HABERLER
Dini Haber

SABAH YILDIZI LUCİFER

Yazan: A.Kara

SABAH YILDIZI LUFİCER : IŞIKTAN KARANLIĞA

Venüs gezegenine geçmişteki sayısız uygarlık tarafından tapılmış, ona türlü anlamlar, sıfatlar yüklenmiş, haliyle bunlar da efsaneleri oluşturmuştur. İşte bu efsaneler de bir süre sonra din halini almış ve kültüre yerleşmiştir. Dinde yer edinen bu efsanelerden biri de düşmüş melek Lucifer'dır.

Aslında Lucifer, Venüs ile ilişkilidir.
Venüs'ün hem kendisi hem de yörüngesi güneşe daha yakındır. Bu yüzden dünya gözüyle onu sadece güneş doğmadan yada batmadan önce görürüz. İşte bu durum eski toplulukların ilgisini çekmiş ve onu tanrı-tanrıça yada melek gibi mistik ögelerle ilişkilendirmişlerdir. Bu alışıldık bir durumdur çünkü neredeyse hemen her dinin temelinde ışığa tapınma yatar. O halde Güneş batarken yada doğarken gözle görülebilen bir başka ışık kaynağı olan Venüs gezegeni de ilahlaştırılmadan bırakılmayacak, dahası onun güneşten önce ve sonra doğuşunda ve diğer ışık kaynaklarına kıyasla sahip olduğu boyutta anlamlar aranacaktır.

Tıpkı aydınlık olan "Gündüz'e" Dyeus-pat(h)er yani "baba tanrı" denmesi yada en büyük ışık kaynağı olan Güneş'in İsa ile ilişkilendirilmesi gibi. Hristiyanlıktaki İsa en büyük ışık kaynağı iken, ona oranla daha az ışık saçan kaynaklar meleklere dönüşmüştür, tıpkı Lucifer gibi.

Nasıl ki Sümer, Babil, Mısır gibi birçok toplumda en güçlü ışık kaynağı olan Güneş baş tanrı oluyor ve daha az ışık saçan Ay, Venüs ve Yıldızlar alt kademe tanrılar yada mistik yaratıklar halini alıyorsa İbrahimi mitolojide de durum aynıdır. Bu düşmüş melek motifi 2. Hanok (Enoch) 29:3-4'te ve diğer bazı bölümlerinde de karşımıza çıkar.

Latincede Venüs gezegeninin sabah saatlerindeki durumu için kullanılmış isimlerden biri Lucifer'dır. [1]
Latincede Lux, lucis "ışık" demektir, İngilizceye "light" olarak geçmiştir. Ferre ise "taşımak" anlamına gelir. Dolayısıyla Lucifer ismi Lux ve ferre kelimelerinin birleşiminden türetilmiştir ve "ışık getiren" anlamına gelir. [2][3] Tıpkı Prometheus gibi. 

Venüs'e "ışık getiren", "ışık taşıyan" denmesinin nedeni ise belirttiğim üzere sabah güneş doğmadan önce ufuğun az yukarısında görünmesi, dolayısı ile gündoğumunun habercisi olmasıdır. İşte Venüs'e verilen bu Lucifer ismiyle kastedilen şey, Venüs'ün gündüzü yani ışığı tutup getiriyor olmasıdır. 

Venüs için kullanılan bu "ışık getiren" ismi daha sonra Hristiyanlarca şeytanı yada onun oğlunu tasvir etmekte kullanılmıştır. Çünkü Venüs'ün yörünge periyodundan kaynaklanan gökyüzündeki benzersiz hareketleri ve kesintili görünümleri nedeniyle onu çevreleyen mitolojiler genellikle cennetten (gökyüzünden) dünyaya veya yeraltına düşüşü içeriyordu. Tıpkı Sümer mitolojisindeki tanrıça İnanna'nın gökten düşmesi yada ilk Sümer hanedanlığının 13. kralı Etana'nın efsaneleri gibi. [14][15][16][17][18]

Peki Venüs'ün yörünge periyodu ile bu düşüş mitlerinin ne ilgisi var? Çünkü Venüs hareketlerinden-yörüngesinden dolayı hiçbir zaman güneş kadar yüksekte görünemez. Güneşten hemen önce veya sonra belirmesinin dışında, güneşe göre çok daha aşağılarda görünüyor olması da onun cennetten düşme motifleri ile ilişkilendirilmesine neden olmuştur.

Venüs'ün özellikle sabah görünümü Greko-Romen medeniyetinde kişileştirilip bir tanrı olarak kabul edilmiş ve elinde meşale taşıyan bir erkek figürü ile temsil edilmişti. [9]
Venüs'ün Yunanca adları da Latinceye benzer anlamlara sahipti: "Işık getiren" anlamındaki Phosphoro(u)s ve "şafak getiren" yani Hesperus (Heosphoros). [1] Hatta bazı mitoslarda Aurora'nın yani Şafağın oğlu, Ceyx'in babası olarak kabul edilmişti. [10][21]

Zaten Lucifer'ın annesi Aurora, şafağın tanrıçaları olan Hinduizm'deki Uşas (Ushas), Litvanya'daki Ausrin (Aušrinė), ve Yunandaki Eos ile soydaştır. Bunların dördü de İlk Hint Avrupa toplumlarında "şafak" anlamına gelen "hewsṓs" [22] teriminden türemiştir. Bu terim daha sonraları "Ausṓs"a dönüşmüştür. Ausṓs ise İlk Alman toplumlarında "Austrō", Geç Alman toplumlarında "Ōstara" ve eski İngilizcedeki Ēostre / Ēastre terimlerini doğurmuştur. [23]

 Romalı şair Gaius Valerius Catullus Venüs'ün akşam görünümü için Luficer'a benzer bir isim olan "Noctifer" (Night-Bringer) yani "Gece getiren'i kullanmıştır. [11]

Venüs'ün şafağın oğlu olarak görülmesine benzer şekilde Arap mitolojisindeki tanrı Efdar, Aşera ve El'in oğulları olan genç prensler Saḥar (Šhr) [Seher] ve Salim'in (Šlm) erkek kardeşidir (fakat bazen kadındır). [12] Sahar ise Mezopotamya rahiplerinin Ay için kullandıkları, uyanık anlamına gelen bir terimdi. [13]

Tevrat'ta Yeşaya (İşaya) 14: 12-15'de cennetten kovulduğu ve düştüğü söylenen parlak yıldız, Latince'de "Gün Yıldızı" ya da "Sabah Yıldızı" denen Lucifer'dır. Yani Venüs. [7][8]

Yeşaya (İşaya) 14:12-15:
12) Ey parlak yıldız, seherin oğlu,
Göklerden nasıl da düştün!
Ey ulusları ezip geçen,
Nasıl da yere yıkıldın!
13) İçinden, “Göklere çıkacağım” dedin,
“Tahtımı Tanrı’nın yıldızlarından daha yükseğe koyacağım;
İlahların toplandığı dağda,
Safon’un doruğunda oturacağım.
14) Bulutların üstüne çıkacak,
Kendimi Yüceler Yücesi’yle eşit kılacağım.”
15) Ancak ölüler diyarına,
Ölüm çukurunun dibine
İndirilmiş bulunuyorsun.

Bu metinlerde Yahudi peygamberi Yeşaya tarafından Babil kralının kınandığı ve ondan הֵילֵל בֶּן-שָׁחַר Helel ben Shachar yani İbranice "parlayan biri, sabahın oğlu" olarak bahsedildiği söylenir. [25] Bu da הילל בן שחר Hêlêl ben Šāḥar'dır, yani sabah yıldızı Venüs'e atıftır. [26][27][28][29]

Fakat bu metinler aynı zamanda düşmüş melek efsanesinin doğuşunda da rol oynamıştır. [30] Bu efsaneye göre Lucifer, tanrının Safon dağındaki tahtına sahip olmaya çalışır. Rab onu cezalandırarak gökyüzünden yani cennetten kovar. Bu inanış sadece Yahudilerde yoktu. Örneğin; İslam öncesi Arapların inandığı tanrılardan biri olan Efdar (Attar, Aştar) ölüp yeraltı dünyasına giden Baal'ın, tanrıların dağı Safon'da bulunan tahtını ele geçirmeyi denemiş, vasıfları yetmeyince yani bedeni taht'a uymayınca bu girişiminden vazgeçerek cenneti terk edip dünyaya, yeryüzüne dönmüştü [19][20] [Tıklayarak Efdar kültüne ilişkin hazırladığım videoyu izleyebilirsin].

Bir de Hezekiel'e bakalım.

Hezekiel 28:11-19: "...güzellerin ve bilgelerin en mükemmeliydin. Eden'de, Tanrı'nın bahçesindeydin. Giysilerin hep güzel taşlarla –yakut, zümrüt, ay taşı, beril, onix, safir, turkuazla- ve altın işlemelerle süslüydü. Bunlar sana sen yaratıldığın gün verildi. Seni kudretinle ve gücünle bekçim yaptım. Tanrının kutsal dağına gidebiliyor ve ateş tarlalarında yürüyebiliyordun. Yaptıklarından tamamen muaf tutulurdun ta ki için kötülükle dolana dek. Bu varlık içinde bile daha büyük şiddet yarattın ve günahkar oldun. Seni tanrının dağından men ettim ve seni bekçilik ettiğin ateş tarlalarından sürgün ettim. Güzelliğin yüzünden için kibirle doldu ve bilgeliğini kendi ünün için harcadın. Seni içine hapsettiğim ateşle beraber dünyaya attım. Seni takip edenlerle beraber sonunuz ateşler içinde küle dönecek. Çok feci bir sona geldin."

Peki nasıl oldu da ışık için kullanılan Lucifer terimi şeytan için kullanılır hale geldi?
Cevabı kullanım alanlarında yatmakta.

2.Petrus 1:19'un Latince metninde (Yeni Ahit) şeytanla ilgisi olmadığı halde Lucifer kelimesinin kullanıldığı görülür:

Vulgata (Latince İncil)
Et habemus firmiorem propheticum sermonem: cui benefacitis attendentes quasi lucernæ lucenti in caliginoso donec dies elucescat, et lucifer oriatur in cordibus vestris:

Türkçe çevirisi:
"Peygamberlerin sözleri bizim için daha büyük kesinlik kazandı. Gün ağarıp sabah yıldızı yüreklerinizde doğuncaya dek, karanlık yerde ışık saçan çıraya benzeyen bu sözlere kulak verirseniz, iyi edersiniz."

Kral James İncili'nde, Kitab-ı Mukaddes'in Latince çevirisi Vulgata'da, şeytanla ilgisi olmayan bu ve benzeri birçok metinde Lucifer kelimesinin "Gün Yıldızı" kelimesinin yani Venüs'ün yerine kullanılması ve Yeşaya 14'deki anlatılar Lucifer ismini şeytanı tasvir etmek için kullanılan bir sözcük haline getirdi ve düşmüş melek mitinin doğumunda rol oynadı. [24]

« ÖNCEKİ YAYIN
SONRAKİ YAYIN »