HABERLER
Dini Haber

KIZILDERİLİLERİN HİLECİ RUHU İKTOMİ

Hazırlayan: A.Kara
A,mitoloji,Kızılderili mitolojisi,Kızılderili efsaneleri,İktomi,Kızılderililer,Kızılderili öyküleri,İktomi ve tavşan,Amerikan yerlileri,Yerli efsaneleri,Kızılderili öğretileri

KIZILDERİLİLERİN AHLAKİ DEĞER ÖĞRETEN HİLECİ RUHU İKTOMİ


Diğer birçok mitolojik hileci gibi İktomi de başını sürekli derde sokuyor ve bu durum çoğunlukla kendisi için çok yıkıcı oluyor. İktomi oyun oynamaktan ve insanları kandırmaktan hoşlanır ancak çoğu durumda başkasına zarar vermek için yaptığı karmaşık planlar sonrası kendisini umutsuz durumların içinde buluyor.

Lakota mitolojisinde şekil değiştiren ve örümcek hileci olan İtkomi insanları kuklalar gibi kontrol etmek için ipler kullanmakla da ünlüdür.

O eğlenceli bir karakterdir ve hikayesi bir nesilden diğerine aktarılan hikayeler boyunca canlı tutulur.

Halen Kuzey ve Güney'deki ovalarda yaşayan üç siyu kabilesinden biri olan Lakota halkı İktomi hakkında yazılı mitoloji kayıtlarına sahip olmasa da onun hakkındaki masalları anlatmaya devam ediyor. İktomi, Lakota halkı için kültürel bir kahramandır ve çoğu zaman hikayelerde gençlere ders vermenin bir yolu olarak kullanılır.

İktomi insanlara mutluluk getiren Kızılderililerin hileci tanrısı Kokopelli kadar çekici değildir ve onu kötü olarak nitelendirmek yanlış olur. Tüm hileci karakterler gibi onun da iyi ve kötü bir yanı var. Karmaşık olan doğası onu tahmin edilemez kılıyor.

Belki bazılarınız Amerikan yerlilerinin hileci-tanrısı olan Çakal (Coyote) hakkındaki efsaneleri bilir. Bazı kabileler Çakal'ın tüm kötülüklerin taşıyıcısı olduğuna, kışı ve hatta ölümü getirdiğine inanıyor. Ancak Çakal'ın kutsal bir hayvan olduğunu söyleyen Yerli Amerikalılar da var. Bilgelik öğretmeni olan aldatıcı tanrı Çakal'a düzgün bir şekilde yaklaşılmalıdır diyorlar ve eğer bu olursa, bu güzel hayvanın paha biçilmez bilgeliğini insanlarla paylaşabileceğine dair inanış var.

Kızılderili mitolojisinde ilginç bir diğer hileci Pukwudgie'dir. Genellikle Kuzeydoğu Yerli Amerikan folkloruna göre Pukwudgie bir zamanlar insanlarla dosttu ancak zaman geçtikçe değişti ve insanlara karşı oldu.

Mitolojik hilecilerin doğası ve davranışı zamanın geçişine bağlı olarak değişebilir ve bu nedenle bunların herhangi birini saf kötülükler olarak nitelendirmek zordur, İktomi'de bunlardan biri.

Yaratıcı tanrı İnyan'ın (Kaya) oğlu olmak başlangıçtan önce varolan en güçlü ruh tanrılarından biriydi, Iktomi'nin güçlü bir ruh haline gelmesi gerekirdi ancak unvanını alma hakkını sürekli edepsizlik ederek yitirdi.

Efsaneye göre ismi Ksa olan Iktomi Kozmik Yumurta'dan doğmuştur. Bir de İktomi'nin fırtına canavarı olan küçük kardeşi Iya vardı.

Iya'nın sonsuz bir iştahı vardı, insanları hatta bütün köyleri yutabiliyordu ama bu onu kötü bir varlığa dönüştürmedi. Lakota halkı için İya sadece görevini yerine getiren kutsal bir varlıktı.

Diğer yandan inanışa göre İktomi tam bir baş belasıydı bu yüzden de siyu standartlarına göre sosyal açıdan uygunsuz davranan olumsuz bir rol modeli olarak kabul ediliyor. İktomi ile ilgili hikayelerin çoğu komiktir ama aynı zamanda dünyaya bir uyarı vermeyi amaçlayan hikayeleri de var. Bu hikayelerde İktomi insanları kurtarmak ve kendilerini şeytandan korumalarına yardımcı olmak için gelen ciddi bir figür olarak öne çıkar.


İktomi sıradan bir insan büyüklüğündeydi ancak ince kolları ve bacakları olan bir örümcek gibi yuvarlak bir vücudu vardı. Bir örümcek ya da örümcek adam olarak tanımlanırdı. Onun insanlara zarar vermek veya yardım etmek için kullandığı olağanüstü büyülü güçlere sahip olduğu söylenir.

Lakota halkı arasındaki kehanete göre tıpkı bir örümcek gibi İktomi de bir gün ağını dünya üzerine yayacaktı. Bazı modern Yerli Amerikalılar internet vb. modern teknolojilerin bu kehanetin yerine getirildiğinin işaretleri olduğuna inanıyor.

İKTOMİNİN TAVŞANLA BULUŞMASI VE TAVŞANIN BİLGECE TAVSİYESİ
Iktomi ile ilgili birçok bilgelik hikayesi vardır. Bunlardan biri tavşanla olan buluşmasını anlatıyor. Başıboş dolaşan İktomi bir gün bir su birikintisine gider. Sudaki yansımasını görür ve saatlerce kendine hayran kalarak oturup izler. Kendisinin çok yakışıklı olduğunu düşünür ve kendi yansımasına bakmayı bırakamaz.

Kendisine hayran olan İktomi ertesi gün aynı gölete gitmeye karar verdi ve tekrar güzelliğine hayran kaldı ancak bu kez bir şey farklıydı. Suya baktığında ve onun yansımasını gördüğünde artık o kadar yakışıklı değildi. İktomi çarpık bir yüz gördü ve bu onu üzdü. Sudaki çirkin görüntünün yok olacağını umarak birkaç kez gözlerini kapatıp açtı. Umutsuzca güzel yüzüne bir kez daha bakmak istedi ama hiçbir şey değişmedi.

Sinirlenerek mekanı terk etti. Yeni bir bakış açısı elde etmek için yiyecek aramaya karar verdi. Sonra şiddetli yağmur yağmaya başlayınca İktomi mağarasına geri döndü. Dönüş yolunda bir kez daha su birikintisinde durdu. Yansımasının orada olup olmadığını görmek için su kenarında diz çöktü. Karanlık ayırt edilemez bir gölgelik ona geri döndü. Gölgenin gözleri, burnu ve ağzı yoktu. Sadece karanlık bir damla olmuştu. Korkan İktomi kaçtı ve yağmurdan kurtulmak için hızlı adımlarla inine giderken kimin yansımasını gördüğünü merak ediyordu çünkü bu kesinlikle onun yansıması değildi.

Ertesi öğleden sonra uyandı. Yine aç, ama aynı zamanda kızgındı. Su birikintisinin ona oyun oynadığından emindi. Bir çalılık içinde ilerlerken aniden önüne bir Tavşan çıkageldi ve dikkatlice hilebaz İktomi'yi selamladı.

Bu şanslı bir karşılaşmaydı çünkü İktomi biriyle gölet hakkında konuşmak istiyordu. Göletle karşılaştığından, kendisine gerçek olmayan yansımalar gösterdiğinden ve memnun olmadığından şikayet etti. Tavşan bir süre boyunca onun hikayesini üzerinde düşündü ve bir sonuca ulaştı. İktomi'ye tüm yansımaların gerçekten kendisine ait olduğunu ancak güneş, rüzgar ve yağmur nedeniyle her birinin farklı ve garip göründüğünü açıkladı.

Elbette bu cevap İktomi'yi aydınlatmak için pek işe yaramadı. Düşünmeye başladı, eğer bu yansımalardan hepsi ona ait ise hangisine inanmalıydı ki? Bunu Tavşan'a sordu. Tavşan’ın tepkisi basit ve doğruydu. Ne kadar iyi, kötü ya da garip göründüğü önemli değil, hepsine inanmaktan başka seçeneğin yoktu. Ve akabinde Tavşan bir tavsiye verdi: “Eğer kim olduğunu bilmiyorsan, neye inandığın önemli değil.”

Birçok Kızılderili mit ve efsanelerinin göründüğünden derin anlamları vardır ve Kızılderililerin hikayeleri genel olarak birinin hayatında doğru yolu nasıl bulacağı konusunda rehberlik etmeyi amaçlar. İktomi hakkındaki hikayeler genellikle ahlaki değerleri ve iyi davranışları öğretmek için kullanılır.

« ÖNCEKİ YAYIN
SONRAKİ YAYIN »