SERAF (SARAF) MELEKLERİ
Hristiyanlık Serafları'ı melek sıralamasında en yüksek seviyeye koyarken, 12. yy'da yaşamış olan Sefaradi Yahudisi, filozof, başhaham, Talmud bilgini ve çoğaltıcısı Musa bin Meymūn (30 Mart 1135 – 13 Aralık 1204) Musevilikteki melek hiyerarşisinde 10 melek statüsünün yer aldığı Musevi melek hiyerarşisinde onları beşinci sıraya koymuştur. [3][4][5]
Yeşaya Kitabındaki bir bölüm bu terim hakkında oldukça farklı bir anlatıya
sahiptir. Onları tanrı'nın tahtı etrafında uçan altı kanatlı varlıklar olarak
tanımlar.
Yeşaya 6: 1-7:
Kral Uzziya’nın öldüğü yıl yüce ve görkemli Rab’bi gördüm; tahtta
oturuyordu, giysisinin etekleri tapınağı dolduruyordu. Üzerinde Seraflar
duruyordu; her birinin altı kanadı vardı; ikisiyle yüzlerini, ikisiyle
ayaklarını örtüyor, öbür ikisiyle de uçuyorlardı.
Birbirlerine şöyle sesleniyorlardı:
“Her Şeye Egemen RAB
Kutsal, kutsal, kutsaldır.
Yüceliği bütün dünyayı dolduruyor.”
Seraflar’ın sesinden kapı söveleriyle eşikler sarsıldı, tapınak dumanla
doldu.
“Vay başıma! Mahvoldum” dedim, “Çünkü dudakları kirli bir adamım,
dudakları kirli bir halkın arasında yaşıyorum. Buna karşın Kral’ı, Her
Şeye Egemen RAB’bi gözlerimle gördüm.”
Seraflar’dan biri bana doğru uçtu, elinde sunaktan maşayla aldığı bir kor
vardı; onunla ağzıma dokunarak, “İşte bu kor dudaklarına değdi, suçun
silindi, günahın bağışlandı” dedi.
Gördüğünüz üzere bu metinler "Seraflar"ı, Tanrı'nın işlerini yapmak konusunda
tutkulu olan kanatlı göksel varlıklar olarak tanımlar. [8] Fakat metindeki bu
ifadelere rağmen Tevrat'ta yüksek melekler statüsünün bulunmadığını ve bu
durumun yalnızca De Coelesti Hierarchia veya Summa Theologiae gibi sonraki
kaynaklarda ortaya çıktığını ve ilahi elçilerin bir bölümü olarak kabul
edildiğini iddia eden bir İbrani bilgin de olmuştur. [9]
Seraflar'dan Hanok (Enoch) Kitabı'nda ve Vahiy Kitabı'nda da göksel varlıklar olarak
bahsedilir. MÖ 2. yüzyıla tarihlenen Hanok Kitabı'nda [10] Tanrı'nın tahtına
en yakın duran göksel yaratıklar olarak Kerub'lardan (çoğulu Kerubim yada
Keruvim) bahsedilen bölümde Seraflar yani yüksek meleklerden de birlikte
bahsedilir. Buradaki Keruvim'ler İslam'a Kerubiyyun melekleri olarak
geçmişlerdir. [20] İslami teolojide bazen cennetin 6. katında bazen ise
Allah'ın tahtının yanında bulunan melekler olarak tanımlanırlar.
İncil dışı kaynaklarda bazen Akyəst olarak adlandırılırlar. Eritre ve Kuzey
Etiyopya'da konuşulmuş eski bir Sami dili olan Geez (Ge'ez) dilinde
"yılanlar", "ejderhalar" anlamına geldiği gibi cehennem için kullanılan
alternatif bir terimdir. [11][12][13]
Kenan'da yüksek melekleri sergilemek için kullanılan motiflerin orijinal
kaynaklarının antik Mısır'daki Uraeus ikonografisine dayandığı konusunda
fikir birliği vardır. [6]
Seraf, Serafim kelimesi İşaya Kitabında dört kez geçmektedir (6: 2–6, 14:29,
30: 6). Fakat enteresan olan şudur ki İşaya 6: 2–6'da bir tür göksel varlığı
veya meleği tanımlamak için kullanılan bu kelimenin diğer kullanımları
yılanlarla ilgilidir, yılanlara atıfta bulunur. [7]
Dolayısı ile yılan = "melek"tir. Bazen düşmüş melek efsanelerinin etkisi ile şeytan-iblis ile ilişkilendirilmiştir. Bunun örneklerinden biri Şeytan'ın cennette, Aden bahçesinde Adem ve Havva'ya yılan kılığında görünmesi efsanesidir.
Hanok'un İkinci Kitabında Seraf ve Kerub meleklerin yanında iki göksel varlık
sınıfından daha bahsedilir. Bunlar feniks ve chalkydri'dir (khalkýdrai). Her
ikisi de 4. veya 6. cennette bulunan, on iki kanadı olan, gün doğumunda şarkı
söyleyen, "güneşin uçan ögeleri" olarak tanımlanır. [14]
Yeşaya'da 6 kanatlı Seraflar'ın tanrının üstünde durduğu söyleniyordu. Vahiy
kitabında bahsedilen 6 kanatlı melekler ise tanrının tahtının çevresinde
bulunmaktadır ve kanatları gözlerle kaplıdır.
Vahiy Kitabı 4: 4-8:
Tahtın çevresinde yirmi dört ayrı taht vardı. Bu tahtlara başlarında
altın taçlar olan, beyaz giysilere bürünmüş yirmi dört ihtiyar
oturmuştu. 5 Tahttan şimşekler çakıyor, uğultular, gök gürlemeleri
işitiliyordu. Tahtın önünde alev alev yanan yedi meşale vardı. Bunlar
Tanrı’nın yedi ruhudur. 6 Tahtın önünde billur gibi, sanki camdan bir
deniz vardı. Tahtın ortasında ve çevresinde, önü ve arkası gözlerle
kaplı dört yaratık duruyordu. 7 Birinci yaratık aslana, ikincisi danaya
benziyordu. Üçüncü yaratığın yüzü insan yüzü gibiydi. Dördüncü yaratık
uçan bir kartalı andırıyordu. 8 Dört yaratığın her birinin altışar
kanadı vardı. Yaratıkların her yanı, kanatlarının alt tarafı bile
gözlerle kaplıydı. Gece gündüz durup dinlenmeden şöyle diyorlar:
“Kutsal, kutsal, kutsaldır,
Her Şeye Gücü Yeten Rab Tanrı,
Var olmuş, var olan ve gelecek olan.”
Bu varlıklardan ayrıca Dünya'nın Kökeni Üzerine (On the Origin of the World)
adlı gnostik metinlerde de bahsedilmektedir. [15]
Seraf'lar Yahudi Kabalasında, Beriah (Briah) Alemi'nin yüksek melekleridir. Beriah ise
"Yaratılış", ilk yaratılmış alem, ve ilahi anlayıştır. [16]
İnanışa göre Beriah alemi Kabaladaki Yaşam Ağacı'nın tepesinde yer alan 4
alemden ikincisidir. Bu 4 alemin en tepesindeki alem ise Atzilut'tur. İşte
Kabala'ya göre 2. alemde bulunan Seraf meleklerinden 1.alemi görüp onun mutlak
tanrısallığından uzak olduğunu fark edenler yanmaya başlar. Bu yanma öyle uzun
ve süreklidir ki melek kendini geçersiz kılar. Böylece Tanrı'ya yükselir ve
yerine geri döner.
Bunların altındaki 3. alem Yetzirah'dır. Burası "Oluşum", arketipsel yaratılış
ve ilahi duygular alemidir. Bu alemde Hezekiel'in vizyonlarında bahsedilen,
kendisinin farkında olan ve içgüdüsel duygularla Tanrı'ya hizmet eden aslan,
öküz ve kartal suratlı Hayyot melekleri vardır.
Serafim, modern Ortodoks Yahudiliğin melek hiyerarşisinin bir parçasıdır.
Seraf'lardan İşaya'nın vizyonu, Yahudilerin ayinlerde okudukları temel dua
olan Amida ve onun bir parçası olan Keduşah da dahil olmak üzere günlük Yahudi
hayatında ve birkaç başka duada bahsedilir.
Muhafazakâr Yahudiler meleklerle ilgili geleneksel öğretileri korur ve
ayinlerde onlardan bahseder. Fakat bu meleklere olan inanç tüm Yahudilerde
aynı değildir. Reform Yahudileri ve Yeniden Yapılandırılmış Yahudiliğinin
inananları meleklerin tasvir ve görüntülerini genellikle sembolik işaretler
olarak ele alırlar.
MÖ 8. yüzyıldan kalma eski bir Yahudi mührü melekleri bir peygamber olarak
görevlendirirken diğer yandan onlardan tıpkı İşaya'nın vizyonlarındaki gibi
uçucu ama insani özelliklere sahip varlıklar olarak bahseder. [17]
MS beşinci yüzyıl ortalarında yaşamış olan ve gerçek kişiliğini gizlemiş olan
Hristiyan düşünürü Sahte Dionisos (Pseudo-Dionysius the Areopagite) kendi
Göksel Hiyerarşisini oluştururken (vii) yüksek meleklerin ortaçağ
tahayyülündeki ateşli doğasını tespit etmek için İşaya Kitabı'ndan yararlandı.
Onun görüşüne göre Seraf melekleri yalnızca tanrıyı öven ilahiler-sözler
zikretmiyor aynı zamanda tanrının kurduğu düzenin korunmasına da yardım
ediyorlardı. Haham geleneğindeki metinlerden yararlanan Sahte Dionisos,
Serafim kelimesine "tutuşanlar veya ateş sağlayanlar" gibi etimolojik anlamlar
verdi. [18]
Ne kadar tanıdık değil mi? Sizce Muhammed'e boşuna mı eskilerin masalları
demişler?
Musevilikteki sürekli Rabbi öven, tespih eden, onun işlerine
yardım eden melek inanışı İslam'a aynen geçmiş. Bu inanıştan dolayı her şeye
kadir, istediğini anında yapabilen, ol deyince olduran dedikleri Allah'a, Cebrail, Mikail gibi melekler yardım ederler. Halbuki her şey ol dediğinde
olan bir gücün hiçbir şeyi yaptırmak için başka varlıklara ihtiyacı olmaması
gerekir.
Seraf'lar Hristiyan teolojisinde ayrıca İsa ile de ilişkilendirilmişlerdir.
İskenderiye'li Kilise Babası Origenes, İlk İlkeler Üzerine (On First
Principles) adlı çalışmasında Yeşaya Kitabı'ndaki Serafim'in, Mesih ve Kutsal
Ruh'un fiziksel temsilleri olduğunu yazmıştır. Gerekçesi ise "Tanrı dışında
hiçbir gücün bir şeyin başlangıcını ve evrenin sonunu tam olarak bilemeyeceği"
görüşüdür. Bu yüzden Origenes, Serafim'i tanrının ilahi bilgeliğinden verdiği
tanrısal bilgilerle yükselen varlıklar olarak tanımlamıştır. Yazısında şöyle
der:
Yine de, bu güçler, Tanrı'nın Oğlu'nun ve Kutsal Ruh'un vahyiyle öğrenmiş
olsalar da - kesinlikle büyük miktarda bilgi edinebilecekler ve daha
yüksekte olanlar, daha aşağıda olanlardan çok daha fazlasını elde
edebilecekler - yine de onların her şeyi (bilgiyi) kavramaları
imkansızdır; çünkü şöyle yazılmıştır: "Tanrı'nın işlerinin çoğu gizlidir".
[19]
Origenes daha sonra Seraflar'ın bu bilgilere sahip olma nedeninin onların
Tanrının Oğlu ve Kutsal Ruh tarafından mesh edilmiş (kutsal yağ ile yağlanmış)
olmalarına bağladı. Bu tür iddialarda bulunduğu için eleştirilere maruz
kalarak Hristiyan kilisesi tarafından kafir ilan edildi. Bununla birlikte
Yeşaya'da da bahsedildiği üzere, onun Serafim hakkındaki teorisinin
yansımaları diğer erken Hristiyan literatüründe ve ikinci yüzyıl boyunca erken
Hristiyan inancında yansıtılacaktır.
Rahip Thomas Aquinas, Summa Theologiae adlı eserinde Serafim yani yüksek
meleklerin doğasına ilişkin şöyle bir açıklama sunar:
"Serafim" adı sadece hayırseverlikten değil, şevk ya da ateş kelimesiyle
ifade edilen aşırı hayırseverlikten gelir. Dolayısıyla Dionisos (Coel.
Hier. Vii) "Serafim" ismini aşırı ısı içeren ateşin özelliklerine göre
açıklar. Şimdi ateş ile ilgili üç ihtimali düşünebiliriz.
Birincisi, yukarı doğru ve sürekli olan hareket. Bu onların inatçı bir
şekilde Tanrı'ya ulaşma isteği taşıdıklarını gösterir.
İkincisi, ateşe bakıldığında gözle görülemeyen ancak belli bir
keskinlikle, en nüfuz edici eylem olarak var olan ve en küçük şeylere bile
büyük bir coşkuyla ulaşabilen, delici etkileri olan "ısı"dır. Bu
meleklerin kendilerine tabi olanlar üzerinde güçlü bir şekilde
uyguladıkları, onları benzer bir şevkle uyandıran ve onları ateşleriyle
tamamen temizleyen eylemleri anlamına gelir.
Üçüncüsü, ateşin netliği veya parlaklığının kalitesidir. Bu meleklerin
kendi içlerinde sönmez bir ışığa sahip olduklarını ve aynı zamanda
başkalarını da mükemmel şekilde aydınlattıklarını gösterir.
Birçok makalemde neredeyse her dinin temelinde Işığa tapınmanın olduğunu,
sadece her toplum ve dinin bunu farklı şekilde, farklı isimler, ayinler
altında uyguladığını belirterek bazı toplum ve dinlerde bunun Güneş yada Ateş
olabileceğini ifade ettim.
Ateşe, ışığa ilahi anlamlar yüklenen bu anlayışın izlerini çoğu kez bu
makalede, Seraf melekleri konusunda da görmek mümkün.