan ayrıldılar.

113- Onlar gittiğinde Ornias’ın önüme getirilmesini emrettim ve ona dedim ki: ‘’Söyle bana , bunu(çocuğun ölüm zamanını) nasıl bilebilirsin?’’ Ornias cevap verdi: ‘’ Biz cinler gök kubbeye çıkar yıldızların arasında dolaşırız. Orada insanların ruhları üzerine verilen (ilahi) kararları duyarız sonra derhal geri gelip, etkileyerek veya zorla; ateşle, kılıçla veya bazı kazalarla cinayetimizi gizleriz; eğer insanlar bu şekilde zamansız bir kaza veya zorbalıkla ölmezlerse biz cinler kendimizi insanlara görünecek ve kendimize taptıracak şekle dönüştürürüz.

114- Bu yüzden ben Süleyman, Tanrı’yı yücelttim ve cine tekrar sordum: ‘’Siz cinler olarak nasıl göğe (ingilizce: heaven) yükselip yıldızlar ve meleklerin arasına karışıyorsunuz?’’ Ornias cevapladı: ‘’Gökte işler nasıl tamamlanıyorsa yerde de her şey böyle tamamlanıyor.Bu yüzden orada da Prenslikler, Yöneticiler, Dünya Önderleri var.(Melek sınıfları dünyasal konumlara benzetiliyor.) Biz cinler gökyüzünün etrafında dolaşırız ve göksel varlıkların (meleklerin) seslerini duyarız tüm güçleri araştırırız. Sonunda üzerinde duracağımız veya dinleneceğimiz bir zemin olmadığı için gücümüzü kaybederiz ve ağaçlardan yaprakların düşmesi gibi oradan düşeriz. İnsanlar bizi gördüklerinde yıldızların düştüğünü (kaydığını) düşünür fakat gerçekte böyle değildir. Ey Kralım! Biz zayıflığımız yüzünden düşeriz, tutunacağımız bir yer olmadığı için gecenin derinliğinde ve aniden gökten yıldırımlar gibi düşeriz. (Bkz: İncil Luka 10:18- İsa onlara şöyle dedi: “Şeytan’ın gökten yıldırım gibi düştüğünü gördüm.) Şehirleri ateşe verir ve tarlaları yakarız.(Şimşekler gibi yani.) Bu yüzden yıldızlar göklerde güneş ve ay gibi sağlam temellere sahiptirler. ''

Arkadaşlar gördüğünüz gibi 2 metnin ortak noktaları şeytanların, cinlerin, iblislerin ya da düşmüş meleklerin her ne dersek diyelim göklere bir şeyleri öğrenmek için çıktıkları ve oradan yıldızlar ile veya güçleri yetmedikleri için dünyaya geri yollandıklarıdır. Süleyman Ahti'nde (Testament Of Solomon) gerçekte yıldızlar değil şeytanlar düşüyorken Kuran’da yıldızların şeytanlara atılan birer taş olmaları vasıtasıyla bu olay gerçekleşiyor. Kuran’da şeytana ‘’kovulmuş şeytan’’ (Kuran: Nahl 98 / eş şeytâni er racîmi : taşlanmış (kovulmuş) şeytan) dendiğini ve bunun Euzu Besmele’de kullanıldığını da biliyoruz . Bu metinde de aynı ifade var.

Şeytanların gökteki kararları dinlemesi motifi Talmud’ta da mevcuttur. Aşmoday adlı şeytanın Kutsal Yasaları öğrenmek için her gün göksel okula gittiği, aynı şekilde yeryüzündeki okula da katıldığı (kılık değiştirerek olsa gerek) bu şekilde de geleceğin bilgisine sahip olduğu söyleniyor. (Babil Talmudu, Gittin 68a)

Diğer bir Talmud pasajında şeytanların da tıpkı baş melekler gibi ne olacağını bildikleri söyleniyor ve bunun üzerine şu itiraz yapılıyor: "Bunu söyleyemezsin. Melekler bile geleceği bilemez , şeytanlar tıpkı melekler gibi ,Tanrı ,geleceğe dair bir şeyi bilinir kıldığında adeta bir perdenin arkasından görüyormuş gibi geleceği görebilirler."
(Babil Talmudu, Hagiga 16a)

Gördüğünüz gibi Hagiga pasajındaki ilk görüşe yapılan itirazda (önce bir görüş "bilebilirler" diyor), "şeytanlar da melekler de geleceği bilemez" deniyor ve ekleniyor "ancak Tanrı bir şeyi bilinir kılmaya başladığı anda onu bir perde veya örtünün arkasından dinliyor veya görür gibi bilebilirler."

Bütün bu pasajlardan yani Yahudi-Hristiyan geleneğinden Kuran’da yer alan ifadenin "şeytanların/cinlerin/iblislerin/düşmüş meleklerin geleceği bilme arzusu" hakkında olduğunu ve buna Tanrı tarafından izin verilmediğini (yıldızlarla veya güçleri yetmedikleri için) görüyoruz.

Kaynak:
Testament Of Solomon (Süleyman'ın Ahti) - F.C. Conybeare Translation
Talmud Gittin 68a, Hagiga 16a

Çeviren-Yazan: Higher Criticism

KURAN VE TALMUD'DA İSRAİLOĞULLARI’INA VERİLEN EMİR SORUNSALI

HC, din, yahudilik, islamiyet, Maide suresi,Maide 32,Maide 32.ayet,Mişna,Talmud,İsrailoğullarına verilen emir,Maide suresi ve İsrailoğullarıMusevilerin kitabı Talmud, musevilik,
Öncelikle arkadaşlar bu yazı için bir sunuş açıklaması gerekiyor. Ön bilgi olmadan bazı konular size yabancı gelebilir. Biliyorsunuz İslam dininin inananlarına göre Tevrat(İbranice: Tora) ve İncil ya da Hristiyanların adlandırmasıyla söylersek Eski Antlaşma(Yahudiler eski antlaşma demezler TaNaH derler) ve Yeni Antlaşma değiştirilmiştir. Müslümanlar bu metinlerin içinde Kuran'a uyan kısımların değiştirilmemiş olabileceğini kabul etmekle birlikte kitapların ana mesajının ilk orijinal halinden uzaklaştığını kabul ederler.

Yahudilik’in ana kaynağı Tevrat’tır. Sonra Nevim (Peygamberler ) ve Ketuvim( Yazılar) adı verilen ve Tevrat, Neviim ve Ketuvim’in baş harflerinden türetilen ve Tevrat’ı da içeren TaNaKh veya Tanah denilen külliyata inanırlar.Oysaki biliyorsunuz Yahudilik içinde tek kaynak bu külliyat değildir. Ms 2-3 yüzyılda yazıldığı kabul edilen ve büyük hahamların TaNaH hakkında görüşlerini ve dini fıkıh kurallarını içeren Mişna’ya da inanırlar. Mişna’yı içeren ve onu yorumlayan Gemara ise kabul edildiği kadarıyla 5. yüzyılda veya 6. yüzyılda tamamlanmış ve Babil Talmud’u adında toplanmıştır. Bir başka Talmud ve Gemara denemesi ise Kudüs Talmud’u adında Babil Talmud’undan önce yazılmış olan külliyattır ama daha uzun olan ve Yahudilerce daha çok kabul edilen Babil Talmud’u olmuştur.

Kuran’ı Kerim Maide Suresi’nin 32. ayetinde çok garip bir ifade yer almaktadır. Önce Maide Suresi 32. Ayet’i Diyanet İşleri Meali ile alıntılayalım:

Maide 32- ‘’ Bundan dolayı İsrailoğullarına (Kitap’ta) şunu yazdık: “Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüştür. Her kim de birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa, sanki bütün insanları yaşatmıştır. Andolsun ki, onlara resûllerimiz apaçık deliller (mucize ve âyetler) getirdiler. Ama onlardan birçoğu bundan sonra da (hâlâ) yeryüzünde aşırı gitmektedir.’’

Bu ayete göre Allah İsrailoğulları’na çok önemli ve kilit sayılabilecek bir emir vermiştir. Peki ‘’Bundan dolayı’’ denmesinin nedeni nedir? Bunu anlamak için Maide Suresi’nin 32. ayetinde yer alan bu emrin gerekçesini bağlamıyla öğrenmemiz gerekiyor. Bunun için 27 ile 31. ayetleri dikkatle okumalıyız:

Maide 27-31 ‘’ (Ey Muhammed!) Onlara, Adem'in iki oğlunun haberini gerçek olarak oku. Hani ikisi de birer kurban sunmuşlardı da, birinden kabul edilmiş, ötekinden kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen, "Andolsun seni mutlaka öldüreceğim" demişti. Öteki, "Allah ancak kendisine karşı gelmekten sakınanlardan kabul eder" demişti. "Andolsun! Sen beni öldürmek için elini bana uzatsan da ben seni öldürmek için sana elimi uzatacak değilim. Çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım." "Ben istiyorum ki, sen benim günahımı da, kendi günahını da yüklenip cehennemliklerden olasın. İşte bu zalimlerin cezasıdır." Derken nefsi onu kardeşini öldürmeye itti de (nefsine uyarak) onu öldürdü ve böylece ziyan edenlerden oldu. Nihayet Allah, ona kardeşinin ölmüş cesedini nasıl örtüp gizleyeceğini göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. "Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini örtmekten aciz miyim ben?" dedi. Artık pişmanlık duyanlardan olmuştu.’’

Yani Kuran’ı Kerim’e göre Maide 32’nin gerekçesi, ondan önce yer alan 5 ayetin anlattığı ,Kabil ile Habil hikayesinden çıkmaktadır. Buna göre Kabil ya da Adem’in 2 oğlundan kötü olanı kardeşini haksız yere öldürmüş ve Maide 32’den anladığımız kadarıyla o sadece kardeşini değil tüm insanları öldürmüş gibi olmuştu. Bu da İsrailoğulları’na bir ders /kıssadan hisse mahiyetinde yazılmıştı.

Peki hepiniz merak ediyor olmalısınız. Bunun başta sunuş kısmında anlattığımız başlıkta da yazdığımız Mişna ya da Talmud’la ne ilgisi olabilir? Şöyle ki Müslümanlar veya Kuran ,Talmud denen bir külliyatı tanımamaktadır. Böyle bir külliyatın kutsal olduğuna inanmamaktadır. Buna rağmen o kadar ilginç bir şey ortaya çıkmaktadır ki Maide Suresi 32. ayette yer alan ‘’İsraloğulları’na (Kitap’ta) şunu yazdık’’ ifadesi sadece Mişna’da ya da Talmud’ta karşılığını bulmaktadır.Çünkü bugün hem internet yoluyla hem satın alarak okuyabileceğiniz Tevrat metnine bakarsanız, ne Maide 32’deki ifadeyi ne de benzerini görebilirsiniz. Kabil ile Habil hikayesi Tevrat’ın Yaratılış Kitabı 4. Bölüm’de anlatılmaktadır fakat Kuran’ın bu hikayeden sonra verdiği mesaj Tevrat’ta yoktur. Bu mesaj İsrailoğulları’na ait bir kitapta yazmaktadır ama bu en erken Mişna’da yazılı karşılığı bulunur. Mişna’nın Sanhedrin Bölümü 4:5’e bakarsak özetle şöyle denmektedir:

Mişna Sanhedrin 4:5
"Yaratılış Kitabı 4:10’da ‘’Habil’in kanı topraktan bana sesleniyor.’’ İfadesi yer alır oysa İbranice orijinal metinde ‘’kanı ‘’ değil ‘’kanları’’ denmektedir.(Türkçe Tevrat metninde de ifade tekildir ama gerçekte İbranice metinde ‘’kanlar denmektedir.) Bunun nedeni Kabil’in kardeşi Habil’i öldürerek sadece kardeşini değil, onun potansiyel çocuklarını da öldürmüş olmasıdır. Bu ayetin başka bir tefsiri/açıklaması da şudur :Habil’in kanları öldürüldüğünde ağaçlara ve taşlara sıçramıştır, bu yüzden Tevrat’ta bu çoğul ifade kullanılmıştır. (kanı değil kanları). Bu aynı zamanda Adem’in ilk insan olarak tek başına yaratılmasının gayesini de açıklar buna göre kim bir hayata zarar verirse tüm herkese zarar vermiş gibi olur kim de bir hayatı kurtarırsa tüm herkesi kurtarmış gibi olur."

(Adem’in tek yaratılmasının konuyla ilişkisi bildiğiniz gibi şudur. Adem’in günahı yüzünden tüm insanlık düşmüştür. Yani Adem kendi hayatına zarar vererek tüm potansiyel çocuklarının hayatına zarar vermiştir.)

Çok garip değil mi arkadaşlar? Kuran’ı Kerim’de ‘’İsrailoğulları’na yazıldığı’’ söylenen ifade Tevrat ana metninde değil onun tefsiri/açıklamalarını içeren Mişna ve Talmud’ta yer almaktadır. Müslümanlar doğal olarak şu itirazı yapabilirler: Tevrat’ta bu ifadenin yer almadığını ve sonra çıkarılmadığını nereden biliyorsunuz?’’ Şuradan biliyoruz:

Mişna’nın ilgili kısmında yapılan, Tevrat’ın orijinal metninde yer alan ifadeye bir ekleme değildir (yani Tevrat’tan çıkarılan bir ifade tekrar oraya konmamaktadır) bilakis amaç o ifadede yer alan ve çoğul kullanılan ‘’kanlar’’ kelimesini açıklama gayretidir. Mişna yazarı /yazarları burada Tevrat’tan çıkarılmış bir ifadeyi tekrar oraya koyma amacı gütmemekte ve Tevrat’ın metni konusunda bir tartışma yapmamaktadır. Tevrat’ın içinde yer alan bir ifade hakkında 2 farklı görüşü dillendirmektedir Buna göre, bir görüş bu çoğul ‘’kanlar’’ ifadesinin Habil’in etrafa sıçrayan kanları ile ilgili kullanıldığı kanısındadır , diğer haham görüşü ise bu çoğul ifadeyi ders verici manada anlar ve Kuran’ın Maide Suresi 32. ayetiyle aynı sonuca varır. Burada tartışılanın Tevrat’ın ana metni olmadığını onun tefsiri olduğunu ve Kuran’ın bu tefsirlerde yer alan açıklamalardan birini ‘’İsrailoğulları’na yazdık’’ diye aktarmasının yarattığı sorunu görmezden gelemeyiz.

Sonuç olarak Kuran’ın Maide 32’de İsrailoğulları’na yazdık dediği metin Tevrat veya TaNaH değil, Mişna veya Talmud’tur. Bunu hem Mişna’da hem Kuran’da aynı ifadenin aynı hikaye sonrasında kullandığı gerçeğinden yola çıkarak kanıtlayabiliyoruz. (2 metinde de kullanılan ders verici mesaj Kabil ile Habil’in öyküsüyle ilişkilendirilmiştir.)

Buysa Müslümanların Talmud’u da bir nevi Kutsal Kitap kabul etmesi mümkün olmadığı için sorunludur. Ayrıca Kuran burada, Mişna veya Talmud’taki 2 görüşten birini seçmiştir oysa bunların 2’si de sadece hahamların Tevrat’taki bir ayetteki çoğul ifadeye yönelik yorumlarıdır. Son olarak Ehli Kurancılar’a göre Kuran dışında yer alan Sünnet niteliğindeki kaynaklar Kuran’a göre kabul edilmezdir. Oysa Maide 32’de Kuran, Yahudi sünneti/fıkıhı diyebileceğimiz Mişna/Talmud’dan ‘’biz yazdık’’ diye bahsederek alıntı yapmaktadır. Bu sorunlar çoğaltılabilir ama görülen şudur Kuran’ı Kerim için Maide 32 içerik açısından sorunludur. Sevgiler.

Yazan: Higher Criticism

KUTSAL SAPIKLIKLAR (+18)

DP, yahudilik, Talmud, Yahudilerin Talmud'u, Talmud ve cinsel içerikleri, Tevratta kızların babalarıyla yatması, Talmud'da kadın, Tevratta cinsellik, Kutsal sapıklıklar, din,
Merhabalar. Normal şartlarda yazar notları ve açıklamaları yazı sonlarında yapılır. Fakat yazı içeriği detaylar mide bulandırıcı ve sapkın ifadeler içerdiğinden şimdiden uyarmak istedim. Sonuçta Türk aile yapısı içerisinde ve İslami (toplumumuzdaki vicdani İslam) koşullar içerisinde yetiştirildim. Terbiyemin ve vicdanımın el verdiği bölümleri sizlere aktarıyorum. Sadece bu bölümler bile çok ağır.

Bu yazıda sunacağım metinler tamamen aslından alınma bilgilerdir ki, İngilizce veya İbranice kaynaklarına bakıldığında rahatlıkla görülebilir. Eğer İngilizce veya İbranice’ niz yeterli değil ise “Google Translate” ile asıl metinleri çevirebilirsiniz. Bu bile yeterli olacaktır.

Toplumumuzun dinamikleri ve yaşam tarzı temel alındığında insanlara bilgi aktarmak için şimdiye dek genelde kendi inanç ve din düzenimizden örnekler verdik. Yazılarımızın temelinde ve eleştirilerimizin odak noktasında bu nedenle İslamiyet vardı. Ancak diğer dinler çok mu masum? Açık konuşmak gerekirse semavi dinler içerisinde neredeyse en masumu İslamiyet.

Bu yazının odak noktasını TALMUD oluşturacak. Peki, Nedir TALMUD? Wikipedia tanımına bir göz atalım önce:

“Talmud (İbranice: תלמוד), Yahudi medeni kanunu, tören kuralları ve efsanelerini kapsayan dini metinlerdir. İbranice lamad (öğrenmek) kökünden gelir. Mişna ve Gemara bölümlerinden müteşekkildir. Talmud'un iki versiyonu vardır: 3. ila 5. yüzyıla ait olduğu kabul edilen ancak daha eski dökümanları da içeren Babil Talmudu ve daha eski olan Filistin ve Yeruşalayim (Kudüs) Talmudu.

Musevilik'te önceleri Sözlü Tevrat olan Tora Şebealpe daha sonraları Mişna ismiyle yazılı hale getirilmiştir. Mişna temel olarak Musevi Ceza hukuku olarak tanımlanabilir daha sonraları Hahamlarca Mişna'nın daha derinlemesine açıklamaları yapılmış ve buna Gemara adı verilmiştir.”

Kısacası TALMUD, Yahudiler açısından, Tevrat’ın Musa tarafından yapılan rivayeti olduğu savunulur. Bu rivayetler, sonraki zamanlarda Tevrat’a bağlı kalınarak tekrar uyarlanmış ve açıklanmıştır. Bir nevi Yahudilerin hadis külliyatı sayılabilir. Bazı din bilimciler Talmud için “Yahudi Şeriatı” tanımını getirirler. Onlar için Talmud olmadan Tevrat bir şey ifade etmez.

Ilımlı, demokratik ve çağdaş Yahudiler her ne kadar bu tip TALMUD yasalarını reddetse de bu reddiyeleri geçersizdir. Talmud’un asla Yahudi kaynaklı olmadığını ve Tevrat ile asla uyuşmadığını söyleseler de Yahudi din alimleri tam tersini ifade etmektedir. Bu noktada reddetmelerinin sebebi, onlarında vicdanları bu söylevleri kaldıramamaktadır.

Şimdi aşağıda Talmud’ dan yapılan bazı alıntılar ile baş başa bırakacağım. Bu yazıda ne bir yorum ne de bir açıklama olmayacak; sadece, “Sapıklık Talmud’da ise Tevrat’ın ne suçu var?” diyenler için son bölümde Tevrat’tan da alıntılar yapacağım;

TALMUD’ dan:
Sanhedrin sayfa 400; “ emir 59 a” da; Rabbi Johanan emirleri şöyledir:

“Talmud Torah’ı tetkik eden bir gayri Yahudi’nin hak ettiği şey ölümdür. Çünkü bu onun için değil bizim için yazılmıştır. Bu bize bırakılan mirastır”.

Talmud’un Baba Bathra 54 kısmında şöyle denir:
“Gayri Yahudi’nin sahip olduğu mal, çölde ayağınızın altındaki sahipsiz araziye benzer, kim evvel alırsa onun olur”.

Kethuboth 11 b:
“Bir büyük, küçük bir kız ile cinsi temas yaparsa bu göze girmiş bir parmak gibi kabul edilmeli. Keza bir çocuk bir kadınla temas ederse buda kadının cinsi uzvuna bir çubuk girmiş olarak kabul edilmeli. Bir büyük tarafından bir çocuk baştan çıkartılıp ırzına geçirilirse bu ırza girme hadisesi olarak kabul edilmeli, bir büyük tarafından bir çocuk baştan çıkartılıp ırzına girilirse bu ırza geçme hadisesi olarak değerlendirilmemeli; “Nasıl ki gözyaşı tekrar ve tekrar yeniden insanın gözüne gelirse üç yaşından küçük iken cinsi temasta bir kızanda bekareti geri gelebilir”. Küçük yaşlarda erkeklerle yatmış bir kız çocuğu evlenirken bu vaziyeti kocasına bildirmeli aksi halde kan gelmez ve kocası da bu vaziyetten hoşlanmaz.”

“Bir Yahudi kızının bekâreti iki yüz zuz (eski Yahudi parası) değerindedir. Bu pazarlıkla daha evvelinden verilebilir.”

Kethuboth 51b:
“Bir kadın kocasının izni ile parasını vererek kendisi ile cinsi bir şekilde alakadar olacak bir şahıs kiralarsa, bunda hiçbir kabahat yoktur fakat bu kiraladığı şahıs gayri Yahudi ise bu kabahattir zira kazançlı çıkan gayri Yahudi’dir. Fakat aynı vaziyet, bir Yahudi erkeği ile gayri Yahudi bir kız arasında vuku buluyorsa zararı yoktur fakat Yahudi erkeği bu gayri Yahudi kızla evlenmemeye çok dikkat etmelidir”.

Kethuboth 56 a:
“Bütün cinsi işler akşam karanlığında yahut karanlık odada yapılmalıdır. Sebebi açık havada böyle işler yapılsa herkes işini gücünü bırakır seyre dalar ve daha fenası işlerini yapacak yerde cinsi temas yapan adamı taklit etmeye çalışır. Fırıncının ekmeği yanar, üzümcünün üzümlerini gayri Yahudiler çalar, çanakçının çanağı elinden düşer kırılır, nöbetçinin gözü döner şehri düşman basar. Karanlıkta bu işi yapmanın bir başka sebebi de, eğer bu cinsi teması bir gayri Yahudi ile yapıyorsanız bu gayri Yahudi kimseyi şahit olarak gösteremez hatta kendisi bile yüzünüzü iyi göremez.”

Kethuboth 111b:
“Dünyada hakimiyet sağlayacak en önemli unsurlardan biri çok üremektir. Bütün yeryüzündeki gayri Yahudiler eşektir. O gün geldiği zaman bunlar yer altında kendileri için kazılmış olan yerlere girip ebediyen yer altında yaşayacaklardır”.

Kethobuoth 76 a:
“O adam ki kız kardeşi ile beraber yatıp, kendilerini cinsi zevklere bırakırlar ve kız kardeşi bunu şikayet etmez, bunda bir kabahat yoktur fakat kız kardeş şikayette bulunursa bu işi tekrarlanmaması bu adama bildirilir”. O şahıs ki daha annesi yaşlı değildir ve babası ölmüştür ve validesi yabancı erkeklerin koynuna girmek istemez ve kendi oğlu ile yatmak ister ve keza oğulda validesi ile yatmak isterse böyle bir vaziyette eğer bu işler zor kullanılmadan yapılıyorsa, bize düşen bir vazife yoktur t ki oğul evlenme yaşına gelip de başka bir kızla evlenmek talebinde bulunur ve validesi buna mani olmak isterse, oğul kendi karısının cinsi arzularını hem de annesinin cinsi arzularını tatmin etmeli ta ki validesi başka bir erkek buluncaya kadar.”

Kethuboth 61 b:
“bir gayri Yahudi, Yahudi kızından istifade ederse, bir Yahudi kadınını baştan çıkartırsa bir Yahudi çocuğunu kirletirse, Yahudi umumi bir Yahudi kadını ile temas edip kadına parasını vermezse cezaya çarptırılır. Eğer bir Yahudi umumi kadını kullanıp parasını vermemiş ise parası alınır ve değnekle dövülür, bir Yahudi kadınını baştan çıkarttı ise ölünceye kadar taşlanır. Bir Yahudi kızını kirleten gayri Yahudi’nin başı yarım kesilir ve yavaş yavaş öldürülür. Bütün bunlar bilhassa gayri Yahudilerin önünde yapılmalı ki bunlara müthiş bir ibret olsun ve bizim dehşetimiz karşısında titresinler ve Yahudi’ye dokunmaya bir daha yeltenmesinler.”

Talmud’un Yebamoth kısmı 59 a ve 59 b:
“Bir dul kendini tatmin için her türlü usullere başvurabilir”. Bir kadın sebepler göstererek hayvan ile hayvani münasebetleri ilerletirse bunda münasebetsiz bir şey yoktur. Böyle işlere zevklere heveslenmeyen kadın bulunmaz. Bu sebepten bu gibi zevklere kedini verip de sonradan evlenmeyi düşünen kadını bir haham bile alabilir.

Rabi Shimi b. Hiyya ya göre bir hayvanla ya da insan olmayan bir şey ile cinsi temas yapan kadın bir haham bile alabilir… Rabi R. Dimi’nin anlattığı bir misal ise şöyledir: harikulade çok güzel bir kadın sıcaktan biraz açık giyinmiş bir şekilde yeri silerken maruf köpeklerden biri kapıda zuhur etmiş… Kısa bir zaman sonra da kadın bir rahiple evlenmek için izin alabilmiş. Fakat para ile kendisini satan bir kadın para mukabilinde müşterilere zevk vermek için bir köpekle cinsi münasebet yaparsa bu başka türlü kabul edilir ve Hahamlıkça hoş görülmez.”

Yevamot 60 b:6:
“Yahudiliğe döndürülmüş bir kız, üç yaşından bir gün fazla olursa bir haham onunla evlenebilir.”

Yevamot 63 a:
“Elazar şöyle ilave etti: Âdem bütün hayvanlar ile çiftleşmiş fakat Havva’nın verdiği tadı hiç birinde bulamamıştı”.

Yevamot 103 b:
“Yılan Havva’nın içine müthiş bir şehvet sokmuştur”.

Yevamot 55 b:
“O şahıs ki akrabası kız ile cinsi temas edip bekaret zarını yalnızca gevşetir. O adamdan şikayet edilmemelidir”. Ölmüş kadın ile temas o kadının hayattaki vaziyetinde iken yapılan temas gibi kabul edilir. Kadın evli ise her ne kadar ölmüş olsa bile gene evli bir kadın olarak kabul edilir ham de ölmüş bir kadınla çiftleşmek meniyi ziyan etmek demektir”.

Orijinal metinler için: https://halakhah.com/

TEVRAT’ tan:
"Ve Lut Tsoardan çıkıp dağda oturdu ve iki kızı
onunla beraberdi; çünkü Tsoarda oturmaktan
korktu; ve o, ve iki kızı bir mağarada oturdular. Ve
büyük kızı küçüğüne dedi: 'Babamız kocamıştır, ve
bütün dünyanın yoluna göre yanımıza girmek için
mem­lekette erkek yoktur; gel, babamıza şarap
içirelim, ve babamızdan zürriyeti yaşatmak için
onunla yatarız.'
Ve o gece babalarına şarap içirdiler ve büyük kız
girip, babası ile yattı... Ve ertesi gün dedi: İşte dün
gece babamla yattım, bu gece de ona şarap içirelim,
sende gir onunla yat... Ve küçük kız kalkıp onunla
yattı." (Tekvin Bölüm 19/30-36)

Kaptın günlümü, kız kardeşim, yavuklum!
Gözlerinin bir bakışı ile...
Okşamaların ne güzel, kız kardeşim, yavuklum!
Şaraptan ne kadar hoştur okşamaların,
(Neşideler Neşidesi Bölümü, 4/9-10)


"Memelerin üzüm salkımları gibi olsun, Fahişelik ettikleri zaman kızlarınızı ve zina ettikleri zaman gelinlerinizi Cezalandırmayacağım." (Hoşca bölümü, Bab 4/14)

Her yazımın sonunda olduğu gibi “Sağlıcakla Kalın” diyeceğim ancak bu yazıdan sonra ne düşünürsünüz neye inanırsınız bilemiyorum. İçinizde öfke ile karışık isyan olacak. Belki bana çok kızacaksınız. Ben bu yazıları okuduğumda kaç gün kendime gelemedim. Artık Yahudi inancına dair kitap ve söylevleri okumayı tümden bıraktım. Sizce Hristiyanlığın din olarak ortaya çıkmasında yukarıda bahsetmiş olduğumuz sapkınlıkların payı var mıdır? Bunların sapkın ve gayri insani olduğunu savunan insanlar mı Hristiyanlığı kurdular? Bilmiyorum. Artık bilmekte istemiyorum.

Onları araştırarak daha detaylı bir yazı yazmayı düşünüyordum. Ama yapamadım. Daha öteye gidemedim. İnternet üzerinden araştırma yapmaya ilk başladığımda ulaştığım bilgiler bunlar ki benim “hal-i ruhiye mi” bozmaya yetti. İlk defa detaylı araştırma yapmadan bir yazı yazıyorum. Umarım birileri çıkar ve bu araştırmayı yaparak daha derine ve asıl gerçeklere ulaşır.

Yazılanların aşırı pornografi ve cinsellik içerdiğini biliyorum. Umarım haddimi aşarak sizi duygusal yönden incitmemişimdir. Sadece bilin istedim.

İki konuda sizlerden özür diliyorum:
  1. Daha derine inme cesareti gösteremediğimden ancak bu kadar bilgiyi derleyip aktarabildim.
  2. Eğer sizi ve duygularınızı incitmiş isem özür dilerim.
Sonuç olarak; sizce alemleri yaratan ve dengeyi kuran, akıllı tasarım ve kudret sahibi bir yaratıcı bu sözleri söylemiş olabilir mi?

Ya yaratan bu tip semavi dinlerde bahsedilen yaratan değil ve bu tip dinler sapkınlar tarafından çıkarları için evrildi ya da ateizm doğruyu söylüyor. Karar sizin. Ben karar vermek istemiyorum.

Benim yaratıcım asla bu tip şeylere izin vermez. (Bu noktada Site Başyazarı ve Admin’i dostum A. KARA’nın “Benim Tanrım” adlı yazısını okumanızı tavsiye ederim. Beni aydınlatmış ve içimdeki sorulara bir nebze cevap olmuştu.)
Sağlıcakla kalmaya çalışın.

Yazan: Demon Product