İSLAM, MUSEVİLİK VE HRİSTİYANLIKTA DECCAL
İnanışa göre Deccal, Mesih tarafından öldürülecektir fakat Şia'ya göre onu öldürecek olan Mesih değil Mehdi'dir. [1][2]
Deccal'in ortaya çıkacağı yerle ilgili farklı rivayetler vardır ancak genellikle doğudan ortaya çıkacağı söylenir. Tek gözü kör olarak tanımlansa da hangi gözünün kör olduğu tartışmalıdır. Fakat ağırlıklı olarak sağ gözünün kör olduğuna dair rivayet ve görüşler hakimdir. Kusurlu bir göze sahip olmanın, genellikle kötü hedeflere ulaşmak için daha fazla güç verdiği düşünülür. [4]
  İnanışa göre Deccal, Mekke ve Medine hariç her şehre girerek tüm dünyayı
  dolaşacaktır. [5] Sahte bir Mesih olarak insanları kandıracağına, aralarında
  Yahudiler, Bedeviler ve sihirbazlar da dahil olmak üzere birçok kişinin onun
  tarafından aldatılıp safına katılacağına ve bir iblis ordusunun ona yardım
  edeceğine inanılır.
  Rivayetlere göre yine de onun en güvenilir destekçileri Yahudiler olacaktır.
  Deccal'in takipçilerinin çoğunluğunu oluşturan bu Yahudiler kavramı muhtemelen
  Hristiyanların Deccal efsanelerinden bir kalıntıdır. [6]
  Deccal, hastaları iyileştirerek, ölüleri dirilterek, bitki örtüsünün aşırı
  büyümesine, çiftlik hayvanlarının daha çok üremesine ve ölmesine neden olarak
  ve güneşin hareketini durdurarak bazı mucizeler gerçekleştirecektir. [6]
  Onun mucizeleri, İsa'nın gerçekleştirdiğine inanılan mucizelere benzer. İkisi
  arasındaki ilişki belirsizdir. Bir rivayette İsa'nın Kabe'yi tavaf derken
  Deccal'in onu takip ettiği ve ondan İsa'nın kötü, karanlık bir kopyası olarak
  bahsedildiği görülür [45]
  Pek çok versiyonda anlatılanlara bakıldığında Deccal İsa'nın kötü bir varyantı
  gibidir. [7] İsa'nın Kuran'daki muğlak statüsüne benzer şekilde, ilahî olmayan
  ama yine de bir insandan daha fazlası olan Deccal, görünüşe göre alışılagelmiş
  birçok peygamberden daha niteliklidir. Bazı kesimler onu daha çok bir insan
  olarak görse de İslami geleneklerde insan formunda bir şeytan-iblis olarak
  tanımlanmaktadır. [8]
  
  
  
  
  
    
    
      
        
      
      
    
    
      
        
      
      
        
      
      
        
      
      
  
  
  
  
  
  
  
Deccal'in özellikle Gulâm Ahmed tarafından kolonici misyonerlerle özdeşleştirilmesi, Deccal'in Adem'in yaratılışından bu yana ortaya çıkan en büyük musibet olarak anlatıldığı hadisindeki anlatımlar ve Kehf, Fatiha gibi belirli Kur'an ayetleri ve hadislerle ilişkilendirerek ortaya çıkmıştır. Böylece Deccal'in hükümdarlığının Hristiyanlığın hakimiyetine denk geldiğini söylemiştir. [24] [22]
    ●►Sünniler İsa'nın safranla
    hafif boyanmış iki elbise giymiş ve elleri iki meleğin omuzlarına dayanır
    vaziyette Şam'daki Emevi Camii'sinin (Şam Ulu Camii) Doğu Minaresine
    ineceğine inanırlar.
  
  
    Başını eğdiğinde, saçından su akıyormuş gibi görünecek, başını kaldırdığında
    ise saçları incilerle donatılmış gibi parıldayacaktır. Onun nefesi gözünün
    görebileceği yere kadar uzanacak ve kokusunu koklayan her inançsız
    ölecektir. [15]
  
  
    Deccal, daha sonra Meryem oğlu İsa tarafından yakalanıp
    öldürüleceği, Tel Aviv'in 15 kilometre güneydoğusundaki Arap-Yahudi
    şehri Lod'un kapısına kadar kovalanacaktır.
  
  
    Daha sonra Mesih'in haçı kıracağına, domuzu öldüreceğine, cizyeyi
    kaldıracağına ve tüm uluslar arasında barışı sağlayacağına inanılır.
  
  
    İsa'nın kuralı adil olacak ve herkes tek gerçek dine dahil olmak için ona
    akın edecek. [16]
  
  
    Haç'ın kırılmasının Hristiyanlığın sahte bir din olarak ilan edilmesini ve
    Haç'a duyulan saygının sona ereceğini sembolize ettiği söylenir.
  
  
    Domuzun öldürülmesinin ardındaki anlam din adamları tarafından hala
    tartışılmaktadır. Bazıları, domuzun üç İbrahim inancının öğretilerine aykırı
    olduğunu ve Hristiyanların, Yahudiler ve Müslümanların aksine domuz eti
    tüketmeyi yasaklayan Kutsal Kitap kurallarına aykırı davrandıklarını
    düşünerek domuzun öldürülmesinin Hristiyanların bu yanlışını işaret edip
    ortadan kaldırdığını söylemektedir.
  
  Şimdi hadislerdeki anlatılara bakalım:
  
      1)
      "Ben, Deccal ile beraber olanı ondan daha iyi bilirim. Onun yanında
          akar iki nehir vardır. Onlardan biri dış görünüş itibarıyla beyaz bir
          sudur, diğeri alevlenmiş bir ateştir. Sizden biri ona yetişirse ateş
          olarak gördüğü nehre gelsin. Sonra başını daldırıp ondan içsin, çünkü
          o, soğuk bir sudur. Deccal’in sol gözü yoktur, üzerinde kalın bir
          perde vardır. İki gözü arasında kâfir yazılıdır. Okuması olan olmayan
          her Müslüman o yazıyı okur."
      [3]
    
    
        2) Bize Abdullah ibn Mesleme, Mâlik'ten; o da Nâfi'den: o da
            Abdullah ibn Umer(R)'den tahdîs etti ki, Rasûlullah (S) şöyle
            buyurmuştur: "Ben bu gece ru'yâmda kendimi Ka'be'nin yanında buldum.
            Ve ben orada esmer bir adam gördüm ki, o görmekte olduğun esmer
            erkeklerin en güzeli idi, onun kulak memelerine geçmiş bir saçı
            vardı ki, o da görmekte olduğun saçların en güzeli nev'inden olup,
            bunları taramış idi. Ve bu saçlar su damlatıyordu. Bu zât iki adam
            üzerine -yâhud: İki adamın omuzları üzerine- dayanarak Ka'be'yi
            tavaf ediyordu. Ben:
      
      
        — Bu kimdir? diye sordum.
      
      
        — Bu, Meryem 'in oğlu Mesih 'tir, denildi.
      
      
        Bu sırada ben, düz değil çok kıvırcık saçlı, sağ gözü sakat, sanki
            salkımındaki emsalinden dışarı çıkmış iri bir üzüm tanesi gibi olan
            bir adamla karşılaştım. Ben:
      
      
        — Bu kimdir? diye sordum. Bana:
      
      
        — Deccâl Mesih'tir, denildi" [45]
      
    
        3)
        “Ebû Saîd el–Hudrî’den rivayet edildiğine göre Peygamber şöyle
            buyurdu:
      
      
        “Deccâl ortaya çıkınca, mü’minlerden biri onun bulunduğu tarafa
            doğru gider. Deccâlin silâhlı adamları onun önüne çıkarak:
      
      
        – Nereye gitmek istiyorsun? diye sorarlar.
      
      
        – Şu ortaya çıkan adamın yanına, der. Deccâlin adamları:
      
      
        – Sen bizim Rabbimize inanmıyor musun? diye sorarlar. O da:
      
      
        – Bizim Rabbimizin gizli bir yanı yok ki onu bırakıp başkasına
            inanalım, der. Deccâlin bazı adamları:
      
      
        – Öldürün şunu, derler. Bir kısmı ise:
      
      
        – İlahınız deccal, haberi olmadan bir kimseyi öldürmeyi yasaklamadı
            mı! derler ve o mü’mini deccâlin yanına götürürler. O mü’min deccâli
            görünce diğer mü’minlere:
      
      
        – Ey mü’minler! Bu adam Resûlullah’ın kendisinden bahsettiği
            deccâldir, diye seslenir. O zaman deccâl adamlarına:
      
      
        – Bunu iyice bir dövün, der. Onu dövmek üzere tutarlar. Deccâl
            tekrar, “Yakalayın şunu, yarın kafasını”, der. Onun sırtını, karnını
            dayaktan geçirirler. Bu defa deccâl, “Bana iman etmiyor musun?” diye
            sorar. O mü’min:
      
      
        – Sen yalancı Mesîh’sin, der.
      
      
        Deccâlin emri üzerine onu testereyle baştan aşağı ikiye biçerler.
            Deccâl o zâtın ikiye bölünen cesedinin arasından yürüyüp geçtikten
            sonra ona:
      
      
        – Ayağa kalk! der. O da doğrulup kalkar. Deccâl tekrar:
      
      
        – Bana iman ediyor musun? diye sorar. O da:
      
      
        – Senin hakkındaki kanaatim iyice pekişti, dedikten sonra halka
            dönerek, ‘Ey insanlar! O benden sonra artık kimseyi öldürüp
            diriltemez’, der. Deccâl onu kesmek için yakalar. Fakat Allah Teâlâ
            o mü’minin boynundan köprücük kemiğine kadar olan kısmı bakır haline
            dönüştürür; bu sebeple deccâl ona bir şey yapamaz. Bunun üzerine
            deccâl onun ellerinden ve ayaklarından tutup fırlatır. Halk onu
            cehenneme attığını zanneder. Halbuki o cennete atılmıştır.”
      
      
        Resûlullah sözünü şöyle tamamladı:
      
      
        “İşte bu mü’min, âlemlerin Rabbine göre insanların en büyük
            şehididir.”
        [41]
      
    
    4) Abdullah ibn Umer (R) şöyle demiştir: Peygamber(S)'in yanında Deccâl
        zikrolundu. Bunun üzerine Peygamber: "Şübhesiz Allah sizin üzerinize
        gizli olmaz. Çünkü Allah sakat gözlü değildir" buyurdu ve eliyle kendi
        gözüne işaret etti. "Mesih Deccâl ise, sağ gözü sakattır. Sanki
        onun gözü, salkımındaki emsalinden dışarı çıkmış iri bir üzüm tanesi
        gibidir" buyurdu.
    [42]
  
  
    5)
    Bana İbrâhîm ibnu Sa'd, babası Sa'd ibn İbrahim'den; o da dedesi
        İbrâhîm ibn Abdirrahmân ibn Avf tan; o da Ebû Bek-re(R)'den tahdîs etti
        ki, Peygamber (S):
  
  
    "Medine'ye Deccâl Mesih'in (değil kendisi) korkusu (bile)
        giremeyecektir. O fitne günlerinde Medine'nin yedi kapısı olacak, her
        kapı önünde (koruyucu) iki melek bulunacaktır" buyurmuştur.
      [43]
  
  
    6)
    Hz. Ebu Hüreyre anlatıyor: "Resulullah buyurdular ki: "Kıyametin üç
        alameti vardır, onlar zuhur edince, "daha once inanmamış olanların artık
        inanmaları da onlara fayda vermez" (En'am, 158) Güneşin battığı yerden
        doğması, Deccal, Dabbetu'l-arz."
      [44]
  
  
    ●►Kadıyânîlik'te (yada Ahmedîyye / Kadıyânîyye) Deccal'in ortaya
    çıkışına ilişkin kehanetlerdeki Deccal tek bir kişi olmaktan ziyade
    Hristiyanlık gibi sahte bir dine odaklanmış olan spesifik bir gruptur. 
  
  
    Ahmedîler Deccal'i özellikle İstanbul'un fethinden kısa bir süre sonra,
    15.yy'da Keşif Çağı ile başlayan ve Sanayi Devrimi ile hızlanarak dünya
    çapında yayılan Avrupa ülkeleri ve Hristiyanlık dini ile özdeşleştirir. [17]
    [18] [19] [20] [21]
  
  
    Diğer eskatolojik temalarda olduğu gibi Ahmedîye hareketinin kurucusu Mirza
    Gulâm Ahmed'de bu konu hakkında kapsamlı yazılar yazdı.
  
  Deccal'in özellikle Gulâm Ahmed tarafından kolonici misyonerlerle özdeşleştirilmesi, Deccal'in Adem'in yaratılışından bu yana ortaya çıkan en büyük musibet olarak anlatıldığı hadisindeki anlatımlar ve Kehf, Fatiha gibi belirli Kur'an ayetleri ve hadislerle ilişkilendirerek ortaya çıkmıştır. Böylece Deccal'in hükümdarlığının Hristiyanlığın hakimiyetine denk geldiğini söylemiştir. [24] [22]
  Deccal'in hadis literatüründe anlatılan sıfatları, sembolik temsiller olarak
  ele alınıp, Kur'an ayetleriyle uyumlu hale getirilerek Allah'ın taklit
  edilemez sıfatlarından ödün vermeyecek şekilde yorumlanır. Örneğin Deccal'in
  sol gözü aşırı büyük iken sağ gözünün kör olması onun (onların) dini ve manevi
  anlayıştan yoksun, ancak maddi ve bilimsel başarıda mükemmel olduğunun
  göstergesi olarak yorumlanır. [23] Aynı şekilde
  Deccal'in Mekke ve Medine'ye girmeyecek olması da kolonici misyonerlerin bu
    iki yere ulaşmadaki başarısızlığının işareti olarak yorumlanmaktadır.
  [24]
    ●►Şia'da ise peygamber evinden on ikinci imam olarak gördükleri
    Mehdi'nin yeniden ortaya çıkışının alametlerinden biri Deccal'in gelişidir.
    [25]
  
  
    Bir Şii hadisi şöyledir:
    "Mehdi'yi inkar eden Allah'ı inkâr etmiş, Deccal'ı kabul eden de
        Allah'ı inkâr etmiş (kâfir olmuştur)."
  
  
    Muhammed'e atfedilen bu Şii hadisi Deccal'in dönüşünü ve Mehdi'nin yeniden
    zuhur etmesi olayını vurgulamaktadır. [26]
  
  Bir başka hadiste şöyle yazar:
  Deccal ile ilgili soru sorulduğunda Ali şu açıklamayı yaptı:
  
    Deccal'in adı Said bin Said'dir. Dolayısıyla ona destek olan
        talihsizdir. Ve onu inkar edenler şanslıdırlar. İsfahan'ın Yahoodiya
        köyünden çıkacak. Alnında okuma yazma bilmeyenlerin bile okuyabileceği
        şekilde şöyle yazacak: "Kafir".
  
  
    Denizlere atlayacak. Güneş onu takip edecek. Önünde bir duman dağı
        olacak ve onu beyaz bir dağ izleyecek, ki bu dağ kıtlık zamanlarında bir
        yiyecek (ekmek) dağı zannedilecek. Beyaz bir eşek üzerine monte
        edilecek. O eşeğin bir adımı bir mil olacak. Hangi kaynak veya kuyuya
        ulaşırsa ulaşsın onu sonsuza kadar kurutacak. Cinlerden, insanlardan ve
        şeytanlardan doğuda ve batıda herkesin duyabileceği kadar yüksek sesle
        seslenecek.
    [28][29]
  
  
    Şii'lere göre Deccal, insani ihtiyaçları olan tek gözlü bir adam olmasına
    rağmen takipçilerine kendisinin tanrı olduğunu söyleyecektir. Muhammed
    Deccal'in bu aldatıcı iddiasıyla ilgili olarak sahabeyi ve müminleri
    şiddetle uyarmıştır.
  
  
    Bir hadise göre "Deccal, gerçekten de annesi tarafından Mısır'da doğurulacak
    ve doğuşu ile ortaya çıkışı arasından otuz yıl geçecek.
  
  
      Şam'ın doğu kapısına inecek ve ardından halifeliğin verileceği Doğu'da
      görünecek."
    
    
      Müslim'in bir rivayetine göre Deccal'in, Yemen Denizi'ndeki bir adada, bir
      manastır veya sarayda hapsedildiği söylenir. Bazı hadisler onun
      Horasan'dan çıkacağını bildirirken, bazıları Şam ile Irak arasında bir
      yerde görüneceğini söylüyor.[27]
    
    
      İnsanlar onun sihri ve büyücülüğü tarafından aldatılacak ve onun Mesih
      olduğu iddia edilecek.
      Ortaya çıktığı ilk gün 70.000 Yahudi onu takip edecek.
      Yeşil başlık takacaklar. Onu kendilerine vaat edilen kurtarıcı, kutsal
      kitaplarında anlatılan kişi olarak kabul edecekler. Bu inançlarının
      asıl nedeni de Müslümanlara düşmanlıkları olacaktır.
    
    
      İnanışa göre Deccal Müslümanlara karşı savaşacaktır ki bu aslında
      siyonistlerin ve Yahudilerin asıl amacı olacaktı. Bu yüzden Deccal'in
      Siyonizm uğruna terörü ve yıkımı artırmaya devam edeceği söylenir.
    
    
      Cafer el-Sadık, Hz.Muhammed'den, Deccal'in takipçilerinin çoğunun gayri
        meşru ilişkiden doğan insanlar, alkolikler, şarkıcılar, müzisyenler,
        bedeviler ve kadınlar olacağını aktarır.
      Mekke, Medine ve Kudüs dışında tüm dünyayı dolaşacak. Yeryüzü öylesine
      kontrolünde olacak ki harabeler bile hazineye dönüşecek ve onun emriyle
      yeryüzü bitki örtüsü filizlenecektir. İner inmez bir nehrin akmasını ve
      sonra geri dönmesini ve son olarak kurumasını emredecek ve nehir onun
      emrini takip edecektir.
    
    
      Dağlar, bulutlar ve rüzgar bile onun tarafından kontrol edilecek. Bundan
      dolayı takipçileri giderek artacak ve sonunda kendisini Tanrı ilan edecek.
      [25]
    
    
      Bir hadis dünyanın dönüşeceği durumunu şöyle anlatır.
      "Deccal'in gelişinden beş yıl önce kuraklık olacak ve hiçbir şey
          ekilmeyecek. Öyle ki tüm toynaklı hayvanlar yok olacak". Onun ortaya
          çıkmasından sonra dünya şiddetli kıtlıkla karşı karşıya kalacak.
          Yanında yiyecek ve su olacak. Pek çok kişi onun taleplerini sadece
          yiyecek ve su için kabul edecek, tüm dünyaya zulüm edecek ve onu kabul
          etmeyen öldürülecektir.
      [30][31][32][33]
    
    
      Deccal'in asıl amacı halkın fitnesi ve imtihanıdır, ona uyan İslam'dan
      çıkar, onu inkar eden mümin olur ve müminlere en kötü şekilde işkence
      edilir. [25]
    
  Mehdi tekrar ortaya çıktığında İsa'yı temsilcisi olarak atayacaktır. İsa Deccal'e saldıracak ve onu Lod kapısında yakalayacaktır. Ali'nin rivayetlerine göre Mehdi döndüğünde namaz kıldıracak ve İsa onu takip edecek. [34][35][25]
  Ali, bir vaazında Deccal'in yenilgisinden bahsederek Deccal'in Hicaz'a doğru
  yola çıkacağını ve İsa'nın Harşa geçidinde onu durduracağını söyler.
  İsa ona korkunç bir şekilde haykıracak ve sağlam bir darbe indirecek. Deccal
  tıpkı ateşte eriyen kurşun gibi yanan bir ateşte eriyecek. [36][25]
  Muhammed el-Bekir, Deccal'in doğacağı zamanda insanların Allah'ı
  bilmeyeceklerini, dolayısıyla Deccal'in kendisinin Allah olduğunu iddia
  etmesinin kolay olacağını anlatmıştır. İsa bu sırada göklerden inecektir.
  Mehdi'nin önderliğinde dua edecek ve Deccal'i öldürecek böylece Mehdi'nin tüm
  dünyaya barış ve sükunet yaymasına yardımcı olacaktır. [37]
●►Musevilikte Deccal'in adı Armilus'tur (Hebrew: ארמילוס). Armilus (Armilos veya Armilius) [9] Orta Çağ Yahudi eskatolojisinde Mesih karşıtı bir figürdür.
●►Musevilikte Deccal'in adı Armilus'tur (Hebrew: ארמילוס). Armilus (Armilos veya Armilius) [9] Orta Çağ Yahudi eskatolojisinde Mesih karşıtı bir figürdür.
  Adının Roma'nın kurucularından biri olan Romulus'tan veya Zerdüştlükteki
  şeytani ilke Ahriman'dan (Arimainyus = Armalgus) türetilmiş olabileceği
  düşünülür. [12]
  Armilo'dan bahseden ilk metin, VII. Yüzyıldan kalma Zerubbabel Kıyametidir.
  1519'da Konstantinopoli'de yayınlanan ve 11.yüzyıldan kalma midraşik bir metin
  olan Midraş Vayoşa, Armilus'u kel, kısmen sağır, sakat ve cüzzamlı olarak
  tasvir eder. [13] [14] Zerubbabel ise onu fiziksel olarak insanlık dışı,
  muazzam bir boy ve kırmızı gözlere, altın rengi saçlara, yeşil tene ve iki
  başa ait olarak tanımlamaktadır. [38][14]
  Bu figür, tüm Dünya'yı fethedecek ve Kudüs'ü merkezi haline getirerek Allah'ın
  Elçisi veya gerçek Mesih tarafından yok edilene kadar inananlara zulüm
  edeceğine inanılan Hristiyan ve İslam'daki Deccal'in ortaçağ yorumlarıyla
  karşılaştırılabilir. Onun kaçınılmaz sonu ise Mesih Çağı'nda iyinin kötüye
  karşı nihai zaferini simgeler.
  Zerubbabel Kitabı veya Zerubbabel Kıyameti olarak da adlandırılan Sefer
  Zerubabel MS 7. yüzyılın başında yazılmış bir ortaçağ İbranice kıyamet
  kitabıdır ve Zerubbabel'in görülerine, rüyalarına dayanır. Tıpkı Daniel Kitabı
  gibi. [9] İsrail tarihinde önemli bir rol alan Zerubbabel [10] [11] MÖ 6.
  yüzyılda İkinci Tapınağın temelini atan ve Davud'un neslinden olan son
  kişidir. [9]
    Armilus'un Bizans imparatoru Herakleios için bir kriptogram (şifreli yazı)
    olduğu ve Sefer Zerubbabel'de anlatılan olayların Herakleios'a karşı
    gerçekleştirilen Yahudi isyanına denk geldiği düşünülmektedir. [10]
  
  
    Midraş Vayoşa (Midrash Vayosha) Zerubbabel ve diğer metinlerde kendisinden
    bahsedilen Mesih karşıtı Armilus, zamanın sonunda ortaya çıkacak ve İsrail'e
    büyük sıkıntı çektirip daha sonra İsrail'i fethedilecek bir kraldır.
  
  
    Armilus Yahudilere sırt çevirir ve kendini Tanrıları olarak tanımaya zorlar.
    Fakat Musa'nın mucizelerini gösteremeyince insanların gözünde şeytan
    konumuna düşer. [39][40] Canavar daha sonra Yecüc ve Mecüc de dahil olmak
    üzere bir putperest ordusunun başında Yahudilere savaş açar ve bir
    Nehemya'lının önderliğinde savaşmaya giden 30.000 Yahudi ile yüzleşir. [38]
    Armilus ve güçleri galip gelerek Yahudileri katleder ve onları çölde büyük
    sıkıntıların ortasında yaşamaya zorlar, ta ki Tanrı mesih Davut'u ve
    peygamberi İlyas'ı melekleri ile birlikte gönderene kadar. Bu sefer kötüler
    Tanrı ile yüzleşir ve yenilirler. Mesih nefesinin gücüyle Armilus'u yok
    eder Zerubbabel'de Mecüc'ün yerini alır ve Mesih ben Joseph'i yener.
    [11]
  
  
    Şeytan ve bir bakirenin ya da Şeytan ve bir heykelin soyu olduğu söylenen bu
    figürün kökeni, Hristiyan öğretisi, efsanesi ve kutsal metinleriyle olan
    çeşitliliği ve açık ilişkisi nedeniyle Yahudi Ansiklopedisi tarafından
    sorgulanabilir olarak kabul edilir. ] [12]
  
    ●►Hristiyanlıktaki Deccal, yani Mesih karşıtı tek bir kişidir fakat
    aynı zamanda Hristiyanlığa karşı olan ve İsa'ya inanmayanlardan da Mesih
    karşıtı diye bahsedilir ve
    onlar tıpkı Müslümanlar gibi "Rab Mesih değildir" diyecektir.
  
  
    Bazıları Vahiy 13'deki denizden çıkan canavar veya yerden çıkan canavarın da
    Deccal olduğunu, sadece burada ondan canavar olarak bahsedildiğini söylese
    de bu anlatılar Deccal değil de Dabbe'tül-Arz tanımına daha yakındır. 
  
  Deccal anlatımları için İncil'e göz atalım.
  
    1.Yuhanna 2:18: "Çocuklar, bu son saattir. Mesih Karşıtı’nın
    geleceğini duydunuz. Nitekim şimdiden çok sayıda Mesih karşıtı türemiş
    bulunuyor. Son saat olduğunu bundan biliyoruz."
  
  
    1.Yuhanna 4:3: "İsa’yı kabul etmeyen hiçbir ruh Tanrı’dan değildir.
    Böylesi, Mesih Karşıtı’nın ruhudur. Onun geleceğini duydunuz. Zaten o
    şimdiden dünyadadır."
  
  
    2.Selanikliler 2:3-4: Hiç kimse hiçbir şekilde sizi aldatmasın. Çünkü
    imandan dönüş başlamadıkça, mahvolacak olan o yasa tanımaz adam ortaya
    çıkmadıkça o gün gelmeyecektir. Bu adam, tanrı diye anılan ya da tapılan her
    şeye karşı gelerek kendini hepsinden yüce gösterecek, hatta kendisini Tanrı
    ilan ederek Tanrı’nın Tapınağı’nda oturacaktır.
  
  
    2.Selanikliler 2:9-12: Yasa tanımaz adam, her türlü mucizede,
    yanıltıcı belirtilerle harikalarda ve mahvolanları aldatan her türlü
    kötülükte sergilenen Şeytan’ın etkinliğiyle gelecek. Mahvolanlar, gerçeği
    sevmeye ve böylece kurtulmaya yanaşmadıklarından mahvoluyorlar. İşte bu
    nedenle Tanrı yalana kanmaları için onların üzerine yanıltıcı bir güç
    gönderiyor. Öyle ki, gerçeğe inanmayan ve kötülükten hoşlananların hepsi
    yargılansın.
  
  
    Markos 13:5-6; Matta 24:4-5: İsa onlara anlatmaya başladı: “Sakın
    kimse sizi saptırmasın” dedi. “Birçokları, ‘Ben O’yum’ diyerek benim adımla
    gelip birçok kişiyi saptıracaklar.
  
  
    Luka 21:8: İsa, “Sakın sizi saptırmasınlar” dedi. “Birçokları, ‘Ben
    O’yum’ ve ‘Zaman yaklaştı’ diyerek benim adımla gelecekler. Onların ardından
    gitmeyin.
  
 

