HABERLER
Dini Haber

MEHDİ

Yazan: Kirpi


MEHDİ


Tüm dinlerin kıyamet senaryoları vardır ve yine neredeyse tümünde kıyamet zamanında ortaya çıkacak ve inançlı insanları kurtaracak bir kurtarıcı vardır. İslam da istisna değil. İslam dininin mezheplerinin çoğunda kıyamete yakın bir zamanda ortaya çıkacak olan Mehdi isimli birinin geleceğine inanılıyor..
Fakat mezheplerin bazısı Mehdinin daha gelmediğine, bazılarıysa Mehdinin geldiğine fakat saklandığına inanıyor. Örneğin Şiiler Mehdinin insanların arasında yaşadığına fakat kimliğini sakladığına inanıyor. Kimden ve neden saklandığı henüz belli değil. Bununla ilgili farklı teoriler söylense de tabi eğer gerçek olsaydı saklanma nedenini saklanan kişinin kendisi bilirdi değil mi? Bu yüzden hiç birine kesin doğrudur diyemeyiz. Öncelikle Mehdi kimdir ona bakalım.

Genellikle Şii mezhebinde Muhammed'den ve Ali'den sonra iktidarın imamlar vasıtasıyla ilerlediğine inanılıyor. Sünniler her ne kadar mevcut halifelerin (bir kaçı istisna) iktidarını kabul etse de Muhammedin soyundan (kızından) geldiği için  12 imamı da kabul ederler. Lakin  Şiiler Aliden önce halife olan şahısların iktidarını kabul etmez. Muhammedin halifeliği Aliye vasiyet ettiğine fakat Muhammedin kayın pederi Ebu Bekir'in, Ömer ve Osman'la birlik olup Ali'nin hakkına girerek halifeliği gasp ettiğine inanıyorlar. Peki 12 imam kimlerdir:

Ali, Hasan, Hüseyin, Zeynelâbidîn (Ali bin Hüseyin), Muhammed el-Bakır, Cafer-i Sadık, Musa el-Kâzım, Ali er-Rıza, Muhammed el-Cevâd, Ali Naki, Hasan-ul Askeri, Muhammed Mehdi.

Şii mezhebinde İmamet çok önemli. Şiiler ilk 6 imamda (Cafer-i Sadık'ta dahil olmak üzere) ittifak etmişler fakat ondan sonra imametin Cafer'in evlatlarından hangisine geçtiği konusunda fikir ayrılığı mevcuttur. Büyük çoğunluk imametin Musa el-Kazım'a geçtiğine inandığı için genel olarak bu görüş kabul edilir. Fakat Musa el-Kazım'ın gerçekten ölüp ölmediği konusunda da ihtilaflar mevcut. Genel görüş olduğu yönünde olsa da bunun aksini savunan insanlarda azımsanmayacak kadar fazla. Şii mezhebinde Musa el-Kazım'ın öldüğüne inanan gruplara "el-Kut'iyye" deniliyor. [1]

12 imamdan sonuncusu olan Muhammed Mehdi bazı kaynaklara göre 5 bazı kaynaklara göre 6 yaşındayken babası Hasan-ul Askeri'yi kaybetmiş. Şii mezhebinde Mehdinin bir kaç sıfatı vardır. Örnek vermek gerekirse el-Mehdî, el-Muntazar, Sâhibu'z-Zaman, el-Hücce, el-Kâim gibi.

Şiilere göre Mehdi on yaşlarındayken babasının evinde Serdab'a (yeraltı odası) girmiş ve bundan sonra onu bir daha gören olmamış. İnanışa göre Mehdi hala saklanıyor ve kıyamete yakın zamanda ortaya çıkarak tüm dünyaya barış ve adalet getirecek.

Şii kaynaklarında Mehdi hakkında rivayetlerin bir kaçına göz atalım.
Caferilik mezhebinin ünlü alimlerinden Şeyh Kuleyni kendi kitabı olan El Kafi'de şunları aktarıyor.

Ahmed bin Muhammed bin Abdullah şöyle rivayet etmiş: Zubeyr'in (Allah ona lanet etsin) öldürüldüğü vakit Hasan ibni Ali bana şöyle bir haber getirdi: “Allah'ın dostlarına zulüm yaparak Allah'a karşı iftira atanların cezası budur. O beni ve tüm zürriyetimi öldüreceğini söylüyordu. Şimdi Allah'ın kudretini gördün mü? 256 senesinde imamın bir erkek çocuğu oldu ve ismini “Mim.Ha.Mim.Dal” koydu” [2]

Muhammed Bakır şöyle rivayet ediyor: “Mehdi ortaya çıktığında tüm düşmanlara iman etme şansı  sunacak. Gerçekten iman etmezse onların boynunu vuracak yahut simdi olan zimmiler (gayri Müslimler) gibi cizye (haraç) alacak. O kişileri şehirlerden uzaklara sürgün edecek. [3]

Cafer-i Sadık, Mehdinin saklanma sebebini soran insanlara şöyle cevap vermiş:

“Bunun nedenini sizlere söylememe iznim yok. Abdullah ibn Fuzeyl imama “O zaman saklanmasının hikmeti nedir? diye sorduğunda imam şöyle cevap vermiş: “Onun saklanmasının hikmeti onun zuhurundan (ortaya çıkışından) sonra kesin olarak aydınlatılacak” [4]

Fakat İslam ulemasının içinde (buna Sünniler de dahil)  Mehdinin vefat ettiğine inanan kişiler de vardır. Bir grup İslam tarihçileri Hasan el-Askerî'nin hiç çocuğunun olmadığını ve dolayısıyla Mehdi diye birinin olmadığı konusunda rivayetler aktarmışlardır. Örneğin Buhari, Müslim gibi hadis kaynaklarının kitaplarında Mehdi hakkında bir şey aktarmamış olması onların da Mehdi diye birinin yaşamadığına inandıklarına delalet ediyor.
Mehdi hakkında rivayetler özellikle Ebû Davud, Tirmizî, İbn Mace, el-Bezzar, Hakîm ve Taberanî gibi hadisçilerin kitaplarında aktarılıyor ve bu hadislerin büyük bir kısmı zayıf olarak kabul ediliyor. Mehdi hakkında hadislerin bir kaçına göz atalım:

"Dünyada yalnızca bir gün kalsa bile, yeryüzünü zulmün kapladığı gibi adaletle dolduracak, ismi benim ismime, babasının ismi benim babamın ismine uyan benden veya Ehl-i beyitimden birisini göndermek için Allah o günü uzatacaktır." (Ebû Davud).
"Ehl-i beyitimden ismi benim ismime benzer bir adam Araplara hakim olmadıkça dünya gitmez (Kıyamet kopmaz)" (Tirmizî).
"Biz Abdülmuttalip oğulları ehli cennetin büyükleriyiz. Ben, Hamza, Ali, Cafer, Hasan, Hüseyin ve Mehdi." (İbni Mace)
"Siyah sancakların Horasan tarafından geldiğini görürseniz ona katılınız. Çünkü içinde Allah'ın halifesi Mehdî vardır." (Ahmed ve Beyhaki).
(Kaynak: sorularlaislamiyet.com)

Mehdi hakkında aktarılan hadisler bir biriyle çelişkili durumdadır. Çoğu hadis Mehdinin Muhamed'in kızı Fat(ı)ma'nın zürriyetinden olduğunu anlatıyor. Bazı hadisler Mehdi'nin Mekke ve Medine'de, bazıları Horasanda ortaya çıkacağını söylüyor. Bu yüzden İslam dünyasında Mehdi konusunda ortak bir karara varılamamış, tüm mezhepler kendi kaynaklarının aktardığını doğru diye kabul etmiştir.

Mehdi hakkında söylenen hadisler ahad (subutu kat’i olmayan haberler) hadislerdir.

KUR'AN'DA MEHDİ

Kuranda Mehdi kelimesi 2 yerde işlenmiş. Birincisi Ali İmran suresi 46.ayet, ikincisi Maide suresi 110. ayet. Fakat her iki ayette de Mehdi kelimesi ahir zamanda gelecek olan bir insan için kullanılmamış.

Âli İmrân Suresi 46. Ayet
وَيُكَلِّمُ ٱلنَّاسَ فِى ٱلْمَهْدِ وَكَهْلًا وَمِنَ ٱلصَّٰلِحِينَ
Diyanet İşleri Başkanlığı: O, sâlihlerden olarak beşikte iken (الْمَهْدِ fîl mehdi) ve yetişkinlik halinde insanlara (peygamber sözleri ile) konuşacak.

Mâide Suresi 110. Ayet
O gün Allah, şöyle diyecek: “Ey Meryem oğlu İsa! Senin üzerindeki ve annen üzerindeki nimetimi düşün. Hani, seni Ruhu’l-Kudüs (Cebrail) ile desteklemiştim. Beşikte iken (الْمَهْدِ fî-lmehdi ) de, yetişkin iken de insanlara konuşuyordun…

Gördüğünüz gibi Kur'an'da Mehdi kelimesi çocuğun beşikteki dönemi için kullanılmış. Ahir zamanda gelecek ve insanlara adalet dağıtacak ve ismi Mehdi olacak olan insan hakkında Kur'an'da tek bir  ifade bile YOK.
Kur'an'daki bazı ayetlerin Mehdinin geleceğine dair işaretler barındırdığı öne sürülse de bu kesin olarak ispat edilemez. Zira o ayetlerin hiç birinde Mehdi diye bir ifade geçmiyor. Şimdi kendiniz düşünün. Yecüc ve Mecüc'den bile bahseden Kur'an Mehdi gibi önemli bir kişiyi unutmuş olabilir mi?

MEHDİLİK

Zulüm ve despotizm altında inleyen toplumların bir kurtarıcı beklentisi olmuştur. İnsanlar mevcut diktatörlerin zulümlerine karşı çıkmaya korktukları için ilahi bir kudret tarafından gönderilecek ve gözetilecek olan insanın gelişini beklemiştir. Neticede bir insanın içinde bulunduğu topluma zulüm yapan despotlara karşı çıkması onun yolunu ölüme, hapse ve akıl almaz işkencelere kadar götürebilir. Dolayısıyla bir direniş  başlatacak olan ve adalet getirecek olan kişinin Tanrı tarafından korunması gerekir. Toplumlardaki muhalif kişiler kendilerini Tanrı tarafından korunacak kadar kutsal saymadıkları için halk kendilerinden daha üstün, Allah dostu birilerinin varlığına inanmış ve bir gün mutlaka onları kurtaracağı umuduyla yaşamıştır.

Bu baskıcı politika süren devlet yapısı içinde yaşayan tüm halkların ortak özelliğidir.  Bu eskiden de böyleydi. Örneğin Emeviler döneminde Sufyânî adında bir kurtarıcı bekleniyordu. [5]  Daha sonra bu Sünniliğe İsa'nın gökten ineceği, Şiiliğe de Mehdi'nin geleceği şeklinde geçti.

Kısacası aklını ve yapmaları gerekeni zamanında kullanamadığı için ezilen kitleler iyice bunaldıkları zaman ütopik bir kurtarıcı beklerler. İslam dünyasında en fazla en ateşli kurtarıcı beklentisinde olanlar tarih boyunca en çok ezilen ve baskı gören Şii-Alevi toplumlarıdır. Sonuç olarak eğer bir Mehdi varsa  o da zulme, despotizme susmayan ve kendi hakkını koruyan insandır.

“Uyuyan Milletler Ya Ölür Ya Da Köle Olarak Uyanır”
Mustafa Kemal Atatürk

« ÖNCEKİ YAYIN
SONRAKİ YAYIN »