HABERLER
Dini Haber

BİLDİĞİMİZ SELÇUKLULAR’IN BİLMEDİĞİMİZ YÖNLERİ - 6

Yazan: Sedat Karadayı
BİLDİĞİMİZ SELÇUKLULAR’IN BİLMEDİĞİMİZ YÖNLERİ-6

SULTAN BERKYARUK VE I. KILIÇARSLAN’IN ÖLÜMÜ

Melikşah’ın ölümünden sonra oğulları ve kardeşleri taht kavgasına girmişlerdi. Türklerin ve dolayısıyla Selçukluların geleneğine göre hanedana ait tüm erkekler Tanrıdan Kut almış olduğu varsayılarak mutlaka bir bölgenin yöneticiliği verilmesi gerekirdi. Bazıları sahip oldukları bölgeyi sevip rıza göstermelerine karşın bazıları da kendilerine verilen bölgeden hoşnut kalmayıp daha çok yer istiyor ya da zorla sahip olmaya çalışıyordu. Melikşah’ın üvey kardeşi Arslan Argun bunlardan biriydi. Arslan Argun kendi payına düşen Hemedan’ı yeterli görmediği için istemiyordu. Ağabeyi Melikşah’ın ölümünden sonra Horasan, Belh gibi bazı toprakları ele geçirdikten sonra yeğeni Berkyaruk’tan Nişabur hariç dedesi Çağrı Bey’in sahip olduğu tüm bölgenin kendisine verilmesi karşılığında Berkyaruk’un sultanlığını tanıyacağını haber etmişti. Ancak Berkyaruk başındaki Tutuş sıkıntısı nedeniyle 1094 yılında ona cevap veremedi. Cevabını 1095 yılında diğer amcası Börü Bars’ı ordusuyla Arslan Argun’un üzerine gönderdiğinde vermiş oldu. Börü Bars oğlu Mesud ile beraber yaptıkları savaşta kardeşi Arslan Argun’u yendi. Argun, Belh’e çekilmek zorunda kaldı. Belh’e kardeşi Arslan Argun’un üzerine yürüyen Börü Bars yapılan savaşta yenildi. Arslan Argun, kardeşini 6 ay hapsettikten sonra öldürdü.

1096 YILI

Ağustos’un başında keşiş Pierre L’Ermite idaresindeki Fransız, İtalyan ve Alman işsiz ve serseri takımından oluşan disiplinsiz ilk haçlı ordusu Avrupa’da geçtikleri yerleri yağmalayarak Konstantinopolis’e. Anadolu Selçuklu ordusu Eylül sonunda 6 bin kişilik İtalyan ve Almanlardan oluşan haçlı ordusunun İznik’te ele geçirdiği kaleyi geri aldı. Bu yenilginin intikamını almak için harekete geçen Haçlılar 20 bin kişilik ordu ile İznik üzerine yürüdüler. Ermeni Gabriel’in elindeki Malatya şehrini kuşatan Kılıçarslan meşgul olduğu için onları karşılayan kardeşi Kulan Arslan ve ordusu tüm Haçlıları yok etti. Bu sırada Avrupa’dan yola çıkan asıl ve profesyonel Haçlı ordusu başında Fransız ve Alman şövalyeler komutasında kadınlı çocuklu 600 bin kişilik güçle Konstantinopolis’e yaklaşmaktaydı.

1097 YILI

Arslan Argun’u cezalandırmak isteyen Berkyaruk 12 yaşındaki kardeşi Sencer’i ordusuyla amcasının üzerine gönderdi. Ancak Sencer daha Horasan’a varmadan Arslan Argun kölesi tarafından halka zulmettiği için öldürülmüştü. Sencer Berkyaruk tarafından Horasan Melikliğine atandı. Bu dönemde Muhammed Tapar Gence Meliki, dayısı İsmail’in oğlu Mevdud Azerbaycan Meliki, amcası Tutuş’un oğullarından Rıdvan Halep, Dukak Şam Meliki, babası Melikşah’ın kuzeni (Kavurd’un oğlu) Turan Şah Kirman Meliki unvanları ile Berkyaruk’u Büyük Selçuklu Sultanı olarak tanıyorlardı. Aynı zamanda Kutalmışoğlu Süleyman Şah’ın oğlu, Anadolu Selçuklu Sultanı Kılıçarslan da batıda Haçlılarla uğraştığı için doğuda bir sorun yaşamamak adına Berkyaruk’un Sultanlığını kabul etmişti. Fakat bu uzun sürmeyecekti.

Konstantinopolis’e gelen Haçlı ordularından haber alan Kılıçarslan Malatya kuşatmasını bırakarak İznik’e doğru yola çıktı. Ancak İznik’e vardığında kale büyük bir haçlı ordusu tarafından kuşatıldığı için savaşmadan kaleyi teslim ettiler. Konstantinopolis’e götürülen eşleri ve çocukları fidye ödenerek sağ olarak kurtarıldı. Kılıçarslan geri çekilmesine rağmen Haçlı ordusunu izlemekteydi. Önceleri vur-kaç taktiği ile haçlı ordusunu yıprattı ancak Eskişehir’de meydana gelen Dorileon Muharebesinde başarı sağlayamadı ve yenildi. Yenilmesine rağmen hiç esir bırakmadan düşmana 4000 zaiyat verip esir alarak yine de etkili olmuştu. Haçlı ordusunun ağır zırhlı askerleri ve Boemondo, Godefroy de Bouillon, Hugue, Saint Gilles, Robert Curthose, Tancred, Blois kontu Stephen gibi güçlü şövalyeleri karşısında vur kaç taktiğine devam etmesi ve gerilla savaşı yürütmesi gerektiğini anlamıştı. Bundan sonraki süreçte haçlı ordusunun geçeceği yerlerde yiyecek ve içecek tedariklerini ortadan kaldırarak ve ufak tefek kayıplar verdirerek yine de başarılı bir süreç sağlayabilmiş bu sırada ordusunun kayıp vermesini engellemişti.

1099 YILI

Muhammed Tapar elindeki toprakların yetersizliğini bahane ederek isyan edip Sultanlığını ilan etti. Tapar ile Berkyaruk arasında uzun süren savaşlardan sonuç alınamadı. Batıdaki Anadolu Selçuklu Sultanı Kılıçarslan ise Berkyaruk ile Muhammed Tapar arasındaki bu gerginliği fırsat bilerek bir yandan Haçlılarla mücadele ederken diğer yandan güneydoğu Anadolu’da bulunan Büyük Selçukluya bağlı beylerin topraklarını nasıl ele geçireceğinin hesaplarını yapıyordu.

1104 YILI

Bu sıralarda Berkyaruk’un sağlık durumu kötüye gidiyordu. Tapar ile bir türlü yenişemedikleri savaşlara son vermek için aralarında antlaşarak Azerbaycan, Diyarbakır, Bağdat, Isfahan, Rey, Hemedan gibi önemli kentler Muhammed Tapar’a bırakıldı. 1104 yılının sonuna doğru 22 Aralık’ta Berkyaruk 23 yaşında veremden öldü. Vasiyeti gereği yerine veliaht olarak oğlu II. Melikşah geçecekti. 5 yaşındaki II. Melikşah amcaları Muhammed Tapar ve Ahmed Sencer’in kararı ile Sultan olarak tahta oturmuş olsa da kontrol kendilerindeydi. Bu da uzun sürmedi, 1 yıl sonra Tapar yeğenini hepse atarak Selçuklu devletinin başına geçti. Ancak ordu gücü açısından doğuda bulunan Ahmed Sencer daha güçlüydü.

1105 – 1107 YILLARI

Haçlıların hakkından gelen Kılıçarslan, Anadolu’daki zaferleri ve ele geçirdiği yerlerden sonra saygınlığı ve gücü artmıştı. Bir zamanlar topraklarına göz koyduğu Selçuklu Beyleri şimdi ona itaat ettiklerine dair mesajlar gönderiyorlardı. Bunu öğrenen Muhammed Tapar, Emir Çavlı’yı görevlendirip Musul’a gönderdi. Ancak o daha kente giremeden Musul halkı, Kılıçarslan’a haber gönderip şehri teslim almasını istedi. Kılıçarslan Mart 1107’de Emir Çavlı ile Nusaybin’de yapılan savaşı kazanarak Musul’a girdi ve Tapar’a ait olan hutbe yerine kendi adına hutbe okutturdu. Yanında Yinal oğlu İbrahim ile beraberken Musul’da tüm vergileri kaldırarak halkı memnun etti. Kılıçarslan’ın bu yükselişinden rahatsız olan Artuklu Beyi İlgazi ile Halep Meliki Rıdvan, Tapar’ın Emiri Çavlı’ya katıldılar. Bu sırada Kılıçarslan’ın ordusu ikiye bölünmüştü. Ordusunun bir kısmı Bizans ordusu ile beraber ittifak ederek Urfa Kontu Bohemond’a karşı gitmişti. Geri kalanların bir kısmını veliaht oğlu 11 yaşındaki Mesud ve komutanı Bozmış Bey ile bırakarak kendisi de 6 bin kişilik ordusu ile Emir Çavlı, İlgazi ve Rıdvan’ın üzerine yürüdü. Kılıçarslan’ın ordusu daha az olmasına rağmen başlarda başarılı savaş çıkardı. Bir süre sonra kendisine bağlı beyler az sayıda olduklarını göz önüne alarak taraf değiştirdiler. Kılıçarslan, bozguna uğrama endişesi ile Emir Çavlı’ya saldırıp onu yaralamasına rağmen sonuç alamayacağını düşünerek geri çekilmeye çalıştı. Bu sırada Habur Çayını geçerken düşünce zırhlarının ağırlığı sebebiyle 14 Haziran 1107’de boğularak öldü.

« ÖNCEKİ YAYIN
SONRAKİ YAYIN »